15.03.2024

İlhan Uzgel: Sayın Erdoğan; Dış Politikayı Yerel Seçimlere, Genel Seçimlere, İç Siyasete Alet Etmeyi Bırakın Artık

CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı dış politika konusunda eleştirerek, "Bir Cumhurbaşkanı düşünün ki en büyük stratejik hedeflerinden biri ABD Başkanı ile Beyaz Saray’da görüşebilmek. Bu kadar kendini düşürmeye hiç gerek yok. İşine gelince ‘ey Amerika’ sonra elin telefonda davet bekliyorsunuz. Ortada hiçbir çalışma yok, hazırlık yok birdenbire ‘Gazze meselesinde biz garantör olacağız’ diyorsunuz. Nereden çıktı garantörlük işi… Türkiye’yi bu hale düşürmeye gerek var mı? Hiçbir ülke cevap vermiyor, hiçbir ülke kaale almıyor. Ciddiye alınmayan bir ülke konumuna düşürüyorsunuz. Türkiye’yi arabulucu olarak bile görmek istemiyorlar bırakın garantörü. Türkiye’yi niye garantör yapsınlar Gazze’de? Bunun zemini nedir? Erdoğan’ı kim garantör olarak istesin arabulucu olarak istemezken” dedi. Erdoğan’ı Mısır ziyareti konusunda da eleştiren Uzgel, “Sayın Erdoğan sizin hayatta vazgeçemeyeceğiniz, ‘asla bırakmam’ dediğiniz bir ilkeniz değer sisteminiz var mı” diye sordu.

CHP Dışişleri Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, bugün Genel Merkez'de basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği dış politikayı değerlendiren Uzgel, Türkiye’nin dış politikada izole hale geldiğini ve denge politikasının tıkandığını söyledi. Erdoğan’ Filistin’i yerel seçim malzemesi yapmakla suçlayan Gazze konusundaki ‘garantörlük’ çıkışını da eleştirdi

“BU KADAR KENDİNİ DÜŞÜRMEYE HİÇ GEREK YOK”

Uzgel, şunları söyledi:

“Ne yazık ki dış politikamız iyi gitmiyor. Birincisi; çok hata yapıyorsunuz 20 yıldır iktidardasınız ama inanılmaz acemilikler yapıyorsunuz. Bir Cumhurbaşkanı düşünün ki en büyük stratejik hedeflerinden biri ABD Başkanı ile Beyaz Saray’da görüşebilmek. Neredeyse her ortamda bunu dile getiriyor Cumhurbaşkanı. Her durumda beklentiye giriyor. ‘Trump ile oldu Biden ile niye olmadı’ diye sitem ediyor. Diplomatik tripler atıyor. ‘İsveç’in NATO vetosunu kaldırdık acaba seçim öncesi fiyakalı bir Beyaz Saray görüşmesi olabilir mi’ diye peşinde koşuyor. Bunları muhataplarınız da görüyor Cumhurbaşkanım. Bu kadar kendini düşürmeye hiç gerek yok. İşine gelince ‘ey Amerika’ sonra elin telefonda davet bekliyorsunuz.

“TÜRKİYE’Yİ ARABULUCU OLARAK BİLE GÖRMEK İSTEMİYORLAR”

Ortada hiçbir çalışma yok, hazırlık yok birdenbire ‘Gazze meselesinde biz garantör olacağız’ diyorsunuz. Nereden çıktı garantörlük işi… Diplomasiye giriş 101 dersi. Önce bir hazırlığını yaparsınız, arka planda yoklarsınız ondan sonra böyle bir öneriyle çıkarsınız… Önce açıklama yapıp, sonra tepki bekliyorsunuz. Türkiye’ye böyle küçük düşürmeye hakkınız var mı? En basit diplomatik ilkelere dış politika kurallarına uymamak nereden çıktı? Türkiye koskoca bir ülke. Türkiye’yi bu hale düşürmeye gerek var mı? Hiçbir ülke cevap vermiyor, hiçbir ülke kaale almıyor. Ciddiye alınmayan bir ülke konumuna düşürüyorsunuz. Gerçekleşmeyecek önerilerle çıkılır mı uluslararası ortama? Türkiye’yi arabulucu olarak bile görmek istemiyorlar bırakın garantörü. Türkiye’yi niye garantör yapsınlar Gazze’de? Bunun zemini nedir? Erdoğan’ı kim garantör olarak istesin arabulucu olarak istemezken. Mısır orada, Katar orada, Türkiye’nin kapısını çalanı mı var? Hiç kimsenin ciddiye almadığı karşılığı olmayan bir garantörlük önerisiyle kendi kendine bir tür gelin güvey olma işine giriyorsunuz?

