13.01.2025

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Erdoğan’ın Uykularını Kaçırdığı İçin Kimseye Yapılmayan Yapılıyor”

“BİZDEN KAÇAN YOK, ERDOĞAN’IN ATADIKLARI SİLİVRİ’DE, ALMANYA’DA, AMERİKA’DA”

“BEŞİKTAŞLILAR AKP VE MHP’YE BİR MECLİS ÜYELİĞİ BİLE EMANET ETMEDİ”

“İMAMOĞLU’NA GİDECEĞİNİ SANIYORSA O KADAR KOLAY DEĞİL”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş Belediyesi’nde yaptığı açıklamada, “Değerli arkadaşlar, bugün bu ülkenin dertli insanlarının dertlerine derman olmak, sıkıntılarını dile getirmek, onlarla birlikte mücadele etmek için uyanmaya hazırlanırken, öyle şafak vakti değil; güneşin doğmasına daha üç saat varken Beşiktaş Belediye Başkanımız, 31 Mart seçimlerinin rekortmenlerinden biri, Beşiktaş’ta yüzde 65 oy almış, geçen ay yaptırdığımız anket çalışmalarında ilçesinde hizmetleri yüzde 80’in üzerinde bir memnuniyetle karşılanan Rıza Akpolat’ın resmi konutuna, ikametgahına gittiler. Kapıyı kırarcasına çaldılar. Yaşlı anacağını uykudan uyandırdılar; telaşla, korkuyla gitti ve sordu” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel şöyle devam etti:


“EN TEPEDEN VERİLEN TALİMATLA İTİBARSIZLAŞTIRMA”

“Dediler ki, ‘Aç yoksa kırarız.’ ‘Kırma evladım, dur’ dedi. Kapıyı açtı, karşısında kanunsuz emirlerle talimatlandırılmış polisler… ‘Rıza nerede?’ dediler. Anneciği dedi ki, ‘Babası hasta, Balıkesir’e gitti. Arayalım, çağıralım gelir.’ ‘Biz buluruz’ dediler. Bu sefer ‘Balıkesir’de hasta babasının evine gidilsin’ diye talimat verdiler. Rıza Akpolat, Beşiktaş’ın iki dönemdir belediye başkanıdır. Evi bellidir, yeri-yurdu bellidir. Telefonu 24 saat açıktır. Arasalar, elbette gelecek. Ne yapacak gelmeyecek? Bilgi sorsalar verecek. Soruları yanıtlayacak. Ama amaç o değil. Amaç; sormak, öğrenmek değil. Amaç; Rıza Akpolat üzerinden, amaç Ahmet Özer üzerinden namuslu, dürüst CHP belediyeciliğinin halkta gördüğü yüksek karşılıktan duyulan rahatsızlığın hazımsızlığı. Amaç; itibar suikastı. Orada, Rıza Akpolat’ı sabahleyin uyuşturucu baronlarına yapmadıkları muameleyi yaparak, evini basarak almaya çalışanlar, öğleden sonra doktor muayenesine giderken görüntüleri çekilsin diye götürüleceği hastaneyi, gireceği kapıyı muhabirlere bildirenler ve haberi sabaha karşı ilk veren televizyon, görüntüleri ilk yayan televizyon… O televizyonun sahibine bakın. O televizyonu ziyarete giden bir kamu görevlisi var mı? Bir bakın. O televizyonun sahibi ile o savcının yolları ne zaman kesişmiş? Bakın. Yapılmaya çalışılanın bir adalet arayışı, bir sorgulama, bir soruşturma değil; Ankara’dan devletin en tepesinden verilen talimatla bir itibarsızlaştırma olduğunu bütün Türkiye görsün, bütün Türkiye duysun.”

“ÖYLE OLMASA TAYYİP BEY, 50 KEZ GÖZALTINA ALINIR, 25 KEZ TUTUKLANIRDI”

