27.10.2025
27.10.2025
“RAKİBİ ORTADAN KALDIRIP, YAPACAĞIN ŞEYİN ADINA SEÇİM Mİ DENİR?”
“AK PARTİ, VERİ MADENCİLİĞİ, SEÇMEN ANALİZİYLE ÖVÜNÜYORDU; ŞİMDİ ‘SUÇ’ DİYOR”
“HUKUKU VE ANAYASAYI AYAKLAR ALTINA ALAN BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
“ELDE ETTİĞİ KAMU GÜCÜYLE ANAYASAL DÜZENİ ASKIYA ALIYOR”
“BİR TARAFTA HAKLILIĞIN GÜCÜ, DİĞER TARAFTA İFTİRACILIĞIN KORKUSU VAR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu hakkında yeni bir tutukluluk kararı verilmesinin ardından İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde açıklama yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Değerli arkadaşlar, Çağlayan Adliyesi’nden ayrılıyoruz. Saat 02.30. Bir gün önce, saat 11.00’de bizler buraya geldik. Saat 09.00'u biraz geçe Ekrem Başkan, Necati Bey, Merdan Bey arkadaşlarımız buraya getirilmişlerdi. O vakitten bu vakte Çağlayan zulmüne onlar katlandılar, aileler katlandılar. Elbette yorgunuz, kızgınız, tepkiliyiz ama hiçbiri ümit etmesin ki, ne moralsiziz, ne bizi yıkabildiler ne de yıkabilecekler” dedi.
Özel, şöyle konuştu:
Bugün yukarıda bu kanunlara son derece hakim, son derece yetkin avukatların ortak değerlendirmesi şuydu: ‘Demek ki bu kadar aciz bir duruma düştüler. Demek ki diğer suçlamalarda vatandaşı ikna edemediler. Ekrem İmamoğlu'ndan ve arkadaşlarımızdan ne terör örgütüne destek, ilk başta söyledikleri gibi kent uzlaşı üzerinden terör örgütü ile ilişkiyi, ne hırsızlığı, ne yolsuzluğu ispat edemediler. Neredeyse sekiz ay oldu. Ellerine, ayaklarına dolandı. En sonunda son çare, ‘Yeni baştan bir şey yapalım. Biz bu sefer bunlara casusluk suçlamasında bulunalım. Belki vatandaşı böyle ikna ederiz’ diye bir şey söylüyorlar ortaya. Sorulan sorular, verilen cevaplar okunduğunda ve daha sonra da tutuklama gerekçeleri okunduğunda aslında tamamen altı boş, ne dediğini kendisi de bilmeyen, birbiriyle çelişen, hukuku ve anayasayı ayaklar altına alan bir durumla karşı karşıyayız.”
“YEDİNCİ KATTAKİ ACİZ ALGI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR”
“Daha karar yüzlerine okunuyor, daha avukatlara çıktısı verilmemiş kararın. Başsavcılık bilgi notu yolluyor. Bilgi notunda da şöyle başlıyor: ‘Ekrem İmamoğlu'nun Cumhuriyet Halk Partisi'ni yasa dışı yollarla ele geçirmek ve Cumhurbaşkanlığı için fon sağlamak için kurduğu terör örgütünün diğer suçlarının yanında…’ Ya o suçların, onun suç olabilmesi için, adının çıkar amaçlı suç örgütü olabilmesi için sen önce iddianameyi yazacaksın, delilleri koyacaksın. Bunun üzerine yargılama başlayacak. Yargılamanın sonunda burada bir karar verilecek. Olumsuz bir karar olsa İstinafı olacak, Yargıtay’ı olacak, karar kesinleşecek. Ancak ondan sonra buna ‘suç örgütü’ denilebilir. Ama kendi hayali, kendi sanrısı, birisinin kendisine verdiği talimatla, bir Cumhurbaşkanı adayının önünü kesmek için ortaya attığı dünya kadar iftirayı, gerçekmiş gibi gecenin 02.30'unda bir basın bilgilendirmesini alelacele konu eden, ‘İçeride algı oluşturmaya çalıştı’ falan diyor. Esas algı oluşturmaya çalışan bir kişi var. O da bu yedinci kattaki aciz. Kendi yalanını doğruymuş gibi, kendi iftirasını gerçekmiş, hakikatmiş gibi ifade edip insanlara iftira atıyor. Elde ettiği kamu gücü yoluyla anayasal düzeni askıya alıyor. Yarın öbür gün gerçekten birileri bir yargılama yapacak olursa burada anayasal düzene karşı bir suç işleniyor.”
