27.11.2023

Deniz Yücel: “Vatandaşın Cebinden Elini Çekmeyen AKP’ye Soralım; Siz Sadece Zenginlerin Hükümeti Misiniz?”

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel:

-“AKP iktidarına kadar hiç kimse Türk ordusunun Atatürk'e bağlılığından, askerlerin Atatürk sevgisinden kuşku etmezdi. Bunlar önce beynini Pensilvanya'daki bir teröriste kiraya vermiş bir grubu ordunun içine aldılar sonra da Türk ordusunun şerefli subaylarına iftiralar attılar ve onları ipe sapa gelmez davalarla cezaevlerine gönderdiler. Şimdi de ‘orduda hangi tarikat güçleniyor’ sorusu soruluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin rehberi sadece akıl ve bilimdir. O aydınlık yolu açan da Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'tür.”

-“AKP’yi ve MHP'yi buradan uyarıyoruz. Vatandaşı zerre dahi ilgilendirmeyen konularla gündemi meşgul etmeyin! Yumurtanın tanesi 7 lira, 30’lu yumurta 210 lira olmuşken, beyaz peynirin kilosu 300, kıymanın kilosu 400 lira olmuşken, seçimlerden bu yana akaryakıt fiyatları yüzde 100 artmışken ve kira artışları son bir yıla kıyasla, yüzde 300’leri aşmışken, Anayasa değişikliğini, 50+1’i konuşmaya utanmıyor musunuz?”

-“Erdoğan, Filistin ve İsrail sorununu bir iç politika malzemesi yapabilmek için bir uluslararası sorun olmaktan çıkarıp din savaşları haline getirmeye çalışıyor. Dış politikayı yıllardır yaptığı gibi iç politika malzemesi haline getiren Erdoğan’ın, yaklaşan yerel seçim öncesinde kullanacağı en önemli argümanlardan biri İsrail-Filistin meselesidir. Biz Gazze konusunda hamasetten uzak, Filistinlilerin haklarını koruyacak bir politika izleme konusunda kararlıyız.”

-“Bosna’daki soykırımın unutulmaması ve Gazze’de tekrarlanmaması için gereken her türlü adımı, üzerimize düşen her şeyi yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.”

-“Asgari ücret istisnai ücret olmaktan çıktı, Erdoğan Türkiye’sinde asgari ücret olağan ücret haline gelmiş durumda. Yoksulluk sınırının 44 bin lira olduğu ülkemizde insanlar 11 bin lirayla, geçinmeye mecbur bırakılıyor. En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyinde olması, asgari ücretin de insanca yaşanacak sınırlarda olması konusunda ısrarımız ve mücadelemiz devam edecek.”

-“Ne zamandan beri bakanlar, vatandaşı ‘parası olan – olmayan’ diye ayırıyor? Vatandaşın cebinden elini çekmeyen AKP’ye daha açık soralım, ‘siz sadece zenginlerin hükümeti misiniz?’ Bu Bakanların hepsi şaka gibi... Biri ülkede yoksul yok der, öteki otoyollardan sadece zenginler geçsin der, bir diğeri zeytinyağı fiyatlarındaki artışı bile görmezden gelir. Başka biri, her gün KYK’lardan zehirlenme haberi gelince, ilgili bakan çıkar bu küflü ve kurtlu yemeklerin mevzuata nasıl uygun olduğunu anlatır. Çok merak ediyoruz. Bunları söylerken, bunları konuşurken hiç utanmıyor musunuz? ”

-“Depremin üzerinden 10 ay geçti, söz verilen konutlar hala yapılmadı. Barınma, beslenme ve sağlığa erişim sorunu devam ediyor.”

-“4 Eylül 2024 tarihinde Parti Meclisimizi Sivas’ta toplama konusunda kararımızı aldık. 5 Eylül 2024 tarihinde tüzük komisyonumuzun son toplantısını yaparak 6 – 7 – 8 ve 9 Eylül tarihlerinde bitişi partimizin kuruluş yıldönümünde tamamlanacak şekilde tüzük kurultayımızı gerçekleştirmeyi planladık. Ve 9 Eylül’de tüzük kurultayımız sonrasında da program kurultayımızın hazırlığına yönelik program kurultayımızın ilk toplantısını da yapmaya karar verdik.”

