10.11.2020

CHP KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI NAZLIAKA: BUZDAĞININ GÖRÜNMEYEN KISMI ŞİDDET VE CİNAYETLERLE DOLU

CHP PM Üyesi ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, İçişleri Bakanlığının KADES verileri üzerinden yaptığı açıklamaya tepki gösterdi.
Nazlıaka'nın konuya ilişkin açıklaması şöyle:
İçişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklama ile 2020 yılının ilk 10 aylık döneminde kadın cinayetlerinin, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 oranında düştüğünü açıkladı. Aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik yürütülen çalışmaların ise sonuç verdiğine dikkat çekildi. Peki, kadın cinayetlerinin veya kadına yönelik şiddetin bu kadar arttığı bir dönemde sadece telefonlar üzerinden ihbarlarla yapılan değerlendirmenin gerçeklik oranı nedir? 
Söz konusu verilere Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kullanıma sunulan Kadın Destek Uygulaması (KADES) kaynak gösterildi. 2018 yılında uygulamaya girmesinin ardından, KADES’ e 45 bin 920 kadının ihbarda bulunduğu ve 545 bin 579 kişinin ise programı indirdiği belirtiliyor. Yarım milyondan fazla kadının bu uygulamayı indirdiği bir ortamda, kadın cinayetlerinin azaldığına kim inanır? 
Akıllı telefonu olmayan, her hareketi kontrol altında tutulan, şiddet, tehdit ve yoksulluk nedeniyle hele de pandemi koşullarında saldırgan ile aynı yerde yaşamak zorunda kalan ve hiçbir olanağa erişemeyen kadın ve çocukları nereye koyacağız? 
Şu bir gerçek: Devlet tarafından beslenme, barınma, güvenli bir yaşam alanı ve istihdam olanakları sunulmadığı sürece, hiçbir kadın ve çocuk şiddetten korunamayacaktır. 
Koruma kararlarına rağmen sokak ortasında öldürülen, yemeğin tuzu az olduğu için dayak yiyen kadınların olduğu, ailesinden öç almak için çocukların öldürüldüğü bir ortamda, şiddetle top yekûn mücadele etmek gerekir. Şiddet uygulayan erkeklerin her gün “iyi hal” ve “tahrik” indirimleri ile sırtının sıvazlandığı bir adalet anlayışı içinde, ihbar hatları ile teselli olunamaz! 
Daha bu yılın ilk 10 ayında en az 229 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Sadece Ekim ayında; 23 kadın öldürüldü, 80 kadına şiddet uygulandı, 7 kadına tecavüz edildi, 49 kadın seks işçiliğine zorlandı, 25 çocuk istismar edildi. Bunlar sadece basına yansıyan ve kadın örgütlerinin ulaşabildiği veriler. Ya kırılan kollarımızın içinde kalan yenler? Ya toplumsal cinsiyet rolleri ile kadınlara ve çocuklara öğretilen suskunluk ve çaresizlik? Şiddet çığ gibi büyürken, sadece buzdağının görünen kısmından bahsediliyor. 
KADES uygulaması olumlu bir adım olabilir ama bunu kadın cinayetlerinin ve şiddetin arttığı bir dönemde, azalıyor gibi bir algı oluşturmak için kullanmak kabul edilemez.
Şunun tekrar altını çizelim: Şiddet, eşitsizlikten beslenir. Kadın üniversitelerinin kurulmaya, baroların parçalanmaya, “biat et rahat et” mantığının yayılmaya çalışıldığı bir ülkede eşitlikten söz edilemez. İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açılıp toplum için zararlı olduğunu savunanların olduğu bir ortamda, kadına yönelik şiddet azalmaz. Ne zaman haklar güvence altına alınır, yasalar uygulanır, toplumun bir arada ve eşit koşullarda yaşayacağı politikalar hayata geçirilir, işte o zaman şiddetle samimi mücadeleden bahsedilebilir.