21.11.2018
21.11.2018
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI OĞUZ KAAN SALICI’NIN BASIN AÇIKLAMASI
(21 KASIM 2018)
Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, MYK Toplantısı sonrasında parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
Değerli arkadaşlar, Pazar günü değerli dostum, arkadaşımız, milletvekilimiz Erdin Bircan’ı kaybettik biliyorsunuz. Pazartesi günü kendisini defnettik, tekrardan ailesine, tüm Cumhuriyet Halk Partisi camiasına, sevenlerine başsağlığı dileklerimizi buradan iletmeyi bir borç biliyoruz. Aynı zamanda
az önce bir bilgiye göre Zonguldak Kilimli’de maden faciasında üç işçimiz hayatını kaybetti. Türkiye maalesef iş cinayetlerinde Avrupa birinciliğini ısrarla kimseye kaptırmıyor tedbir almadığımızdan dolayı. Dünyada da ısrarla ilk üç içindeyiz iş cinayetleri konusunda. İşsizlik azalıyor olmasına rağmen Türkiye 2017’de de 2018’in şimdiye kadarki olan bölümünde de iş cinayetleri konusunda ön planda. Bu durumun acilen düzeltilmesi için gereken çabayı iktidardan bekliyoruz. Biz muhalefet olarak destek vermeye her zaman hazırız.
Değerli arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisinin bir ekonomi hikayesi vardı biliyorsunuz. Adında da kalkınma var. Bu ekonomi hikayesini son zamanlarda özellikle açıklanan rakamlardan sonra bir bir kaybetmeye başladı. Cari açıktaki rakamlarda da, büyümeyle ilgili rakamlarda da, onun dışında Türkiye’de ekonominin küçülmeye başlamasıyla, sanayideki kapasite kullanım oranıyla ya da birçok farklı kavramla ve açıklanan rakamlarla, devletin kendi resmi rakamlarıyla ekonomideki bu hikayesini kaybetmeye başladı. Geçen hafta da işsizlik verileri açıklandı. Bu işsizlik verilerinde 2017’nin aynı dönemine göre karşılaştırdığımızda 266 bin kişilik bir artış olduğunu yani işsizler ordusuna 266 bin yeni emekçinin katıldığını görüyoruz. Toplam sayı 3 milyon 607 bine çıkıyor. Bu işsizlik rakamlarını biraz daha geniş çerçeve içinde, yani artık iş aramaktan ümidini kaybetmiş olanları da dahil ederek baktığımız zaman rakamın 6 milyona çıktığını, yüzde 16.6’lık bir işsizlik oranına ulaşıldığını görüyoruz. Çerçeveyi; esnek çalışma, eksik istihdam, yetersiz istihdam edilenler diye genişlettiğimiz zaman da ortaya 7 milyon kişilik bir rakam çıkıyor ki, bu da yüzde 19.3’e tekabül ediyor. Yani Türkiye’de 1.1 milyon üniversiteli işsiz var, özellikle gençlerde işsizlik oranı yüzde 20 civarında, her 5 gençten birisi işsiz.
Öbür taraftan enflasyon rakamlarına bakıyorsunuz, şu anda Türkiye’de enflasyon yüzde 25,5 civarında. Son 15 yılın rekoru kırılıyor. Burada dünyada en yüksek enflasyonu olan 10. ülke seviyesine gelmiş durumdayız. Aynı ligde olduğumuz ülkelere bakarsak işte Liberya var yüzde 26’yla, Zimbabve var, bizden daha iyi durumdalar yüzde 21, Sierra Leone yüzde 19, Angola yüzde 18 gibi. Biz bu saymış olduğumuz ülkelerle aynı kategoriye gelmiş durumdayız.
