01.04.2021

CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ÖZEL: “ENFLASYON-DÖVİZ-FAİZ UÇUYOR MALİYE BAKANI VE CUMHURBAŞKANI ORTADA YOK”

-“AK PARTİ-MHP BUHRAN İTTİFAKI SAYESİNDE, EKONOMİDE DE SALGINDA DA DIŞ POLİTİKADA DA BUHRAN VAR”
-“KÜRŞAT AYVATOĞLU BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ”
 
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Merkez Bankası’nda özerkliğin “canına okunduğunu”, ekonomideki sıkıntılara ve dövizdeki dalgalanmaya rağmen AKP Genel Başkanı Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı’ndan hiçbir ses gelmediğini belirterek, “Enflasyon, döviz, faiz uçuyor, iktidar başını kuma gömüyor. Her şey fırlamış, ne yeni Maliye ve Hazine Bakanı, ne damat, ne de AK Parti Genel Başkanı ortada yok” dedi. Türkiye’nin yönetilemediğini belirten Özel, “Savrulan bir Türkiye var. Ak Parti ile MHP’nin buhran ittifakı, memleketin hiçbir yanını doğru yönetmediği için, sağlıkta da buhran var, ekonomide de buhranlar, dış politikada da buhran var, tüm alanlarda buhran var” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye genelinde ve TBMM’de artan kovid vakalarına dikkat çekti. Özel, “Biraz önce sayın İsmail Tatlıoğlu'nun kovid rahatsızlığına yakalandığını öğrendik. TBMM’de peş peşe sayılar artıyor. Milletvekilleri arasında toplumda görülme oranının 10 katına varan daha yüksek bir görülme oranı var. Bu şaşılacak bir şey değil. Hem milletvekillerinin sürekli aşağıdaki Meclis'te, kapalı salonda saatlerce çalışmak zorunda olmaları, hem katıldıkları toplantılar, milletvekillerini ciddi bir risk grubu haline getirdi. Bu da rakamlara yansıdı. Kurultaylarını lebâleb yapılmasıyla övünen Ak Parti’de bu oran en yüksek oranda tabii. Meclis'te hızla artan kovid vakaları değerlendirildiğinde, bir an önce meclis personelinin ve bizimle birlikte çalışan meclisteki basın emekçilerinin aşılarının öncelikle yapılması gerekiyor” dedi. Özel, şunları söyledi:
AKP’NİN SALGIN YÖNETİM ŞEKLİ TÜRKİYE İÇİN SAĞLIK TEHDİDİ
Kovid haritası yenilendi. Bugün bütün Türkiye'nin yeniden en yüksek risk gurubuna ulaştığı, vaka sayılarının salgın başından itibaren en üst noktaya ulaştığı noktada. İlk harita ile bugünkü harita arasında ne kural uygulandıysa, ne yapıldıysa Adalet ve Kalkınma Partisi'nin önerdiği gibi, dediği gibi, denetlediği gibi yapıldı. Bir de bu arada ikisinin arasında lebâleb kongreler yapıldı. Bakın o lebâleb kongrelerin yapıldığı günlerin hemen sonrasında vaka patlayışı açıkça ortadaydı.  Üç büyük kurultay yaptılar. Gençlik kurultayı, kadın kurultayı ve ana kademelerinin büyük kurultayını yaptılar ve işte tablo ortada. AK Parti’nin Kovid yönetim biçimi, onun siyaset yapma şekli, onun çifte standardı, onun lokantacıya, kahveciye söylediği ile kendinin söylediği, kendi yaptığı; el aleme verir talkımı, kendi yutar salkımı modeli Türkiye'yi bu hale getirdi. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin krizi, pandemiyi yönetim biçimi Türkiye için bir sağlık sorunudur, bir sağlık tehdididir. Bu konuyu dikkatlerinize sunmak istiyoruz. Tam 58 il kırmızıya dönmüştür. Türkiye nüfusunun yüzde 80'i en yüksek risk grubundadır.
