01.08.2024

Murat Emir'den Eski İçişleri Bakanı Soylu'ya: ‘Sahte Kabadayılığı Bırak, Gel Meclis Soruşturması Açalım’

‘SORUŞTURMA DİLEKÇENİ HAZIRLIYORUZ SOYLU. 270 İMZA BİZDEN, SANA DÜŞEN 30 TANE İMZA BULMAK.’

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP’li Emir, dokunulmazlığının kaldırılması için başvuruda bulunan Süleyman Soylu’ya Meclis soruşturması açılması için seslenirken, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı sonrası derhal tahliye edilmesi ve milletvekili yeminini etmesi için çağrıda bulundu

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için Meclis Başkanlığına dilekçe vermesini “sahte kabadayılık” olarak nitelendiren Emir, şunları ifade etti:

“Ayhan Bora Kaplan ile ilgili ilişkileri ortaya çıksın istiyorsa, eğer gerçekten Sezgin Baran Korkmaz'ı nasıl ve ne şekilde yurt dışına çıkarttığı ortaya çıksın istiyorsa; bunlar gerçekten tartışılsın, konuşulsun, Türkiye'nin gözü önüne açılsın istiyorsa bütün pislikleri açılsın istiyorsa yapacağı bir tane iş var. Meclis soruşturması için biz başvuracağız. Meclis soruşturması bunun en kolay yolu. Biz başvururuz; 270 imza bizden, sana düşen 30 tane imza bulmak. 30 AKP'li arkadaşını veya MHP'li arkadaşını bul getir, biz senin soruşturma dilekçeni hazırlıyoruz. Delikanlıysan, yüreğin yetiyorsa gel Meclis soruşturmasını açalım. Yapılacak iş budur.”

SAHTE KABADAYILIĞI BIRAK GEL MECLİS SORUŞTURMASI AÇALIM

Soylu’nun karanlık ilişkilerini hatırlatan Emir, “Her bir çetenin altından neredeyse Süleyman Soylu veya onunla ilişkili birileri çıkıyor ama kendisi Meclis Başkanlığına başvuruyor, "dokunulmazlığımı kaldırın" diyor. Kendisi de biliyor bunun yargılanmasının önünü açmayacağını. Sahte kabadayılık yapıyor, ucuz kabadayılık peşinde. Bir bakana hiç yakışmıyor ama Süleyman Soylu'ya doğrusu yakışıyor” dedi. Emir konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Dokunulmazlığı kalkacak beyefendinin, Türkiye'de savcılar fezleke düzenleyecekler, dosyalar açıklanacak, Meclis'e gelecek, karma komisyona gelecek, görüşülecek. Bin tane iş, hiç bunlara gerek yok. Meclis'in kapandığı gün olamayacak bir prosedürü sanki dokunulmazlığın kalkmasından korkmuyormuş gibi sahte gösterilere girmeye gerek yok. Gerçi sahtecilik sana yakışıyor ama Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz senin bu blöfünü görüyoruz. Yüreğin yetiyorsa 30 tane imza getir bize.”

AYM’NİN KARARINI 6 AY SONRA RESMİ GAZETE’DE YAYINLAMAK İÇİN NEYDEN KORKTUNUZ?

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararı yok hükmünde saymasına ilişkin kararının 6 ay sonra Resmi Gazete’de yayınladığına dikkat çeken Emir, “Neredeyse 6 ay sonra Can Atalay ile ilgili verdiği kararın Resmi Gazete'de nihayet yayınlandığını gördük. Nihayet çünkü kararı neredeyse 6 ay önce vermişti ama ne hikmetse gerekçeli karar Resmi Gazete'de yayınlanana kadar 6 ay geçti. 6 ay boyunca Resmi Gazete'de bu kararı yayınlamadılar. Neyden korkuyorsunuz? Bu gecikme yanlış” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay’ın milletvekili olarak çalışmasına ilişkin 3 kez karar açıkladığına dikkat çeken Emir: “Can Atalay seçildiği gün Yüksek Seçim Kuruluna göre hükümlü değildi ve kendisi seçilme yeterliliğine haizdi. Dolayısıyla milletvekili seçildi, halkın oylarıyla milletvekili seçildi ve seçildiği andan itibaren Anayasa gereğince, Anayasa 84 gereğince kendisiyle ilgili yargılama faaliyetlerinin durması ve milletvekilliği bitene kadar beklemesi gerekirdi” ifadelerini kullandı.

