03.09.2024

Selin Sayek Böke ile Gül Çiftçi Binici, İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı ile İlgili Basın Toplantısı Düzenledi

Selin Sayek Böke: "Bu hafta gerçekleştirecek olduğumuz 4-9 Eylül tarihleri arasındaki kurultayımız ikinci yüzyıldaki iktidar iddiamızın ve o iktidar iddiası için yani Türkiye'yi değiştirme iddiamız için ihtiyaç duyulan kurumsal değişimlerin tartışıldığı, müzakere edildiği, istişare edildiği ve bir sonuca bağlandığı sürekli bir değişimin adımları olacaktır"

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi Binici Cumhuriyet Halk Partisi İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı ile ilgili CHP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Partimiz ve Türkiye için çok önemsediğimiz ve öneminin yüksek olduğunu bildiğimiz bir haftanın içerisindeyiz. Tam da bu öneme atfen sizlerle bir araya gelmek istedik. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyeyim. Değişim denen şey sabit bir şey değildir. Statik hiç değildir. Değişim süreklidir, değişim dinamiktir ve değişim dediğimiz şey bütünleşiktir. Değişim sadece kişilerin yönetim kadrolarının değişmesi değil, değişim kurumsal yapının değişmesi, değişim iktidarın değişmesi, değişim iktidara hazırlık yolculuğudur.

Dolayısıyla bizler 4 - 5 Kasım'da gerçekleştirdiğimiz olağan kurultayımızı takip eden süreç içerisinde ilk günden itibaren değişim dediğimiz olguyu gerçekleştirmek üzere adım attık. Hatırlarsınız 4 - 5 Kasım 2023 tarihinde 38. olağan kurultayımızı gerçekleştirmiştik ve bu kurultayda bir değişim iradesi oluşmuştu. Değişimin ilk adımı bir yönetim değişikliği oldu. Ama o bir ilk adımdı. O günden başlayarak 31 Mart 2024 yerel seçimlerine hazırlanmaya başladık. Biz seçimleri değişimin önünde ve partinin iktidar iddiasının önünde bir engel veyahut da sadece bir tarih olarak görmedik. Değişim için bir sorumluluk ve fırsat olarak değerlendirdik ve dolayısıyla değişime parti yönetimine geldiğimiz gün itibariyle başladık.

Seçim sürecinde başarıyı getirmiş olan Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisi'ni birinci parti yapmış olan ve daha çok halka hizmet etme imkanını bize ve sorumluluğunu vermiş olan sonuçları neye dayandığını bugün en ince detayına kadar paylaşmayacağım. Onu konuşacağımız çok fırsat olacak. Ama şunu söyleme ihtiyacı duyuyorum. Hakikatten korkmayan, kendisini de yenileme cesareti ve dinamizmine sahip olan ve hayatın gerçekliğini kendisine temel alan bir yeni siyaset anlayışı bu değişimi ve değişimle birlikte sonucu ortaya çıkardı.

ÖLÇME DEĞERLENDİRMENİN TEMELİNİ OLUŞTURAN VERİYİ HER ŞEYDEN ÖNCE ÖRGÜTÜMÜZDEN ALDIK

İzin verirseniz bu detaylandırmayı sonra yapacağız dediğim bazı unsurları kısaca paylaşayım. Zaten hepsini biliyorsunuz ama bunları bir bütün olarak ortaya koymak Türkiye iktidar iddiamız için koyulduğumuz yolu nasıl inşa ettiğimizi de çok somut ortaya çıkartıyor. Biraz önce dedim ya hakikatten korkmuyoruz. Hakikatten korkmayanlar ölçerler, değerlendirirler, tartışırlar, veriye dayalı iş yaparlar. Nitekim biz de değişim dediğimiz sürecin başlangıcından itibaren ölçme değerlendirmeye dayalı kurumsal bir sistem kurduk ve ölçme değerlendirmenin temelini oluşturan veriyi her şeyden önce örgütümüzden aldık. Katılımcı süreçlerle, parti içi demokrasiyle örgütümüze aday süreçlerine dair görüşlerini sorduğumuz ve onların bize önerileri ışığında hareket ettiğimiz, veriyi onlardan derlediğimiz bir süreçle yola koyulduk. Biz örgütünden güç alan ve bu gücü teknolojiyle pekiştiren bir sistem kurduk. Veriyi derleyen, toplayan, analiz eden, burada kendi analiz kapasitesini kullanan ama teknolojinin imkan verdiği yapay zekadan da güç alan bir büyük sistemli ölçme değerlendirme kurumsal yapısını oluşturduk. Ölçme değerlendirme dediğimiz şey nedir? Mesela aday belirleme süreçlerinde hangi seçim çevresinde kim adaylaştırılırsa hangi siyasi profil ve ilkeler öne çıkarsa orada hizmet daha etkin sunulur sorusuna yanıt verecek olan şey veridir. Ve bir verinin ne olması gerektiğine dair kararda siyasi bir karardır esasında. Hangi veriye ihtiyaç duyulduğunu belirleyecek olanlar siyasi kararın sorumluluğunu ve temsil yetkisini üstlenmiş olan seçilmişlerdir, siyasetçilerdir.

