31.08.2019

GENEL BAŞKAN KOORDİNATÖR BAŞDANIŞMANI TOPRAK: İDLİB TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNU!

GENEL BAŞKAN KOORDİNATÖR BAŞDANIŞMANI TOPRAK: İDLİB TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNU!
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak İdlib’ten sınırlarımıza yığılan yüz binlerce mülteci ve aralarına karışan cihatçı teröristlerin yarattığı insani ve güvenlik tehdidi karşısında, “Türkiye’nin ulusal çıkarları, Suriye yönetimi ile hemen diyaloga geçilmesinin ve BM’nin harekete geçirilmesinin elzem olduğunu göstermektedir.” dedi.
Erdoğan Toprak, İdlib’teki son durumun ülke adına vahim bir tablonun habercisi olduğunu dile getirdiği açıklamasında şu tespitlerde bulundu;
“Hatırlanacağı gibi 2016 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’in kendisini arayarak rejim güçlerince kuşatılan Halep’teki cihatçıların tahliyesi için cihatçılar üzerindeki etkisini kullanmasını istediğini övünerek açıklamıştı. Halep’teki IŞİD ve El Kaide kökenli el Nusracılar, diğer cihatçı muhalifler, Türkiye’nin gözetiminde yüzlerce otobüsle İdlib’e taşındı. Hama’da, Doğu Guta’da, ABD-YPG işbirliğiyle IŞİD’ten kurtarılan Rakka’da da benzer süreçler yaşandı. Kentlerdeki cihatçı terör örgütlerinin mensupları, Türkiye’nin sağladığı imkânlarla İdlib’e yığıldı. 300 bin nüfuslu İdlib, yüz binlerce cihatçı ve muhalifin yığıldığı 3,5 milyonluk bir terör kentine dönüştü. Rusya ve Şam’ın hesabı, ülkedeki tüm cihatçıları tek merkeze yığmak ve son hamleyle tümünü imha etmekti. İdlib’i Esad’a karşı koz olarak kullanma hesabı yapan iktidar bu oyunu öngöremedi. Gelinen aşamada iktidarın İdlib senaryosu çöktü. Artık İdlib, Suriye için değil Türkiye için terör ve mülteci tehdidi. Moskova’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelen Putin, Şam yönetiminin kendi ülkesini, halkını, topraklarını savunduğunu söylemektedir. Fırat’ın doğusunda ABD ile mutabakat yapan iktidarın önüne Rusya ve Şam, Fırat’ın batısında ağır bir fatura koydu. Alelacele Moskova’yı ziyaret eden CB Erdoğan’a Putin tarafından dondurma ikram edilirken, S-400’lerden sonra SU-57 savaş uçağı pazarlanmaktadır. Putin, İdlib’teki TSK güvenlik noktalarını Rus askerlerinin korumasını önererek ‘ya İdlib’i terk edin ya da bizim kontrolümüze, korumamıza girin’ demektedir. Yani Rusya ve Şam yönetiminin İdlib harekâtından vazgeçmesi söz konusu değildir. İlan edilen ateşkes sadece Türkiye’nin tepkisini frenlemek için göstermeliktir. Tehdit büyümektedir. 
Toprak, Esad’ın bilerek büyük bir oyun kurduğunu ve İdlib’deki teröristleri/radikalleri Türkiye’ye doğru sürdüğünü, Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak istediğini vurgulayarak, iktidarın acilen atması gereken adımları şu şekilde sıraladı:
1. Türkiye kendi sınır güvenliğini sağlamalı, bu yeni ve çok tehlikeli göç alınmamalı. 
2. Suriye nüfusunun üçte biri İdlib’de, küçük bir kasabada yaşıyor. Bu sürdürülebilir değil! 
3. Uluslararası camia Suriye toprak bütünlüğü konusunda ikili tavrını bırakmalı, Birleşmiş Milletler (BM) ve arabulucu ülkeler, Suriye yönetimi ile temasları güçlendirmeli, hukuki güvence sağlanarak Suriye’ye doğru koridor açılmalı. Türkiye İDLİB konusunu daha aktif şekilde dünya ve BM gündemine taşımalı. Göç sadece bizim sorunumuz olmamalı! 
4. Teröristlerin sivil halktan ayrılması sağlanmalı. 
5. Avrupa’dan, Kafkas’lardan, Orta Asya’dan oraya gelen teröristlerin iade edilmeli.