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Sözcüsü Deniz Yücel, parti genel merkezinde MYK gündemine ilişkin düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:


Değerli basın mensupları, bizleri ekranları başından ve sosyal medya hesaplarından takip eden kıymetli yurttaşlarımız; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce; Pençe Kilit Operasyon Bölgesinden gelen acı haberle güne başladık. Hain terör örgütü PKK’nın saldırısında Astsubay Necdet Çalış, Piyade Sözleşmeli Er Emrah Gündüz ve Piyade Sözleşmeli Er Fevzi Kızıltaş'ın şehit olduğunu büyük bir üzüntüyle öğrendik. Kahraman şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.

AKP İKTİDARLARI BOYUNCA EN AZ 32 BİN İŞÇİ İŞ CİNAYETLERİNDE HAYATINI KAYBETTİ

Geçtiğimiz hafta Siirt’te maden ocağında meydana gelen göçükte 3 maden işçimiz hayatını kaybetti. 2 işçimiz ise yaralı olarak kurtuldu. Hayatını kaybedenlere baş sağlığı, yaralı olarak kurtulan işçilerimize de acil şifalar diliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Gölge Bakanları Sayın Gamze Taşcıer ve Sayın Deniz Yavuzyılmaz olayın akabinde Siirt’e gitti ve hayatını kaybeden madencilerimizin acılarını paylaştı. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, ailelere telefonla taziye dileklerini iletti. Üzgünüz çünkü tamamı öngörülebilir ve önlenebilir nitelikteki bu olay “iş kazası” değil “iş cinayetidir.” AKP iktidarları boyunca en az 32 bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İş cinayetlerini “kader” ya da “fıtrat” ile açıklayan yönetim anlayışı değişmedikçe, iş cinayetlerinin önüne geçemeyiz.

CHP İKTİDARINDA ÖĞRETMENLER, HAK ETTİKLERİ STATÜYE, SAYGINLIĞA VE ÇALIŞMA KOŞULLARINA KAVUŞACAKLAR

Üç gün önce Öğretmenler Gününü kutladık. Milli Eğitim Bakanı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Suat Özçağdaş, 24 Kasım’da bir basın toplantısı düzenleyerek öğretmenlerimizin ve Milli Eğitim Sistemimizin içinde bulunduğu durumu ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaştı. CHP iktidarında öğretmenler, hak ettikleri statüye, saygınlığa ve çalışma koşullarına kavuşacaklar. Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere yitirdiğimiz tüm öğretmenleri saygıyla ve minnetle anıyoruz. Buradan özveri ile çalışan öğretmenlerimize, eğitim emekçilerine saygılarımı ve minnet duygularımızı iletiyoruz. Kıymetli öğretmenlerimizin geleceği inşa etme mücadelelerini ve Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BU ÜLKENİN DE, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN DE ORTAK VE TARTIŞILMAZ DEĞERİDİR

Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz hafta "bir teğmen grubu, Atatürk rozeti takmayı reddettiği için piyade okulunda kavga çıktı” iddiası gündeme geldi. Milli Savunma Bakanlığı her ne kadar bu haberi yorumladıysa da soruşturma başlatıldığı konusunda bir açıklama yapıldı. Madem böyle haber yok, madem böyle bir olay yok, o zaman neyi araştırıyorlar? AKP iktidarına kadar hiç kimse Türk ordusunun Atatürk'e bağlılığından, askerlerin Atatürk sevgisinden kuşku etmezdi. Bunlar önce beynini Pensilvanya'daki bir teröriste kiraya vermiş bir grubu ordunun içine aldılar sonra da Türk ordusunun şerefli subaylarına iftiralar attılar ve onları ipe sapa gelmez davalarla cezaevlerine gönderdiler. Şimdi de “orduda hangi tarikat güçleniyor” sorusu soruluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin rehberi sadece akıl ve bilimdir. O aydınlık yolu açan da Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'tür. Eğer ordu içinde bir şahıs bile Atatürk'ü ve ilkelerini sorguluyorsa o şahsın orada bir dakika bile tutulmasına izin verilmemeli, kulağından tutulduğu gibi kapının önüne koyulmalıdır.

Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin de ortak ve tartışılmaz değeridir. Biz CHP olarak bu konunun da takipçisi olacağız.

