22.08.2024
22.08.2024
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, eğitim alanındaki sorunlara dikkat çekmek için CHP’nin farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" kapsamında Zonguldak'ı ziyaret etti. Özçağdaş, Zonguldak'ta 2022 yılında lise öğrencisi Büşra Akın’ın hayatını kaybettiği okul servisi kazasını hatırlatarak, iktidarı; "Maalesef Büşra Akın yavrumuzu 14 Aralık 2022 yılında sizin beceriksizliğiniz yüzünden kaybettik. Siz işinizi doğru yapıyor olsaydınız o evlatlarınızı yaşayacaktı. Büşra da eğitim yaşamına devam ediyor olacaktı” sözleriyle eleştirdi.
CHP'nin "Eğitim Maratonu" programı kapsamında farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş'ın başkanlığındaki heyet, Zonguldak'a ziyarette bulunarak, eğitimcilerin sorunlarını dinledi. Daha sonra CHP İl Başkanlığı'na geçen CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, burada basın toplantısı düzenledi. Özçağdaş, şunları söyledi:
"Bugün sabah saatlerinde uzmanlarla toplantımızı yaptık. Çok sayıda bilgi aldık. Birazdan bazılarını da paylaşıyor olacağım. Tabii burada gerek ana muhalefet partisi olmamız, gerekse bir gölge bakanlık sistemiyle çalışarak Milli Eğitim Bakanlığı'na yönelik çağrılarda bulunuyoruz. Eksikleri dile getiriyoruz, önerilerde bulunuyoruz. Ağırlıklı olarak da Milli Eğitim sisteminde iktidarın da kabul ettiği gibi ciddi bir başarısızlık durumu söz konusu. Bu nedenle sıkça eleştiriler yapıyoruz.
İLÇE EMİRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNİ BEKLİYORUZ
Bugün ben Sayın Tekin'in bazı konularda atmış olduğu olumlu adımlardan da bahsetmek istiyorum. Kamuoyu hatırlayacaktır; bir süredir öğretmenlerimizin sağlık, aile birliği ve çeşitli nedenlerle il, ilçe emri beklediklerini dile getirmiştim. Dün Sayın Bakan il emri gerçekleşeceğini sosyal medya üzerinden duyurdu. Geç kalmış ama doğru bir adım. Bakanı ve bakanlık yetkililerini kutluyorum. Fakat ilçelerde de birbirlerinden onlarca kilometre ötede görev yapan öğretmenlerimiz var. İlçe emirlerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi ve öğretmenlerimizin sorunlarının çözülmesini bekliyoruz.
Bugün yine basına düşen bir haberde 6 ilde 30 okulun isimlerini Türkçe olması konusunda uyarıldıklarına dair bir haber çıktı. Ben Sayın Bakanı tebrik ediyorum. Türkçe hepimizin ortak dili ve Türkiye'de yabancı dillerle konulmuş adları olan kurumlardansa, kendi öz Türkçe isimlerimizi tercih ederiz. Fakat burada Sayın Bakana bir hatırlatma yapmak da benim görevim. Ben, Sayın Bakanın Türkçe kullanılması konusundaki bu çok yararlı düşüncesini, öğüdünü, genelgesini gerçekten olumlu bulduğunu söylemek isterim. Bu hassasiyeti 'maarif' gibi Türkiye toplumunu kullanmadığı, halkımızın günlük dilinde olmayan ya da buna benzer Sayın Bakanın çokça tercih ettiği, geçmiş yüzyılda kalmış dış kaynaklı kelimelerinde kullanılmaması konusunda bir örnek olmasını dilerim. Bir siyasi partinin seçim sloganının, bir ülkenin eğitim programının ismi olmaması konusunda örnek olmasını dilerim. Dolayısıyla Sayın Bakanı Türkçe'ye gösterdiği hassasiyet nedeniyle kutluyorum. Ama sadece kendisinin dışındakileri değil, aynı zamanda kendi çalışmalarında da bunu bir ilke olarak kabul etmesini umuyorum.
