02.01.2022

Erdoğan Toprak: İktidar Buğday, Un ve Ekmeğe de Sübvansiyon Uygulasın

VATANDAŞLARIMIZIN ASKIDA EKMEĞE MUHTAÇ HALE GETİRİLMESİ KABUL EDİLEMEZ

İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, iktidarın yaptığı yüklü zamların temel gıdalarda büyük fiyat artışlarına yol açacağını belirterek; “Dövizi-altını olanlara milletin vergileriyle hazineden faiz ve kur farkı ödemeyi taahhüt eden iktidar; halkın temel gıda maddelerinden buğday, un ve ekmeğe erişiminin giderek zorlaşmasına karşı Hazine’den Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) sübvansiyonlarını acilen devreye sokmalıdır” dedi.

Kitleleri hızla yoksullaştıran ekonomi politikalarının insanları ekmek kuyruklarına ve askıda ekmek arayışına sürüklediğini dile getiren Toprak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunarak şunları söyledi:

“20 Aralık 2021 kararlarıyla döviz, altın, yüklü miktarda TL hesabı olanlara iktidar tarafından mucizevi bir finansal enstrüman sunuldu. Bir yandan Merkez Bankası faizinin 3 puan üstüne kadar faiz getirisi diğer yandan da döviz ve altınını bozduranlara kur-fiyat farkı garantisi verildi. Bu garantilerin ödemesini ise milletin vergileriyle kasasını dolduran Hazine ve Merkez Bankası üstlendi. İktidar sayıları 300-400 bin olan milyoner hesaplarına verdiği ödeme garantileriyle kur ve faiz artışını engelleyeceğini iddia ediyor. Buna karşılık buğday, un ekmek gibi temel gıda maddelerinin fiyat artışlarına karşı sadece laf üretiyor. Fahiş fiyatla, stokçularla, etiketlerle mücadele edeceğini söyleyip, ardından en yüklü fahiş zamları halkın sırtına bindiriyor. Elektrik, doğalgaz, akaryakıt, ulaşım, köprü, tünel vb. zamlarının daha sert bir fiyat artışı ve enflasyon kasırgasına yol açması, gıdaya erişimin iyice zorlaşmasına yol açacak. İktidarın zengini kollayan halkı boşlayan ekonomi politikalarıyla çocuklarımız ekmek, makarna bile yiyemez hale gelecek.

TÜİK’in Bitkisel Üretim İstatistiklerine göre hububat üretimi yüzde 15 geriledi. Bu yıl tüm ürünlerde girdi maliyet artışları, kuraklık, üretimden vazgeçme ve tarım arazilerinin boş bırakılmasından ötürü daha sert düşüşler öngörülüyor. 2020’de 20,5 milyon ton olan buğday üretiminin 16,5 milyon tona gerileyeceği tahmin ediliyor. Bu da daha fazla buğdayın daha pahalıya ithal edilmesi demek. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açtığı buğday ithali ihalelerinde ortaya çıkan fiyatlar kur artışları sonrası yerli üreticiye ödenen taban fiyatların 3-4 katı düzeyinde.

İktidar en kısa sürede buğday, un üretimi ve ithalatında girdilerden nakliyeye, gübreden sulama, tohum, mazot, elektrik ücretlerine vb. kadar kur farkı-enflasyon farkı ve maliyet artışlarını hazineden sübvanse ederek, gümrük, KDV, ÖTV’de sıfırlamaya veya indirimlere gitmelidir. Görev zararı hazineden karşılanmak üzere TMO; un değirmenlerine ucuz buğday, fırıncılara ucuz un temin ederek, tüketicinin ucuz ve kaliteli ekmeğe erişmesini sağlamakla görevlendirilmelidir.

Döviz-altın hesabı olanlara sağlanan ayrıcalıklar, buğday, un, ekmek üreticilerinden ve zamlarla ezilen vatandaştan esirgenmemelidir. İthal buğday ve üretim girdilerindeki kur farkları hazineden karşılanarak halkın sağlıklı ve ucuz ekmek yiyebilmesinin önü açılmalıdır. 20 yıldır en büyük 10 ekonomi arasına girme iddiasına karşılık iktidarın ülkeyi getirdiği nokta, sabahın karanlığında ucuz ekmek kuyruklarına giren, askıda ekmek için fırın önlerinde bekleyen vatandaşların çilesi ve onurlu gözyaşlarıdır.

Bu ülkenin yurttaşları ekmek kuyruklarını hak etmiyor. 21’inci yüzyıl Türkiye’sinde vatandaşlarımızın askıda ekmeğe muhtaç hale getirilmesi kabul edilemez. Ekranlarda gözlerindeki ışıltıyla, ekonomik gerçeklerden bihaber pembe tablolar çizen Bakan’a tavsiyem Nazım Hikmet’in ‘Açların gözbebekleri’ şiirini okumasıdır.”