Dolayısıyla öyle bir sistem kurduk ki, siyasilerin stratejiye karar verdiği, seçilmişlerin stratejiyi belirlediği, uzmanlardan bu strateji ışığında bilgiyi derlediği bir sistem kurduk. Yani bugünkü tek adam rejiminin aksine atanmışların değil seçilmişlerin yetki kullandığı, seçilmişlerin uzmanlardan bilgiyi derleyecek bir sisteme güvendiği bir kurumsallığı oluşturduk. Genel Sekreterliğimiz bünyesinde oluşturduğumuz bu sistem sayesinde adayların çok daha sağlıklı belirlenmesi, adayların ve örgütün saha çalışmalarının çok daha etkin işlemesi ve bu sayede de başarının gelmesi yönünde büyük bir adım attık.

İkincisi; değişim bir siyasi iradedir. Bu siyasi irade bu hafta değiştireceğimiz tüzüğe dahi dayanarak daha çok kadının, daha çok gencin sadece seçime girdiği değil seçildiği bir tabloyu ortaya çıkardı. Değişim tam da budur. Üzerine dayandığı ilkelerine, çalışmasını üzerine inşa ettiği iç tüzüğüne ve inandığı Türkiye iddiasını beklemeksizin yapmaktır değişim. Biz tüzüğü değiştirmeyi beklemedik. Daha çok kadının, daha çok gencin siyasette temsil yetkisini ve sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğine dair kararlılığımızı sadece adaylaştırarak değil seçilecekleri yerden adaylaşmalarını da güvence altına alarak gerçekleştirmiş olduk.

EŞ GÜDÜMÜ HER ŞEYİN MERKEZİNE KOYDUK

Üçüncüsü; partimizin bir bütün olarak, bütünleşik olarak, bir toplam ekip olarak birbirinden güç alan bir birliktelikle siyaset yapacağı eş güdümü her şeyin merkezine koyduk. Genel Merkez, örgüt ve yerel yönetimler arasında kimsenin ezilmediği, herkesin birlikte siyaset yaptığı, birbirinden güç aldığı ve birbirini çoğalttığı bir sistem kurduk. Bu sistem yine Genel Sekreterliğimizin koordinasyonunda ölçme değerlendirmeyle yaptığımız çalışmalardan, hukuk seçim işlerinden, bilgi işlemden, örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığından gelen bütün verileri derleyip hangi mahallede hangi toplumsal sorun olduğunu veriyle ortaya koyan, o ihtiyacı karşılayacak politika metinlerini buradan üreten ve örgütüyle bunu paylaştığında Hatay'ın Arsuz ilçesinin Uluçınar Mahallesinde şu toplum kesiminin bir sorunu var buna dair politikamız net bunu paylaşırsanız hizmet etme alanımız genişleyecek diyen bir bütünleşik eşgüdüm siyasetini burada kurduk. Yetmedi Sosyal Demokrat Belediyecilik Eşgüdüm Konseyi kurduk. Genel Sekreterliğimiz bünyesinde kurulmuş olan bu konseyde bütün yerel yöneticilerimizin sözünün duyulacağı, birbirlerini duydukları içinde kaynaklarını daha verimli kullanacakları, daha çok ve etkin hizmet sunabilecekleri bir eş güdüm ve ortaklaşmayı da Genel Merkezimizdeki bir kurumsallıkla sağladık.