SEYİRCİLİ KURULTAYLAR CİNAYETTİR
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kongresini yaptığı 24 Mart günü, 29 bin 762; 30 bin vaka var, 146 vefat var. Cumhuriyet Halk Partisi, 25 Temmuz 2020 günü kurultay yaptı. O gün vaka sayısı 921, bin bile değil. 30 kat, 31 kat fark var. Vefat sayısı 16, Ak Parti'de 146. Peki CHP nasıl kurultay yaptı? Bilim kuruluna başvurduk, Sağlık Bakanından izin istedik. Sadece delegeler ve açık hava; basın dışarıda. Bakın, 30 kat az vaka varken bize seyirci yasak. 10 kat az ölüm varken bize seyirci yasak. Bize öyle kurultay yapıyoruz, yapabiliyoruz ama ‘Ak Parti tükenmedi. İkiz doğum yaptı ama sancıları atlattı. Ak Parti'den kopuş yok. El eleyiz, burun burunayız, lebâlebiz, ayaktayız, Ak Parti erimiyor, anketlere bakmayın’ demek için 30 bin vakayla kurultay yapıyorlar seyircili. O kurultaya seyirci çağırmak cinayettir. O kurultaya seyircileri getirmek, Türkiye için en büyük sağlık tehdididir.
ESNAFA SANTİMLE CEZA
Lebaleb kongre yapanlar,  lokantalarda mesafede iki santimden fazla yakınlık varsa cezayı geçiriyor, kapatmayı veriyor, insanların ekmeğiyle oynuyor. Şu ciddiyete bakın, santime bakıyorlar, santime. İstanbul-Avcılar. Bu da Ankara, kongre… İki masa arasında 7 tane Ak Partili var aynı mesafede. Olacak şey mi? Olacak şey mi cumhurbaşkanı? Sırf cumhurbaşkanı siyaseten tükenişini maskelemeyebilsin diye seyircili kongreler.  Bir yanda da hakkını helal etmeyen esnafın çilesi. 2 santime ceza. Yani bu esnaf size hakkını helal eder mi? Bu insanlar size hakkını helal ederler mi? Olacak şey mi bu? Sağlık Bakanı, ‘Efendim bu konuyu çok gündemde tutmanın kimseye faydası yok’ diyor. ‘Efendim, ayrıcalık varmış diye bir izlenim yaratmak doğru değil’ diyor.  Yok mu ayrıcalık, yok mu yok mu ayrıcalık? Sayın Fahrettin Koca; bu iki resim arasında ayrıcalık yoksa, bu iki resim arasında ayrıcalık yoksa ne var? 900 vaka, CHP Kongresi, seyircisiz. 30 bin vaka, Ak Parti Kongresi, seyircili... Yok mu ayrıcalık? Hadi söylüyorsunuz, hadi yapıyorsunuz, bari yalan söylemeyin. Milletin gözünün içine baka baka bu kadar beyaza siyah, siyaha beyaz diyen bir anlayış olur mu?