ANAYASA'YI İHLAL EDENLERLE, ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ TARTIŞMAK İÇİN MASAYA OTURMAMIZ SÖZ KONUSU BİLE OLAMAZ

Değerli arkadaşlar, bugün burada AKP’nin suni gündemini değil, vatandaşın gündemini konuşmak için bir aradayız. AKP iktidarı yıllardır toplumu kamplaştıran, kutuplaştıran, ayrıştıran bir yönetim anlayışıyla vatandaşlarımızı yapay gündemlerle meşgul ederek, yaşadıkları sorunları unutturmaya çalıştı. Ancak bu yöntemin, bu zehirli dilin artık yerel seçim öncesinde, ekonomik krizin acı faturasını ödeyen halkımız üzerinde yeteri kadar etkisinin olmadığını fark etti ki, bu sefer de bir Anayasa krizini gündeme getirdi.

AKP ve MHP arasında tırmanan Anayasa krizinin nereye varacağını bilmiyoruz. Ancak şunu biliyoruz, biz bu tartışmanın ve suni gündemlerin tarafı değiliz. Varlığını Anayasa'ya borçlu olup da, Anayasa'yı ihlal edenlerle, Anayasa değişikliğini tartışmak için masaya oturmamız söz konusu bile olamaz.

AKP’yi ve MHP'yi buradan uyarıyoruz. Vatandaşı zerre dahi ilgilendirmeyen konularla gündemi meşgul etmeyin! Yumurtanın tanesi 7 lira, 30’lu yumurta 210 lira olmuşken, beyaz peynirin kilosu 300, kıymanın kilosu 400 lira olmuşken, seçimlerden bu yana akaryakıt fiyatları yüzde 100 artmışken ve kira artışları son bir yıla kıyasla, yüzde 300’leri aşmışken, Anayasa değişikliğini, 50+1’i konuşmaya utanmıyor musunuz? Milletimiz geçim derdiyle ve hayat pahalılığıyla inim inim inlerken, kendi saltanatınızı sürdürme derdine düşmeniz ayıp değil mi?

AKP’NİN TROLLERİNE BU HAFTA BİR GÜZELLİK YAPTIK, ALIN SİZE ERDOĞAN’IN GERİ VİTES YAPTIĞI DIŞ POLİTİKA TORNİSTANLARI…

Değerli arkadaşlar; geçen haftaki basın toplantımızda yaptığımız dış politika yorumlarıyla, gördük ki AKP’nin troll ordusunu bir hayli rahatsız etmişiz. Yorumlarımızın doğruluğunu, rahatsız ettiğimiz kitleyle de gördük. Şimdi o trol ordusunu var mısınız biraz daha rahatsız edelim! Erdoğan’ın dış politikada yaptığı geri viteslere bir göz atalım!

Daha önce “Zalim, firavun, darbeci, onunla asla aynı masaya oturmam” dediği Sisİ’yle, 2022 Dünya Kupası açılışında tokalaşıp selamlaştığını unutmadık.

Mavi Marmara saldırısının ardından sıcağı sıcağına "Gemiye ben izin verdim" diyen Erdoğan, 6 sene sonra "Giderken bana mı sordunuz?" diyen yine Erdoğan!

Filistin'de yaşanan olaylardan dolayı İsrail'i “terör devleti” diye eleştiren de Erdoğan, 2022 yılında İsrail Cumhurbaşkanı Yitzhag Herzog’u kabul eden de, terör devletine karşılıklı büyükelçi atayan da yine Erdoğan.

Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğunda katledilen ve cesedi dahi bulunmayan gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili “Bunlar dünyayı enayi zannediyorlar. Bu millet enayi değil hesabı sormasını bilir” diyerek dava dosyasını ve yargılama yetkisini Suudi Arabistan’a vermem diyen de Erdoğan, ülkeye sıcak para gelsin diye Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinin yargı yetkisini ve dava dosyasını Suudi Arabistan’a devreden de Erdoğan.

Rahip Brunson ile ilgili Amerika’ya "Bu fakir, bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın” diyen de Erdoğan, sonra bir gecede Rahip Brunson’u serbest bıraktıran da Erdoğan.

2015'te, Rus savaş uçağı düşürüldüğünde "Özür dilemesi gereken biz değiliz, hava sahamızı ihlal edenlerdir." diyen de Erdoğan, Haziran 2016'da Putin'e bir mektup gönderip özür dileyen de Erdoğan. 