Gözünüzde şunun canlanıyor olmasını dilerim. Bir saat çalışıyor, saatin her bir çarkı dönüyor, herkes üzerine düşen işi yapıyor ama o saatin içindeki çarkların birlikte çalıştığı bir eşgüdüm içerisinde tıkır tıkır işlediği bir kurumsal reformu biz değişimi başlattığımız günden itibaren inşa ettik zaten. O saati tıkır tıkır işleten farklı çarkların kendi görevlerini yerine getirirken ki yetkinliklerini daha da güçlendiren, ortaya çıkartan, birbiriyle rekabet eden değil birlikte çalışan bir yapıya kavuşmasını sağlayan eşgüdümü Genel Merkezimizde kurduğumuz ve Genel Sekreterlik bünyesinde şekillenen bu koordinasyon ve eşgüdümle hayata geçirdik bile.

Yani biz değişim için beklemedik. Değişimi parti içinde yönetime geldiğimiz günden itibaren çok somut kurumsal adımlarla başlattık. Yine değişimin en önemli parçası parti içi demokrasiyi ve katılımcılığı arttırmaktı. Biraz önce söyledim adaylar belirlenirken ilk yüzümüzü döndüğümüz, görüşünü aldığımız yer örgütümüz oldu. Parti içi demokrasi budur zaten. Tüzüğünüze yazdığınız maddeler buna güç verirler. Ama onu uygulama kararlığınız ve siyasi iradenizdir hayata onu taşıyacak olan.

BU KURULTAY İKİNCİ YÜZYIL DEĞİŞİM KURULTAYI

Bu katılımcılık birazdan Sayın Gül Çiftçi Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığımız zaten bu konuya dair sizlerle çok defa paylaştığı katılımcı işlettiğimiz tüzük sürecimizi bir kez daha paylaşacak. Ama şunu hatırlatmayı ben de görev biliyorum onların yürüttüğü bu sağlıklı çalışmanın altını çizmek adına. Mahallelerden başlayarak ilçelere, ilçelerden illere, illerden dijital platformlara her yerden örgütümüzün ve üyemizin tüzüğe dair hayalini, hedefini ve önerisini iletebileceği ve bunların birlikte müzakere edileceği bir katılımcı süreci işlettik ve bu katılımcılık kararlılığımızı devam ettiriyoruz. Şimdi işte o katılımcı sürecin sonunda ortaya çıkmış olan metnin nihai halini alacağı ve bir sonuca evrileceği de kurultayımızın eşiğindeyiz. Bu kurultayımız delegelerimizle ve onur kurulu üyelerimizle birlikte birbirimizle rahat konuşacağımız, müzakere edeceğimiz, istişare edeceğimiz katılımcı bir şekilde yarınları inşa etme kararlılığı göstereceğimiz seyircisiz bir kurultay olacak. Biz bu kurultayın isminin her şeyi söylediğini biliyoruz. Bu kurultay ikinci yüzyıl değişim kurultayı. O değişim zaten başladı. Şimdi ikinci yüzyıldaki iktidar iddiamızın sağlam temellerini oluşturacağımız bir kurultay çalışmasının başlangıcındayız. Biz bu dinamik süreçte sadece partimizde bir kurumsal değişim için yola koyulmadık. Partimizdeki kurumsal değişimin Türkiye’yi değiştirme iddiamız olarak gördük. Biz Türkiye'nin birinci partisi olarak yaptığımız bütün çalışmalarda Türkiye iktidar iddiamızın altını dolduracak, iktidarımızı hazırlayacak çalışmaları yürütüyoruz. Son yerel seçimlerde birinci parti olduk. Bunun sorumluluğunun bilincinde ve bu kararlılıkla da Türkiye iktidar iddiamızın da arkasındayız.

Dolayısıyla bu hafta gerçekleştirecek olduğumuz 4 - 9 Eylül tarihleri arasındaki kurultayımız ikinci yüzyıldaki iktidar iddiamızın ve o iktidar iddiası için yani Türkiye'yi değiştirme iddiamız için ihtiyaç duyulan kurumsal değişimlerin tartışıldığı, müzakere edildiği, istişare edildiği ve bir sonuca bağlandığı sürekli bir değişimin adımları olacaktır. Yani bu kurultay ve değişim iddiamız sadece partimize dair bir iddia değil. Bu kurultay da, değişim iddiamızda Türkiye'ye dair bir iddia. Ne yapıyorsak Türkiye'de iktidar olmak ve Türkiye'yi demokratik, adaletli, kalkınmacı, kapsayıcı, eşitlikçi yarınlara hep birlikte kavuşturmak için yapıyoruz. Bu kurultayında ana amacı bu. Bu bir Türkiye vizyonu ve bu kurultay bu vizyonun bir adımı.