“MİT, SEKİZ BAKANLIK VE KURUMLARIN VERİLERİNİ ÇALDIRDILAR”
“Birilerinin demokrasiyi kullanarak, seçimleri kullanarak elde ettikleri makamları, kötüye kullanarak demokrasi ve seçimleri ortadan kaldırma… Seçimi ortadan kaldırmak için ya sandığı ortadan kaldırırsın ya sandığa girecek rakibi ortadan kaldırırsın. Dünyanın bütün diktatörleri gibi sandığa girecek rakibi ortadan kaldırdıktan sonra yapacağın şeyin adına seçim mi denir? Bugün burada yapılmaya çalışan tam olarak da budur. Bundan önce MİT'in ve sekiz bakanlığın ve bağlı kurumların bütün verilerini çaldırdılar. ‘Darkweb’ denen sitede, kendileri de söylüyorlar, sitelerde parasını verene Cumhurbaşkanının da Ana Muhalefet liderinin de T.C. numarasından başlayın, kullandığı ilaçlara, tahlillere, sağlık bilgilerine, en mahrem bilgilere kadar; gelirine, giderine, vergisine kadar bu ülkedeki herkesin bilgileri orada duruyor ve satılıyor. Neymiş efendim? ‘Bir kısım İstanbullunun bu bilgisi alınmış da yabancı örgütlerin, yabancı ülkelerin desteği için yabancı ülkelere satılmış.’ Onlara götürüp hani satmaya kalksan, ‘Kardeşim bunların zaten önceden çalınmışı var, internette satılmışı var’ derler sana. Adalet ve Kalkınma Partisi övüne övüne bitirmiyordu. Veri madenciliği yapıyormuş, çeşitli verileri birleştiriyormuş, seçmen analizi yapıyormuş. Bunları yapmakla övünen, siyasetini böyle kurmakla övünen birisi, bunu yarım yamalak anladı. Anlattıkları yarım yamalak anlamış, anlamamış savcının birkaç tane yazdıklarıyla bunun benzerini bizim yaptığımızı ve bunun suç olduğunu iddia ediyor. Veriler yurtdışına gitmekle birileri yargılanacak olsa ilk başta bir önceki MİT Başkanı, MİT'te bütün verileri çaldıran önceki MİT Başkanı, Dışişleri Bakanı yargılanmalıdır, Hakan Fidan yargılanmalıdır. O sekiz bakan yargılanmalıdır. En başta Recep Tayyip Erdoğan yargılanmalıdır.”
“FETÖCÜLER GİBİ SON ÇARE CASUSLUK İFTİRASI ATALIM”
“Buradaki konu, milletimiz bilsin. Arkadaşlarımıza atılan hırsızlık, yolsuzluk iftiraları tutmayınca şimdi FETÖ'cüler gibi son çare bir de casusluk iftirası atalım. Bunun üzerinden bir deneyelim ve işin esas sebebi, esas sebebi o iddianame çıkınca artık kendi elinden gidiyor ya tutuklu tutmak. Bu vicdansızlar her ay tutukluluk halinin devamı bir hakimin önüne gelecek. Namuslu bir hakimin önüne gelir. Şerefli bir hakimin önüne gelir. Tüm hakimlerimizin namuslu, şerefli olduğunu kabul ederiz biz. Vicdanını ve hukuku dinleyen bir hakimin önüne gelirse tutuksuz yargılama kararı çıkacak ya. ‘Aman ha elimizden kaçmasınlar. Silivri'den bir çıkarlarsa iktidara yürürler. Bir daha tutamayız. Buradan da yedekleyelim. Orada yargılama başladığında buradan tutalım. Bir sekiz ay, 10 ay da buradan elimizde bulunsunlar. Milletle kucaklaşmasınlar.’ Millet bunu görüyor. Biz buna teslim olmayız. Türkiye'nin dört bir yanında, daha bugün Eskişehir'de yüz binlerce kişi inanılmaz bir enerjiyle bu insanlara sahip çıktılar. Her şeyi yasakladınız, metroları kapattınız. ‘Buraya kuş uçamaz’ dediniz. On binlerce kişi gün boyunca geldiler, burada mücadele verdiler. Bir tarafta haklı olmanın gücü, bir tarafta iftiracı olmanın mahcubiyeti ve korkusu var. Biz buradan arkadaşlarımızın eşleriyle, dimdik onlara inanarak, onlara güvenerek aslanlar gibi çıkıyoruz. Böyle kapılardan çıkamayanlar, katlarına binlerce polisi koyanlar, asansörden aşağı inip dizi titreyerek o makam arabalarına binip de buradan gidenler düşünsün. Biz düşünmeyeceğiz. Millet bizimle beraberdir. Biz korkuyu, endişeyi haklılığımızdan dolayı taşımıyoruz. Ama iftiracıların korkuları, endişeleri bu gece onlara uyku uyutmayacak. En sonunda gün gelecek, bu iftiracılar bunun hesabını verecek. Arkadaşlarımız da haklı olmanın, namuslu olmanın, dürüst olmanın onuruyla, erdemiyle bu ülkede çok daha önemli görevlere gelecek. Bugün bir bitiş değil, bir başlangıçtır. Biten varsa, bu acizler bitmiştir. Onlar yolun sonunda, biz daha yolun başındayız. Onlar yolun sonuna geldi. Biz daha ilk adımları atıyoruz. Teşekkür ederiz arkadaşlar.”
27.10.2025
26.10.2025
26.10.2025
26.10.2025