20.05.2017

GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU İSTANBUL BEŞİKTAŞ 19 MAYIS YÜRÜYÜŞÜ KONUŞMASI

GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU  İSTANBUL BEŞİKTAŞ 19 MAYIS YÜRÜYÜŞÜ KONUŞMASI (19 MAYIS 2017)

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Beşiktaş 19 Mayıs yürüyünde yaptığı konuşma şöyle:

Geç geldim kusura bakmayın. Başka bir etkinlikteydik. Sabahleyin Ankara’da gençlerle birlikte yürüdüm. Bugün İstanbul’dayım. Biraz sonra başka bir yere geçeceğim. Hepinizin 19 Mayıs Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma ve Gençlik Bayramınız kutlu olsun. Her türlü baskıyı yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Ama hiç kimse ama hiç kimse hiçbir baskının önünde asla ve asla diz çökmeyecektir. Bugün sevinçle bayramımızı kutlamak isterken gazeteciler üzerinde baskı yapılması, gazetecilerin gözaltına alınması, gazetecilerin tutuklanması, onların mahpuslara atılması bizim sindireceğimiz bir olay değildir ve tamamına karşı çıkacağız.

BU YOL MUSTAFA KEMAL’İN YOLUDUR

Gençler, gençler kısaca size seslenmek isterim. Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunu, hangi koşullarda kurulduğunu çocuklarımıza yeteri kadar anlatamadık. Dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerini, amaçlarını yeteri kadar hayata geçiremedik. Şunu kabul etmek gerekir, Mustafa Kemal Atatürk demek, Atatürkçülük demek üretim demektir. Üreten bir toplum gelişir, üreten bir toplumun dünyada saygınlığı olur. Üreteceğiz ki güçlü olalım. Üretmenin yolu bilgiden geçer, üretmenin yolu bilgi, birikimden geçer, iyi bir eğitimden geçer. Bunu sağladığımız zaman, katma değeri yüksek ürünleri üretmiş oluruz ve dünyada saygınlığımız artar. Eğer bir ülkenin üniversiteleri konuşamıyorsa, bir ülkenin üniversiteleri bilgi üretmiyorsa o ülkenin geleceği karanlıktır. O nedenle biz üniversitelerde bilimsel özerkliğin, düşünsel özerkliğin sonuna kadar korunmasını istiyoruz. Bu yol Mustafa Kemal’in yoludur. Cumhuriyet’in kuruluşunda kadınlarda okuma yazma oranı binde 8’di. Erkeklerde yüzde 6, bazı araştırmalara göre yüzde6, yüzde 7 veya yüzde 8. Yani 100 erkekten en iyi koşullarda 8’i okuma yazma biliyor. 1000 kadından 8’i okuma yazma biliyor. Bu koşullarda Cumhuriyet kuruldu ve Cumhuriyet kurulurken bazen söyleniyor, neden hemen çok partili hayata geçmedik diye? Onlar Cumhuriyet’in hangi koşullarda kurulduğunu bilmiyorlardı. Seçim sandıklarında bile okuma yazmayı bilen koyacağınız eleman dahi yoktu. Falih Rıfkı Atay Çankaya kitabında şunu anlatır, der ki giderdik tren istasyonunda beklerdik 1920’li yıllarda acaba trenden inen fötr şapkalı kravatlı birisini bulursak kesin bu okuma yazma biliyor alalım bunu götürelim devlet dairesinde memurluk yapsın diye. Hakkari’de seçim yapacaksınız, seçim sandığının Ankara’ya gelmesi bile en azından bir aydan fazla süren bir süreçti. O nedenle Gazi Mustafa Kemal Cumhuriyet’i kurduktan sonra ilk yaptığı işlerden birisi millet mekteplerini kurmak olmuştur. Sonra köy enstitülerini kurmak olmuştur. Sonra üniversiteleri güçlendirmek olmuştur. Eğitime savaş meydanlarından kalkıp öğretmenlerin toplantısına gelmiştir. Cumhuriyet bu koşullarda kuruldu. Dolayısıyla hepimiz Cumhuriyet’in ve bu ülkeyi kuranların kadrini bilmek zorundayız. Ama bugün Cumhuriyet sayesinde koltuklarında oturanlar Cumhuriyet’in ne olduğunu bilmiyorlar ve Cumhuriyet’e ihanet içindedirler. O nedenle onları hepinizin huzurunda kınıyorum.