Öte taraftan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde hep şunu ifade etmişti; “Ülkede yoksulluk var, biz bu yoksulluğu ortadan kaldıracağız. Yasaklar var, bu yasakları da ortadan kaldıracağız” demişti. Gelmiş olduğumuz noktada Merkez Bankasının döviz rezervlerine bakıyoruz, Merkez Bankasının döviz rezervlerinde, daha doğrusu şuradan gireyim 117 milyar dolarlık kısa vadeli dış borcu var Türkiye’nin, yani son bir yıl içinde ödenmesi gereken 117 milyar dolarlık borcu var. Bunun üzerine faizler hariç tutularak söylüyorum. Bu 117 milyar dolarlık borcumuza karşılık Merkez Bankasının kasasında 85 milyar dolarlık rezerv var. Bu rezerve nakit, altın, bütün varlıklar dahil. Yani Eylül’deki rakamlara bakarsak her 100 dolarlık borcumuz için, bir yıl içinde ödememiz gereken her 100 dolarlık borcumuza karşılık 72,5 dolarlık varlığımız var. Bu varlıkların tamamı nakit değil, altın dahil. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde bu durum nedir diye bakarsak ortaya şöyle bir durum çıkıyor, 2002 yılında biliyorsunuz krizin hemen üzerine iktidara geldi Adalet ve Kalkınma Partisi, o zaman için her 100 dolarlık borca karşılık 169 dolarlık Merkez Bankasının kasasında nakit ya da gayri nakdi, altın ya da nakde çevrilebilir enstrümanlardan vardı. Şu anda gelmiş olduğumuz noktada “Türkiye’de kriz mriz yok” diyen bir Cumhurbaşkanı var, “En kötüsü geride kaldı” diyen bir bakanlar kurulu üyesi, hazinenin ve maliyenin başındaki kişi, ailenin de itibarlı bir üyesi, bir damat var. Şimdi kriz mriz yok diyen Cumhurbaşkanına ya da bu düşüncede olan hükümet üyelerine şunu sormak lazım. Bugün buraya gelmeden önce ben bir süredir domates fiyatlarını özellikle takip ediyorum. Domatesin en düşük fiyatının Ankara’da 5 lira 75 kuruş olduğunu görüyoruz. Patatesin 3 lira 60 kuruş olduğunu görüyoruz. Soğanın da 4,5 lira olduğunu görüyoruz. Kriz mriz yok lafını patatese, soğana anlatsınlar bakalım, onlar bu konuda ne düşünüyor. Onların bu konudaki geri adımları gerçekleşecek mi, gerçekleşmeyecek mi? Soğan depolarına baskın yaparak fiyat düşürmeye çalışan, ekonominin temel kurallarından bihaber olan bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız. Bundan bir süre önce de biliyorsunuz marketlerdeki fiyatları denetim altına almak için zabıta imkanlarını kullanmaya çalışmışlardı. Devletin kasasını teslim etmiş oldukları damat Türkiye’yi bu hale getirmiş oldu arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, İstanbul Deniz Otobüsleri ilk özelleştirilirken eleştirmiştik. “Kamu hizmeti vermesi gereken bir alan özelleştiriliyor, yarın öbür gün bunun topluma, tüketiciye, İstanbul’da yaşayan vatandaşlara, ulaşım ihtiyacı olan herkese olumsuz etkileri olur” demiştik. Nitekim öyle oluyor. O zaman yaklaşık 860 milyon dolara sattılar ve dediler ki biz bu parayla metro yapacağız. Hatta hatları da açıkladılar hangi hatlara metro yapılacağını açıkladılar. Açıklamış oldukları hatların hiçbirinde bugün itibariyle metro filan yok. Üstüne üstlük yapımı başlamış olan metro hatları da tamamen durmuş durumda. Orada da bir gelişme yok. Onunda üstüne İDO sefer iptallerine başladı. Belki bir süre sonra sektörden çekilecek kar edemediği için.