SAĞLIK BAKANI MECLİS’E AKP’LİLERİN İŞ TALEPLERİ İÇİN GELMİŞ
Dün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca meclise gelmiş. Meclise gelmiş, ne yapmış? Ak Partili milletvekillerinin bazı taleplerini dinlemiş. Tayin, terfi, ıvır, zıvır... Gel, Meclis’te bir genel görüşme açalım, milletin vekillerini bilgilendir.  Ama Ak Parti reddetti mi? Reddetti. Hatta, 10 gün içinde bilgi verecekse, ona da razıyız. 15 gün içinde gelecekse, yine de genel görüşme teklifini hep birlikte o gün için yaparız dedik. Bize gelen cevap, Nisan sonundan önce gelemezmiş. Nisan sonundan önce gelemez, dün gelmiş. Ne yapmış gelip? Milletvekillerinin taleplerini dinlemiş.  Neden gelip milletin vekillerine bilgi vermiyorsunuz? Artan vakaların tek sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bugüne gelmemizin en büyük sorumlusu, tek sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır, onun getirdiği bu kara düzendir, bu tek adam düzenidir. Sağlık Bakanını, bilim kuruluyla, şahsı bilim kurulu arasına sıkıştıran bu rejimin ta kendisidir. Ayrıca Geçen sene vaka sayısı 4 bin, camiler kapalı. Hem de teraviye kapalı, cumaya kapalı, vakit namazına kapalı. Bugün vaka sayısı 37 bin, tam 10 katı, teravih serbest, vakit namazları serbest. Bu neyin anlayışı? Bu nasıl kriz yönetimi? Lokantalar kapalı Ramazan ayı boyunca. Ama en kalabalık namazı serbest bırakıyorsun. Yani bu bir yandan, bir deyişle yaşam biçimine müdahale. Ramazan vurgusuyla, Covid var diye lokantalar kapalı, en kalabalık teravih namazı serbest. Bunun iner tutar tarafı varsa biri anlatsın, biz de anlayalım.
BUHRAN İTTİFAKI
İşin yönetilmeyen, bir diğer savrulan, bir diğer sıkıntılı tarafı da içinde bulunduğumuz ekonomik buhran. Gerçi Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin buhran ittifakı, memleketin hiçbir yanını doğru yönetmediği için, sağlıkta da buhran var, ekonomide de buhranlar, dış politikada da buhran var, tüm alanlarda buhran var. Türkiye'de bir ekonomi boşluğu, ekonomi yönetim boşluğu olduğunu Merkez Bankası'nın içinde bulunduğu acziyetini teyit ediyor.
MALİYE BAKANI VE AK PARTİ GENEL BAŞKANI ORTADA YOK
Dolar 8,40'a fırladı, aynı zamanda faiz fırladı. Açlık, yoksulluk, işsizlik, enflasyon fırladı. Ortada bir Hazine ve Maliye Bakanı yok. Eskisi yok, 'Damat nerede?' dedik. '128 milyar dolar nerede?" dedik. Para nerede, damat nerede dedik; ses yok, soluk yok. İyi de yenisi de yok. Eskisi istifa etti, yok; yenisi göreve geldi, yok. Dolar 8,40, bakan nerede? Bakan ortada yok. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı nerede? O da ortada yok. Geçen cuma namazdan çıkışta soruları ayıklatıyor beyefendi. Sorulamayan soru, ‘kabine değişikliği ne oldu?’ sorusu. ‘Berat Bey nerede, kabinede olacak mı?’ sorusu. ‘Yeni ekonomi yönetiminde değişiklik olacak mı?’ sorusu. ‘Cumhurbaşkanlığı yardımcılıkları artacak mı?’ sorusu. Bu sorular sorulamıyor.  
Ak Parti bir seçim yaptı. Teori bu ya, rakip çıkabilir mi? Çıkabilir ya da rakip aday olmak isteyen birisi engellenmiş olabilir mi? Olabilir. Bunun bir itiraz imkanı var mı? Var. Süresi ne? 48 saat. O süreyi beklemeden MKYK topluyorlar, eyvallah. Listenin altına da o kurulun doğal üyeleri olarak grup başkanvekillerini yazıyorlar. İkisini çıkarmışlar, Sayın Muş ve Sayın Zengin'in yerine iki Ak Partili milletvekili görevlendirilmiş. Ya daha mecliste seçim yapmadınız, grubu toplamadınız. Bugün yapılacak o seçim. Ama seçimin bir şekle indirgendiği bir siyasi parti... Şimdi oylama yapılacak ama gidiyorlar 1 hafta önceden değiştiriyorlar. Ve sorulara cevap vermeyen, başını kuma gömmüş bir anlayışla ülkeyi yönetmeye çalışan bir parti ile karşı karşıyayız.