“SOMALİ’DE NEYİN TAŞERONLUĞUNU ÜSTLENDİNİZ”

İkincisi; çok fazla ödün veriyorsunuz. Doğu Akdeniz’den çekildiniz. Yunanistan ve Ermenistan ile uzlaşmak zorunda kaldınız. İsveç için direndiniz ama hiçbir şey elde edemeden vetoyu kaldırdınız. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır’ın ayağına gittiniz. Dış politikada izole olduğunuzu herkes biliyor. Sıkıyı görünce Rusya’ya yaptırımları sıkılaştırmaya başladınız. Çok sıkıştınız dış politikada, bu iyi bir şey değil. Denge politikanız tıkandı kaldı. Bunu Somali’den mi açmaya çalışıyorsunuz? Ege’yi Doğu Akdeniz’i hallettiniz sırada Somali mi var? Neyin taşeronluğunu üstlendiniz Somali’de? Bize aynı Libya senaryosunu mu satmaya çalışıyorsunuz? Bunları artık bize, kamuoyuna yediremezsiniz.

“LİBYA İLE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE MUTABAKATI NE OLDU”

Siz daha Osmanlı padişahlarının adını verdiğiniz Türk bayrağına boyayarak aslında göz boyadığınız sondaj gemilerini bir Doğu Akdeniz’e gönderin de sondaj yapın orada sonra Somali’ye gidersiniz. Yanı başımızdaki sahalarda sondaj yapamıyorsunuz. Hani ne oldu Libya ile münhasır ekonomik bölge mutabakatı imzaladınız? O alanlarda niye hiçbir ekonomik aktivite yok? Niçin yapıldı o anlaşma o zaman? Afrika’da Amerika’nın vekili mi olmak istiyorsunuz? Askeri eğitim veriyorsunuz, olabilir. Ama Somali karasularını korumayı üstlenmek nereden çıktı? Bunun Türkiye’nin güvenliği ile ilgisi nedir? Bu kadar istikrarsız bir ülkeye bu ölçüde askeri angajmanı niçin yapıyorsunuz? Emekliye para bulamazken Somali’nin niye milyar dolar borçlarını ödemeye çalışıyorsunuz.”

“KAVGA ETTİĞİNİZ HER LİDERİN AYAĞINA GİTTİNİZ”

Üçüncüsü; çok açık veriyorsunuz elinizi çok belli ediyorsunuz. Dış politikada ödün vermek kadar ödün vermeye hazır olduğunu göstermek de bir zafiyettir. Kavga ettiğiniz her liderin ayağına gittiniz. Sisi gibi ‘katil’ dedikleriniz ile görüştünüz. Görüştüklerinize ‘katil’ dediniz. Mısır medyası bile ‘Erdoğan bizimle görüşmeye mecbur kaldı’ diye manşetler attı. Dördüncüsü; çok ilkesizsiniz. Dış politikayı geçtik hayatın her alanında görüyoruz bunu. Esma’nın babası Mısır’da idam cezasına çarptırıldı, siz Sisi’yi değerli buldunuz. Sisi sizin kıymetliniz oldu. Gözyaşı dökmüştünüz sahte miydi gözyaşınız da. Bir tane kınama yok mu? Hani ihvancıydınız, hani Rabia’ydı. Hani muhalefet Sisi’ydi.

“FİLİSTİN’İ YEREL SEÇİME MALZEME ETTİNİZ”

Sayın Erdoğan sizin hayatta vazgeçemeyeceğiniz, ‘asla bırakmam’ dediğiniz bir ilkeniz değer sisteminiz var mı? Öyle bir şey olsun ki bize deyin ki ‘şu benim için çok değerlidir, ben bunu asla bırakmam.’ Hiç de öyle bir izlenim vermiyorsunuz. Bir gram yardımınızın dokunmadığı Filistin’i yerel seçimlerde malzeme ettiniz. Seçim kazansanız ne olacak? İnsanlık sınavından kaldınız. Sizin Filistin’den anladığınız yerel seçimde rant davası mıydı? Dış politikayı yerel seçimlere, genel seçimlere, iç siyasete alet etmeyi bırakın artık. İnsanların acıları üzerine, o Filistinli zavallı halkın üzerine bomba yağan insanların acıları üzerinden siyaset yapmayın. Hiçbir şey yapmıyorsanız oturun oturduğunuz yerde.

“SAYIN FİDAN, IRAK’TA PLANINIZ NEDİR”

Sayın Fidan, buradan çağrıda bulunuyorum Irak’ta planınız nedir? Bunları ya kamuoyu ile ya da bizimle paylaşın. Burada diplomatik bir aktivite var bunu görüyoruz takip de ediyoruz. Ama şöyle bir sorunumuz var. Önce Irak’a gidiyorsunuz sonra koşa koşa Washington’a gidiyorsunuz. Bu iyi bir görüntü değil. Hani Türkiye artık bölgesel güçtü, Türkiye artık özneydi, itilip kakılmıyordu. İcazet almayı mı gidiyorsunuz? Dünya beşten büyük diyorsunuz, birden de mi büyük acaba dünya? Yok mu sizin bir inisiyatifiniz? Neyin pazarlığını yapıyorsunuz? Irak hükümeti bile Amerika’ya ‘çık artık’ diyor. Siz Amerika’da neyin peşindesiniz?"