Ve 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ni "Olayın finansörü olmakla" suçlayan da Erdoğan, 2021 yılında Birleşik Arap Emirlikleriyle "13 ayrı anlaşma" imzalayan da Erdoğan.

15 Temmuz milletin destanıydı, para sıcak geldi, para tatlı geldi milletin destanını bozdurup bozdurup paraya çevirdi. AKP’nin trollerine bu hafta bir güzellik yaptık, alın size Erdoğan’ın R’ye taktığı, geri vites yaptığı dış politika tornistanları… İstedikleri maddeden seçip başlayabilirler. İstedikleri maddeden saldırmaya başlayabilirler.

GAZZE KONUSUNDA HAMASETTEN UZAK, FİLİSTİNLİLERİN HAKLARINI KORUYACAK BİR POLİTİKA İZLEME KONUSUNDA KARARLIYIZ

Şimdi güncel dış politikaya gelecek olursak; geçen hafta bölgemizde en önemli gelişme İsrail - Hamas arasındaki sınırlı ve kısa süreli ateşkesti. Her iki tarafın rehine takaslarını tamamlamasının ardından sona erecek olan ateşkes 4 günle sınırlı. Dilerim ki, kalıcı barışın sağlanması için gerekli diplomatik girişimler ve somut adımlar atılır. Bu süreçte Katar ve Mısır yerine arabulucu olarak Türkiye’nin yer alması gerekirdi. Ancak Erdoğan’ın güven vermeyen, sürekli U dönüşleriyle dolu dış politikası Türkiye’yi sahanın dışına itti. Umarız bu hatalardan ders çıkarılır. Hamas’ı bölge ülkeleri dâhil olmak üzere hiçbir devlet başkanı, Erdoğan kadar savunmadı. Almanya ziyaretinde Alman Cumhurbaşkanı ve Şansölyesi’ne “Siz İsrail’le görüşün biz de Hamas’la görüşüp ateşkes ve rehine işini halledelim” diyen Erdoğan’ın; “Vatanını koruyan mücahitler ordusu, özgürlük savaşçıları” olarak tanımladığı Hamas, İsrail ve ABD; ateşkesin sağlanmasındaki katkılarından dolayı Mısır’a ve Katar’a teşekkür etti. Günlerdir arabulucu olmak için uğraşan Erdoğan ve Hakan Fidan’ın düştüğü durum hicap verici.

Daha önce de bu kürsüden belirttiğimiz gibi uluslararası bir krizde arabulucu olmanın ön koşulu, tarafsız olmak, taraflarla iyi diyalog ve iyi ilişkiler geliştirmek ve uluslararası arenada güven veren tavırlarınızdır. Ancak Erdoğan, Filistin ve İsrail sorununu bir iç politika malzemesi yapabilmek için bir uluslararası sorun olmaktan çıkarıp din savaşları haline getirmeye çalışıyor. Dış politikayı yıllardır yaptığı gibi iç politika malzemesi haline getiren Erdoğan’ın, yaklaşan yerel seçim öncesinde kullanacağı en önemli argümanlardan biri İsrail-Filistin meselesidir. Biz Gazze konusunda hamasetten uzak, Filistinlilerin haklarını koruyacak bir politika izleme konusunda kararlıyız.

BOSNA'DA YAŞANANLARIN BENZERLERİNİN GAZZE'DE YAŞANMAMASI İÇİN HERKESİN SESİNİ YÜKSELTMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, Sosyalist Enternasyonal üyesi olan 120 siyasi partinin liderine, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin bir mektup göndererek "Bu katliamları önlemek için dünyadaki siyasi akrabalarımıza büyük bir görev düşüyor" dedi. Kalıcı ateşkes için inisiyatif alınması çağrısında bulundu. Biz elimizden gelen her şeyi yapacağız.

Geçen yüzyılda soykırım felaketini yaşayan Bosna’da bizim hassas olduğumuz bir yer. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel hafta sonu 'Devlet Günü' etkinlikleri çerçevesinde Bosna Hersek'e gitti ve temaslarda bulundu. Oradan da Filistin mesajı verdi. Biz Bosna'da yaşananların benzerlerinin Gazze'de yaşanmaması için herkesin sesini yükseltmesi gerektiğini söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’in dediği gibi “Unutulan katliam tekrarlanır”. Bosna’daki soykırımın unutulmaması ve Gazze’de tekrarlanmaması için gereken her türlü adımı, üzerimize düşen her şeyi yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.

