23.05.2024

Gökçe Gökçen: “Bu Cumartesi Galatasaray Meydanı’nda, Berfo Ana’nın Gözünün Açık Gitmesine Sebep Olan Ne Varsa Ortaya Çıkması İçin Çağrımızı Tekrarlayacağız”

CHP,Gökçe Gökçen,Cumartesi Anneleri,Galatasaray Meydanı,100'inci Buluşma,zorla kaybedilme,Berfo Ana,Adalet,hak arayışı,anayasa mahkemesi,darbe,Türkiye Büyük Millet Meclisi,Uluslararası Sözleşmeler,hakikat hakkı,chp.org.tr

Cumhuriyet Halk Partisi Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, “Bu cumartesi, bütün vatandaşlarımızla birlikte Galatasaray Meydanı’nda buluşacak, geçmişte görüştüğünüz, sözler verdiğiniz Berfo Ana’nın gözünün açık gitmesine sebep olan ne varsa ortaya çıkması için çağrımızı tekrarlayacağız” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, TBMM Genel Kurulu’nda CHP’nin Cumartesi Anneleri’nin gündeme getirdikleri zorla kaybedilme olaylarının araştırılması önerisi üzerine konuştu. Genel Başkan Yardımcısı Gökçen, Cumartesi Anneleri'nin, yakınlarının bir mezarı olmadığı için, Galatasaray’ı bir mezar yeri olarak gördüklerini belirterek, "Galatasaray, uzun bir süredir onlara yasaklanmış durumda. Nasıl ki abisinin mezarına gitmek isteyen bir kadına, ‘başkasının mezarına çiçek bırak, zaten aynı şey’ diyemiyorsak, ‘eylemini yap, ama Galatasaray dışında bir yerde yap’ da diyemeyiz.” ifadelerini kullandı.

Gökçen, Genel Kurul kürsüsünden şunları söyledi:

“Bugün sizlere son derece insani bir adalet arayışından bahsedeceğim. Dünya tarihinin en uzun süredir devam eden periyodik barışçıl eylemi artık ülkemizde gerçekleşiyor.

Benim de çocukluğumun geçtiği, büyüdüğüm Galatasaray Meydanı’nda bir genç olarak şahit olduğum, merak ettiğim ve hikayesini erken yaşta öğrendiğim bir hak arayışı bu.

Gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan insanların yakınları, bu cumartesi 1000. Haftalarında bir araya gelecekler.

Hepimiz kaybettiğimiz aile bireylerimizi mezarı başında ziyaret etmek, orada bir dua etmek ve bir çiçek bırakmak isteriz. Bu, son derece insani bir ihtiyaçtır.

Cumartesi Anneleri, yakınlarının bir mezarı olmadığı için, Galatasaray’ı bir mezar yeri olarak görüyorlar. Fakat Galatasaray, uzun bir süredir onlara yasaklanmış durumda. Her Cumartesi, yalnızca 10 kişinin alana girmesine izin veriliyor. Diğer aileler meydana giremiyor. Yaşı ilerlemiş, elinde çiçekle meydana gelen kadınlara, “bugün evladını anmayacaksın” demiş oluyoruz.

İlk yıllarda bu insanlara ne olduğunu soran ve adalet arayanlar, artık anmalarını gerçekleştirmek için mücadele etmek zorunda kalıyorlar.

Anayasa Mahkemesi, üç ayrı kararında bu yasağın anayasal hakların ihlali olduğuna hükmetti. Kararların ikisinde toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının, birinde ise eziyet yasağının ihlal edildiğine karar verildi.

Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen uygulama değişmedi, her gün gözaltı işlemi neyse ki terk edildi, fakat bu hak halen kullanılamıyor. Yani üç ayrı Anayasa Mahkemesi kararı daha, aynı 1 Mayıs’ta olduğu gibi, aynı Can Atalay kararında olduğu gibi, uygulanmıyor. Bu durum, anayasaya bağlılık yemini ederek göreve başlayan hepimizin sorumluluğunda.

Nasıl ki abisinin mezarına gitmek isteyen bir kadına, “başkasının mezarına çiçek bırak, zaten aynı şey” diyemiyorsak,

“Eylemini yap, ama Galatasaray dışında bir yerde yap” da diyemeyiz.

Bu bağlamda Sayın Zengin’in bugün ifade ettiği gibi meydanın açılmasını olumlu bir adım olarak görüyor, bu serbestliğin kalıcı olmasını bekliyoruz.

Fakat mesele bununla sınırlı değil. Bugünlerde yeni bir anayasa yapılması gerektiğini söylüyorsunuz. Darbeci anlayışa eleştiri getirdiğinizi söylüyorsunuz.

Darbeciler, insanları gözetim altında zorla kaybetmeyi bir yöntem olarak benimserler.

Darbecileri ve darbeci anlayışı eleştiren herkesin samimiyeti, bu iddiaların araştırılması konusuna açıklıkla ve şeffaflıkla yaklaşıp yaklaşmamalarıyla test edilecektir. Sözde darbe eleştirisiyle, 90’lı yılları lafta eleştirmekle değil, kamu görevlileri dahil olmak üzere kimin sorumluluğu varsa ortaya çıkması için çalışmakla; askeri ve sivil tüm darbelere karşı çıkmakla samimiyet belli olur.

Geçmişte Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında kurulan alt komisyonda, iddiaların ne derece gerçekçi olduğu farklı partilerin ortak çabasıyla görülmüştü. Buna sizin partiniz de dahil, sizler de dahilsiniz sayın milletvekilleri.

Devamı bir şekilde gelmeyen bu çalışmaların, Cumartesi Annelerinin bininci haftası sebebiyle yeniden başlaması gerektiği ortadadır.

Bir daha askeri ya da sivil, hiçbir darbenin amacına ulaşamaması için, gerçekliğe ulaşmak için, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin bu özgüvenle hareket etmesi gerekir.

Ülkemizin Birleşmiş Milletler’in Herkesin Zorla Kaybedilmelere Karşı Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’ne taraf olması; zorla kaybetmelerde zamanaşımının, artık vicdanları sarsan bir engel olmaması gerekir.

Bu cumartesi, bütün vatandaşlarımızla birlikte Galatasaray Meydanı’nda buluşacak, geçmişte görüştüğünüz, sözler verdiğiniz Berfo Ana’nın gözünün açık gitmesine sebep olan ne varsa ortaya çıkması için çağrımızı tekrarlayacağız.

Bu nedenlerle, Cumartesi Anneleri’nin ve hakikat hakkı için mücadele eden herkesin hak arayışını bininci haftalarında selamlıyorum.”