AYM’NİN KARARI HERKESİ BAĞLAR, SARAYI DA UÇUM’U DA BAĞLAR

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, açıklamasına şu sözlerle devam etti:

“AYM'nin iki kez "dokunulmazlığı var, yargılayamazsınız" demesine rağmen durmadı ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi anımsayacaksınız iki kez Anayasa Mahkemesi'ne meydan okurcasına, AYM kararını tanımazcasına, "Anayasa'ya bağlı değilim" diyerek ve hatta AYM üyelerine suç duyurusunda bulunacak kadar hukuk dışı yollara girdi ve Can Atalay'a alelacele bir hüküm verdiler. O hüküm fezleke de geldi, Meclis Genel Kurulu'nda okundu ve güya Can Atalay'ın milletvekilliği düştü. Anayasa Mahkemesi şunu diyor: Siz Can Atalay seçildiği andan itibaren dokunulmazlığı olduğu için yargılayamazdınız ve yaptığınız yargılama, verdiğiniz hüküm yok hükmündedir. Dolayısıyla Meclis'te aslında İçtüzüğü de ihlal ederek okumak hüküm yok hükmündedir. Can Atalay milletvekilidir. Anayasa 153’üncü maddede diyor ki AYM’nin kararı herkesi bağlar; sarayı da bağlar, Meclis'i de bağlar, yargıyı da bağlar, yürütmeyi de bağlar, idareyi de bağlar, Mehmet Uçum'u da bağlar.”

AYM KARARI İCRAİ DEĞİLDİR DEMEK, HUKUK BİLMEMEK VE ANAYASA TANIMAMAKTIR

AYM’nin kararına ilişkin Mehmet Uçum’un açıklamalarına da değinen Emir, “Anayasa Mahkemesi, Anayasa gereğince kendi kararları doğrultusunda, daha önceki kararları doğrultusunda açık bir şey söylüyor: Milletvekili seçildiği gün dokunulmazlığı kazanmıştır bu kişi. Yargıtay, "ben tanımam bunu" diyor. "Sizin kararınızı tanımıyorum, ben yargılamaya devam edeceğim; yargılayacağım, hem de hüküm vereceğim, hem de iki kez. Yargıtay ile AYM arasında bir tepişme; bunu çözmesi gereken, burada kurumlar arasındaki ahengi sağlaması gereken Cumhurbaşkanı'nın Yargıtay'dan ve hukuksuzluktan yana tavır alması ve Anayasa Mahkemesi'nin kararları. Şimdi Mehmet Uçum buyuruyor: "Anayasa Mahkemesi kararlarının icraya yetkisi yoktur" diyor. Dünyada hiçbir AYM kararının icrai yetkisi olmaz. Çünkü kimsenin aklına anayasanın böylesine ayaklar altına alınabileceği gelmez. Anayasa Mahkemesi'nin polisi mi var? Herkes Anayasa Mahkemesi kararlarına uymak zorundadır. AYM kararı icrai değildir demek hukuk bilmemektir ve Anayasa tanımamaktır.” sözleri ile tepki gösterdi.