“Şunu ifade etmek istiyorum ki benim ‘seyyar giyotin’ dediğim, bugüne kadar nerede bir muhalife bir haksızlık yapılacaksa; belediye başkanı, milletvekili, sanatçı, akademisyen, hepsinin başını vuracak başka bir cellat bulamadığı için aynı celladı mahkeme mahkeme gezdirdiler. O seyyar giyotin, bu sabah da bu işe girişti. Haberleri ilk veren kanal, hep veren kanal, onun ağzından operasyonu yöneten kanalın o savcı ile arasında nasıl bir kanal olduğunu biliyoruz. Geçmişlerini biliyoruz. Eninde sonunda birlikte bunun hesabını verecekler. Ant içiyoruz, ant içiyoruz. Buradan değerli Belediye Başkanımız, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Türkiye’deki bütün belediyelerin Birlik Başkanı Ekrem İmamoğlu ifade etti. Bir belediye başkanı, bir ihaleden sorumlu tutulup sorgulanamaz. Kim imza attıysa, onun sorumluluğundadır. Kanun açıkça yazıyor. Öyle olmasaydı, Tayyip Bey görev yaptığı sürede 50 kere gözaltına alınırdı, 25 kere tutuklanırdı. Eğer öyle olsa, yarın Türkiye’deki bin 300 belediye başkanının 300’ünün mahkemede ifadeye gitmesi lazım. Kimseye yapılmayan, kanunen yapılmaması gereken bu muamele bir belediye başkanına yapılıyorsa, onda bir kusur olduğu için değil; onun partisi CHP olduğu için, onun oyu yüzde 65 olduğu için, 31 Mart’taki büyük zaferin sahiplerinden biri olduğu için, Tayyip Erdoğan’ın uykularını kaçırdığı içindir.”

“FETÖ YA DA YOLSUZLUKLA İSTİFA ETTİRDİKLERİNİ YARGILAYAN YOK”

“Bugün Ankara’da sordum. Sözcülerinden tık yok. Hangi AK Parti belediye başkanına bu muamele yapıldı? AK Parti, FETÖ ya da yolsuzluk suçlamasıyla belediye başkanlarını istifaya davet etti. Bunların kimi güle oynaya, kimi ağlaya ağlaya, kimi koşa koşa, kimi direne direne eninde sonunda istifa ettiler. Biri, bırakın hapse girmeyi, bırakın yargılanmayı, ifadeye çağrıldı mı? Hayır. İstifa ettiriyorsun, yolsuzluk iması ya da FETÖ iması yapıyorsun, ‘Etmezsen mecburen biz yetkimizi kullanırız’ deyip böyle bir durumun olduğunu tescil ediyorsun. Ama AK Partili diye alıp kenara ayırıyorsun. Bunların içinde Melih Gökçek bile var. Ama bir tane soru soran yok, yargılayan yok. İstanbul Büyükşehir, bütün belediyelerimiz kendinden önceki dünya kadar yolsuzluğu ifade ettiler, ortaya koydular. Birini gelip de soran yok, sorgulayan yok. Ama iş Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelince itibarsızlaştırmak için Ahmet Özer’den; Esenyurt’tan başlayıp, Beşiktaş ile bağlayıp, adım adım ilerleyerek, bir türlü bileğini bükemediği, yenemediği, siyaset hayatında ona hiç yenilmemiş olan Ekrem İmamoğlu’na doğru gideceğini sanıyorsa, o iş o kadar kolay değil. Ahmet Özer de Rıza Akpolat da Ekrem İmamoğlu da bu partinin öz evlatlarıdır. Siyasi hesaplarla; siyaseten kazanamadığı için yargı oyunları ile görevlendirdiği kişileri yargıyı alet ederek, araç ederek, bir savcıyı cellat ederek onlarla baş edebileceğini sanıyorsa arkalarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi var. Arkalarında İstanbul var. Arkalarında Türkiye var, Türkiye var…”

“İHSAN AKTAŞ’IN İHALE ALMADIĞI KAMU KURUMU KALMAMIŞ”

“Bugün sabah kargalar daha kalkıp kahvaltı yapmadan basın bülteni geçiyor beyefendi. Basın bülteninde diyor ki, ‘Suç örgütü lideri İhsan Aktaş…’ Baktı bütün Türkiye ‘Kim bu?’ diye. Bu İhsan Aktaş’ın bugüne kadar girmediği ihale, ihale almadığı kamu kurumu kalmamış. Başta bizim Meclis, başta Sayıştay. EİAŞ’tan tutun Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne, Türk Hava Yolları’ndan tutun AK Parti’nin neredeyse bütün belediyelerine kadar. Açık ihale... Bizimkilere de girmiş, almış. İhaleyi alınca, bizimkiler bazen şüphelenmiş ve kamuya yazı yazmış; ‘Bu kişinin bir irtibatı, bir bağlantısı, bir soruşturması var mı?’ Yanıtlara cevap beklenmiş. Tık yok. Şimdi bu İhsan Aktaş’ın bugün bu belediyeden açık ihaleyi aldı diye ya da alacakları var ve alacaklarına karşılık değerinin bile üzerinde kendisine satış yapıldı, mahsuplaşıldı diye hesap sorulmaya çalışılan İhsan Aktaş ile ilgili Tayyip Bey’e söylüyorum. Türkiye’nin bütün namuslu gazetecilerine emanet ediyorum. 5 Aralık 2024; Meclis’te torbaya bir madde attınız: ‘Efendim otoyollar, şehir içinden geçen sürat yolları üzerindeki benzin işletmelerinin ruhsat verme ve diğer işleri doğrudan bakanlık tarafından yapılabilir.’ Allah Allah, böyle bir ihtiyaç nereden doğdu? Baktık nereden doğmuş. TEM’in üzerinde devasa bir benzin istasyonu açmış, Güven Elif denen şirket. Bunun içindeki Elif LPG, İhsan Aktaş’ın. 5 Aralık‘ta kanunu değiştirtmişsin Tayyip Erdoğan, Aralık ayında o şirketin işlerini görmüşsün. O İhsan Aktaş burada çöp toplayınca hesabı Rıza verecek. Ama sen onun benzin istasyonuna ruhsat vermek için, izin vermek için kanun değiştireceksin. Yazıklar olsun sana.”