Değerli arkadaşlar, vatandaşımız İDO’yu kullanamadığı zaman İstanbul’da ne yapacak ulaşım için? Köprülere yüklenecek. Zaten trafik bir keşmekeş içinde. İstanbul’u 1994 yılından beri yönetiyorlar hiçbir önemli sorununu çözmüş değiller, üstüne üstlük bu İDO kararıyla birlikte yapmış oldukları bu yanlış özelleştirmeyle birlikte, kamuya zarar veren bu özelleştirmeyle birlikte İstanbul’un sorunlarını daha da büyütür bir haldeler. İnşaat sektöründe yapı ruhsatı alımı geçen yıla göre yüzde 41.4 oranında azaldı. İnşaat sektörü de onların motor sektör olarak gördükleri sektörlerden bir tanesi, orada da ciddi bir gerileme var. Marmara’da 470, daha doğrusu Sakarya, Kocaeli bölgesinde 470, Ege bölgesinde 470 kanatlı hayvan üreticisi firma kepenk kapattı. Rakamlar daha anlaşılır olsun diye söyleyeyim, 1465 firmanın 470’i, yani yaklaşık üçte biri kepenk kapatmış durumda Sakarya, Kocaeli bölgesinde. Ege bölgesinde 3 bin firmanın 400’ü kepenk kapatmış durumda. Kriz mriz yok diyen, bu ülkede her şey güllük gülistanlık diyen hükümet üyelerine, ya da onlar gibi düşünen hükümetten doğrudan maaş alan kesimlere duyurulur.
Değerli arkadaşlar, bugün itibariyle bizim vatandaşlarımızın işçi, işveren tamamında bir gelecek kaygısı var. Bu gelecek kaygısı yarın ne olacağını kestiremiyorlar, ne ekonomide bir planlama var, ne Türkiye’de yargıya bir güven var, ne de önümüzdeki süreçte Türkiye’nin daha iyiye gideceğine dair bir inanç var. Böyle bir ortamda sorunu yaratan iktidar çözümü kendisi bulmaktan aciz. Çünkü sorunu yaratanlar çözümü bulamazlar.
Ben isterseniz sözlerime burada son vereyim, sizlerin soracağı sorular vardır o sorular üzerinden devam edelim.
Soru- Efendim Sayın Muharrem İnce’yle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu hafta içerisinde görüşeceklerini biliyoruz. Tarih netleşti mi acaba bir? İkinci sorum da Sayın Mansur Yavaş’ın Ankara adaylığıyla alakalı efendim. Kendisinin rozetsiz aday çıkışı var geçtiğimiz hafta bu şekilde bir açıklaması olmuştu. Bu parti içerisinden tepkilere de neden oldu, Parti Meclisi üyelerinden bazı isimler bu açıklamasına tepki gösterdi. Bugün yine Sayın Murat Karayalçın’ın açıklamaları vardı yine benzer şekilde. Sayın Mansur Yavaş’ın adaylığı sorgulanıyor mu efendim Cumhuriyet Halk Partisinde? Ve son olarak da Sayın Cengiz Topel Yıldırım’ın adaylığı yine konuşuluyor, neler söylersiniz?
Oğuz Kaan SALICI- Şimdi önce Sayın Muharrem İnce’yle ilgili randevu konusuna değineyim. Bu hafta içinde bir randevu gerçekleşecek arkadaşlar. Sayın Genel Başkanımız bir randevu verecek ve bu hafta içinde bu randevu gerçekleşecek.
Sayın Mansur Yavaş’la ilgili biliyorsunuz biz Sayın Mansur Yavaş’ın adaylığını açıklamış değiliz. Cumhuriyet Halk Partisi özel bir angajman içinde olduğunu beyan etmiş de değil. Partili arkadaşlarımızın bir kısmının görüşlerini partinin yetkili kurullarında söylemesi kadar anlaşılır bir durum yok. Anormal olan şu, hiçbir yerde sorgulama yok ama Cumhuriyet Halk Partililer sorgular, Cumhuriyet Halk Partililer düşünür, Cumhuriyet Halk Partililer konuşur. Bunda bir anormallik yok. Arkadaşlarımızın kendi görüşleridir, biz de dinliyoruz, bakıyoruz, saygı duyuyoruz, ama bu konuda bir netleşme yok.
