03.12.2022
03.12.2022
CHP’nin “İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması”, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, grafiklerle yaptığı konuşmada; şunları söyledi:
Değerli katılımcılara ve meslektaşlarıma selam ve saygılarımı iletiyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin bu önemli etkinliğine davetiniz için teşekkür derim. Partinizin bir süredir ekonomi vizyon belgesi üzerinde çalıştığını, nazik sunum davetiniz vesilesiyle öğrendim. Bu çalışmanın Türkiye’nin mevcut iktisadi zorluklarını aşmasında tüm kesimlere faydalı olmasını diliyorum.
Değerli katılımcılar, bizler burada siyaset üstü kimliğimizle Türkiye’nin tartışmalarına katkı sunabilmek gayesiyle bulunuyoruz. Türkiye hem bölgesinde, hem de dünyada cereyan eden büyük değişimler ve devrimler sebebiyle hayati bir dönemden geçiyor. Tam da böylesi zamanlarda Türkiye’nin bütün evlatları olarak el ele verebilmeyi ülkemizin menfaati için en iyi fikirleri üretebilmeyi ben de çok değerli buluyorum. Bu bağlamda birçok kez Türkiye’de de farklı platformlarda görüşlerimi aktardım. Bugün de bu çerçevede alanım olan sanayi politikaları ve istihdam hakkındaki görüşlerimi sizlerle paylaşacağım.
Başlamadan önce belirtmem gerekiyor ki, burada göstereceğim her grafik kendi araştırma ekibimle oluşturduğum grafiklerdir. O sebeple bütün çalışma arkadaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum.
Şimdi ilk grafikle başlayalım isterseniz. Bu, Türkiye’deki milli geliri zaman içerinde gösteriyor. 1960 yılından itibaren tüm OECD ülkeleri, Türkiye de dahil olmak üzere, kişi başı milli geliri çiziyoruz. Yalnız çizmeyi kolaylaştırmak için de 1960 senesindeki en zengin ülke olan ABD’ye oranla çizdim bu grafiği. Bu ne demek? 1960 senesinde Türkiye’nin milli geliri ABD’nin yaklaşık yüzde 20’si civarındaymış. Peki zaman içerisinde ne olmuş? Bu, bütün OECD ülkelerine bakarsanız buradaki gri çizgelere OECD ülkelerinin çoğu ABD’ye doğru yakınsamış, hatta bazıları ABD’yi geçmiş bile 60 yıl boyunca. Türkiye’nin durumu nedir? Ne yazık ki Türkiye olarak çok bir aşama kaydedememişiz. Ancak 2008 yılları civarında 1960’lar seviyesine gelmişiz. Ancak o kazanımlarımızı da, ne yazık ki 2013 senesinden itibaren kaybetmişiz. Bu yeşil grafikte Türkiye’yi gözlemlediğiniz gibi. Yani bugün Türkiye’nin kişi başı milli geliri ABD’nin yüzde 15’i seviyesinde. Bu grafik şu demek; evet Türkiye’de daha fazla cep telefonları kullanabiliyoruz, internet kullanabiliyoruz, yollar kullanabiliyoruz vs. Ama bu dünyanın her yerinde olan bir gerçeklik. Bu grafik bize sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerine bu cep telefonlarının geldiği, her yere internetin geldiğini gösteriyor. Hatta biz diğer ülkelere göre daha da düşük bir performans göstermişiz. Dolayısıyla bizim oturup gerçekten ekonomimizi, firmalarımız üzerinden ve girişimcilerimiz ve işgücümüz açısından incelememiz gerekiyor.
İsterseniz yavaş yavaş Türkiye’nin ekonomisinin detaylarına inelim. İlk bakmak istediğim şey firma rekabeti. Neden? Çünkü biz Türkiye’nin uluslararası alanda rekabetçi olmasını istiyorsak en önce Türkiye içerisinde rekabeti sağlamamız gerekiyor.
Peki rekabet göstergelerine baktığımız zaman ne gözlemliyoruz? Bu konuda çok detaylı çalışmalar yaptık ve çeşitli rekabet seviyesini gösterecek göstergeler ortaya çıkardık.
Örneğin istihdam yaratımı, yeni firma oluşumu ya da pazar liderlerinin pazar payları, işsizlik oranları vs. Bütün bu grafiklerden çıkan tek bir sonuç var. Türkiye’deki rekabet ortamı 2013 senesinden sonra bozulmaya başlıyor.
Dolayısıyla bu bizim Türkiye ekonomisi için ilk odaklanmamız gereken şeylerden bir tanesi, bu rekabeti tekrar yerine oturtabilmek. Bu tabi ki çok kapsamlı bir durum. Vereceğimiz teşvik politikalarına dikkat etmemiz gerekiyor, antitrust policy (antitröst politikalarına) dikkat etmemiz gerekiyor. Yani çok kapsamlı bir yaklaşımda bulunmamız gerekiyor.
Şu anda ben imalat sektörünü gösteriyorum.