ERDOĞAN TÜRKİYE’SİNDE ASGARİ ÜCRET OLAĞAN ÜCRET HALİNE GELMİŞ DURUMDA

Değerli arkadaşlar, önümüzde iki önemli süreç var. Biri Meclis Genel Kurulu’nda başlayacak olan bütçe görüşmeleri. Diğeri de milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren Asgari Ücret Tespit Komisyonunun görüşmeleri. İkisinde de yoksulluğu engelleyecek, toplumu refaha ulaştıracak, halkımıza nefes aldıracak kararlar alınması en büyük temennimiz ama AKP iktidarında bu sürece olumlu bir sonuç çıkacağını düşünmüyoruz.

Çalışma Bakanı Sayın Vedat Işıkhan; asgari ücretin yılda bir kere belirleneceğini açıkladı. Enflasyon önlenemezken, dövizdeki artışın önü alınamazken, hayat pahalılığı engellenemezken böyle bir açıklama yapılması abesle iştigaldir. Seçim senesi iki kez asgari ücret güncelleniyor. Seçimden sonra bir kez güncelleniyor acaba neden?

Değerli arkadaşlar, Türkiye’de her iki kişiden biri asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücret istisnai ücret olmaktan çıktı, Erdoğan Türkiye’sinde asgari ücret olağan ücret haline gelmiş durumda. Yoksulluk sınırının 44 bin lira olduğu ülkemizde insanlar 11 bin lirayla, yani yoksulluk sınırının 4’te biriyle geçinmeye mecbur bırakılıyor. Bu hiperenflasyon ortamında, asgari ücrete yıl içinde sadece tek zam yapılarak geçiştirilmesi düşünülemez. Faizi önce düşüren sonra yükselten, sonra ‘nas’ diyerek yine düşüren, şimdi yeniden yükselten AKP iktidarının, bu derin yoksulluk ve hayat pahalılığında hiç mi sorumluluğu yok? Dövizi uçuran, bütçe açığını büyüten, üretime zerre kadar katkısı olmayan ekonomi politikalarının, enflasyonist ortama hiç mi etkisi yok? İşçi ve emekçi yükmüş! Enflasyon da onlara verilen ücretler nedeniyle artıyormuş. İşte hükümet bize tam olarak bunu söylüyor. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak asgari ücretin enflasyondaki artışa göre yılda en az 2 kez iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bir kez daha vurguluyorum… En az 2 kez iyileştirilmesi. Belirlenmesi, tespit edilmesi değil. İyileştirilmesi gerektiğini vurguluyoruz.

EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞININ ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNDE, ASGARİ ÜCRETİN DE İNSANCA YAŞANACAK SINIRLARDA OLMASI KONUSUNDA ISRARIMIZ VE MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK

Değerli basın mensupları, arttırılması gereken elbette sadece asgari ücret değil. Emekli maaşları da, dul ve yetim aylıkları da günün koşullarına göre yeniden belirlenmek zorunda. Ve tabi ki sosyal yardımlar da aynı şekilde. Ülkemizde ekonomik krizin bedelini en ağır şekilde ödeyen kesimlerden biri de emekliler. Açlık sınırının altındaki 7 bin 500 liralık emekli maaşı ile geçim mücadelesi veren milyonlar var. Bu nedenle de emeklilerin önemli bir kısmı emekli olduktan sonra da çalışmaya devam ediyor. AKP, geçtiğimiz günlerde herkesi ayırdığı gibi emeklileri de çalışan ve çalışmayan diye ayırdı. Ve çalışmak zorunda olan emeklilere 5 bin liralık ikramiyeyi vermeyeceklerini söylediler. Bir emekli niye çalışır diye oturup düşünüyorlar mı? Emekli vatandaşlarımız sanki bu hayat pahalılığında emekli maaşı yetmediği için ikinci bir işte çalışmak zorunda değilmiş de keyfi bir sebeple çalışıyorlarmış gibi. İtiraz ettik, sesimizi yükselttik ve emekliler arasındaki bu ayrım ortadan kalktı. Şimdi sıra emekli maaşlarında. En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyinde olması, asgari ücretin de insanca yaşanacak sınırlarda olması konusunda ısrarımız ve mücadelemiz devam edecek.

