14.12.2024
14.12.2024
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in TBMM’de yaptığı bütçe konuşmasına ilişkin, "Sayın Bakan, savunma kapasitesini güçlendirmeye yönelik bazı önemli tespitler ve genelde istatistiki bilgiler içeren bir konuşma yapmakla birlikte, halkımızın ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) beklentilerini karşılayacak kritik başlıkları maalesef göz ardı etmiştir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Milli Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler’in TBMM’de yaptığı bütçe konuşmasını değerlendirdi. Bağcıoğlu yaptığı yazılı açıklamada, "Sayın Bakan, savunma kapasitesini güçlendirmeye yönelik bazı önemli tespitler ve genelde istatistiki bilgiler içeren bir konuşma yapmakla birlikte, halkımızın ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) beklentilerini karşılayacak kritik başlıkları maalesef göz ardı etmiştir” dedi. Bağcıoğlu, şunları kaydetti:
"Sayın Bakan, konuşmasında şehit aileleri ve gazilerimizin tüm sorunlarıyla ilgilenildiğini ifade etmişse de, CHP tarafından TBMM'ye sunulan ve Türk milletine emanet aziz şehitlerimizin aileleri ile fedakâr gazilerimizin yaşam şartlarını iyileştirmeyi amaçlayan 18 kanun teklifi hâlâ ilgili komisyonlarda bekletilmektedir. Şehit ailelerimizin ve gazilerimizin yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik adımların atılmaması, yalnızca bir eksiklik değil, büyük bir vicdani sorumluluktur. Bu tekliflerin sürüncemede kalması, kamu vicdanını yaralamaktadır.
Sayın Bakan, savunma sanayisindeki gelişmeleri son 20 yıl çerçevesinde değerlendirerek bu alandaki başarıları bir gurur kaynağı olarak sunmuş ve haklı bir şekilde övgüyle dile getirmiştir. Ancak, bu başarıların temelini atan ve ASELSAN, TUSAŞ gibi kurumları 40-50 yıl önce kurarak bugünkü güçlü savunma altyapısının zeminini hazırlayanlara yönelik bir vefa duygusu ifade edilmemiştir. Geçmişe duyulan saygı, yalnızca moral ve motivasyonu artırmakla kalmaz, aynı zamanda savunma sanayisinin geleceği için sürdürülebilir bir temelin oluşturulmasını sağlar. Bugünkü başarıların geçmişteki özverili çalışmaların eseri olduğunu hatırlatmayı, vefanın gereği olduğunu düşünüyoruz.
Her ne kadar bu projeler Savunma Sanayii Başkanlığı’nın koordinesinde yürütülse de Sayın Bakan’dan harekat ihtiyaç makamı olarak Altay tankı, milli muharip uçak tedariki ve TF-2000 hava savunma harbi muhribi projeleri konularında bir açıklama beklerdik. Altay tankı projesindeki yıllardır süren belirsizlik, milli güvenliğimizi olumsuz etkilemekte ve kara kuvvetlerimizin modernizasyonunu engellemektedir. Milli muharip uçak tedarikinde somut bir ilerlemenin olmaması, stratejik hava gücümüzün geleceği açısından endişe yaratmaktadır. Türk donanmasının hava savunma kabiliyetini artırmak için kritik öneme sahip olan TF-2000 projesinde de kamuoyuna bir yol haritası sunulmamıştır. Bu konuların açıklığa kavuşturulması bir zorunluluktur.
"TSK’nın potansiyelinin bu şekilde değerlendirilmesi toplumsal bir zorunluluktur"
Diğer önemli bir husus ise; GATA ve asker hastanelerinin kapatılmasının üzerinden sekiz yıl geçmesine rağmen, askeri sağlık altyapısının yeniden tesis edilmesine ilişkin hiçbir somut adım atılmamıştır. Dünya çapında Türk Silahlı Kuvvetleri kadar yoğun harekât faaliyeti icra eden ancak askeri sağlık sistemi olmayan bir ordu bulunmamaktadır. Muvazzaf personelin ve emeklilerin sağlık ihtiyaçlarında yaşanan aksaklıkların giderilmesi için askeri sağlık sisteminin yeniden tesis edilmesi gereklidir. Bu sistem, sadece ordumuzun moralini artırmakla kalmaz, afet durumlarında halk sağlığına da ciddi katkılar sağlar. Sayın Bakan konuşmasında, TSK’nın afet yönetimindeki rolünü yalnızca ‘destek çözüm ortağı’ olarak tanımlamış, ancak bu konudaki stratejik eksikliği gidermeye yönelik bir plan sunmamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, afet durumlarında yalnızca destek sağlayan bir kurum değil, ülke çapında birincil çözüm ortağı olmalıdır. Bu yaklaşım, afetlere müdahale kapasitesini artıracak, halkın TSK’ya olan güvenini pekiştirecektir. TSK’nın potansiyelinin bu şekilde değerlendirilmesi, yalnızca askeri bir ihtiyaç değil, aynı zamanda toplumsal bir zorunluluktur.
"Sayın Bakan’dan teğmenler konusunda daha net adımlar bekliyoruz"
Askeri okulların kuvvet komutanlıklarıyla olan bağlarının kopması, eğitim sisteminin kurumsal yapısından uzaklaşmasına yol açmaktadır. Bu durum, askeri personelin kuvvetlerin ihtiyaçlarına göre yetişmesini engellemekte ve sistemin etkinliğini azaltmaktadır. Askeri okullar ile kuvvet komutanlıkları arasında güçlü bağların yeniden tesis edilmesi, eğitim sistemini daha etkin hale getirecek ve TSK’nın profesyonel gücünü artıracaktır. Son 8 yılda etkinliği azalan askeri eğitim sisteminin alınan derslerle yeniden yapılandırılması gerektiği açıktır. Sayın Bakan, bütçenin soru-cevap kısmında, emekli astsubaylar ve emekli binbaşıların özlük haklarına yapılacak iyileştirmeye ilişkin kanun teklifinin 2025 yılında tekrar TBMM’ye sunulacağını ifade etmiştir. Ancak bu konunun çözümü için daha hızlı ve somut adımların atılması şarttır. TSK’nın muvazzaf personelinin fedakârlıkları ülkemizin güvenliği için ne kadar önemliyse, emekli personelin haklarının iyileştirilmesi de aynı derecede önemlidir. Teğmenler meselesi, yalnızca partimizin takip ettiği bir konu olmaktan çıkmış ve milletimizin ortak meselesi haline gelmiştir. Yüksek Disiplin Kurulunun gündeminde olan bu sorunun çözümü, yalnızca genç subaylarımızı değil, milletimizi doğrudan ilgilendirmektedir. Bu mesele, genç subaylarımızın hakları kadar, ülkemizin gelecekteki savunma gücünü de yakından ilgilendirmektedir. Sayın Bakan’dan bu konuda daha net adımlar bekliyoruz."
14.12.2024
14.12.2024
13.12.2024
13.12.2024