Cengiz Topel Yıldırım’la ilgili, o da aynı kategoride bir arkadaşımız, saygın bir arkadaşımız ama bir netleşme yok Ankara Belediye Başkan Adaylığı konusunda. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde bu konularda netleşme oldukça sizlerle paylaşacağız.
Soru- Bu hafta gerçekleşecek Sayın İnce ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu görüşmesinde tabi gündem adaylık olacaktır elbette. Sayın Kılıçdaroğlu’nun İnce’nin İstanbul adaylığına çok sıcak bakmadığı belirtiliyor. Beylikdüzü Belediye Başkanının ismini de telaffuz ederek bu mesajı da vermiş gibi görünüyor kamuoyuna. Bu görüşme sonrasında Sayın İnce’nin aday olmaması durumunda, yapılmaması durumunda CHP’de tartışmaların, daha doğrusu İnce krizinin daha da büyüyeceği söyleniyor. Ne diyorsunuz efendim bu iddialara?
Oğuz Kaan SALICI- Vallahi Cumhuriyet Halk Partisinde gördüğünüz gibi kriz yok. Ama az önce uzun uzun anlattım memlekette ağır bir kriz var. Sayın İnce’yle Sayın Kılıçdaroğlu’nun görüşmesi gerçekleşmeden o konuyla ilgili bir yorum yapmak kehanet olur. Dolayısıyla bence görüşme gerçekleşsin, ondan sonra sorunuz üzerine yorum yapalım.
Soru- İYİ Parti’yle görüşmelerin devam ettiğini biliyoruz. Koray Aydın ve Bülent Tezcan arasında özellikle devam ediyor bu görüşmeler. Henüz netleşmiş bir isim var mı, görüşmeler şu an ne aşamada? Dün de Kılıçdaroğlu’nun Aytun Çıray’la görüştüğüne dair bir bilgi ulaştı bize. Bununla ilgili de açıklama yapar mısınız?
Oğuz Kaan SALICI- Sayın Kılıçdaroğlu’nun Sayın Aytun Çıray’la resmi bir görüşme yaptığına dair bir bilgi yok. Ama siyasetçiler dönem dönem birbirleriyle görüşürler. Bundan da olumlu ya da olumsuz bir sonuç çıkarmamak gerekir. Bu görüşmelerin bir kısmı sosyal çerçevede olan görüşmeler de olur.
İYİ Partiyle görüşmeler yapılıyor, bir işbirliği çerçevesi oluşacak mı, oluşmayacak mı bunu önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz, ama bununla ilgili şu anda detay açıklanabilecek bir durumda değiliz. Bir süreç var, bu sürecin umarız olumlu bir süreç ortaya çıkar ama tabi bunun da İYİ Partideki yetkililerin de tavırları olaya katkı sağlayacaktır, bir işbirliği imkanının araştırılmasına katkı sağlayacaktır. Onun için şu aşamada bu kadarını paylaşmış olalım. Biliyorsunuz bir de MHP’yle Sayın Erdoğan arasında bir görüşme trafiği var onu da herhalde sorarsınız.
Soru- Biz de tam onu soracaktık. Efendim AK Partiyle MHP arasında yerelde ittifak için yeniden bir görüşme trafiği başlıyor bugün itibariyle. Belirli illerde olabileceği ifade ediliyor tüm Türkiye genelinde olmasa da. Bir, bunu nasıl okuyorsunuz? İki, böyle bir işbirliğinin olması durumunda sizin İYİ Partiyle kurmak üzere olduğunuz ya da yürüttüğünüz işbirliği sürecini nasıl etkiler, daha da pekiştirir mi?
