05.07.2024

CHP Heyeti Boğaziçi Üniversitesi’nde: “Bu Hukuksuzluk Son Bulana Kadar Buradayız, Hiçbir Yere Gitmiyoruz!

CHP Milli Eğitim Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, “İl Başkanımız Özgür Çelik ve milletvekilimiz ile birlikte Boğaziçi Üniversitesi'ndeyiz! Milletvekillerinin kamusal görevleri çerçevesinde hastanelere, kamu binalarına ve üniversitelere giriş hakkı vardır. Boğaziçi Üniversitesi'ne, tüm engellemelere rağmen girmeyi başardık! Her noktada polis memurlarımız aldıkları hukuksuz talimatla adeta bir duvar oluşturmuş durumda. Cumhurbaşkanına, İçişleri Bakanına, İstanbul Valisine ve YÖK Başkanına sesleniyoruz: Bu kanunsuz uygulamalarınıza son verin! Bizleri polis memurlarımızla, genç kadın polislerimizle karşı karşıya getirmeyin! Bu hukuksuzluk son bulana kadar buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz!” dedi.

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerine destek vermek için Boğaziçi Üniversitesi Kampüsüne giden CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş başkanlığındaki CHP Heyeti, Prof. Dr. Rektör Naci İnci’nin talimatıyla okula alınmadı. Güvenlik görevlilerin engellemelerine rağmen alandan ayrılmayan heyet, bir süre sonra güvenliği aşarak Boğaziçi Üniversitesi'ne girdi.

Milletvekilinin geçiş yoluna konuşlandırılan çevik kuvvet polisleri, vekillerin kampüs içinde yürüyüşünü engelledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

"Bir süredir takip ediyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak 10 milletvekili buradayız. İstanbul İl Başkanımız Özgür Çelik burada, EMEP milletvekilimiz İskender Bayhan burada. Kapıdan içeri girmek istedik. Herkesin malumu olduğu üzere milletvekilleri; kamusal görevleri çerçevesinde hastanelere, okullara, üniversitelere, tüm kamu kurumlarına girerler, yetkililerle konuşurlar, görüşürler. Çok barışçıl bir şekilde geldik, kapıdan geçen vekillerimiz oldu, bir durdurma hamlesi oldu. Biz, bizi durdurmaya çalışan arkadaşların yasal bir sorun yaşamaması için onları bilgilendirdik. Rektörün buraya daha fazla sayıda insan göndermesi durumu oluştu. İstanbul valisini uyardık, İstanbul emniyetini uyardık. Daha sonra il başkanımız görüştü, kendilerine bilgi verdi.

Sonuç itibarıyla şu anda Boğaziçi'nde şöyle bir durum var. İçeri girdik, üniversitenin içerisindeyiz, yürüyoruz, belli bir yere geleceğiz. Burada yapılan eylem bitmişti; sadece aşağıya kadar gidip tekrar geri çıkacaktık basına açıklama yapmak için. Şimdi bizi burada durdurdular. Kamera şurayı çeksin… Bu ülkenin genç evlatları, genç kadın polisleri var. Ben şimdi burada yürümüyorsam, buradan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya YÖK Başkanı'na, İstanbul Valisi'ne şunu söylemek istiyorum. Edebimizden yürümüyoruz. Eğer bu kanunsuz işleminiz, milletvekillerinin dokunulmazlıklarına rağmen engellemeniz süreci sürerse Boğaziçi Üniversitesi bu andan itibaren İstanbul'da buna itiraz eden herkesin toplanma yeri olur. Valiye de, diğer bütün herkese de buradan sesleniyorum: Bu kanunsuz bir iştir. Bu kanunsuzluğu durdurun. Bizi, anasının babasının fidanı olan bu genç kadınlarla karşı karşıya getirmeyin. Ve anladığım kadarıyla İstanbul Emniyeti milletvekillerinin sağduyuyla ve edeple davranacağını düşündüğünden koşar adım getirdikleri otobüsten indirdikleri kadın polisleri önümüze koymuşlar. Bizden ne yapmamızı bekliyorsunuz? Bu genç evlatlarımızı çiğneyerek gidelim mi? Ya da onlar bizi durdursunlar mı; kendilerinin abileri, ablaları, babaları, yaşlarındaki insanları? Siz bu akılla hiçbir şey yönetemezsiniz. Devlet de yönetemezsiniz. Hiçbir şeye de çare olamazsınız. Buradan uyarıyoruz, söylüyoruz tekrar; buradayız. Hiçbir yere gitmeyeceğiz. Milletvekillerimiz burada. İl Başkanımız burada. Sizi uyarıyoruz, aklı selim bir karar almanızı bekliyoruz. Yağmur da yağsa, dolu da yağsa buradayız."