10.03.2025
10.03.2025
Suriye'nin Lazkiye bölgesinde yaşanan infazlara ilişkin görevlendirilen Cumhuriyet Halk Partisi Heyeti, Suriye sınırının sıfır noktasında Hatay'ın Yayladağı Sınır Kapısı'nda incelemelerde bulundu. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, “Hiç kimse söylediklerimizi çarpıtmasın. Biz dün de bugün de sivil ölümlere, insanların katledilmesine karşıydık. Katliamın Alevi’si, Sünni'si olmaz. Ölümün Alevi’si, Sünni'si olmaz. Bu bir insanlık ayıbıdır, insanlık suçudur” dedi.
Suriye'nin Lazkiye bölgesinde yaşanan infazlara ilişkin görevlendirilen CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut ve beraberindeki milletvekillerinden oluşan CHP heyeti, Hatay'ın ilçelerinde vatandaşlarla bir araya geldi.
Hatay'ın Yayladağı Sınır Kapısı’nda vatandaşlarla buluşan CHP heyeti, ardından basın açıklaması yaptı. Ali Mahir Başarır, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin güvenliği için Suriye’de istikrarın bir an önce tesis edilmesi şarttır”
“Lazkiye ve çevresinden gelen dehşet verici görüntüler, Suriye’de çatışma ve huzursuzluğun vahim bir yere gittiğini göstermektedir. Suriye’de istikrarın sağlanamaması ve sivil kayıplara yol açan çatışmaların şiddetlenmesi, Türkiye için büyük bir risk teşkil etmektedir. Türkiye’nin güvenliği ve esenliği için Suriye’de istikrarın bir an önce tesis edilmesi şarttır. Mevcut Şam yönetimi, Suriye’deki bütün vatandaşların güvenliğinden sorumludur. Suriye’de eski rejimin hatalarını ya da kabul etmediği uygulamalarını gerekçe göstererek, özellikle Alevilere ya da sivil gruplara yönelik saldırılar kabul edilemez.
Bir ülkedeki güvenlik gücü, başka ülkelerden savaşmak için gelenleri içermez. Suriye’de güvenlik yeniden yapılandırılmalı, güvenlik birimleri içindeki bütün yabancılar silahsızlandırılmalıdır. Bir daha bu tür çatışma ve katliamların yaşanmaması için kapsayıcı bir hükümetin kurulması ve bütün grupların burada temsil edilmesi zorunludur. Şam yönetiminin sivillerin can güvenliğini sağlaması konusunda sorumluluğunu yerine getirmemesi durumunda ülkesinde güvenliği sağlamak için uluslararası bir barış gücünün görevlendirilmesi elzemdir.”
“İktidarın yaşanan zulüm karşısındaki sessizliği kabul edilemez”
Hükümete yakın medyada ve sosyal medyada görülen nefret söylemlerinin kabul edilemez olduğunun altını çizen Başarır, şunları söyledi:
"Nefret söylemi, haksız şiddetin meşru sayılmasına hizmet eder. Türk hükümetinin, iktidarın yaşanan zulüm karşısındaki sessizliği ve Dışişleri Bakanlığı’nın sivil halkı sorumlu tutan açıklaması kabul edilemez. Türkiye’nin, Şam yönetimi nezdinde girişimlerde bulunup bu tür olayların yaşanmaması için gerekli çabayı göstermesi gerekmektedir. Şam yönetimi ve uluslararası tüm muhataplar nezdinde etkili, kararlı ve sonuç alıcı girişimlerde bulunmalıdır. Bu tür olayların bir daha asla yaşanmaması için gerekli tüm tedbirlerin alınması sağlanmalıdır. Bizim hükümetten isteğimiz, orada akan kanın durdurulması için bir an önce gerekli girişimlerin yapılmasıdır. Bizlerin söylediklerine cevap verip çocukların, kadınların, sivillerin ölümünden kaynaklı olayları iç siyasete malzeme yapmak insanlık dışı bir davranıştır.