Oğuz Kaan SALICI- Şimdi saray şunu görüyor, toplum 24 Haziran seçimlerine giderken belki yeterince farkında değildi, ya da yeterince hissetmiyordu. Ama bugün itibariyle Türkiye’nin önemli sorunları açısından iyice sıkılmış durumda. Ekonomi de bunun en önde gelen konularından bir tanesi. Dolayısıyla şu anda az önce açıklamış olduğumuz rakamlar mutfakla ilgili rakamlar, yani domates, patates ve soğan fiyatları. Türkiye’de her evde olması gereken, her evde acil ihtiyaç olan şeyler ve bunların fiyatlarının gelmiş olduğu nokta asgari ücretin değişmediği, ciddi bir zam almadığı ve Ocak’a kadar da değişmeyeceği bir ortamda vatandaşımızın günlük yaşantısının ne kadar zorlaştığını gösteriyor. Bunu saray da görüyor. Bu nedenden dolayı biz eğer seçimlere tek başımıza girersek ciddi bir sıkıntı yaşarız duygusu içindeler. MHP’yle bir ay önce, biraz sonra okuyacağım, ağır sözler ederek ayrışmış olmalarına rağmen bir grup toplantısında bir Salı günü önce MHP Genel Başkanına Sayın Bahçeli, sonra Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Erdoğan açıklamalar yaptıktan sonra tekrardan bir ay sonra bir araya geliyor olmaları tam anlamıyla bir paniğin göstergesi. Kendi partilerinin adına kendi başlarına seçime giremeyeceklerini, böyle bir özgüvene sahip olmadıklarını açık bir şekilde gösteriyor. Bakın Sayın Bahçeli ne demiş, “Kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız” demiş tam bir ay önce arkadaşlar çok uzun bir zaman değil. Hiçbir ittifak, yok sayılma, tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta kalmayacaktır. Diğer tarafın üstten bakması, parmak sallamasıyla yaşamayacaktır. Pozisyon hatırlatması, çatladı, çatlıyor ihbarlarıyla, şartların kollanmasıyla varlığını idame ettiremeyecektir. Dürüst olmadan eşitler arası ilişki sürmeyecektir. O gün dürüst olmayan, eşit olmayanlar arasında kurulduğu iddia edilen bir ilişki bugün hangi gerekçeyle birden dürüstlük çerçevesi içine girmiştir ve eşitler arasında bir ilişkiye dönüşmüştür. Bunun sonucunu bu görüşmeler yapıldıktan sonra biz de merakla arayacağız, hep beraber soracağız.
Soru- İYİ Partiyle görüşmelerin devam ettiğini söylediniz efendim. Saadet Partisiyle ilgili de bir görüşme trafiği planlanıyor mu? Kılıçdaroğlu, Karamollaoğlu bir araya gelebilecek mi? Bir de AİHM’in Selahattin Demirtaş’la ilgili vermiş olduğu bir karar var. Bununla ilgili de hükümet kanadından ve Cumhurbaşkanından değerlendirmeler geldi tanımıyoruz bu kararı şeklinde. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Oğuz Kaan SALICI- Sayın Erdoğan yargı kendisinin istemiş olduğu yönde bir karar verdiği zaman yargının bağımsız olduğunu, yargıya saygı duyduğunu, verilen kararların milletin iradesi çerçevesinde şekillendiğini ifade eder. Kararlar onun hoşuna gitmediği zaman tanımıyoruz der, nereden çıkardınız der, size göre mi bu ülkeyi yöneteceğiz der. Sayın Erdoğan kendi işine gelen kararlara karşı müşfik, kendi işine gelmeyen kararlara karşı eleştirel bir yaklaşım içinde. AİHM Türkiye’nin tanıdığı ve almış olduğu kararların bağlayıcı olduğu bir mahkeme. Biz Avrupa Konseyinin kurucu üyelerindeniz arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Konseyinin kurucu üyelerinden. Dolayısıyla kurucu üyesi olmuş olduğumuz bir örgütün, bir organizasyona bağlı bir mahkeme ve bizim de anayasa madde 90’da tanıdığımız vermiş olduğu kararları yasalarla birlikte bağlayıcı bulduğumuz bir mahkemenin kararlarına “bağlayıcı değildir, nereden çıkardınız, siz kendi işinize bakın” gibi ifadelerle karşı çıkmak doğru değildir. Mahkemenin verdiği karar hoşumuza gitmeyebilir, hoşumuza gide de bilir ama mahkemenin vermiş olduğu karar bağlayıcıdır. Biz o mahkemelerin vermiş olduğu kararlara saygı duymak durumundayız. AİHM’nin kararları ne kadar bağlayıcı ise, Türkiye Cumhuriyetinin vermiş olduğu mahkemelerinde kararları o kadar bağlayıcıdır. Onlara da saygı duymamız gerekir. Eleştirebiliriz, ama saygıda kusur etmemek lazım.