ERDOĞAN, YENİDEN DEĞERLEME ORANINDA DA KANUNİ YETKİSİNİ KULLANSIN VE YÜZDE 50 ORANINDA AZALTSIN

Değerli arkadaşlar, 2024 yılı için yeniden değerleme oranı yüzde 58,46 olarak açıklandı. Cumhurbaşkanının bu oranı yarısına kadar indirme yetkisi var. Yine 2024 yılı için öngörülen enflasyon oranı ise yüzde 36. Eğer Erdoğan yeni yıldaki enflasyon hedefinde samimiyse, yeniden değerleme oranında da kanuni yetkisini kullansın ve yüzde 50 oranında azaltsın ve halkımız rahatlasın.

Seçim meydanlarında “bu kardeşinize verin yetkiyi” diyen Erdoğan’ın bugüne kadar bu yetkisini kullandığını göremedik! Görmek istiyoruz…

Değerli arkadaşlar, bağlantılı olan bir diğer konu da biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde DİSK “Gelirde ve vergide adalet yürüyüşü” düzenledi. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak adaletsiz vergi düzenine itirazımızı bu yürüyüşe destek vererek ortaya koyduk. Alanlardaki mücadeleyi TBMM’ye taşıdık. Milyonlarca işçi ve emekçinin enflasyon karşısından eriyen maaşlarının, bir de vergi yükü nedeniyle azalmasına karşı Kanun Teklifimizi geçen hafta hazırladık ve Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, Grup Başkanvekillerimiz ve 130 milletvekilimizin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunduk.

Bu teklifimizle; vergi kesintileri ile kuşa dönen ücretlerin düşmesi engellenmiş olacak. İşçi ve emekçilerin alım güçleri korunurken, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adaletli bir vergi sisteminin hayata geçirilmesi sağlanacak. Ve Kanun teklifimizin Genel Kurul görüşmelerinde kimlerin buna evet, kimlerin hayır dediğini, kimlerin milyonlarca çalışanın yanında olduğunu hep birlikte göreceğiz.

Size çarpıcı bir örnek vereceğim: Sayın Erdoğan yıllardır 3 çocuk sahibi olun diyor. Peki devletin yaptığı doğum yardımı ne kadar biliyor musunuz? Sadece 300 Lira... Yani bugünkü kurla yaklaşık 10 dolar... Üstelik 2015'ten bu yana bu yardım hiç artmadı. 2015’te dolar ortalama 3 liraydı, yani doğum yardımı 100 dolara tekabül ediyordu. Bugün dolar 30 liraya dayandı, doğum yardımı şuanda 10 dolara tekabül ediyor. Bir kutu mama ne kadar? Ortalama 450 lira. Doğum yardımıyla 1 kutu mama dahi alınamıyor. Hükümetse “Çağ atlıyoruz, dünya bizi kıskanıyor” diyor.

HALKTAN KOPUK CUMHURBAŞKANININ, HALKTAN KOPUK BAKANLARI

Değerli basın mensupları, bu kürsüde her hafta bir bakanın akıllara ziyan açıklamalarına değinmek zorunda kalıyoruz. Ulaştırma Bakanı Sayın Uraloğu demiş ki; “Otoyolu parası olan kullanır.” Arkadaşlar bu kısa cümleye o kadar çok soru sorulabilir ki... Otoyolu parası olanlar kullanır.

- Peki, o otoyollar için neden herkesten vergi alınır?

- Siz vergiyi herkesten kesip, hizmeti sadece varlıklı gruplara mı götürüyorsunuz?

- Ne zamandan beri bakanlar, vatandaşı “Parası olan – olmayan” diye ayırıyor?

- Birilerinin parası var, birilerinin yok. Peki bunun suçlusu kim?

- Vatandaşın cebinden elini çekmeyen AKP’ye daha açık soralım, “Siz sadece zenginlerin hükümeti misiniz?”