SİVAS RASTGELE TOPLANTI YAPTIĞI BİR İLİMİZ DEĞİL

Geleceği inşa ederken geçmişimizden ve bir asrı aşan tarihimizden ve mirasımızdan da müthiş güç alıyoruz. Tam da bu nedenle Kurultayımızı 4 Eylül'de ilk kurultayı gerçekleştirdiğimiz Sivas'ta Genel Başkanımız ve önceki dönem Genel Başkanlarımızın katılımıyla gerçekleştireceğiz. Yani Sivas rastgele toplantı yaptığımız bir ilimiz değil. Sivas tarihi gücümüzü aldığımız altı okumuzun, ilkelerimizin ve bir asrı aşan dediğim gibi mirasımızın ilk adımlarının atıldığı yer olduğu için çok önemsiyoruz. 5 Eylül'de ayrı ayrı hem tüzük hem de program hazırlık komisyonlarımız toplanacak. Tüzük hazırlık komisyonumuz Nisan'dan beri sürdüre geldiği katılımcı süreci sonlandırmak için çalışıyor olacak. Program hazırlık komisyonumuz ise önümüzdeki bir yıl devam edecek olan katılımcı program hazırlık süreçlerinin ilk adımını atıyor olacak. Hani demiştik ya değişim bütüncüldür, bütünleşiktir diye. Değişim devam eder. Bir parçası biter yeni bir parçası başlar. Neyin başlayacağını önden bilen programlı bir yaklaşımla ilerliyoruz.

6, 7 ve 8 Eylül tarihlerinde ise kurumsal olarak yaptığımız bu reformları birbirimizle tekrar konuştuğumuz, tüzük çalışmalarımızı oylayarak nihayete erdirdiğimiz ve önümüzdeki bir sene devam edeceğimiz program çalışmalarımıza da en geniş katılımla başlattığımız 3 günlük bir çalışma programı olacak. Bu kurultay bizim kendi içimizde hummalı bir çalışma, çalıştay ve bu çalışmaları birlikte gerçekleştirdiğimiz 3 gün olacak.

Birazdan tüzüğe dair Gül Başkanım daha detaylı paylaşacak ama programın geri kalanına dairde çok heyecan duyduğumuz birlikte yapacağımız yenilikçi çalışmalara dair sizlerle paylaşmak istediğimiz detaylar var. Söylediğim gibi bu kurultay program kurultayımızın hazırlıklarını başlattığımız bir süreç olacak. Yani önümüzdeki bir yıl içerisinde partimiz programını güncelliyor, yeniliyor olacak ve bunu da en geniş katılımla kendi içinde konuşarak başlatacak sonra tüm Türkiye ile konuşarak programın güncellenmesini sağlayacak. Öyle ki biz bu 3 günün içerisinde yapacağımız çalışmaları tüm delegelerimizin değerli fikir ve görüşlerini dile getirecekleri bir katılımcılıkla, herkesin fikrinin birbiri tarafından duyulacağına imkan verecek bir kapsayıcılıkla ve en önemlisi söylenecek hiçbir cümlenin kaybolmasına izin vermeyecek bir yenilikçilik yapıyoruz. Bunların altını niye çiziyorum biliyor musunuz? Biz bu ilkeleri partimiz için değil sadece Türkiye için de önemsiyoruz. Katılımcı, kapsayıcı, yenilikçi, çağa uyumlanmış, Türkiye için hayalimiz neyse partimizde o hayali gerçekleştiriyoruz ki iktidarımızda ne yapacağımızı bugünden görelim, gösterelim, bilelim, yaşayalım. İşte bu 3 gün tam da böyle bir 3 gün olacak.

