29.04.2020

CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ÖZEL: MİLLET KRİZİN ALTINDA EZİLİYOR, ERDOĞAN TROLLERE YOL GÖSTERİYOR

-“GENEL BAŞKANIMIZLA UĞRAŞACAĞINA KRİZDEN EZİLEN VATANDAŞIN SIKINTILARINI ÇÖZ BE ADAM!”
- “ULUSA SESLENMİYOR TROLLERE İSTİKAMET GÖSTERİYOR”
- 200 MİLYARLIK PAKETİN 8 MİLYAR TL’Sİ YOKSULA VERİLİYOR, GERİ KALANI BORÇ
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı basın toplantısında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüntülerini yansıttığını belirterek, “Allah akıl fikir versin, Allah ıslah etsin. Böyle bir süreçte videolar oynatıp da ulusa sesleniş konuşmasında cumhurbaşkanı sıfatıyla oynattığı her şeyin önü arkası yalanmış. Bizim genel başkanımızla uğraşacağına ilk önce bu ekonomik krizin altında ezilen vatandaşların sıkıntılarını çöz be adam. Sen orada esnafa, çiftçiye, işçiye, memura, yoksula yaptıklarını oynatabiliyor musun, yok” dedi.
VATANDAŞIMIZ PARLAMENTODAN ÇOK ŞEY BEKLİYOR
CHP’li Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında koronavirüs salgınına yönelik ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduklarını, “Bu iyimserliğin gevşemeye sebebiyet vermemesi gerekiyor. Bilim Kurulu’nun çerçevesini çizdiği mücadeleye herkesin riayet etmesi gerektiğini hatırlatıyoruz” dedi. Özel, “Millet Meclisi vatandaşın umududur, ümitsizin umududur, vatandaşın beklentilerinin karşılandığı yerdir, halktan alınan yetkinin halk için kullanıldığı çatıdır. Bugün burada kimse yok. Vatandaşlarımız beklerdi ki kendileri nasıl fabrikalarda çalışmaya zorlanıyorlarsa, nasıl madenlerde ölüm pahasına çalışmaya zorlanıyorsa, nasıl ekmeğini gündelik çalışarak kazananlar adeta bir sınıf bağışıklığına tabi tutuluyorlarsa, bu parlamentodan da çok şey bekliyorlar. Maalesef AKP ve MHP kendi gündemini yürüttüler ve verdikleri sözlerini unuttular. Eşitsiz ve adaletsiz bir affı çıkardılar ve Meclisi ta hazirana kadar apar topar kapattılar. Anlaşılıyor ki meclisi oluşturan iktidar bloku, bu meclisi Haziranın ilk haftasına kadar çalıştırmak istemiyor. Yoksulların, işsizlerin, işçilerin, emeklilerin, esnafın, gençlerin talepleri bir yerde dururken bu Meclisin çalışmamasını kabullenemiyoruz. Buna vatandaşımızla birlikte isyan ediyoruz. Bu konuda üzerimize düşen her yola başvuracağımızın bilinmesini istiyoruz” diye konuştu.
PELİKANLARA SESLENDİ
Özel, 2,5 milyar dolar verilen S-400’lerin, 50 milyon TL için satılan Tank Palet Fabrikası’nın ve nisan ayında köprü, otoyol ve tünellere ilişkin verilecek 2,7 milyar TL’lik geçiş garantisinin akıbetini sordu. Özel, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrası yaptığı açıklamayı anımsatarak, “Açıklamada öyle şeyler duyduk ki, utandık. Ulusa sesleniş; tarafsız cumhurbaşkanlarından miras kalmış bir iletişim yöntemidir. Bunu Turgut Özal, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer kullandı, kendilerinden hakaret duyan olmadı, rencide olan, kırılan, küfür yiyen olmadı. Konuşma ulusa sesleniş konuşması değildi hatta bir partiye sesleniş konuşması değildi. Çok eminiz ki AKP’nin üyeleri dahil, özellikle de seçmenleri bu konuşmadan hoşnut olmadı. Böyle bir gündemde bunlar mı konuşulur dedi pek çok vatandaşımız. Millet can derdindeyken, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel başkanı hangi dertteymiş diye tepki gösterdik. Ramazan ayında bu sözde ulusa sesleniş konuşmasını dinleyen çok sayıda mütedeyyin vatandaşımız da ‘Bari mübarek Ramazan’da bunları demeseydi’ dedi. Bir partinin üyelerine sesleniş konuşmasını bırakın, trollere, pelikanlara sesleniş konuşmasıydı, pelikanlara, trollere istikamet gösterme, nereden saldırılacak, gündem nasıl değiştirilecek konuşmasıydı” ifadesini kullandı.
