14.11.2024

Zeliha Aksaz Şahbaz'dan, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü Açıklaması...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Şahbaz, "Ülkemizde şu an 9.5 milyon tedavi altında diyabet hastası var ve bu sayının her geçen yıl daha da artması, sağlık sistemimizdeki büyük bir eksikliğin göstergesidir" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Dünya Diyabet günü dolayısıyla diyabet hastalarının yaşadığı zorluklara dikkati çekti. Hükümetin bu konuda duyarsız davrandığını belirten Şahbaz, açıklamasında şunları kaydetti:

Bugün, Türkiye’nin en önemli sağlık sorunlarından biri olan diyabet ile mücadele günü. Diyabetin sadece bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda bir sosyal ve ekonomik kriz haline geldiği ülkemizde, ne yazık ki hükümet ve ilgili kurumlar bu soruna karşı etkin ve sürdürülebilir çözüm üretmekte duyarsız davranmaktadır.

Ülkemizde şu an 9.5 milyon tedavi altında diyabet hastası var ve bu sayının her geçen yıl daha da artması, sağlık sistemimizdeki büyük bir eksikliğin göstergesidir. Türkiye’nin diyabet prevalansı, Avrupa ve dünya ortalamalarının çok üzerindedir. 2021 yılı itibariyle 20-84 yaş arası diyabet prevelansı 15.9’dir. Ülkemizde her yıl binlerce diyabet hastası organ kaybı yaşamaktadır. Fiziksel aktivite yetersizliği oranı yüzde 42.4 iken ülke nüfusunun üçte biri obezdir. Artan yoksullukla birlikte toplumun büyük bir kesiminde proteinden fakir, karbonhidrat yoğun beslenme obezite ve diyabet sorununu artırmaktadır.

Türkiye’de, 26 bini çocuk olmak üzere toplam 300 bin tip 1 diyabet hastası bulunmaktadır. Hastaların yaşam kalitesini artırmak ve komplikasyonları önlemek için, kan şekeri ölçüm sensörleri ve insülin pompası kullanımı hayati öneme sahiptir. SGK tarafından bedelsiz olarak sağlanması gerekmektedir.

Tip 1 diyabet tedavisinde kan şekeri sensörleri ile birlikte insülin pompası kullanımı ve devlet tarafından ücretsiz olarak hastaların erişimine sunulması zorunludur. Aksi takdirde, bu hastalar, yaşamlarını sürdürebilmek için her gün parmak ucu defalarca delinerek kan şekeri ölçümü gibi çok daha ağrılı tedavi süreçleri ile büyük bir mağduriyet yaşamaktadırlar.

Diyabetli bireylerin yaşadığı mağduriyetler bir an önce göz önünde bulundurularak sağlık sistemi yeniden yapılandırılmalı, diyabetle mücadelede somut ve sürdürülebilir adımlar atılmalıdır. Sağlıklı beslenme olanaklarının artırılması, sağlık hizmetlerine erişim, eğitimli personel desteği, erken teşhis ve tedavi imkânlarının artırılması, kan şekeri ölçüm sensörleri ve insülin pompasının ücretsiz sağlanması gibi temel alanlarda atılacak adımlar, sadece diyabetli hastalar için değil tüm halkımızın sağlığı için kritik öneme sahiptir.

Tip 1 diyabetli çocukların tedavisinde, insülin pompası ve kan şekeri ölçüm sensörleri gibi teknolojik yeniliklerin kullanılabilirliği yaşamsal önemdedir. Ancak, ülkemizde bu teknolojilere ulaşım, maddi koşullara terk edilmesi nedeniyle kullanımı oldukça kısıtlıdır. Bu noktada, Ankara Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere yerel yönetimlerimiz inisiyatif alarak Tip 1 diyabetli öğrencilere yönelik "Diyabet Sensörü Destek Programı" başlatmıştır. Yerel Yönetimlerin sunduğu destekler önemli olsa da bu konuda esas olan bütüncül yaklaşımdır ve sorumlu Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumudur.

Diyabetli hastaların yaşam kalitesini artıracak tedavi ve takibinde görevli olan sağlık profesyonellerinin istihdamı ve eğitimi yetersiz kalmaktadır. Diyabetli hastaların doğru tedavi ve bakım alabilmesi için diyetisyen, hemşire ve fizyoterapist gibi kritik sağlık profesyonelleri daha yaygın bir şekilde istihdam edilmelidir. Okullarda sağlıklı beslenme için yoğun karbonhidratlı atıştırmalık ve fastfood yerine en az bir öğün okul yemeği verilmesi yaşamsaldır.

Diyabet hastalarına yönelik diyabet önleme stratejileri, tedavi olanaklarının bütüncül bir yaklaşımla, her alanda ve her seviyede uygulanması, halk sağlığı konusunda büyük kazanımı beraberinde getirecektir. Diyabetin sistemli bir şekilde önlenmesi ve tedavisi ile komplikasyonların kontrol altına alınması, ülkemizin sağlık harcamalarında da yaklaşık yüzde yirmi beş oranında tasarruf sağlayacaktır.

Bu ülkede, her bireyin eşit ve kaliteli sağlık hizmetine ulaşma hakkı vardır. Sağlıkta eşitsizliği sonlandırmak, diyabet hastalarına yönelik politika ve uygulamalarda köklü değişiklikler yapmak, bir an önce hastalarımızın gerekli tedavilere ücretsiz ulaşımı sağlanmak zorundadır.