ANAYASA’YI YOK SAYANLAR GELİP YENİ ANAYASA YAPALIM DEMESİN

Can Atalay’ın meclise gelmesi ve milletvekilliği yemini etmesi gerektiğinin altını çizen Emir, “Can Atalay bir an evvel gelmeli, Meclis'te yeminini etmeli, görevini yapmalı ve milletten aldığı görevini hakkıyla yapmak için emek vermelidir. Yapılması gereken budur. Bunun dışında yapılacak her şey Anayasa'yı, Anayasa Mahkemesi kararlarını, hukuku tanımamaktadır ve biz bunu asla kabul etmiyoruz. İşte bu kişiler Anayasa'yı her gün ihlal eden, hatta "Anayasa Mahkemesi kararı yok hükmündedir, beğenmedim, hoşuma gitmedi, hukuksuz buldum, nitelikli bulmadım" deyip hem de "icrai değil nasılsa, benim uymama gerek" yok diyenler, dönüp bir de bizim karşımıza "yeni anayasa yapalım, özgürlükçü bir anayasamız olsun, sivil bir anayasamız olsun" diye boşuna gelmesinler. İlk yapacakları iş Anayasa'ya uymaktır” çağrısında bulundu.

DOĞALGAZA YÜZDE 38 ZAMLA UYANAN VATANDAŞIN CEBİNDE PARASI YOK

Doğalgaza dün gece gelen yüzde 38 zamma da değinen Emir, “Bugün yine doğalgaza yüzde 38 zamla uyandık. Bir zam dalgasını çok yoğun bir biçimde yaşıyoruz. Gerçekten enerjiye yapılan zamlar, iğneden ipliğe her şeye zam gelmesi anlamına geliyor ve yoksulluğumuzu giderek arttırıyor. Özellikle son aylarda ciddi derecede zam yaşadık. Bir tek zamlanmayan asgari ücret ve emekli maaşına gele gele 2500 lira zam. Son birkaç ayda akaryakıta yüzde 30 zam geldi, mobil haberleşmeye yüzde 65 zam geldi, köprü ve otoyollarda yüzde 60 zam geldi, elektriğe yüzde 38 zam gelmişti geçenlerde, tren biletine yüzde 26 zam geldi. Bu, şu demektir: Enflasyonu kontrol altına alamıyorlar ama enflasyon göstergeleriyle oynayarak ve "enflasyon olsa da olmasa da zam vermeyiz" diyerek milyonların ücretleriyle oynuyorlar, onların ücretini baskılıyorlar. İnsanlarımızın cebinde para kalmadı, kimsenin alışveriş yapacak gücü kalmadı ve bununla talebi kısıp, yoksulluğu artırıp enflasyonu dizginlemeye çalışıyorlar.”

YATIRIMCILARDAN YÜZDE 10 VERGİ ALACAKLARMIŞ, AKLINIZ NEREDEYDİ

Emir açıklamasına şu sözlerle devam etti: “Oysa yapılması gereken halkçı, milyonları gözeten, açların, yoksulların derdiyle dertlenen ve bütçesini yandaşlarından, zengin ettiklerinden, kamu bütçesini peşkeş çektiklerinden ve vergi affına soktuklarından, vergi indirimi yaptıklarından, vergisini almadıklarından almaları gerekiyor. Yüzde 10 vergi alacaklarmış şimdi yatırımcılardan; şimdiye kadar istisna saydıkları, teşvik saydıkları vergilerden yüzde 10 alacaklarmış. Bugüne kadar neredeydiniz beyler? Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı dün açıklıyor: Yatırımcılardan şimdiye kadar teşvik yapıyorduk, yüzde 10 almıyorduk, artık bundan sonra alacağız diyor. İnsanların boğazını sıkarken, insanları açlığa mahkum ederken, insanları vergilendirirken, dolaylı vergilerle insanların, halkımızın ümüğünü sıkarken hiç aklınıza gelmedi; şimdi yüzde 10 almayı düşünüyorlarmış. Sizin aklınızı değiştirmeniz lazım. Sizin kim için siyaset yaptığınıza karar vermeniz lazım. Yandaşlarınız, zengin ettikleriniz, kendiniz için, kendi lüks ve şatafatınız için siyaset yapıyorsunuz ama milyonları unutuyorsunuz, görmüyorsunuz. Milyonlarla alay ediyorsunuz. Ama bu saltanatın sonu yakındır, yakında gideceksiniz.”