CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ENGİN ALTAY: “MECLİS SARAYA DEĞİL FERYAT EDEN HALKA KULAK VERMELİ”

CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ENGİN ALTAY: “MECLİS SARAYA DEĞİL FERYAT EDEN HALKA KULAK VERMELİ”
-“OY ÇEK DEĞİLDİR CİRO EDİLMEZ”
-“YENİ DÖNEMDE MECLİS’İN İKİ ÖNEMLİ İŞİ VAR; BİRİ EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIN MAĞDURİYETİNİN GİDERİLMESİ, İKİNCİSİ KAMU ÇALIŞANLARINA 3600 EK GÖSTERGENİN VERİLMESİ”

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, ekonomide yaşanan olumsuz gelişmeler ve sürekli yapılan zamların vatandaşı feryat ettirdiğini belirterek, “Sokakta yangın var. Vatandaşlarımız, esnaf, üretici, iş dünyası büyük sıkıntı içinde ama Saray halkı düşmüyor. Bugün açılan Meclis, Saray’ın değil, feryat eden halka kulak vermeli, yetkiyi veren halkın Meclis’i olmalı” dedi. Altay, ABD’li bir şirkete kamuda denetim yetkisi verilmesine sert tepki gösteren Altay, “Yeni uygulamalarıyla Meclisin denetim hakkına yürütme zaten ortaktı, şimdi özel bir şirketi TBMM'nin denetim hakkına ortak etti. Meclisin denetim hakkını bir yabancı firmanın kullanabilmesi demokrasilerde kabul edilebilir değildir. Şirketlerin CEO'ları olur ama devletlerin olmaz” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. CHP’nin “sembolik bir Meclis yerine fonksiyonel, güçlü, saygın bir Meclis için” her türlü katkıyı vermeye hazır olduğunu belirtti. TBMM, milletten aldığı yetkiyle milletin sorunlarını çözme ve halkın parasının nereye harcandığını denetleme konusunda etkin davranması gerektiğini kaydeden Altay, “Ortada halkın sorunlarına, halkın yaşadığı krizi görmeyen, duymayan bir yürütme var. Türkiye'de artık iki farklı dünya var; ‘Sarayın dünyası’ ve ‘Halkın dünyası’. Sarayın dünyasında susamlı somon, halkın dünyasında şarbonlu et var. Sarayın dünyasında israf, şatafat var, halkın dünyasında açlık ve intiharlar var. Saray, yazlık saray, uçan saray var bir yanda da yurt bulamayan öğrenciler var. Bu nedenle TBMM’ye büyük sorumluluk düşüyor. TBMM feryat eden halka kulak vermeli, şatafat içindeki saraya değil” dedi. Altay, şöyle devam etti:
“Bu sabah yapılan zamlarla bu kış nasıl geçecek çok merak ediyorum. Bu sabah doğalgaz zam haberleriyle uyandık. Nasıl ki 15 Temmuz hain darbe girişimi karşısında insanlar demokrasi taleplerinden kaynaklı olarak sokağa indilerse şimdi de ekonomik taleplerinden kaynaklı hak talebi hak arayışı olarak bu zamlara karşı vatandaşın sokağa inmesi lazım. Zamlara tepkisini ortaya koyması lazım. Vatandaşlarımızın zamlara karşı sesini yükseltmesi bir zorunluluktur.”
DEVLETE CEO OLMAZ
TBMM'nin görevlerinden birinin de denetim olduğunu kaydeden Altay, “Yeni uygulamalarıyla Meclisin denetim hakkına yürütme zaten ortaktı, şimdi özel bir şirketi TBMM'nin denetim hakkına ortak etti. Meclisin denetim hakkını bir yabancı firmanın kullanabilmesi demokrasilerde kabul edilebilir değildir. Cumhurbaşkanı kararnameleriyle ülke idare edilecekse Meclis’ten arada bir sembolik kanunlar çıkarılacaksa cumhurbaşkanlığı bütçesini yani devlet bütçesini TBMM yerine McKinsey denetleyecek, düzenleyecek, tanzim edecek ise TBMM’ye ne gerek var? Şirketlerin CEO'ları olur ama devletlerin olmaz. Hele ekonomiyi teslim edecek, ekonominin sevk, idare ve kontrolü terk edilecek bir özel sektör varsa, artık burada ciddi devletten söz etmek mümkün değil. TBMM'nin yeni dönemde bu konuda yüksek refleks göstereceğini umuyoruz, bekliyoruz!” dedi. 
EYT’LİLER VE 3600 EK GÖSTERGE
Yeni dönemde Meclisin yapması gereken iki önemli iş bulunduğuna değinen Altay, bunların 3600 ek göstergeyi yerine getirmek ve sosyal bir kangren haline dönüşen emeklilikte yaşa takılanlar sorununu çözmek olduğunu bildirdi. Altay, “Gelin 1 Ekim tarihi itibarıyla hayırlı işler yapalım ve 3600 ve emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını çözelim”
İDLİB UYARISI
Türkiye'nin, İdlib'de çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Altay, İdlib'in Türk dış politikasındaki tutarsızlığın cisimleşmiş hali olduğunu ileri sürerek, “Suriye ile Rusya'nın, İdlib'de sert bir müdahale yapması halinde, Türkiye'nin kendini sıcak savaşın içinde bulacaktır.  1 milyonluk göç dalgasıyla karşı karşıya kalacaktır.  Türkiye'nin, İdlib'in bir Suriye toprağı olduğunu unutmaması, cihatçı örgütlerle iş birliği yapıyor algısını kırması, sınırda El Kaide emirliği kurulmaması için elinden geleni yapması, 12 gözetleme noktasında Türk askerinin can güvenliğini teminat altına alması, Suriye ordusuyla doğrudan bir çatışmaya, savaşa, sıcak temasa girmemesi için diplomasiyi öncelemesi, Şam yönetimiyle diplomatik temasa bir an önce başlaması gerektiği açıktır” diye konuştu.
OY CİRO EDİLMEZ
Altay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son açıklamalarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de  Bahçeli'yi anlamadığını, sabah, öğlen, akşam başka konuştuğunu söyledi.  Altay, “Biz sayın Bahçeli ile meşgul olmayacağız. "Bir şirketin yüzde 80 hissedarı ile yüzde 20 hissedarı var. Yüzde 80 hissedara gidersiniz. Cumhur ittifakı ile ilgili bir şey olursa patronu dikkate alırız. Af konusunda da ortaklar bir görüşünler bakalım. Ortağıyla bize geldiklerinde biz o zaman meseleye bakarız, önce abisini ikna etsin” dedi.
Altay, Yerel seçimlerde ittifak tartışmalarının hatırlatılması üzerine de “Yerel seçimlerde 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi bir ittifak hiç kimse açısından mümkün değildir” derken, “Oy çek gibi ciro edilmez. Yani bu yönüyle ‘ben burada aday çıkarmayayım, sen çıkar, ben seni destekleyeyim, benim seçmenim sana oy verecek’ bu yok. Oy çek değildir, ciro edilmez. İttifak ile ilgili yaklaşımım budur. Millet ne yapacağını bilir” yanıtını verdi.