HER ŞEY DEĞİŞİR; ALTI OK VE İLKELERİMİZ DEĞİŞMEZ

Programı neden güncelliyoruz, neyini güncelliyoruz sorusunun yanıtı açık. Altı okumuz en büyük gücümüz. İlkelerimiz bizim mirasımız, vazgeçilmezimiz. Her şey değişir, altı ok ve ilkelerimiz değişmez. Değişen nedir? Dünya değişir. Değişen nedir? Türkiye'nin ekonomik koşulları değişir. Değişen nedir? Yurttaşın günlük hayatını rahat yaşayabilmesi için ihtiyaçları değişir. Biz gücünü o altı oktan ve ilkelerinden alan, mirasına sahip çıkan bir yerden işte o değişen dünya koşulları Türkiye'de yurttaşın değişen ihtiyaçlarına yanıt verecek bir program güncellemesi yapıyor olacağız ve bunu tam da hayalini kurduğumuz Türkiye nasıl işleyecekse öyle yapacağız. Yuvarlak masalarda, herkesin birbirini duyduğu, delegenin birbirinin gözünün içine bakarak birbiriyle konuştuğu, fikrini söylemekten çekinmediği, özgürce fikir beyan ettiği, istişare ve müzakere ettiği, en nihayetinde de ortak karar verdiği bir zemini bu 3 günde işletiyor olacağız. Çünkü Türkiye hayalimiz bu bizim. Demokrasi bu zaten. Katılımcı, herkesin fikrini özgürce söylediği, hiçbir kanalın kapatılmadığı, dijitalden de birbiriyle konuşan ve haberleşen yüz yüze de birbirinin gözünün içine bakan, gerekiyorsa fikir ayrılıklarını yaşayan ama ortak görüşü oluşturabilen. Tam da bu nedenle 3 farklı bölümde yuvarlak masalarda delegelerimiz, tüm delegelerimiz Genel Başkanımızda dahil olmak üzere bu çalışmalara katılıyor olacaklar.

SEÇİLMİŞLERİN BİRBİRİYLE KONUŞMASININ DEMOKRASİNİN VAZGEÇİLMEZ OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORUZ

İlk bölümde önümüzdeki bir sene içerisinde yürüteceğimiz program çalışmalarının usulüne ve yöntemine birlikte karar vereceğiz. Çünkü biz birlikte çalışacağız zaten önümüzdeki bir yıl. Ve birinci bölümde usule karar verdikten sonra ikinci bölümde çalışma masalarında yurttaşlarımızın yaşıyor olduğu temel sorunlara, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, işsizlik, gelecek kaygısı, eğitime dair yaşadığı endişeler. Tüm bunlara çare üretecek olan ikinci yüzyıl kavramlarını yani Türkiye vizyonumuzu hep birlikte konuşuyor olacağız. Ve sınır koymaksızın, saat sınırı olmaksızın konuşacağız. Bu değerlendirmeler, istişareler iki saat sürerse 2 saat sürecek, 5 saat sürerse 5 saat sürecek. Tam da bu nedenle programımızı saatli değil sadece bir akışla sizlerle paylaşıyor olacağız. Çünkü biz fikir beyanının sınırlanmaması gerektiğini, özgürce ifade edilebilmesi gerektiğini ve istişarenin seçilmişlerin istişaresinin, birbiriyle konuşmasının demokrasinin vazgeçilmez olduğunu çok iyi biliyoruz.

Ve 3’üncü bölümde de küresel ve bölgesel gelişmelerin Türkiye'deki siyasi, ekonomik ve toplumsal yansımalarını değerlendiren, bununla ilgili görüş alışverişi ve tartışmalar yürüteceğimiz bir yuvarlak masa çalışmasını devam ettiriyor olacağız. En önemlisi bu tartışmalarda sadece Türkiye'nin yarınları için önemli konuları konuşup buna liderlik yapmayacağız. Dünyadaki sosyal demokrat siyasete de tam da bu masalardan Cumhuriyet Halk Partisi liderlik yapıyor olacak. Nasıl derseniz? Sosyalist Enternasyonalin bu konuları çalışan komitesi davetimiz ışığında toplantısını kurultayımızın kapsamında gerçekleştiriyor olacak. Birleşmiş Milletlerin Eylül sonunda gerçekleştireceği yüksek seviyeli siyasi toplantısında gerçekleşecek olan Sosyalist Enternasyonal Başkanlık Divanı toplantısının çalışmaları kurultayımız kapsamında bu komisyonun çalışmalarıyla gerçekleşecek. Sayın Genel Başkanımızın başkanlık yapacak olduğu Sosyalist Enternasyonal komisyon toplantısı bu sorunları sosyal demokrat liderler düzeyinde tartışacak ve en nihayetinde Birleşmiş Milletlere sunacağı Ankara deklarasyonunu yazıyor olacak ve Sosyalist Enternasyonal Komitesi'nin hazırladığı bu Ankara deklarasyonuna Cumhuriyet Halk Partisi delegeleri katkı veriyor ve bu tartışmaların öncülüğünü yapıyor olacak. Çünkü Sosyalist Enternasyonal Komitesi bir odada kendi değerlendirmelerini tamamladıktan sonra yuvarlak masalarda delegelerimizin yürütüyor olduğu tartışmaların parçası olacaklar. Türkiye'de bu konuların nasıl tartışıldığını ve vizyonumuzu bizlerle konuşacak ve bizlerden duyuyor olacaklar. Ve en nihayetinde program hazırlık komisyonumuzun hazırlayacağı sonuç bildirgesiyle Sosyalist Enternasyonal Komitesinin hazırlayacak olduğu Ankara Deklarasyonu kurultay delegelerimiz tarafından kurultayın kapanışında oylanacak ve o oylanan Ankara Deklarasyonu Cumhuriyet Halk Partisi delegelerinin oyuyla Sayın Genel Başkanımız tarafından Eylül ayında Birleşmiş Milletlerde gerçekleşecek toplantıda sunulacak. Dünya liderlerinin katılacağı bu Birleşmiş Milletler toplantısında bizim Türkiye vizyonumuz ve bizim dünyaya dair vizyonumuz ve bizim dünyaya yaptığımız liderlikte böylece toplantıların bir parçası olacak.

