14.03.2019

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN ADIYAMAN'IN BESNİ İLÇESİNDE YAPTIĞI KONUŞMA (14 MART 2019)

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN ADIYAMAN'IN BESNİ İLÇESİNDE YAPTIĞI KONUŞMA (14 MART 2019)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adıyaman'ın Besni ilçesinde yaptığı konuşmada şunları söyledi:


Teşekkür ederim, benim umudum da Besnililer, seviyorum Besni’yi, Besnilileri de seviyorum, üzümünü de seviyorum. Besni’ye birden fazla kez geldim ama bu kez bir seçim için geliyorum. Az önce Belediye Başkanımız konuştu. Belediye Başkanımız diyorum artık, Besni’nin Belediye Başkanı kim? Vakkas Başkan. Ona inanıyorum, ona güveniyorum. Diyebilirsiniz ki, ona neden inanıyorsun, neden güveniyorsun yeni mi tanıdın? Hayır. Kesmetepe’de belediye başkanlığı yaptı. İhaleyse ihaleyi belediyenin bahçesinde yaptı, milletin huzurunda yaptı. Söyledim; bizden belediye başkanlığı yapacak herhangi bir arkadaş kim olursa olsun harcadığı her kuruşun hesabını millete verecek, boğazından aşağı haram lokma inmeyecek, kul hakkı yemeyecek.
Size çok şey söyleyebilirler, malum bizi eleştiriyorlar, CHP böyle, CHP şöyle, CHP bilmem şunu yaptı, bunu yaptı ama Cumhuriyet Halk Partisi kul hakkı yemez. Belediye başkanları kul hakkı yemez. Komşusu açken yatağında tok yatmaz. Bunu herkesin bilmesini isterim.
Belediye başkanlarımdan, Vakkas Başkandan iki şey bekliyorum. Hepinizin huzurunda ondan da söz alacağım. Bir, belediye başkanı seçildiğin gün Besnililerin oylarıyla, Allah’ın izniyle belediye başkanlığı koltuğuna oturduğun 1 Nisan’da artık hiçbir ayrım yapmadan bütün Besni’yi kucaklayacaksın. Söz mü? Birinci sözü aldık hiçbir ayrım yapmayacak, bütün Besni’ye hizmet götürecek. Efendim falan mahalle bana oy vermedi, falan kişi bana oy vermedi diye bir ayrımcılık yapmayacağız, herkese eşit hizmet. Ama burada bir ayrıcalık bekliyorum. Eğer bir mahalle fakirse, bir mahalle yoksulsa oraya pozitif ayrımcılık yapacak, oraya daha fazla hizmet götürecek. Herkesin yaşam düzeyi yükselmiş olsun. Benim arzu ettiğim birinci konu bu.
İkinci konu, bütçe görüşmeleri sırasında demiştim ki, “Asgari ücret net 2 bin 200 lira olsun. 2 bin 200 lirayla insanlar hiç değilse kör topal da olsa geçinebilsinler.” 2 bin 200 yapmadılar 2 bin 20 lira yaptılar, ama bizim bütün belediyelerde asgari ücret net 2 bin 200 lira. Şimdi başkan inşallah seçilecek, koltuğa oturacak 1 Nisan’dan itibaren Besni Belediyesinde çalışanların asgari ücreti net 2 bin 200 lira olacak. Söz mü başkan? Sözü aldık. Dolayısıyla asgari ücretle çalışan 2 bin 20 lira alırken, 1 Nisan’dan itibaren 2 bin 200 lira alacak. Yetiyor mu? Hayır, bir şeyin daha sözünü istiyorum. Biz kimsenin aşıyla, işiyle uğraşmayız, herkesin işi olsun, herkesin aşı olsun, her evde tencere kaynasın, her evde huzur olsun, her evde bereket olsun bunu isteriz. Dolayısıyla Sayın Başkan, başkan olduğun zaman hiçbir işçinin işine son veremeyeceksin. Efendim bu işçi AK Partili, bu işçi MHP’li, bu işçi Saadetli, bu işçi bilmem hangi partiden diye ayrım yapmayacaksın. Kim çalışıyorsa alın terine değer vereceksin, herkesin işine, herkesin aşına saygı göstereceksin. Söz mü? Üç konuda söz aldık. İnşallah 1 Nisan’da makamına oturacak geleceğiz Besni’ye beraber gidip kahvesini içeceğiz, üzüm ikram eder mi onu bilmiyorum ama Besni üzümünü de herhalde ikram eder. Dolayısıyla birlikte verdiği sözlerin takipçisi olacağız. Ben de takipçisi olacağım, siz de takipçisi olun.