“SEYYAR GİYOTİN SUÇÜSTÜ YAKALANDI”

“‘Bu, seyyar giyotin’ deyince kızan bir şarlatan var. O şarlatan işi iyice elini yüzüne bulaştırdı. Sabah suç örgütü lideri; bir tarafı Beşiktaş bağlantısı, bir tarafını da Ahmet Özer’e bağlayacak, ‘Esenyurt bağlantısı’ diyor. Döndük baktık Esenyurt’ta. Evet, bu şirket. Bir ihale açılmış, dokuz şirketle yarışmış ve yüzde 15 kırımla ihaleyi almış. Hikayenin burasına kadarını anlatıp, Esenyurt’a bağlıyor. Beşiktaş ile Esenyurt’u birbirine bağlıyor, oradan da işi İBB’ye bağlayacak. Eline yüzüne bulaştırdığı işe bakın. İhale yapılmış, almış ama iki ay itiraz süresi var diye, ne bir hakediş kesilmiş, ne para ödenmiş, beklenmiş. O sırada belediyeye kayyum atanmış. Ahmet Özer hiçbir imza atmadan Silivri’ye yollanmış ama gelen kayyum bütün ihaleleri incelemiş, bu ihaleye bakmış, itiraz etmemiş. Bir ay uzatma vermiş, günü gelince de ihaleyi onaylamış, işe başlatmış. Eğer İhsan Aktaş’ın Esenyurt‘tan aldığı ihalenin hesabı sorulacaksa, ihaleyi açık düzenleyip dokuz firmayı çağıran Ahmet Özer‘e değil, ihaleyi onaylayan o senin kayyumuna soracaksın onun hesabını, kayyumuna. Sayın Erdoğan’a sesleniyorum: Bir çocuğun kapasitesi belliyse, ona anası, babası, öğretmeni çok yüklenirse, o bir işi yapacağım diye telaştan eline yüzüne bulaştırır. Bu giyotini buraya yollamışsın, ‘İstanbul’u karıştır’ demişsin, ‘Esenyurt’tan başla, Beşiktaş’a ulaş, oradan herkesi bu işe bulaştır’ demişsin. Bu işi eline yüzüne bulaştırdı. Bu kifayetsiz muhteris, bu suçlarıyla birlikte her gece yatan, sabah suçlarıyla birlikte uyanan kifayetsiz muhteris, suçlaya suçlaya ‘Ahmet Özer‘i bulaştıracağım’ diye senin bir gecede Vali Yardımcısı yapıp kayyum olarak atadığın eski Kaymakamı, yeni Vali Yardımcısını suçluyor. Oradan Beşiktaş’a ulaşmaya çalışıp, oradan gizliliklerle mizliliklerle İstanbul Büyükşehir‘e doğru gitmeye çalışıyor. Suçüstü yakalanmıştır. Verdiğiniz talimat gizli değil aleni, yapılan işler ahlaka uygun değil tamamen uydurmacadır.”