YOKSULA VERİLEN PARA 8 MİLYAR TL
Özel, 20 bin öğretmen atamasına ilişkin kararnamenin Erdoğan tarafından imzalanmadığını belirterek, “Barolara saldıran, tabip odalarına saldıran, ana muhalefet partisine saldıran ama hiç özeleştiri yapmayan bir tek adamı karşımızda şaşırarak, ayıplayarak ve üzülerek izledik” dedi. Özel, “18 yılın sonunda oradaydı, böyle bir mücadelenin sonunda ortaya koyduğu yardım paketi 12 milyar Euro. Macron 350 milyar Euro koydu, Merkel 850 milyar Euro koydu. Onlar bu parayı açıklarken, açıkladığı 100 milyar TL’lik paket, hokus pokusla paket bir anda 200 milyar TL oldu. Bu 200 milyar TL ne parası bir görelim. Bu paranın 107,4 milyar TL’si KGF destekli krediler. 8,4 milyar TL’si esnaf destek kredisi, 8,5 milyar TL’si Paraf Kart üzerinden esnafa veriliyor, 22,3 milyar TL’si de destek kredisi, Yani 200 milyar TL’nin 146,6 milyar TL’si borç. Vatandaşı ileriye dönük borçlandırıyor. Geriye kalanın 5 milyar TL’si emeklilere verilecek bayram ikramiyesinin öne çekilmesi, 7 milyar TL’si işverene verilen asgari ücret desteğinin devamı, 28 milyar TL’lik tutar da İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanması beklenen kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin parası. İşçinin kumbarasından verdiği parayı kendi veriyormuş gibi sunuyor. Yoksula, fakire, ihtiyaç sahibine verilen toplam para 8 milyar TL para verilecek. Milletin 65’te biri kadar para ayırabiliyor. Durum bundan ibaretken bu övünmeleri anlamak mümkün değil. Övünülecek olsa o yansıya rakamları yazar, oraya Sayın Genel Başkanın görüntülerini yansıtıyor” ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
DÖNÜP DOLAŞIP ALGI OPERASYONU YAPIYOR
“Allah akıl fikir versin, Allah ıslah etsin. Böyle bir süreçte oraya videolar oynatıp da ulusa sesleniş konuşmasında cumhurbaşkanı sıfatıyla oynattığı her şeyin önü arkası yalanmış. Ama tutuyor da konuşuyor. Bizim genel başkanımızla uğraşacağına ilk önce bu ekonomik krizin altında ezilen vatandaşların sıkıntılarını çöz be adam. Sen orada esnafa, çiftçiye, işçiye, memura, yoksula yaptıklarını oynatabiliyor musun, yok. Dönüp dolaşıp algı operasyonları, vatandaşın duygularını istismar edecek davranışlar. Bu süreçte ötekileştirenler yerine ötekinin hakkını savunanların, kutuplaştıranlar yerine kucaklaştırmayı becerenlerin, otoriter liderler yerine demokratik liderlerin önü açılacak. Bütün dünyada olacak bu değişimin Türkiye’de de olması kaçınılmazdır. CHP, hastane yapılmasına değil, sağlığa az bütçe yapılmasına, şehir hastanelerinin finansman yöntemine, tahlil garantisi verilmesine karşı çıktı. Gelecek 30 yılımızın yandaşa peşkeş çekilmesine karşı çıktı. Hastane dediğin ihtiyaç kadar büyük ama mümkün olan en yakın yere yapılır. optimizasyon diye bir şey vardır sağlık sisteminde. Keşke bunun 3 katı hastane yapsak, keşke bunun 3 katı sağlık emekçimiz olsa, keşke sağlık bütçesi hak ettiği kadar olsa. Sahra hastanesine ilişkin kullandığı görüntüler, paravanlar varken çekilmiş görüntüler. Yeni görüntülere bakıldığında tamamlandığı görülüyor. Sahra hastanesi dediğin zaten böyle bir hastanedir. Hanginizin belediyesinde var, sahra hastanesi. Bunda bile kavga ettikten sonra ne anlamı kaldı.