CUMHURİYETİN EN İYİ ÖRNEKLERİNDEN BİRİSİ DE BENİM

Cumhuriyet’in en iyi örneklerinden birisi de benim, kuş uçmaz kervan geçmez bir köyde doğdum. 7 kardeşiz, üniversiteye giden ve okuma yazmayı bilen kardeşlerden birisiyim. Dolayısıyla devletin olanaklarıyla Cumhuriyet’in sayesinde okudum, üniversiteyi bitirdim, devletin önemli makamlarına geldim. Ama hiçbir zaman şunu unutmadım, bana bu imkanı sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun kahraman arkadaşlarıdır.

19 Mayıs’ın önemini biliyoruz. Bugün bir darbe girişimiyle karşı karşıyayız. Bir daha söylüyorum bugün bir darbe girişimiyle karşı karşıyayız. Demokrasiye ve özgürlüğümüze açıkça darbe yapılmak isteniyor. Gazeteciler tutuklanıyorsa, üniversiteler susturuluyorsa, öğrenciler susturuluyorsa hep birlikte duyarlı olmalıyız ve duyarlılığımızı sonuna kadar korumalıyız. Bugün Sözcü gazetesinin değerli yöneticilerinden bazıları gözaltına alındı. Bekliyoruz hangi gerekçelerle suçlayacaklar diye, Cumhuriyet gazetesinin yazarları 200 günü aşkın süredir hapisteler. Dolayısıyla biz Türkiye’nin bu gerçeklerini bütün dünyaya haykırmak zorundayız, bütün dünyaya öğretmek zorundayız. Biz hep birlikte demokrasiyi, hep birlikte özgürlüğü, hep birlikte bir arada yaşamayı savunmalıyız.

16 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal İstanbul’da düşman gemilerini gördüğünde “Geldikleri gibi gideceklerdir” demiştir ve 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkmıştır. Bu bizim kuruluşumuzun ve kurtuluşumuzun başlangıcıdır. Bugünü onların bize miras bıraktıkları Türkiye Cumhuriyet’ini çağdaş uygarlığa taşımak hepimizin ortak görevidir. Kadını ve erkeğiyle, yaşlısı ve genciyle ister Doğu’da ister Batı’da, ister Güney’de, ister Kuzey’de yaşasın kişiliği, kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun hep birlikte Cumhuriyet’e sahip çıkacağız. Hep birlikte parlamenter demokratik sisteme sahip çıkacağız. Hep birlikte dikta yönetimlerine ve diktatörlere karşı çıkacağız.

KORKULARINDAN UYUYAMAYACAKLAR, KORKULARINDAN ÖZGÜRCE SOKAKLARA ÇIKAMAYACAKLAR

19 Mayıs’ı kutlayacaktık Beşiktaş’ta çok daha görkemli bir tören yapılacaktı ve Belediye Başkanımız bu konuda özel bir çaba gösteriyordu ama yasak getirdiler, yasakladılar. Sandılar ki bu toplantıyı yapmayacağız. Yasağı getirmelerinin nedeni korkularındandır. Korkularından uyuyamayacaklar, korkularından özgürce sokaklara çıkamayacaklar. Ama biz korkmuyoruz halkımızın arasındayız, halka birlikteyiz ve birlikte mücadele ediyoruz.

Hepinizin 19 Mayıs Bayramı kutlu olsun. Yiğitçe, özgürce, güzel bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. 

Hepinize en içten selamlar, saygılar sunuyorum.