24.07.2025

Gökhan Günaydın'dan TBMM'de Kurulması Planlanan Komisyonla İlgili Açıklama: “O Komisyonda Doğru Bir Çalışma Olursa Katkı Veririz, Yanlış Bir Çalışma Olursa O Komisyondan Çıkar, Deşifre Ederiz”

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırılan süreç kapsamında TBMM’de kurulması planlanan komisyonla ilgili şartları bulunduğunu belirterek, “Sen bizim büyükşehir belediye başkanlarımızı, il belediye başkanlarımızı, ilçe belediye başkanlarımızı sabah operasyonlarıyla, yargıyı araçsallaştırarak gözaltına alıp tutuklayacaksın; onları Nazi kamplarındaki gibi yan yana dizerek görüntü vereceksin, eş zamanlı olarak mafya tutuklamalarında buzlama yapacaksın ve sonra bize diyeceksin ki hiçbir şey olmamış gibi 'Gel komisyonda bu sürece katkı ver.' CHP komisyona katkı vermek istiyor, Türkiye'nin demokratikleşmesine katkı vermek istiyor ancak bu kayıtsız şartsız değildir. O komisyon hangi kapsamda çalışacak, nerede ilerleyecek, nerede duracak, bunu göreceğiz ve bundan sonra komisyona gireceğiz. O komisyonda da doğru bir çalışma olursa katkı veririz, yanlış bir çalışma olursa o komisyondan çıkar, deşifre ederiz. Bunu bu kadar açık söyleyeyim” dedi.

Günaydın, ANKA Haber Ajansı’na, 20 Temmuz Pazar gecesi çalışmalarını tamamlayarak tatile giren Meclis’in üçüncü yasama yılını değerlendirdi ve gündemdeki konularla ilgili soruları yanıtladı.

Gökhan Günaydın, Meclis’in 28. Dönemi’nin 14 Mayıs 2023 tarihinde oluştuğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:

“Bu mecliste AKP birinci parti olarak çıkmıştı. Her ne kadar bir yıl sonra yapılan 31 Mart 2024 seçimlerinde CHP yerel yönetimlerde aşırı bir üstünlük sağlamış olsa da 2023 seçimleri doğrultusunda bir Meclis oluştu. 16 siyasal parti Meclis’e girdi. Bunlardan 6’sının grubu var. Grubu olmayan 10 parti de yine Meclis’te temsil edildi. Dolayısıyla bu, demokratik temsiliyet açısından yüksek bir orandı. Bunu hepimiz biliyoruz. Peki bu, çalışmalara yansıdı mı? Asıl mesele burada, milletvekili sokmak değil. İçtüzüğün hükümleri doğrultusunda Meclis’te çalışma yapılıyor. Cumhur İttifakı kibirli ve üstten bakışçı, dışlayıcı, kendi akıllarına göre otoriter rejim sergilemeye çalışıyor.”

Dönem içerisinde CHP’nin 774, DEM’in 331, İYİ Parti’nin 114, Yeni Yol’un 83 kanun teklifi verdiğini kaydeden Günayın, bu kadar kanun teklifi içinden bir tanesinin bile kanunlaşmadığını vurguladı.

CHP’nin bin 226, DEM’in bin 38, İYİ Parti’nin 500, Yeni Yol, Yeniden Refah’ın 156 Meclis Araştırması önergesi verdiğini aktaran Günaydın, “Bunların içerisinde de önergenin kabul komisyonun kurulduğu bir tek örnek yok. Bu da gösteriyor ki evet demokratik temsiliyet açısından olumlu ama bunun Meclis’in çalışmalarına yansıması açısından skandal derecede dışlayıcı bir dönemi geride bıraktık” dedi.

