Suat Özçağdaş: "YÖK'ün Kurulduğu 1980'leri Bile Aratacak Nitelikte Açık Bir Fişleme!"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Yükseköğretim Kurulu bu yazıyı üniversitelere gönderirken, üniversitelerde yaptıkları barışçıl eylemlerde polis müdahalesine maruz kalan, yurtlarına giremeyen, eğitim materyalleri ellerinden alınan, gözaltı ve tutuklama işlemleri sonrası eğitim haklarına erişemeyen öğrencilere dair neden herhangi bir tedbir almamış, ilgisiz kalmıştır." dedi.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelere gönderdiği yazıda, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası okullarda yapılan boykota katılan öğrenci ve destek veren akademisyenlerle ilgili işlem yapılmasını istedi.

CHP’li Suat Özçağdaş, Yükseköğretim Kurulunun derslerin boykot edilmesine ilişkin üniversitelere gönderdiği yazının kamuoyunda, öğrenci ve akademisyenler arasında ciddi tartışmalara yol açtığını dile getirdi. Gönderilen yazının özgür ve eleştirel düşüncenin merkezi olan üniversitelerin, akademik ve özerk yapısını zedelemekte olduğunu söyleyen Özçağdaş, gönderilen yazının anayasal haklarını kullanan öğrencilerin barışçıl eylemlere katılmasını engellemeye yönelik olduğunu aktarırken akademik ortamın sindirmeye dönük bir kısıtlama niteliği taşıdığına da dikkati çekti. Özçağdaş, konuyla ilgili TBMM'ye soru önergesi verdi.

Özçağdaş, ''Boykot yapanlar hakkında başlatılacağı duyurulan işlemler için YÖK’e bilgi verilmesinin istenmesi ise YÖK’ün kurulduğu 1980’leri bile aratacak nitelikte açık bir fişlemedir. Üniversitelere yapılan bu müdahale YÖK’ün hazırladığı 2024-2028 stratejisinde belirttiği erişim, fırsat eşitliği, kapsayıcılık, çeşitlilik, şeffaflık, işbirliği, akademik ve bilimsel özgürlük, kurumsal özerklik gibi temel üniversite değerlerine aykırı, katılımcı, şeffaf, özgür üniversite ortamını yok saymakta, kampüslerin güven, barış ve demokratik ortamını zedelemekte, isimlerin bildirilmesi ile anayasal hakları tehdit etmektedir'' dedi.

Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı Bakan Yusuf Tekin’e şu soruları yöneltti:

''Yükseköğretim Kurulu bu yazıyı üniversitelere gönderirken, üniversitelerde yaptıkları barışçıl eylemlerde polis müdahalesine maruz kalan, yurtlarına giremeyen, eğitim materyalleri ellerinden alınan, gözaltı ve tutuklama işlemleri sonrası eğitim haklarına erişemeyen öğrencilere dair neden herhangi bir tedbir almamış, ilgisiz kalmıştır?

Bu yazı sonucunda fişlenecek ve hakkında soruşturma açılacak gençlerin öğrenim haklarının kısıtlanması öğrencilerimiz için önemli mağduriyetler yaşatacaktır. Anayasal haklarını kullanan gençlerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi için hangi tedbirler alınacaktır?

Söz konusu yazının, üniversitelerin akademik ve kurumsal özerkliği üzerindeki kısıtlayıcı ve baskı kurucu olarak değerlendirilmemesinin sebebi nedir?

Yazının, akademisyenlerin eğitim öğretimi ve araştırma faaliyetlerini yürütürken akademik özgürlüklerini kısıtlaması üniversitelerin temel evrensel değerleri ile ne kadar uyumludur?''