12.11.2024
12.11.2024
CHP Ticaret Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Demir, “Asgari ücret ve emekli maaşlarının yetersizliği hepimizin bildiği bir gerçekken, aslında sadece asgari ücretliler değil, tüm sabit gelirli çalışanlar aynı sıkıntıyı yaşıyor. 2022'de yapılan vergi düzenlemesi yeterli olmadı ve 2025'te ne olacağı hala belirsiz” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Demir; gelir vergisi tarifesindeki ilk dilimin ne kadar düşük kaldığını, çalışanların daha fazla vergi ödemek zorunda kaldığını ve vergi sistemindeki adaletsizliği detaylı bir şekilde anlattı. Genel Başkan Yardımcısı Demir ayrıca, vergi dilimi konusunda atılması gereken adımları ve çalışanların daha adil bir vergi sistemi için neler beklediğini açıkladı.
Demir, sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı videoda şu açıklamalarda bulundu:
“Ücret geliri elde edenlerin vergi dilimi hakkında konuşmak bu konudaki önerimi sizlere iletmek için karşınızdayım.
Hepimiz biliyoruz ve her platformda dile getiriyoruz, asgari ücretliler ve emekliler geçim derdi çekmekte. Ve bunu her zaman her platformda dile getirmeye de devam edeceğiz. Ancak bir gerçek var ki; sadece asgari ücretliler ve emekliler değil ücret geliri elde eden bütün sabit gelirliler geçim derdi çekmekte. Asgari ücretin vergi yüküne ilişkin 2022 yılında bir düzenleme yapıldı, fakat bu düzenleme yetersiz kaldı. Ülkemizde biliyoruz ki sadece asgari ücretli değil milyonlarca çalışan da asgari ücretin üzerinde buna yakın ücretler elde etmekte. Çalışanlar elde ettikleri ücret dolayısıyla vergi ödemektedirler. Ancak bu vergiyi doğrudan kendileri vergi dairesine ödemiyor, çalıştıkları iş yerlerinde maaşlarından kesilerek onlar adına vergi idaresine ödeniyor. Buna gelir vergisi stopajı deniyor. Ve ilk vergilendirme dilimi yüzde 15’ten başlıyor, yüzde 40’a kadar ulaşıyor. Ücret geliri elde edenler için 2024 yılı gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 110 bin liradır. 2025 yılında bunun ne olacağını önümüzdeki günlerde birlikte göreceğiz. Ancak bu tutar yetki kullanılmazsa yeniden değerleme oranı ile birlikte artırılmaktadır. Ekim ayı enflasyonu ile birlikte gördük ki yeniden değerleme oranı yüzde 43.93 olmuştur. Yani hiçbir düzenleme yapılmazsa 2025 yılında gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi yaklaşık 158 bin lira civarında olacak. Bu tutarın ne kadar az kaldığını analiz edebiliriz. Son 24 seneye 2000 yılından itibaren baktığımızda asgari ücret ve gelir vergisinin ilk dilimi arasındaki oranı incelediğimizde bu oranın gitgide düştüğünü, bu düşüşün devletin vergi gelirlerini artırmak amaçlı olduğunu görebiliriz. İlk dilim neden önemlidir çünkü ilk dilim çalışanlar için ne kadar geç aşılırsa 2. dilime o kadar geç girilir, çalışanlardan kesilen vergi o kadar az olur. Bu biraz önce de ifade ettiğim gibi yüzde 15’ten yüzde 40’a kadar çıkmaktadır. Tabii ki geliri çok fazla olan, çok fazla gelir elde eden çalışanların gelirlerine orantılı olarak artan oranlı daha fazla vergi ödemeleri makul ve doğru olandır. Ancak vergi sistemi, dolaylı vergilere ve kesinti yoluyla alınan vergilere dayandığından, bu vergi adaletini bozmaktadır. 2025 yılında da değişik bir şey olmayacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilen 2025 yılı bütçe teklifinde 11 trilyonun üzerindeki vergi gelirinin yüzde 20’sinin, yani 1/5’inin gelir vergisinden elde edilmesi hedeflenmektedir. Bu gelir vergisinin de çok büyük bir kısmının -ki oran yüzde 92- çalışanlardan kesilecek vergiler ve serbest meslek erbabından kesilecek vergilerle elde edileceği hedeflenmektedir. Biraz önce ifade ettiğim gibi asgari ücretlilerin vergi istisnası yoluyla korunması hedeflenmiş ancak yanlış bir mantıkla yapıldığı için yeterli olmamıştır. Neden yeterli olmadığını şöyle izah edelim. Türk-İş ekim ayı enflasyonuyla birlikte geçtiğimiz günlerde açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 20 bin 432 TL. 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 66 bin 553 TL’dir. Ülkemizdeki milyonlarca çalışan açlık ve yoksulluk sınırı arasında ücret almaktadır. Asgari ücret almasa bile asgari ücretin biraz üzerinde, biraz daha üzerinde yoksulluk sınırına kadar gelir elde edenler vergi dilimleriyle karşı karşıyadır. Onlardan yapılacak kesintiler onları mağdur etmektedir. Aslında şöyle izah etmekte fayda var. Yoksulluk sınırı 66 bin 553 TL ise bunun brüt tutarı yaklaşık 89 bin TL’dir, aylık. Bunu yıllığa vurduğunuzda 1 milyon liranın üzerinde bu tutar elde edilmektedir. Yani yoksulluk sınırında yaşayanlar, yoksulluk sınırının altında yaşayanlar, gelir vergisi tarifesiyle yüzde 15’ten başlıyor, yüzde 40’a kadar vergilendirmeye tabi tutulacak. Çünkü vergi dilimleri çok düşük kalmıştır. Önerimiz ise nettir. Vergide adaleti sağlamak için ilk adım ücretlilerin lehine atılmalıdır. Ücretli ve sabit gelirlilerin yıllar içerisinde eriyen vergi dilimi tutarları acilen güncellenmelidir. Ve 2025 yılı gelir vergisi tarifesinin yüzde 15’lik vergiye isabet eden ilk dilimi 1 milyon lira olmalıdır.”
Bugün, Türkiye'deki ücret geliri elde eden çalışanların karşılaştığı vergi dilimi sorununu masaya yatırıyoruz. Asgari ücret ve emekli maaşlarının yetersizliği hepimizin bildiği bir gerçekken, aslında sadece asgari ücretliler değil, tüm sabit gelirli çalışanlar aynı sıkıntıyı… pic.twitter.com/NBf3TxbliY
— Volkan Demir (@VolkanDemirCHP) November 12, 2024
26.11.2024
26.11.2024
26.11.2024
25.11.2024