Sayın Erdoğan’a hatırlatmak lazım, AİHM’nin vermiş olduğu kararlarla ilgili bir sıkıntısı var idiyse kendisi neden AİHM’ye daha önce başvurdu, hak arama yönünde bir çaba gösterdi? Bunları da kendisine hatırlatmak lazım.
Soru- Saadet Partisi?
Oğuz Kaan SALICI- Saadet Partisiyle ilgili önümüzdeki günlerde bir randevu talebimiz olacak arkadaşlar.
Soru- Tam bu ittifaklarla ilgili efendim, dün aslında grup toplantısı sonrasında CHP milletvekillerinin bu yöndeki görüşlerini sorduk. HDP’yle bir işbirliği konusunda çok sıcak mesajlar verdiler. Bu işbirliği nasıl yansıyacak? 31 Mart’ta nasıl bir formülle daha doğrusu sahaya yansıtılacak CHP ve HDP arasında?
Oğuz Kaan SALICI- Yani milletvekillerimizin vermiş oldukları mesajlardan Cumhuriyet Halk Partisiyle HDP arasında bir işbirliği var bu 31 Mart’a nasıl yansır diye soruyorsunuz?
Soru- Bu yönde sıcak mesajlar verdiler yapılması gerekir, yapılmalı yönünde.
Oğuz Kaan SALICI- Saadet Partisiyle ilgili de sıcak mesajlar verir bizim arkadaşlarımız. Biliyorsunuz 24 Haziran’da biz birlikte bir ittifakın, millet ittifakının çerçevesi içindeydik. Benzer bir durum İYİ Parti içinde geçerli. Dolayısıyla bunların tamamı görüşmelere bağlı, ama bizim şu anda HDP’yle bir resmi görüşmemiz yok. Ama Saadet Partisiyle önümüzdeki günlerde bir randevu olacağını söylüyoruz, İYİ Partiyle halihazırda görüşülüyor. Elimizdeki veriler bunlar şu an itibariyle.
Soru- Efendim Saadet Partisinden randevu talebi Genel Başkan düzeyinde mi olacak yoksa kurmaylar mı?
Oğuz Kaan SALICI- Genel Başkan düzeyinde olacak.