“Suriye’de bugün yaşananları meşrulaştırmak doğru değildir”
Hiç kimse söylediklerimizi çarpıtmasın. Biz dün de bugün de sivil ölümlere, insanların katledilmesine karşıydık. Bugün de karşıyız. Katliamın Alevi’si, Sünni'si olmaz. Ölümün Alevi’si, Sünni'si olmaz. Bu bir insanlık ayıbıdır, insanlık suçudur. Önce iktidarı daha sonra tüm dünyayı, buradaki olayların bir an önce sonlandırılması için göreve, sorumluluk almaya davet ediyoruz.”
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başarır, öldürülen sivillerin Esad yanlısı olduğu iddialarına ilişkin olarak, “Her şeyden önce dehşet verici videolar geliyor, sabaha kadar bunları üzülerek, kahırla izledik. Çocuklar, bebekler öldürülüyor. İnsanlar, evlerde öldürülüp daha sonra evler yakılıyor. İnsanların cenazeleri şu anda evlerinde ve defnedilmesine izin verilmiyor. Bunu Esad dönemine, bu döneme, o dönem bu oldu, bu dönem bu oldu gibi bir anlamda rövanş alır gibi Suriye’de bugün yaşananları meşrulaştırmak doğru değildir" ifadesini kullandı. Başarır, şunları kaydetti:
"22 yıllık iktidarlarında Orta Doğu’da dökülmemiş kan döküldü"
"Herkesi sağduyulu olmaya davet ediyorum. Onları mı öldürüyorlar, onları mı meşru kılıyorlar? İki yaşındaki çocuk bu yüzden mi öldürülüyor? Ben buradan Varank’a sormak istiyorum. Bir yaşında bir çocuk öldürüldü dün. Bunu, doğru mu buluyorsun o zaman? Hayır, biz o gün de aynı şeyi söylüyorduk, bugün de aynı şeyi söylüyoruz. İnsani güvenlik koridorunu o gün de söyledik, bugün de söylüyoruz. Biz güvenli bölgenin oluşturulması ve oradaki sivillerin ölmemesi gerektiğini söylemiştik. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Bunu, niye saptırıyorlar?
Bizim dış politikadaki tavrımız net. Öncelikle komşularımızın toprak ve yönetim bütünlüğü, demokrasi içerisinde yönetilmesidir. Biz müdahale etmedik bugüne kadar etmeyiz. Gördüğümüz gibi, Suriye’de Orta Doğu’da insanlığa da fayda etmedi. 22 yıllık iktidarlarında yüzyıllarca boyunca Orta Doğu’da dökülmemiş kan döküldü, insanlar öldü, Müslümanlar birbirini öldürdü. Buradan bakmalı ve olayın çözümünü burada görmeliyiz. İnsanların hangi mezhepten olursa olsun Alevi’si, Sunni’si can güvenliğini düşünmeliyiz."
“İktidarın sessizliği gibi bazı açıklamaları da bizim içimizi yakmaktadır”
"İktidarın sessizliği gibi bazı açıklamaları da bizim içimizi yakmaktadır" ifadesini kullanan Başarır, "Sadece sessiz kalmıyorlar çok da vahim, çok da ayrıştırıcı insanlığa karşı suç işleyen açıklamaları var. Ölümün, Alevi’si, Sünni'si, Hristiyan'ı olmaz. Her ölüm, çok büyük acıdır. Şu anda orada Suriye yönetimine göre 830 kişi, bazı açıklamalara göre 3 bin kişi, bazı yerlere göre 10 bin kişi. Ama bilinen bir gerçek var ki çocuklar, kadınlar, yaşlılar, insanlar işkence edilerek öldürülüyor. Buna sessiz kalamayız, kalmamalılar. Suriye’de her kesimi kapsayan bir iktidar kurulmalıdır, dışarıdan gelen Suriye’yle alakası olmayan insanlardan arındırılmalı ve bir an önce bu kan durdurulmalıdır” diye konuştu.