TÜKENMEKTE OLDUĞUNUN İTİRAFI
Gerçek şudur, Fahrettin Altun’un İstanbul’da bir evi var. Kuzguncuk’ta çivi çakmak yasak. Yanda da Vakıfların bir arazisi var. Fahrettin Altun’un o araziye şömine, duvar, çardak yaptığı vatandaş tarafından şikayet edilmiş, gidilmiş, görülmüş, yıkılmış. Duvar örmüş adam. Yıkıldığı gün vakıflardan yer kiralanmış, demek ki çardağı yaptığın gibi daha kiralamamışsın. Vakıf arazisine el atmış, suçüstü olunca gitmiş, aylık 250 TL’ye kiralanmış. Bu suçüstü olunca, gündem de bomboş olunca, bir mağduriyet bulalım ki, o kadar çok bağıralım ki, bizim sesimizden gerçekler duyulmasın dedi. Fahrettin Altun’un sesinden gerçekler duyulmasın. Bugün ortaya çıkmaktadır ki ilçe başkanımız ne evin fotoğrafını çekmiş, ne polisler dur demiştir. Bu işin bütün meselesi gündemi saptırmak, Fahrettin Altun’un kanun tanımazlığının yerine başka bir tartışmayı başlatmaktır. Nedir 4. video? Saraya çıkan CHP’li. Müflis tüccar, eski borç defterlerini açarmış. Öyle bir halde ki, eski defterleri karıştırıyor. Sayın Erdoğan o eski defterin açtığın eski yaprağına bakarsan sen o yapraktan alacaklı değilsin, hepimize borçlusun. O günler için hazırlanmış olan bu kumpasa bugün yeniden sarılması, tükenmekte olduğunun itirafıdır.”
GERÇEK GÜNDEMİ GÖZ ÖNÜNDEN KAÇIRMAKTIR
Özel, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Cuma hutbesindeki ifadeleri üzerine Ankara Barosu’nun yaptığı açıklama üzerine yapılan tartışmaya ilişkin olarak da, “CHP olarak herkesin yaşam biçimine, tercihlerine, inancına ve inancını yaşayış şekline karşı saygılıyız ve bunun teminatıyız. Devlet de bunun teminatı olmalı. Buradaki mesele tartışmayı büyütmek, tartışmayı köpürtmek ve başka gündemler içinde gerçek gündeminizi göz önünden kaçırmaktır. Yoksulluğu, işsizliği, bugün sahip çıkılmamışlığınızı, içinde bulunduğunuz zorlukları konuşmayın, tartışmayın, başka şeyler tartışılsın diye üretilen suni gündemlerdir. Elbette bir baro açıklama yapar, bir siyasi parti buna katılmayabilir. Ama cumhurbaşkanı, iletişim başkanı, cumhurbaşkanlığı sözcüsü, Adalet Bakanı ve parti sözcüsünün en şiddetli sözleri ve soruşturma başlatılmış olması, ‘Daha zor süreçlere girdiğimizde eleştirilere tavizimiz yoktur, yargımızla, basınımızla, trol ordumuzla tepenizdeyiz’ yaklaşımıdır. Böyle bir yaklaşım kabul edilebilir değildir. Baroya saldıran ve saldırtan da, CHP’ye saldıran, saldırtan da, gazetecileri içeride tutan anlayış da bu anlayıştır. Bu anlayışa teslim olmayız. Sizden korkan, bir adım geri atan, bir santim eğilen, bir kelime eksik söyleyen namerttir. Bu ülkenin insanlarını, meslek örgütlerini, gazetecilerini sindirmenize izin vermeyeceğiz. Sinmeyeceğiz, sizi hep beraber yeneceğiz. Bir korkudur sarmış saray efradını, kendi paçalarını kurtarmak için ülkenin geleceğini, milletin gönlünü karartıyorlar. Bu anlayışa CHP teslim olmayacak. Yeni dönemde siyasetin üslubunu yumuşamasını, tarafların birbirine karşı nezaketli olmasını savunuruz. Osmanlı İmparatorluğu’nu kuran Osman Bey’e Şeyh Edebali’nin vasiyetini bir daha okutunuz. O vasiyet ana muhalefet partisine verilmiş değildir. Kamu yönetimine Osman Bey’e verilen öğüdü okuyarak başlayın” ifadesini kullandı.

Gündem'den Öne Çıkan Haberler