Soru- Efendim Sayın Genel Başkanın bazı röportajları yayınlandı BBC Türkçe ve Habertürk gazetesinde. Oradaki yaptığı açıklamalardan birinde “İYİ Partinin yüksek olduğu yerlerde İYİ Partiyi destekleyebiliriz” şeklinde bir ifadesi benim dikkatimi çekti. Bu İYİ Partiyle yürütülen işbirliği çalışmalarında böyle bir durum söz konusu mudur? Yani Cumhuriyet Halk Partisi İYİ Partinin daha çok oy alacağı veya aldığını gördüğü yerlerde bir büyükşehir belediyesini ya da il belediyesini İYİ Partiye bırakabilir mi? Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Oğuz Kaan SALICI- Şimdi sorunun birinci bölümü yani Sayın Genel Başkanın ifade etmiş olduğu bölüm bir öneri, bir çerçeve. Bu öneri İYİ Parti ile görüşme yapan arkadaşlarımız tarafından değerlendirilir, İYİ Partili yetkililer tarafından değerlendirilir. Ama bugün itibariyle somutlaştığına dair ya da nasıl bir yöntemle bu işbirliğinin netleşeceğine dair bir şey söylemek mümkün değil. Çünkü süreç devam ediyor. Sürecin sonucunda umarız ki olumlu bir durum gerçekleşir. Ama olumlu bir durum gerçekleşirse de, gerçekleşmese de bunun detaylarını sizlerle paylaşacağız. Bu tür zamanlarda öneriler olur. İYİ Parti tarafından da olabilir, Sayın Genel Başkanımızın da önerileri var. Bu öneriler oturup aynı çerçeve içinde yapıcı bir şekilde ele alınacaktır.
Soru- Bugün bir de eğilim yoklamasıyla ilgili MYK’nın gündemine geleceğine dair bilgi almıştık. Eğilim yoklamasının yapılacağı iller belli oldu mu acaba?
Oğuz Kaan SALICI- Şöyle, eğilim yoklaması biliyorsunuz son Parti Meclisimizde Parti Meclisimiz eğilim yoklaması yapılabileceğine dair bir karar aldı. Bu kararı uygulama imkanı da MYK’da. MYK’da peyderpey nerelerde eğilim yoklaması yapılabilir, örgütlerimizden bu konuda gelen talepler çerçevesi içinde eğilim yoklaması yapılabilecek yerlerle ilgili bir çalışma yapılıyor. Ama bu illa bu MYK’da ortaya çıkacak ya da bir sonraki MYK’da topluca bir liste olarak açıklanacak anlamına gelmiyor. Eğilim yoklaması bir ihtiyaçtan doğuyor. Bu ihtiyaca karşılık düşen seçim bölgelerinde Cumhuriyet Halk Partisi eğilim yoklaması yapacak.
Sorular bittiyse benim sizlere bir sorum var. Şimdi değerli arkadaşlar sorum sizlere değil, sorum Sayın Bakana da sizler üzerinden sormuş olalım. Şimdi basına yansıdı, bir firma 28 – 29 lira civarında bir fiyattan Et ve Süt Kurumuna et satıyor. Yani 28 – 29 lira kilogram fiyatı. Normalde üreticiler kendi etlerini satmak için birkaç ay sıra beklerken, yani hayvanlarını kesime göndermek ve onun üzerinden de bir gelir elde etmek için sıra beklerken bu firma Diyarbakır Kombinasında hiçbir sıra beklemeden götürmüş olduğu hayvanların tamamını satıyor ve kilogramı 28 – 29 liradan paraya çevirip bunu tahsis ediyor. Buraya kadar sorun yok. Sorun şurada… Et ve Süt Kurumu biliyorsunuz üç market zinciri üzerinden topluma ucuz et veriliyor. Aynı firmaya yani kendisinden hayvan alımı yaptığı, 28 – 29 liradan hayvan alımı yaptığı, et alımı yaptığı firmaya kilosu 20 liradan tekrar et satıyor, o da bu eti bu zincir firmalara veriyor. Şimdi burada bir anormallik var Sayın Bakan, bu anormallik bir bu firma kim? İki, bu firmaya niye böyle bir imtiyaz sağlıyorsunuz? Üçüncüsü, bu kadar aleni bir usulsüzlük siz daha önce hayatınızda gördünüz mü?
Hepinize teşekkür ediyorum arkadaşlar, kolaylıklar diliyorum.
30.11.2024
30.11.2024
29.11.2024
29.11.2024