Yasama yılında birçok kanun çıktığına işaret eden Günaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kanunlardan hangisi vatandaşın yararınaydı diye bakalım: Türkiye dünyanın örneğin 20. büyük ekonomisi. Buna karşılık 30 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyor. Asgari ücret 22 bin lira. Asgari ücretin yükseltilmesine yönelik kanun tekliflerimiz reddedildi.

En düşük emekli aylığı 14 bin liradan 16 bin liraya çıkartıldı. Dolayısıyla açlık sınırının yarısı ölçüsünde maaş alabiliyor, emeklilerimizin dörtte biri. Buna yönelik tekliflerimiz de reddedildi.

Bunun dışında gençlerimize, kadınlarımıza, çiftçilerimize yönelik çok sayıda olumlu düzenlemeyi reddeden AKP, bunun tersine düzenlemelere de şakır şakır imza attı.“

Özellikle doğa, çevre alanında son derece yıkıcı düzenlemelerin Meclis’e getirildiğini ifade eden Günaydın, “İklim Kanunu bunlardan bir tanesiydi. Amaç ve kapsam maddesi dahil olmak üzere tüm maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Zeytin ve maden yasasını büyük tepkilere rağmen şirketlerden aldıkları talimatlar doğrultusunda sabahlara kadar Meclisi çalıştırarak geçirdiler. Daha henüz Resmi Gazete’de yayınlanmadı. Normalde 60 gündür bunun süresi ama biz 14-15 günde Anayasa Mahkemesi’ne götürüyoruz. Burası bir hukuk bürosu gibi çalışmaya başladı. Bunu da çok kısa süre içerisinde götüreceğimizin altını çizelim” ifadelerini kullandı.

“Görevsizlik ilanı yapan Anayasa Mahkemesi üyelerine buradan sesleniyorum; bana söyle bakalım, nereye başvurayım?”

TBMM’de akıllarda kalacak çok sayıda olumsuz durumlar yaşandığını belirten Günaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Örneğin Hakimler ve Savcılar Kurulu'na üye seçmeye yönelik aşamalarda hem komisyonda hem Genel Kurul’da hem de çok üzülerek söylüyorum kur’a aşamasında, ‘Gazi Meclis’ diye övündüğümüz bu Meclis’in hiçbir santimetrekaresine yakışmayacak işler yapıldı. Açıkça Anayasa’ya ve hatta ahlaka aykırı işler yapıldı. Ve dün Anayasa Mahkemesi bu konuda oy çokluğu ile görevsizlik kararı verdi. Bu da Anayasa Mahkemesi'nin ayıbıdır. Yani o oy çokluğunda ‘Hayır görevimizdir ve bu Anayasa’ya aykırıdır’ diyen arkadaşlarımızın sesinin bir duyulması lazım, bir. İkincisi de oraya çoğunluk kararıyla görevsizlik ilanı yapan Anayasa Mahkemesi üyelerine buradan istiyorum: Sen en üst mahkemesin. Senin görev sınırının içinde değilse, bu Anayasa’ya aykırılık, bana söyle bakalım, nereye gideceğim? Asliye hukuka mı gideyim yani? Nereye başvuracağım? Dolayısıyla bütün bu dönem milletin sorunlarını çözmeyen, kavga dövüşle geçen, kısır çatışmalara konu olan bir dönem olarak yansıdı.”

“Zeydan Başkan tutuklandığı anda Meclis’in hiçbir şey olmamış gibi devam edebilmesi mümkün değildi”

CHP’li belediyelere, kadrolara ve partinin kurumsal kimliğine yönelik saldırıların da TBMM çalışmalarına etki ettiğini vurgulayan Günaydın, şöyle devam etti:

“Örneğin Zeydan Başkan tutuklandığı anda o Meclis’in hiçbir şey olmamış gibi devam edebilmesi mümkün değildi ve gittik kürsüyü işgal ettik. Ertesi gün Adalet Bakanlığı'na yürüdük. Yani Meclis içerisinde vatandaşın iktisadi sorunlarına, adalet sorunlarına, vicdan muhasebesine çare aramaya gayret ettik. Şimdi Meclis tatile girdi. Gördüğünüz gibi koridorlarda hiç kimse yok” diye konuştu.