Bu Bakanların hepsi şaka gibi... Biri ülkede yoksul yok der, öteki otoyollardan sadece zenginler geçsin der, bir diğeri zeytinyağı fiyatlarındaki artışı bile görmezden gelir. Başka biri, her gün KYK’lardan zehirlenme haberi gelince, ilgili bakan çıkar bu küflü ve kurtlu yemeklerin mevzuata nasıl uygun olduğunu anlatır. Çok merak ediyoruz. Bunları söylerken, bunları konuşurken hiç utanmıyor musunuz? İşte, halktan kopuk Cumhurbaşkanının, halktan kopuk bakanları…

DEPREMİN ÜZERİNDEN 10 AY GEÇTİ; BARINMA, BESLENME VE SAĞLIĞA ERİŞİM SORUNU DEVAM EDİYOR

Değerli arkadaşlar, hepimizi acıya boğan 6 Şubat Depreminin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen özellikle temiz su konusunda ciddi sorun yaşanıyor. Asgari hijyen koşullarının bile sağlanmadığı Hatay’da, çok ciddi uyuz salgını var. Hatay Tabip Odası Başkanı, acilen önlem alınması gerektiğini söylüyor. Ama ne iktidar, ne de iktidarın Sağlık Bakanı bunları duyuyor. Hala enkazların yüzde 70’inden fazlası kaldırılmış değil. Hala insanlar çadırda ve konteynerlerde yaşıyor. Oraları da su bastı. Kışın ortasında yaşanan depremin soğukluğu, hepimizi dondurdu. İnanın sıcak evlerimizden utanır hale geldik. Depremin üzerinden 10 ay geçti, söz verilen konutlar hala yapılmadı. Barınma, beslenme ve sağlığa erişim sorunu devam ediyor. Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” sözünü ağızlarından düşürmeyenler, devletin temel görevlerini yerine getiremiyorlar, insanı yaşatamıyorlar. 10 aydır feryat figan ağlayan, gözü yaşlı anne, Havva Özgür’ün evladını bulamayan beceriksiz ve basiretsiz AKP iktidarına yazıklar olsun! Ölüsüne de razı… Bir anneyi, evladının ölüsüne razı edenlere yazıklar olsun!

Değerli basın mensupları, yarın insan hakları savunucusu, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilişinin 8’inci yıldönümü… Saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Tahir Elçi cinayeti, bu ülke için bir vicdan meselesidir. Tahir Elçi cinayetinin hala aydınlanmamış olması, hukuk devleti miyiz? Yoksa faili meçhul cinayetler devleti miyiz? Sorusunun yanıtıdır. Savaş karşıtı, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına inanan, toplumun ortak hafızasında yer edinen bir hukuk insanının katillerinin cezasız kalmasının yargı sistemine vereceği zarar, nesiller boyu utançla hatırlanacaktır!

İki gün önce Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günüydü. Biz kadını eve hapsetmek isteyen, kadını sadece aile ile özdeşleştiren anlayışa inat, kadının hayatın her alanında olması için elimizden geleni yapmak için çalışıyoruz. Şiddetten arınmış bir yaşamı savunduğumuzu bir kez daha dile getiriyoruz. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasanın uygulanmasının, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde iyi hal indirimi ve cezasızlaştırma politikalarından vazgeçilmesinin, toplumsal cinsiyet temelli şiddetin önüne geçilmesinde gerekli ve zorunlu olduğunun tekrar altını çiziyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik şiddet, taciz ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için erkek şiddetiyle mücadele eden tüm kadınları ve erkekleri sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz! Mücadelelerini destekliyoruz. Adil ve eşit bir dünyanın en önemli adımının, kadın erkek eşitliği olduğunu çok iyi biliyoruz.

Değerli basın mensupları, bugün MYK toplantımızın ardından Parti Meclisi toplantımızı gerçekleştirdik. Parti Meclisi toplantımız ben sizlerle basın toplantımıza başladığımda hala devam ediyordu. MYK gündemimiz ve Parti Meclisi gündemimizle ilgili de toplantımızı bitirmeden önce kısaca bir bilgilendirme yapmak istiyorum.

