28.09.2016

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN, ÇORUM’DA ŞEHİTLERİMİZİN AİLELERİNE TAZİYE ZİYARETİNDE YAPTIĞI AÇIKLAMA (28 EYLÜL 2016)

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, ÇORUM’DA ŞEHİTLERİMİZİN AİLELERİNE TAZİYE ZİYARETİNDE BULUNDU 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Terör bizim ortak paydamız olmak zorunda, Milli Eğitim bizim ortak paydamız olmak zorunda, işsizlik ortak paydamız olmak zorunda, Türkiye’nin temel sorunları, dış politika ortak paydamız olmak zorunda. Bir siyasetçi olarak bunu üzülerek ifade ediyorum, bunu beceremedik, maalesef beceremedik" dedi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çorum’da şehit ailelerine taziye ziyaretinde bulundu.

Tokat’taki programının ardından karayoluyla Çorum’a giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün Mardin’in Derik ilçesinde görevden dönen askerleri ve korucuları taşıyan minibüsün geçişi sırasında patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu şehit olan Astsubay Çavuş Ömer Faruk Darbaş’ın Gülabibey Mahallesi’ndeki babaevini ziyaret etti.


Evin önündeki taziye çadırında şehidin babası Zekeriya, kardeşi Emre ile diğer yakınlarına başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, beraberindekilerle şehitler için dua etti.

Taziyelerini şehidin babasına ileten CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Her seferinde ’Bu son olsun’ diyoruz ama ama maalesef… Sonuçta biz ne dersek diyelim, ateş düştüğü yeri yakıyor. Hepimiz çok üzgünüz ama şehitlik mertebesi de elbet önemli bir mertebedir." ifadesini kullandı.

Şehidin amcası Abdullah Darbaş’ın, "Bizim de beklentimiz var Sayın Genel Başkanım, bu millet bunun bitmesini istiyor." sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"En büyük arzumuz o. Bu memleket terörden çok çekti. 81 ilimiz var, 81 ilimizde şehidimiz var. Nereye gitseniz acı bir tablo ile karşılaşıyorsunuz. Biz de arzu ediyoruz, son bulsun. Emin olun bizim üzerimize düşen bir şey varsa biz yaparız. Ne gerekiyorsa yaparız. Söylüyoruz da zaten, bizden ne isteniyorsa biz yaparız. Sonuçta bizim görevimiz. Biz kimsenin burnu bile kanamasın istiyoruz. Memleketimiz, dünyanın en güzel memleketi. Kimsenin burnu kanamasın istiyoruz. Maalesef içeriden dışarıdan pek çok unsur var. Sizler de takip ediyorsunuz, bizler de takip ediyoruz. Her seferinde diyoruz, inşallah bir daha olmaz."

Bir vatandaşın "Ortak noktada olmamız lazım, görüşlerimiz ne olursa olsun. Ülke konusunda, memleket konusunda ortak noktayı bulmamız lazım." şeklindeki sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Bir siyasetçi olarak bunu üzülerek ifade ediyorum ki bunu beceremedik, maalesef beceremedik. Siyasi partilerin ortak paydası ne kadar geniş ve büyük ise demokrasi o kadar güçlü olur. Ortak payda ne kadar daralırsa demokrasi o kadar sorunlu olur. Terör bizim ortak paydamız olmak zorunda, Milli Eğitim bizim ortak paydamız olmak zorunda, işsizlik ortak paydamız olmak zorunda, Türkiye’nin temel sorunları, dış politika ortak paydamız olmak zorunda. Bir siyasetçi olarak söylüyorum, bunu üzülerek ifade ediyorum, beceremedik, maalesef beceremedik. Bu açıdan haklı olarak da soruyorsunuz, bunlar ortak payda olmak zorunda. Nitekim ülke menfaatinin üzerinde başka bir menfaat yoktur. Olamaz da zaten. Hepimiz bu memlekette yaşıyoruz. Fikirlerimiz farklı olabilir ama iş memleket çıkarına gelince ortak politika oluşturmak zorundayız. Biz bunu isteriz."

YANLIŞIMIZ OLABİLİR AMA SON DERECE İYİ NİYETLE YOLA ÇIKIYORUZ


Muhalefet partilerinin görevinin iktidarın eksik ve yanlışlıklarını dile getirmek olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Ortak payda yaratmak konusunda devletimizin bir geleneği vardır. Mesela MİT Müsteşarı belirli aralıklarla gelir, anamuhalefet partisi genel başkanına bilgi verir, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı belirli aralıklarla gelir, bilgi verir. Niye bilgi verir? ’Hükümet olarak biz böyle bir politika izliyoruz, bilginiz olsun’ diye bilgi verir. Bizde bu gelenekler yok oldu. Yok olduğu için biz kendi imkanlarımızla ne oluyor, ne bitiyor öğrenmeye çalışıyoruz. Oysa bize deseler ki ’Şu önemlidir, bunu kamuoyu ile paylaşmayın’, biz de paylaşmayız. ’Bunu paylaşabilirsiniz’ derler, biz de paylaşırız. Sonuçta memleketi sevmek sadece benim görevim değil, sizin de göreviniz. Devlet dediğimiz liyakat esasına göre oluşturulması gereken bir mekanizmadır. Hükümetler devlet olmazlar, partiler devleti yönetmek için gelirler. ’Ben 4 yıl süreyle devleti yöneteceğim’ diye gelir partiler, 4 yıl sonunda yeniden vatandaşın hakemliğine başvururuz. Vatandaş oy verirse yine gelir, vermezse başka bir parti gelir. Biz bu gelenekten ve anlayıştan büyük ölçüde koptuk."

"Bizim bir eksiğimiz olursa gelip bize söylesinler. ’Bu eksiğiniz, yanlışınız var, neden böyle yapıyorsunuz’ desinler. Vallahi düzeltiriz. Niye düzeltmeyelim?" diyen Kılıçdaroğlu, "Yanlışımız olabilir, eksiğimiz olabilir ama şundan her vatandaşımın emin olmasını isterim, son derece iyi niyetle yola çıkıyoruz. Elbette bir eksiğimiz olur ve derler ki ’Ya bunu böyle yapma’, tamam yapmayız. Farklı düşünceden korkmamak lazım. Farklı düşünce insanoğlunun gelişmesine katkı veren düşüncedir. Aykırı fikirler bugün bize aykırı gelebilir ama katılmazsak bile onu hoşgörü ile dinlemek hepimizin görevi olmalı. Bunu yaparsak emin olun, vallahi de bu ülkeye barışı da getiririz, huzuru da getiririz." değerlendirmesinde bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, daha sonra mayıs ayında Mardin’de şehit olan Uzman Çavuş Şükrü Öngün’ün Bahçelievler Mahallesi’ndeki babaevini de ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, basına kapalı gerçekleşen ziyarette şehidin babası Kanber ile annesi Zahire Öngün ve yakınlarına başsağlığı diledi.

Ziyaretlerde Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ve Çorum Milletvekili Tufan Köse ile il teşkilatının yöneticileri eşlik etti.