ÖZERKLİĞİN CANINA OKUNDU
Doları durduracaksa Merkez Bankası durduracak. Gerçi niyeti yok. Önceki Merkez Bankası Başkanı, fiyat istikrarı derdi, başka bir şey demezdi. Diye diye tükendi, bitti, gitti. Bu, ağzına almaya korkuyor. Dolar 8,40 olmuş, bir şeyler söylüyor, kimsenin ciddiye aldığı yok. Neden? Kredibilitesi sıfır, sıfır... Çünkü sürekli 5 yıllığına seçiliyor bunlar, 2,5 senede 4 tane değiştirdiler. Bağımsız olması lazım. ‘Kafamı bozdu, aldım’ diyor, açık açık söylüyor.  Anlamamak onun görevi. Senin lafını, sözünü değil, ekonominin gereğini yapmak, aldığı tahsilin gereğini yapmak; Türkiye'deki rezervleri korumak için alınması gereken tedbirlerin, yapılması gereken müdahalelerin, piyasaya yön verilecekse verilmesi gereken yönün, şeklin belirlenmesi onun görevi. Özerkliğin canına okumuş durumda ve durum perişan. 128 milyar dolar rezerv kayıp. Para yok. 128 milyar kayıp. 2 Mart 2021’de 128 milyar dolar ile ilgili önerge verdim. 128 milyar dolar satılmış ya; bu satışı ne gün, kime, kaç paradan yaptın Mart bitiyor, cevap yok. 15 günün üstüne bir 15 gün daha geçti, geçiyor, daha cevap yok. 128 milyar nerede, bunu sormaya devam edeceğiz. Sayın Şentop, senin görevin soru önergelerinin yanıtlanmasını takip etmek. İhtar yazacaktın, yazdın mı Lütfi Elvan'a? Para nerede? Lütfi Elvan; senin görevin soruları cevaplamak, cevaplasana, para nerede? Recep Tayyip Erdoğan; çift taraflı mesuliyetini var. Hem damadın, hem bakanın... O da kayıp, para da kayıp. Soruyoruz, söylemiyorsunuz, para nerede?
TÜRK TİPİ BAŞKANLIK SÖZÜ TÜRKLÜĞE SAYGISIZLIK
Devlet Bahçeli dün ‘ ‘Yürürlükte olan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Türk tipi başkanlık sistemidir’ diyor. Ya Sayın Bahçeli, ekonomide bu yaşananlara bakarsan, Kovid'te bu yaşananlara bakarsan, senin yerinde olsam, bu işe hiç olmazsa Türk dedirtmem. Türklüğe hakaret ya. Bu kadar kötü sistem, Türklüğe hakaret. Sayın Bahçeli sürekli mahkemelere birtakım talepler iletiyor ya, valla ben olsam Türklüğü alenen aşağılama ve hakaret suçundan suç duyurusunda bulunurum, bu sisteme Türk tipi başkanlık diyenlere. Bir bakın arkadaşlar; Ak Partililer, MHP'liler; Türk tipi demeyin şuna. 1 doları 1 lira yapacaktınız, verin desteği kardeşinize. Aldı oyları, 1 dolar oldu, 8,5 lira. Daha Türk tipi diyor. Dolar, Euro, faiz, her şey aynı anda yükseliyor. Dünyada görülmemiş bir şey. Oraya oturtmuşsunuz bir tane Merkez Bankası Başkanı, o da dua okuyor, Kur'an okuyor, bilmem ne yapıyor. Olacak şey mi arkadaşlar? Buna Türk tipi demek, gerçekten büyük hakaret.