“YILAN EĞİLİR BÜKÜLÜR, GİRECEĞİ DELİĞİ BULUR”

“Bunun için daha 12 gün önce bu ihaleyi onaylayan kayyuma hesap soracağı yerde, dönüp dolaşıp sakın ha bizim buralara gelip soru sorma, vermeyeceğimiz hesap yok. Rıza Akpolat bir yere kaçmadı. Kaçmaz. Şu kadarını söyleyelim. Yerimiz belli, yurdumuz belli, partimiz belli, nereden geldiğimiz belli, nereye gideceğimiz belli. Doğduğumuz yeri de biliyoruz, ölünce varacağımız toprağımızı da biliyoruz. Bir tek, ne Özgür Özel’in ne Kemal Kılıçdaroğlu’nun ne herhangi bir CHP Genel Başkanının görevlendirdiği, adaylığa atadığı, göreve atadığı kimse kaçmadı bugüne kadar. Evelallah kaçmazlar, çünkü korkuları yok, veremeyecek hesapları yok. Bizim Cumhuriyet Halk Partililerin atadığı hiç kimse, CHP’lilerinin seçtiği hiç kimse hiçbir yere kaçmadı bugüne kadar. Örneği yok. Ama Tayyip Erdoğan’ın atladıklarının botlarla Yunanistan’dan yurtdışına kaçtığı FETÖ'cülerin sayısı 5 binden fazla, 5 binden fazla. Senin dün atadıkların bugün Silivri’de yatıyor. Senin dün atadıkların bugün Almanya’da, Amerika’da firari. O yüzden bugün atadıkların da sana güvenmesin, sen de onları atadın diye kendini bir şey sanma. Eninde sonunda Zekeriya Öz nasıl kaçıp gittiyse, bu kifayetsiz muhteris de eninde sonunda yerini bulacaktır. Zira kural bellidir. Yılan eğilir bükülür, en sonunda gireceği deliği bulur. Bunun da sonu odur.”

“KUMPASLA TARİHE İŞTE BÖYLE GEÇERSİNİZ”

“Son sözüm şu: Bir siyasetçinin nasıl geldiğine değil, nasıl gittiğine bakarlar. Demokrasi ile gelmekle demokrat olunmaz. Demokrasi ile geldiniz ama giderken demokrasi ile gitmeyip 50 tane oyuna başvurursanız, rakiplerinizi yenemeyeceğiniz için siyasi yasak peşine düşerseniz, bükemediğiniz bileği başka güçlerle kırmaya kalkarsanız, kumpas kurarsanız, sandıktan korkarsanız, ‘Kaybetsem de gitmeyeyim, kaybedeceğim seçime girmeyeyim’ hesabına düşerseniz tarihe böyle geçersiniz. Bugün ne Rıza Akpolat için, ne bizim için kara bir gün değildir. Bugün bir son da değildir. Bugün AKP’nin ve Türkiye’nin siyasi tarihine, ‘Bunu da yaptılar. Buna da tenezzül ettiler. Buna da tevessül ettiler’ denilecek bir kötülüğün günüdür, ayıp sahibine aittir. Beşiktaşlıların kararı bellidir. Rıza Bey, Türkiye rekortmenidir. Beşiktaş’taki 31 belediye meclis üyesinin 31’i de CHP’lidir. Beşiktaşlılar, AK Parti-MHP birlikteliğine bir belediye meclis üyeliği bile emanet etmemişlerdir. Bu şu demektir: ‘Biz Beşiktaşlılar olarak AKP ve MHP’ye bir belediye meclis üyeliği kadar bile güvenmiyoruz. Buraya elinizi uzatmayın, burnunuzu sokmayın’ demişlerdir. Milletin kararı esastır, elinizi Beşiktaş’tan çekin. Beşiktaş Belediyesi’nden çekin.”

“BEŞİKTAŞ’IN İRADESİ ERDOĞAN’IN KİBRİNDEN BÜYÜKTÜR”

“Buradan bütün Beşiktaşlılara sesleniyorum. Bugün burada, bu yağmurun altında, bu soğukta sahip çıktığınız Rıza Akpolat değil, onun şahsında kendi iradenize sahip çıkıyorsunuz. Demokrasiye sahip çıkıyorsunuz. Beşiktaş’ın iradesi Recep Tayyip Erdoğan’ın kibrinden de kabalığından da kendinde hissettiği olmayan gücünden de büyüktür. Beşiktaş asla bu kötülüğe teslim olmaz, İstanbul teslim olmaz, Türkiye teslim olmaz. Eninde sonunda iyilik kazanacak, sizin gibi iyi insanlar kazanacak. Güzel insanlar kazanacak. Baskılardan yılmayan Beşiktaş’a, başkanına sahip çıkan Beşiktaş’a, kumpasları yenen İstanbul’a, başkanına, başkanlarına, Büyükşehir Belediye Başkanı’na sahip çıkan İstanbul’a selam olsun. Korkmuyoruz, eğilmeyeceğiz, yenilmeyeceğiz. Biz kazanacağız, iyilik kazanacak, güzellik kazanacak. Korkaklar ve kötüler kaybedecek. Sizi seviyorum, size güveniyorum, size inanıyorum. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız.”


CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, İSTANBUL’DA