ÖĞRETMENLERİN, MAAŞ VE ÖZLÜK HAKLARINI YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNE ÇIKARMALARINI BEKLİYORUM
Kuşkusuz öğretmenlerimiz bir toplum önderi olarak uygun kıyafetlerle okullarda olmalıdır. Kendilerinin saygınlığına yakışır bir biçimde giyinebilmelidir. Bunun ön koşulu da öğretmenlerimize hazırlık ödeneğinin kendilerinin iktidara geldiği yılla en azından eşit seviyede olmasını sağlamaları ve maaş ve özlük haklarını yoksulluk sınırının üzerine çıkarmalarıdır.
Yine Sayın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e açık bir çağrıda bulunuyorum. Bunu geçtiğimiz haftalarda da defaatle gündeme getirdim. Sayın Bakan, eğitim sendikalarımızı hiçbir ayrımcılık yapmadan lütfen toplayınız. Onların Öğretmenlik Mesleği Kanunu'na yönelik tekliflerini, önerilerini, düşüncelerini, eleştirilerini alınız. Birlikte bir çalışma grubuyla yeni bir taslak yapınız. Bu tartışma sürecine eğitim fakültelerimizin dekanlarını, öğretim üyelerini, bu tartışma sürecine belirli alanlardaki uzman kuruluşları, meslek örgütlerine dahil edilir."
EĞİTİMİN ÇOK SORUNU VAR; BU SORUNLARLA İLGİLİ UĞRAŞMAYA, ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ
Özçağdaş, sözlerine Zonguldak'ın problemlerine değinerek devam etti:
"Zonguldak'la ilgili çok sorunlarımız var. Çocuklarımız saat 7'de derslerine başlıyorlar. 30 dakikalık derslerle 4 yılda 1 yıllarını kaybediyorlar. Buradan Türkiye'ye sesleniyorum; Zonguldak'taki birçok okulda öğrenciler 4 yılda 1 yıllarını kaybediyorlar. Bahçelievler İlkokulu yaklaşık 5 sene önce yıkıldı ve bitmesini bekliyoruz 5 yıldır. Mimar Sinan Ortaokulu depreme dayanıksız raporu nedeniyle 1,5 yıl önce yıkıldı, henüz hiçbir faaliyet yok. Çatalağzı İlkokulu depreme dayanıksız olduğu için Plevne ortaokulunda ikili öğretim yapıyor. Çok sayıda sorun var. Yani Zonguldak çok ciddi bir şekilde ikili öğretime pençesi altında. Ben Sayın Bakan'a Zonguldak'a gelmesi konusunda çağrıda bulunuyorum. Yine Zonguldak'la ilgili ikinci söylememiz gereken konu, taşımalı eğitimde yaşanan sorunlardır. Taşımalı eğitim bu iktidarın temel politikalarından bir tanesi haline geldi. Maalesef köy okulları sürekli olarak kapatılıyor. Mesela 83 köyü ve 1 beldesi olan Devrek ilçemizde sadece 7 ilkokul ve 7 ortaokul var. Çocuklar kilometrelerce uzaktaki yerlerden bu okullara taşınıyorlar. Öğrenciler taşımalı geldikleri için servisi kullanıyor. Servisi devlet karşıladığı için maalesef yeterince güvenlik hizmetleri olan, emniyet kemerleri olan, bakımları doğru yapılmış, uygun sağlık güvencesine sahip araçlar kullanılmıyor. Maalesef Büşra Akın yavrumuzu 14 Aralık 2022 yılında sizin beceriksizliğiniz yüzünden kaybettik. Siz işinizi doğru yapıyor olsaydınız o evlatlarınız yaşayacaktı. Büşra da eğitim yaşamına devam ediyor olacaktı. Ben Büşra'ya Allah'tan rahmet diliyorum. Eğitimin çok sorunu var. Bu sorunlarla ilgili uğraşmaya, çalışmaya devam ediyoruz. Bakanlığa gerekli konularda hatırlatmalar yapmaya devam ediyoruz."
24.11.2024
24.11.2024
23.11.2024
23.11.2024