Bir başka önemli nokta... Şu söyleniyor, “Efendim işte CHP’li belediye olursa e ne olur? Hizmet veremez hükümet para göndermez.” Buna sakın inanmayın, yok öyle bir şey. Belediye Gelirleri Kanunu var, bak burayı kim yaptı? CHP’li belediye yaptı. Başkana söz veriyorum, Besnililere de söz veriyorum sizin kardeş belediyeniz İzmir Büyükşehir Belediyesi olacak. Eğer bir şey olursa yatırım buraya gelecek. Tabi kardeş belediyeniz İzmir Belediyesi olacak deyince söz burada kalmayacak. Belediye başkanlığı koltuğuna oturtacaksınız, ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanıyla beraber buraya geleceğim, hep birlikte ziyaret edeceğiz. O Başkan da buraya gelecek, benim verdiğim sözü havada tutmayacak o da gelecek o da hizmeti buraya verecek ne istiyorsanız, ne gerekiyorsa yapılacak. Ayrıca belediyenin zaten bütçesi var, imkanları var, her türlü yardımı, her türlü tasarrufu yapabilecek durumda. Dolayısıyla Besni’ye genç bir arkadaş, yetenekli bir arkadaş, arkasında toplu iğne ucu kadar kara bir leke olmayan bir arkadaş, yetenekli, genç, dinamik, enerjik ve Besni’ye hizmet etmek için mücadele eden bir arkadaş Vakkas Başkanı seçecek misiniz? Söz mü? Size hizmet edecek, eğer bir kusuru olursa beraber diyeceğiz ki şu eksiğin var, şu kusurun var, şu yanlışın var, rahatlıkla diyeceğiz ve düzelteceğiz.
Efendim çiftçinin durumunun iyi olmadığını ben biliyorum. Besnililerin durumunun iyi olmadığını ben biliyorum, memlekette işsizliğin olduğunu ve işsizliğin de büyük boyutlarda olduğunu biliyorum. 7 milyona yakın insanımız işsiz, iş arıyor. Dolayısıyla bir belediye başkanı ben kalkacağım da bütün herkese iş bulacağım deme iddiasında olmaz, ama şu iddiada bulunur, ben yeni istihdam alanları yaratacağım, yeni insanlar orada çalışacak, emek harcayacak.
Bir şey daha, burada kreş var mı yok mu bilmiyorum. Belediyenin kreşi yok diyor. Sayın Başkan, her mahalleye bir kreş açacaksın, her anne sabahleyin gelecek çocuğunu, evladını o kreşe teslim edecek. Belki pazara gidecek, belki komşusuna gezmeye gidecek, belki bir alışveriş yapacak, belki bir düğüne gidecek, belki bir başka yerde arkadaşlarıyla, eşleriyle, dostlarıyla, babasıyla, amcasıyla buluşacak. Dolayısıyla çocuğunu getirecek kreşe teslim edecek, akşam da çocuğunu alacak o kreşten. Her annenin de buna hakkı var, hukuku var. Sayın Başkan bunun da sözünü istiyorum. Sözü aldık.
Bir daha buraya geldiğimde Vakkas Başkanın hizmetlerini hep beraber göreceğiz, hep beraber bakacağız, hep beraber denetleyeceğiz. Daha önce belediye başkanlığı yaptığı yerde defalarca denetlendi, müfettişi geldi, kontrolörü geldi, herkes geldi, toplu iğne ucu kadar bir şey bulamadılar. Çünkü onun özelliği kul hakkı yemez, onun özelliği herkese saygı duyar, onun özelliği kadın erkek eşitliğine inanır, onun isteği Besni’yi bu bölgede marka yapmak. Besni’nin üzümünü bütün dünyanın bilmesi lazım, bütün dünyanın öğrenmesi lazım Besni’nin üzümü sıradan bir üzüm değildir. Arabistan’ın nasıl hurması varsa Besni’nin üzümü de Türkiye’nin hurması olmak durumundadır. Bunu herkesin kabul etmesi lazım.
Siz Karaoğlan diyorsunuz, bizim bir Karaoğlan’ımız vardı, adı Bülent Ecevit, Allah rahmet eylesin. Bir şey daha söyleyeyim size madem Karaoğlan dediniz, Bülent Ecevit’ten açıldı. Rahmetli Bülent Ecevit Kıbrıs’a çıkarma yaptığı zaman bir sürü ambargo uygulandı, silah ambargosu, gıda ambargosu her şey uygulandı. Fakat Ecevit’in bir özelliği vardı, Ecevit hiç kimsenin önünde diz çökmedi, kim olursa olsun diz çökmem dedi. Bir dönem Ecevit’e “Milliyetçi değildir” diye yazıyorlardı duvarlara. Ecevit şunu söyledi, “Biz milliyetçiliği duvarlara yazmayız, bizim milliyetçiliğimizi yazdığımız yer Kıbrıs’ın Beşparmak dağlarıdır, Akdeniz’in sularıdır bizim milliyetçiliği yazdığımız yer, Afyon tarlalarıdır milliyetçiliği yazdığımız yer” dedi. Şimdi ne oluyor? Trump telefon ediyor papazı bırak, ya dur bir nefes al bari, nefes almadan papazı serbest bırakıyor. Olmaz, olmaz yürümez bütün bunlar.
O nedenle işi bir tarafa bırakalım Vakkas Başkanda anlaşalım. Söz mü? Size güveniyorum, size inanıyorum, sizleri seviyorum, sizin için mücadele ediyorum. Yediden yetmişe bu ülkede herkesin işi, herkesin aşı oluncaya kadar mücadele edeceğim.
Sağ olun, var olun diyorum.