“Milletvekillerimizin ağustos ve eylül ayında yapacakları saha çalışmalarını organize ediyoruz”

Şu anda milletvekillerinin ağustos ve eylül ayı boyunca hangi illerde çalışacağına yönelik saha planlamasını organize ettiklerini anlatan Günaydın, “CHP milletvekilleri ailelerine bir hafta zaman ayırdıktan sonra sahada 81 ilde olacaklar. 1 Ekim'de oralardan aldığımız geri bildirimlerle Meclise bütün enerjimizle duracağız” diye konuştu.

“CHP böyle bir masada oturmaz”

İktidar tarafından “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırılan süreç kapsamında TBMM’de kurulması planlanan komisyonla ilgili soru üzerine Gökhan Günaydın şunları kaydetti:

“AKP-MHP bu memlekete demokrasi getirecek, buna inanacağız öyle mi? 2002’de AKP tek başına iktidar olduğu zaman bu ülkede terör diye bir şey yoktu. 2002 yılında yanılmıyorsam 5 şehidimiz vardı. 5 şehit az değildir, 5 eve düşmüş ateş demektir. Ama önceki yıllarda kıyaslandığında terörün ateşinin önemli ölçüde söndürüldüğü bir dönemdi. Ama burada pragmatist yaklaşan, zaman zaman terör örgütüyle işbirliği yapan, zaman zaman kentleri yıkan bir AKP ilkesizliği gördük ve Türkiye'de terör yeniden hortladı.

Ancak şunu da söyleyelim ki son dönemde Türkiye'de bir terör sorunu görmüyoruz. Dolayısıyla meseleyi ‘Terörsüz Türkiye' diye başlıklandırmak aslında yapmaya çalıştığı şeye yönelik bir ideolojik örtü örtmeye çalışmaktır. Önce bunun adını söyleyelim, bu bir demokrasi süreci olabilir. Türkiye'nin demokrasi ile yeniden tanıştırılması süreci olabilir.

Buradaki komisyon meselesine gelince… Tarihsel tutarlılık içerisinde Türkiye'de CHP her zaman barıştan yana oldu. Bu süreçlerin saydam bir şekilde, hukuka uygun TBMM çatısı altında ve demokratik meşruiyet ile birlikte, yani bütün vatandaş kesimlerinin siyasi müktesebatlara uygun biçimde buraya katkı vermesiyle olabileceğini söyledik.

Geldiğimiz nokta şudur: ‘Komisyonun başlığını biz koyalım. Kanunla mı kurulacak, kanunsuz mu kurulacak, buna biz karar verelim. Hangi alanlarda çalışacak, biz karar verelim. Siz de masada oturun.’

CHP böyle bir masada oturmaz. Biz ne söyledik? ’Kanunla kurulsun’ dedik. ‘Nitelikli çoğunlukla karar alsın’ dedik. Ve ‘Bu mesele Türkiye'nin demokratikleşme sorunlarının tamamına çözüm üretsin’ dedik. Ve elbette şunları söyledik; ‘Sen bizim büyükşehir belediye başkanlarımızı, il belediye başkanlarımızı, ilçe belediye başkanlarımızı sabah operasyonlarıyla, yargıyı araçsallaştırarak, gözaltına alıp tutuklayacaksın; onları Nazi kamplarındaki gibi yan yana dizerek görüntü vereceksin; eş zamanlı olarak mafya tutuklamalarında buzlama yapacaksın ve sonra bize diyeceksin ki hiçbir şey olmamış gibi 'Gel komisyonda bu sürece katkı ver.' CHP komisyona katkı vermek istiyor, Türkiye'nin demokratikleşmesine katkı vermek istiyor, ancak bu kayıtsız şartsız değildir. O komisyon hangi kapsamda çalışacak, nerede ilerleyecek, nerede duracak, bunu göreceğiz ve bundan sonra komisyona gireceğiz. O komisyonda da doğru bir çalışma olursa katkı veririz, yanlış bir çalışma olursa o komisyondan çıkar, deşifre ederiz. Bunu bu kadar açık söyleyeyim.”