BU BİR SONRAKİ TÜRKİYE İKTİDARININ YAPI TAŞLARININ ÇALIŞMA PROGRAMI

Bütün bunlardan şunun bir kez daha altını çizmek istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi kurultayının haftasındayız. Ama bu sadece Cumhuriyet Halk Partisi kurultayı haftası değil. Bu bir sonraki Türkiye iktidarının yapı taşlarının çalışma programı. Biz ikinci yüzyıl iddiamızı kurumsallaştırmak için çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki Cumhuriyet Halk Partisi kurumsallaşır ve değişmeye devam ederse Türkiye'yi değiştirecek iktidara da Cumhuriyet Halk Partisi geliyor olacak. İddiamız ve hedefimiz Türkiye'dir. İddiamız ve hedefimiz Türkiye iktidarıdır. Vizyonumuz; demokratik, katılımcı, kapsayıcı, birbiriyle konuşan, fikir özgürlüğü olan, yoksulluğa çare üretilmiş, geçim sıkıntısına çare üretilmiş, işsizliğe çare üretilmiş, gelecek kaygısına çare üretilmiş yarınlar hedefimizdir. Bu hedefin yolunun Türkiye iktidarımızdan geçtiğini çok iyi bilen bir sorumluluk ve bu bilinçle hareket ediyoruz.

Dolayısıyla bu hafta sizlerin de izleyeceği kurultayımızın tam da bu hedef için bir adım olduğunu bir kez daha sizlerle paylaşmak istedik. Yarınların çok daha aydınlık olduğu siyasi mücadelemize dair sizinle bu vizyonumuzu ortaklaştırmak istedik.

Ben şimdi sözü, tüm bu kurultay çalışmalarının içerisinde başlangıcını verecek olan tüzüğe dair çalışmalarımız için hem siyasi çalışmalarımızı, hem de teknik detayları paylaşmak üzere Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Gül Çiftçi’ye bırakıyorum.

Gül Çiftçi Binici: “Bizler Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüzüğünün Genel Merkez tarafından yazılıp ve örgütlere gönderilen bir tüzük olmasındansa örgütlerin sorunlarını içeren, örgütlerin sorunlarına cevap veren ve örgütten gelen talep doğrultusunda hazırlanmış bir tüzük olduğunu, bunu da katılımcı bir anlayışla yapmak istediğimizi ilettik ve bu doğrultuda çalışmalarımızı gerçekleştirdik.”

Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi Binici ise şunları söyledi:

20 BİN CİVARINDA ÖNERİ TOPLADIK

Teşekkür ediyorum Sayın Genel Sekreterim. Değerli basın mensupları, bugüne kadar tekil olarak sizlerle yapmış olduğumuz sohbetler ışığında en kapsamlı şekilde katılımcı bir anlayışla tüzük için neler yaptık, tüzük çalışmalarımızı nasıl gerçekleştirdik, buna ilişkin adımlarımızı nasıl attık onları paylaşmak isterim.