ERKEN SEÇİMİ MİLLET İSTİYOR
Cahit Özkan erken seçim isteyenleri eleştiriyor. Anayasa’ya secim 3 Kasım 2019’da yapılacak diye yazanlar, Haziran 2018’de baskın erken seçim yapmadı mı?  Şimdi gelmişler, ‘erken seçim talebi Anayasa'ya aykırıdır’ diyor. Kardeşim; o gün nasıl yaptıysan, bugün aynı şekilde yapılır. Siz elleri kaldırın, biz ikisini birden kaldıracağız. Erken seçime hemen destek, yarından destek. Millet illallah dedi. Varsa cesaretin, Anayasa mümkün. Erken seçimin nasıl yapılacağı yazıyor.  Sen git, gör de bakalım milletin nasıl canı yanıyor sahada? Bir git, Iğdır'a git, Ardahan'a git, Kars'a git, Elazığ'a git, Diyarbakır'a git, Edirne'ye git, Van'a git; Antalya'ya, Trabzon'a, Ordu'ya, Manisa'ya, Konya'ya... İnim inim inliyor. Esnaf, çiftçi, memur; herkes erken seçim soruyor.
KÜRŞAT AYVATOĞLU BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ
Son sözümüz Ayvatoğlu: 3 tane lüks araba, tedaviye muhtaç. Ailesi için üzgünüz. Allah şifasını tez zamanda versin. Ama bu gencecik arkadaşın, bu lüks arabalarını, bu gencecik arkadaşın, o kendi sosyal medyasında sergilediği zenginlik görüntülerini herkes görüyor. Ama ‘Ya bu çocuk bu paraları nereden kazanıyor? Biz bu çocuğa 4 bin lira maaş veriyoruz. Bunun arabasının benzinine yetmez?’ sorusunu Ak Parti hiç sormamış. Erdemliler Hareketi yola çıkmış, vardıkları yer partinin arabalarında kokain çeken, ‘ben biraz yükseleyim’ diyen, sonra da nasılsa her zaman yanlışa sahip çıkıyor Ak Parti diye ‘kokain değil, pudra şekeriydi’ diyen anlayış. O yüzden Ak Parti'nin gençleri sosyal medyada bir kişinin ailesine, bir kişinin soyadına, ‘köpek’ diyecek kadar tag oluşturuyorlar. ‘Biden'ın özel köpeği’ diye Özgür Özel'e tag oluşturuyorlar, dünya hakaret yazıyorlar. Sonra bunu kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan savcı dava açınca, Fatma Betül Sayan Kaya ‘Küçücük bir eleştiriye bile tahammül yok’ diyor.  Soyisim üzerinden ‘Biden'ın özel köpeği’ diye tag'i mazur gören anlayışı görünce Ayvatoğlu, ‘ben kokaine pudra şekeri diyeyim, Betül Ablam sahip çıkar, Hamza Dağ sahip çıkar, öbürü sahip çıkar; CHP kokain der, biz bunun pudra şekeri olduğuna inandırırız’ noktasına geliyor. Ak Partili seçmenin aklıyla alay eden bir anlayış var. ‘Siz ne desek yersiniz’ diye hakaret eden bir anlayış var. Ayvatoğlu buz dağının görünen yüzüydü, Kürşat Ayvatoğlu. Tayyip Bey ‘Ömer'leri aramak için yollara düşün’ demişti, Kürşat'ınızı bulmuşsunuz. Buzdağının görünen yüzü. Adaletli Ömer'leri ararken, milyonlarca liralık arabalara binen Kürşat'ları buldunuz, sebebini sormadınız, ‘nereden buldun?’ demediniz. Görünen yüzü... Ak Partililer; milyonlarca liralık ciplere, yoksul ailelerin Ak Partili genç evlatları biliniyorsa ve bunlar genel merkezinizde çalışıyorsa ve bunların ne yaptıkları ve bu kadar zenginleştikleri belli değilse, bunu soramazsınız, gelinen bu noktadan siz sorumlusunuz. Bu noktadan siz sorumlusunuz, sorun bunu. Sormadığınız için oluyor bunlar.”