13 ARKADAŞIMIZIN PARTİ MECLİSİMİZİN KARARIYLA AFFEDİLMESİNE VE YENİDEN ÜYELİKLERİNE KARAR VERİLDİ

Parti Meclisimizin ve MYK gündemimizin konularından biri tüzük kurultayımızdı. MYK toplantımızda ve Parti Meclisi toplantımızda bu konuyu arkadaşlarımızla görüştük, istişare ettik, görüşlerini aldık ve bu konuda kararlarımızı aldık. 4 Eylül 2024 tarihinde Parti Meclisimizi Sivas’ta toplama konusunda kararımızı aldık. 5 Eylül 2024 tarihinde tüzük komisyonumuzun son toplantısını yaparak 6 – 7 – 8 ve 9 Eylül tarihlerinde bitişi partimizin kuruluş yıldönümünde tamamlanacak şekilde tüzük kurultayımızı gerçekleştirmeyi planladık. Ve 9 Eylül’de tüzük kurultayımız sonrasında da program kurultayımızın hazırlığına yönelik program kurultayımızın ilk toplantısını da yapmaya karar verdik.

Diğer gündem maddelerinden biri; belediye başkan aday adaylıkları, belediye meclis üyesi aday adaylıkları ve il genel meclis üyesi aday adaylıklarıyla ilgili başvuruların süresini taleplerin yoğun olması ve halen devam etmesi nedeniyle 5 Aralık 2023 tarihine kadar uzatılmasına karar verdik.

Diğer bir gündem maddesi; Parti Meclisimizin bir prensip kararı vardı. Partimizin 100. yıldönümü nedeniyle prensip olarak bir 100. yıl affı konusunda bir prensip kararı almıştık. Af talepleriyle ilgili bugün içinde Bolu Belediye Başkanı Sayın Tanju Özcan’ın da dahil olduğu 13 arkadaşımızın af talepleri görüşüldü ve 13 arkadaşımızın Parti Meclisimizin kararıyla affedilmesine ve yeniden üyeliklerine karar verildi.

Benim sizlerle paylaşacaklarım bunlar. Tüm arkadaşlarımıza ve bizi ekranları başından izleyen tüm dostlarımıza, yurttaşlarımıza sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

Soru- CHP İYİ Partiyle olan temasını arttırdı ve Mansur Yavaş, Akşener’e Özgür Özel’in selamı illetti. Aynı zamanda Ekrem İmamoğlu telefonla aradı. Özgür Özel ve Meral Akşener görüşmesi ne zaman olur, tarih belli mi?

Deniz Yücel- Arkadaşlar, biz geçmişte ittifak ortaklığı yaptığımız ya da bu ülkedeki mevcut düzenin değişmesi gerektiğini düşünen tüm siyasi partilerle temaslarımızı sürdürüyoruz, sürdürmeye devam edeceğiz. Meral Akşener Hanımefendi’nin, İYİ Parti Sayın Genel Başkanı Meral Akşener’in Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in kurultayda seçildikten sonra, göreve geldikten sonra arayıp hayırlı olsun dediğini kamuoyuyla paylaşmıştık. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde her iki liderde bir araya gelebilirler. Ancak şu an için bu konuda bir tarih ya da gün vermem mümkün değil.

Soru- 13 isim affedildi dediniz. Bunlardan biri Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan. 13 isim arasında başka kamuoyuna mal olmuş isim var mı? Eski parti yönetiminden olan isimler var mı?

Deniz Yücel- Arkadaşlar, şu anda liste yanımda yok. Ancak kamuoyunun dikkatle takip ettiği bir isim olduğu için Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın ismini paylaştım. Diğer arkadaşların da partide geçmişte çeşitli görevleri vardır. Parti Meclisi toplantısı bittikten sonra partimizin yetkilileri bu isimlerin listesini basınla ve kamuoyuyla paylaşırlar.

Soru- Aflar; oy birliği mi, oy çokluğu mu?

Deniz Yücel- Oy birliği olan da var, oy çokluğu olan da var.

Soru- Tanju Bey’inki?

Deniz Yücel- Tam detayı hatırlayamıyorum şu anda.

Soru- Efendim afla alakalı Sayın Genel Başkan Özgür Özel grup toplantısında Tanju Özcan da geri dönerse eğer eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşeceğini açıklamıştı. Bu af konusunda Kemal Kılıçdaroğlu’yla bir görüşme oldu mu Özgür Özel arasında?

Deniz Yücel- Arkadaşlar, böyle bir görüşme olduğunu biliyorum. Yani bunu Parti Meclisi gündemine, Sayın Tanju Özcan’ın affını Parti Meclisi gündemine getirmeden önce böyle bir görüşme yapıldığını biliyorum. Geçmiş dönem Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da af konusunda olumlu bir görüşü olduğunu biliyorum.

Teşekkür ederim arkadaşlar.