27 Kasım 2023 tarihli Parti Meclisi toplantımızdan sonra bir tüzük iş takvimimizi çıkarttık, iş planımızı gerçekleştirdik. Takvimimiz kapsamında çalışmalarımızı 1 Nisan'da başlattık. Önceliğimiz elbette 31 Mart'a giden süreçte seçim güvenliği idi. Seçim güvenliğini öncelediğimizden iş takvimimiz 1 Nisan itibariyle başladı. Bu kapsamda il ve ilçe örgütlerimize bir genelge göndererek çalışmalarını tarif eden hangi yöntemlerle, hangi katılımcılarla bu toplantıları gerçekleştireceklerini anlattık ve muhtarlık bölgesinden başlamak üzere üyelerimizden katkı sunmak isteyen yurttaşlarımızdan görüşlerini alacakları bir dizi program hazırladık. 1 Nisan itibariyle muhtarlık bölgelerinden başlayan çalışmalarımız ilçe başkanlıklarımızca raporlandı. Çeşitli süzgeçlerden, toplantılardan geçerek il başkanlıklarımıza rapor halinde iletildi. İl başkanlıklarımız aynı kapsamda ilçelerinden gelen bu raporları ilin önde gelen demokratik sivil toplum örgütleri ve meslek odalarını da sürecin içerisine katarak Genel Merkezimize gönderilmek üzere rapor haline getirdi. 81 ilden öncelikli olarak tüzük raporlarımızı bu şekliyle toplamış bulunduk.

Biz bu esnada ne yaptık? oneri.chp.org.tr adresi üzerinden gerek yurttaşlarımızdan gerekse üyelerimizden 20 bin civarında öneri topladık. Tüm bu gelen önerileri, tüm bu raporları başlıklar altında tasnifledik. Ardından önceki Genel Başkanlarımızla Sayın Genel Başkanımızın yaptığı konuşmalarla onların önerilerini topladık. Genel Başkanımızın 4 - 5 Kasım kurultayından bu tarafa o kurultay dahil olmak üzere tüzüğe ilişkin bütün söylemlerini çıkarttık ve onları ayrı bir başlık altında topladık. Daha önce partimizde görev yapmış milletvekillerimize ve Parti Meclisi üyelerimize birer mektup yazdık ve yazılı olarak görüşlerini istedik. Benden önce Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yapmış bütün parti büyüklerimizi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezinde bir toplantı yapmak üzere buraya davet ettik. Onlarla çok kapsamlı bir toplantı gerçekleştirdik. Mevcut tüzüğümüzün işleyen yönlerini, aksayan yönlerini, değişmesi gereken yönlerini uzun uzadıya tartıştık, sohbet ettik, konuştuk. En nihayetinde şu anda aktif görevi olan Parti Meclisi üyelerimize ve milletvekili grubumuza yazı yazarak onların görüşlerini topladık ve hepsini rapor haline getirdik. Bu raporları il başkanlarımızı toplayarak Genel Başkanımızın başkanlık yaptığı il başkanları toplantısında il başkanlarımıza ilettik. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüzüğünün Genel Merkez tarafından yazılıp ve örgütlere gönderilen bir tüzük olmasındansa örgütlerin sorunlarını içeren, örgütlerin sorunlarına cevap veren ve örgütten gelen talep doğrultusunda hazırlanmış bir tüzük olduğunu, bunu da katılımcı bir anlayışla yapmak istediğimizi ilettik ve bu doğrultuda çalışmalarımızı gerçekleştirdik.

Biliyorsunuz tüzüğümüz kapsamında tüzük hazırlık komisyonumuzun kimlerden oluşacağı çok belli, Kurultay delegelerimizi tarifli tüzüğümüz. Biz ise il başkanları toplantısında şunu istedik. En nihayetinde tüzük partimizin örgütlerinin işleyişi için gerekli bir metin. Dolayısıyla biz bu tüzük komisyonunda il başkanlarımızı istiyoruz dedik. Çünkü bu il başkanlarımızın tüzüğü olacak. Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıldır ayakta duran bir parti ve bu parti örgütlü mücadelesi ve örgütü sayesinde 100 yıldır ayakta durduğuna inandığımız için komisyona doğrudan il başkanlarımızı rica ettik ve onlarda bu ricamızı kırmadı. 81 il başkanımız komisyona katkılarını sundu. Sadece 7 il başkanımız kurultay delegesi olmadığı için resmi olarak bir kurultay delegesi görevlendirilir ama bütün hepsi tüzük hazırlık komisyonumuzun üyesi olarak görev yaptı. Tüzük hazırlık komisyonumuz ikinci toplantısını geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Üçüncü toplantısını sizlerin de bildiği üzere 5 Eylül 2024 tarihinde saat 11.00'de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezinde gerçekleştirecek ve komisyon raporumuzun son şeklini hazırlayacaktır. Tüzük hazırlık komisyonumuzun ikinci toplantısında yine aynı katılımcı anlayışla çıkan çerçeve metni bütün il başkanlarımıza, illerindeki kurultay delegelerimizle paylaşmak, üzerine tartışmak üzere ilettik ve onlar bu süreç içerisinde bu tartışmalarını, bu paylaşımlarını gerçekleştirdiler. Biz de sizlerin bildiği üzere dün sabah saatlerinde önce Parti Meclisi üyelerimizle, ardından kapalı grup toplantısında milletvekili grubumuzla bu çerçeve metin üzerinde tartışmalarımızı gerçekleştirdik. Eleştirilerini aldık, önerilerini aldık, eklenmesini istedikleri hususları ekledik, çıkartılması gereken hususları not aldık. Bunların hepsini komisyonumuzun üçüncü toplantısında yani 5 Eylül günü komisyonumuzun huzuruna sunacağız.