ÇİFT MAAŞIN VERGİSİNİ BORSA ÖDÜYOR
Özel, Ak Partili Mahir Ünal’ın “çift maaş yok” şeklindeki açıklamalarının sorulması üzerine, şöyle devam etti:
“Nasıl Yok? Mahir Bey, nasıl yok? Sürekli tavır değiştiriyor ya, bukalemun demişiz, bozuluyormuş. Mahir Bey; elimdeki tutanakta Türkiye Varlık Fonu Yönetim AŞ temsilcisi önerge vermiş. Bu tutanağa göre Borsa İstanbul'da görev yapan yönetim kurulu üyelerinin maaşları 16 bin lira iken, 24 bin liraya çıkarılmasını teklif ediyor. Kim? Varlık Fonu Temsilcisi. Varlık Fonu Başkanı kim? Recep Tayyip Erdoğan. Senin Genel Başkanın kim? Recep Tayyip Erdoğan. Ayrıca fazla maaştan dolayı -bakın okuyorum: ‘Üyelerin birden fazla işverenden ücret almalarından dolayı gelir vergisi beyannameleri vermeleri gerektiğinde, Borsa İstanbul AŞ tarafından yapılan ücret ödemesine isabet eden ilave verginin de ödenmesine.’ Yani diyor ki, bu arkadaşlar birkaç yerden maaş alıyorlar. Çok yüksek meblağ olur. Ödedikleri gelir vergisini, onu da ben ödeyeceğim diyor Borsa İstanbul ve söz isteyen olup olmadığı soruluyor. Söz alan olmadı, oylamaya geçildi, oy birliğiyle kabul edildi. Burada kim var? Fahrettin Altun. İletişim Başkanlığı’ndan maaş alıyor mu? Alıyor. Borsa İstanbul'dan maaş alıyor mu? Alıyor. 18 bin, 24 bin olmuş mu? Olmuş. Almadım diyor mu? Demiyor. Ne diyor? Alıyorum ama hayra hasenata kullanıyorum diyor. Kardeş; hayra hasenata dünyalığını bizden yaptı, ahireti de bizden yapacak. Hayra hasenat yapacaksan, kendi helal kazancından ayırdığınla yapacaksın. Yoksa bırakacaksın, zaten devlet o parayla ne yapacağını bilir. Fakir fukara zaten devletin parası yok diye kırılıyor. Sade kendi mi? Değerli eşleri Marmara Üniversitesi’nden maaş alıyor mu? Alıyor. Sonra dönüyor Türk Hava Yollarından alıyor mu? Alıyor. Geçen sene bir ara feragat ettik diyorlardı Covid'te. Maaşlar yatıyor mu? Yatıyor. Ayrıca Ak Partili eski bakanlar; emekli bakan maaşı, evet görevli oldukları tüm kurumlardan ikinci, üçüncü maaşı alıyorlar. Açın, bakın: Vakıfbank Yönetim Kurulu eski milletvekilleri dolu. Bir oradan, bir oradan. Nasıl yok Mahir Bey? Çıkar, göster.
Mahir Bey; Ziraat Bankası Yönetim Kurulunda görevliler, aynı zamanda saraydan maaş, aynı zamanda eski milletvekili maaşı... İstişare Kurulunuza bakın ya, Cumhurbaşkanı İstişare Kurulu: Maaşları belli mi? Belli. Alıyorlar mı? Alıyorlar. Aynı zamanda emekli milletvekili maaşı alıyorlar mı? Alıyorlar. Emekli meclis Başkanı maaşı alıyorlar mı? Alıyorlar. Hiçbiri inkar etmiyor Mahir Bey, sen nasıl ediyorsun? Böyle renk değiştirmekle değişmiyor gerçekler Mahir Bey. Devleti arpalık gibi yönetiyorlar.”