“86 milyonun demokrasi talebi karşılanmalı”

“Yanlışla neyi kastettiği” sorusu üzerine Günaydın, şöyle konuştu:

“Önemli olan Türkiye'de yaşayan 86 milyonun demokrasi taleplerinin karşılanmasıdır. Memleketin bölünmez bütünlüğü içerisinde Cumhuriyetin ilke ve devrimlerinden bir gram taviz verilmeden refahın, adaletin ve demokrasinin, Türkiye'nin her santimetrekaresine yayılmasıdır. Buna yönelik çalışmalara katkı veririz. Buradan bir santimetre uzaklaşılmasına da izin vermeyiz.”

“CHP, Anayasa masasında oturmamaya yönelik kararlı tutumunu sürdürmektedir”

“Yeni anayasa” ile ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine Günaydın şöyle konuştu:

“Meclis’te kurulacak komisyonun anayasa değiştirme gibi bir görev kapsamı olmayacak. Bu ikisini bilerek karıştırmaya çalışanlar var. Vatandaşlarımızın huzurunda söyleyeyim Cumhuriyet Halk Partisi herhangi bir anayasa sürecinin içerisinde olmayacak. Eğer Anayasa’yı değiştirmek istiyorum diyenler var ise bize bir taslak göstersinler. Mesela hangi maddeyi değişmek istiyorlar, neden değiştirmek istiyorlar? Bunu bir görelim. Vatandaşa da soralım, mesela, ‘AKP böyle bir şey yapmak istiyor, rızanız var mı’ diyelim. Yoksa otur anayasa masasına, bakalım ne çıkarsa. Böyle bir şey olmayacak. Dolayısıyla CHP anayasa masasında oturmamaya yönelik kararlı tutumunu sürdürmektedir.”

“Bugüne kadar CHP'nin hiçbir yöneticisi kendi dışındaki bir tek milletvekiline ‘Bize gelirseniz iyi olur’ demedi”

Milletvekili istifalarına ilişkin soru üzerine Gökhan Günaydın şunları söyledi:

“Ben çok açık şunu söyleyeyim, 600 milletvekili seçiliyor, çizgim neredeyse oradan devam ediyorum. Ben tüm milletvekillerinin de Meclis’in ve kendilerinin saygınlıkları için böyle bir tutumda olmalarını tercih ederim.

Ama zamanla fikirler değişebilir, zamanla partilerin tutumlarında farklılıklar olabilir ve milletvekilleri buna göre yeni durumlarını gözden geçirebilirler. Kendi adımıza ifade edeyim, bugüne kadar CHP'nin hiçbir ferdi, hiçbir yöneticisi kendi dışındaki bir tek milletvekiline ‘Bize gelmelisiniz, gelirseniz iyi olur’ demedik. Ama bize gelmek isteyen arkadaşlarımıza hep şunu söyledik, ‘Gidin partinizle helalleşin, onlarla doğru bir ayrılma sürecini planlayabilirseniz CHP kendi ilkeleri doğrultusunda kapısını açar.’ Ha her milletvekiline de kapısını açmaz. Yaşayanlar bilir ‘Size gelmek istiyoruz’ dedikleri halde ‘Hayır, siz başka partilere uyabilirsiniz ama CHP'ye uygun değilsiniz’ dediğimiz insanlar da vardır. Dolayısıyla biz burada diğer siyasal partilerin hukuklarına uygun, kendi hukukumuza ve ahlakımıza uygun bir tutum sergilemeye ediyoruz.”