CHP'Yİ İLK GENEL SEÇİMLERDE İKTİDARDA TAŞIYACAĞIZ

Elbette burada özellikle üzerinde durmak istediğim hususlardan bir tanesi de tüzük komisyonumuz da sizlerin bildiği üzere Parti Meclisimizi temsilen üç kişi, milletvekili grubumuzu temsilen iki milletvekilimizin olmasını tüzüğümüz emrediyor. Biz bu doğrultuda yine aynı katılımcı anlayışla yapmış olduğumuz bu tüzük çalışmalarımız çerçevesinde benden önce Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yapmış Sayın Zeynel Emre'yi geçmişteki çalışmaları aynı katılımcılıkla sürdürmek, o çalışmaları da sürecin içerisine katmak için grubumuzu temsilen komisyonumuzun üyesi olarak çalışmalarımıza katmak istedik. Bu talebimizi kendisine ilettik, kendisi de kabul etti ve komisyonumuzun üyesi olarak görev yapıyor. Elbette bizi 31 Mart'ta başarıya taşıyan kadın ve gençlerin görev aldığı, kadın ve gençleri öncelediğimiz hususlarda da kadın kollarımız ve gençlik kollarımızla ayrı ayrı toplantılar gerçekleştirdik, onların görüşlerini de ayrı bir şekilde aldık.

Biz tüzüğümüzde ne öngörüyoruz biraz ondan bahsetmek isterim bu noktada. 31 Mart'ta ölçme değerlendirmeyi esas aldığımız Sayın Genel Sekreterimizin az önce uzun uzun açıkladığı ölçme değerlendirmeyi esas aldığımız, kadınları ve gençleri öncelediğimiz, siyasete liyakatli yeni kadrolar alıştırmaya, sokmaya çalıştığımız sistemi tüzüğümüze derç etmeye çalışacağız. Yani bunu şöyle tarifleyebiliriz. Aslında Cumhuriyet Halk Partisini 31 Mart'ta başarıya taşıyan hususlar bugün tüzüğe yazılıyor diye tarifleyebiliriz. En nihayetinde demokrasinin üstünlüğünü, özgürlüğü, adaleti savunan bir parti olarak demokrasiye olan inancımızı yani sandığın kıymetini önceleyen, sandığı önceleyen hususları tüzüğümüze derç etmeye çalışacağız. Elbette Türkiye 81 ilden oluşan geniş bir coğrafya. Bu geniş coğrafyanın tek bir altın anahtarı olmadığını sizlerde biliyorsunuz. Biz karma bir sistemle yine aynı şekilde 31 Mart'ta 47 yıl sonra partimizi iktidara taşıyan anlayışla yine partimizi genel iktidara taşıyacak anlayışı tüzüğümüze derç edeceğiz. Tüzüğümüzde mutlaka eleştirilen, aksayan, değişmesi gerektiğini düşündüğümüz hususları elbette geliştireceğiz. Yine aynı salonda önce komisyon üyelerimizle, daha sonra kurultay delegelerimizle üzerinde konuşacağız, tartışacağız, değerlendireceğiz ve en nihayetinde doğru yolu bulacağız ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni ilk genel seçimlerde iktidara taşıyacağız. Tüzüğümüz bizim iç işleyişimizi düzenleyen bir metin daha önce de aktarmıştım. Ama Cumhuriyet Halk Partisi'ni iktidara taşıyan bir yapı taşı olarak değerlendiriyoruz. Bu hususta tüzük kurultayımızı yani aslında değişim kurultayımızın bir parçası olan tüzük değişikliğimizi 6, 7, 8 Eylül tarihlerinde tartışarak Kurultay delegelerimizle değerlendireceğiz.

Teşekkür ediyorum.