CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yenimahalle Belediyesinin Düzenlediği 100. Yıl Parkı Açılışına Katıldı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da Yenimahalle Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan 100. Yıl Parkı Açılış Törenine katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Efendim çok güzel bir şey yapıyoruz bugün. Gerçekten de Ankara’nın yıllardır ihtiyaç duyduğu yeşil alanları büyütüyoruz. Altmış dönümdü galiba Sayın Başkanım değil mi? Altmış dönümlük bir alanı, başkaları olsaydı, ‘buraya gökdelenler yapalım’ derdi. Ama burada yaşayanların tamamının ağaca ihtiyacı var, doğaya ihtiyacı var, güzelliğe ihtiyacı var, gezmeye ihtiyacı var, yürümeye ihtiyacı var, konuşmaya ihtiyacı var. Bunların en güzel yapıldığı alanda parklardır. Parklarda insanlar düşüncelerini paylaşırlar, pikniklerini yaparlar, çocuklarıyla beraber, dedeler torunlarıyla beraber buraya gelirler. Dolayısıyla Ankara’yı yeşillendiren, yeşile boğan belediye başkanlarımıza, başta Büyükşehir Belediye Başkanımız olmak üzere bütün belediye başkanlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Hepsi sağ olsunlar, var olsunlar. Çünkü onlar size, Ankara’ya, Ankaralılara ve Ankaralıların çocuklarına hizmet ediyorlar.

Efendim Cumhuriyetimizin 100. yılı. 100 yıl bizim tarihimizde çok önemli. Önemi sadece 100 yıl olmasından kaynaklanmıyor. Çünkü Milli Kurtuluş Savaşı’nı verip, Cumhuriyeti kurduktan sonra bütün mazlum milletlere örnek olduk. Biz Milli Kurtuluş Savaşı’nı verdikten sonra, işgal altında olan pek çok ülke onlar da Milli Kurtuluş Savaşı’nı verdiler. Ve bizi örnek aldılar. Biz Cumhuriyeti kurduk, onlar da Cumhuriyeti inşa ettiler. Biz demokrasimizi geliştirmeye çalıştık, onlar da demokrasilerini geliştirmeye çalıştılar. Yani Türkiye’nin, 100 yıllık tarihinde, bütün mazlum milletlere örnek olan bir karakteri vardır.

Ama Milli Kurtuluş Savaşı’nı vermek yetmiyor. Bağımsız bir devlet olarak başka ülkelere el avuç açmayan bir Türkiye inşa etmek gerekiyor. Ayakkabı dahi üretemeyen, bez bile üretemeyen bir Türkiye’den devasa, görkemli, bağımsız bir Türkiye’yi inşa ettiler. Cumhuriyeti kurdular ama İzmir’de hemen İzmir İktisat Kongresi’ni topladılar. Çünkü Cumhuriyeti kuranlar, iktisatçı değildi; maliyeci değildi. Hepsi savaş meydanlarında mücadele etmişlerdi. Ve onlar Ekonomi Kongresi’ni toplayarak, İktisat Kongresi’ni toplayarak; Türkiye’yi nasıl kalkındırabiliriz, devasa borçları nasıl ödeyebiliriz, fabrikaları nasıl kurabiliriz, uçak fabrikalarını nasıl kurabiliriz, entegre savunma sanayini nasıl kurabiliriz, üniversiteleri nasıl yeniden ayağa kaldırabilirizin mücadelesini yaptılar. Ve Türkiye bugün İslam coğrafyasının en görkemli, en güzel; büyük eksiklerine karşın demokrasisi gelişmiş bir ülke olarak karşımızda, dünyanın karşısında. Ve dolayısıyla biz Cumhuriyetimizle, Cumhuriyeti kuran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kahramanları hem şükranla anıyor, hem onlarla gurur duyuyoruz.

Filistin’den de kısaca söz edeyim. Çocukların öldürülmesi, yaşlıların öldürülmesi, kadınların öldürülmesi; asla ve asla doğru değil ve bu bir cinayettir. Ve bu cinayet, üzülerek ifade edeyim, bütün dünyanın gözleri önünde yapılıyor. Akan kanların bir an önce durması lazım. Orta Doğu’da barışın yeniden sağlanması lazım. Orta Doğu halkları hep şunu söylerler, ‘Bizim Gazi Mustafa Kemal gibi bir Atatürk’ümüz olmadı, olmadığı içindir ki, bir türlü sırtımızı doğrultamıyoruz’ diye. Onlar bize öykünüyorlar, bizim gibi olmak istiyorlar ve biz onlarla kardeşçe yaşamak istiyoruz. Beraber yaşamak istiyoruz, birlikte yaşamak istiyoruz. Ortak kültürümüz var, ortak tarihimiz var, ortak inançlarımız var. Dolayısıyla inançlarımızı, kimliklerimizi, yaşam tarzlarımızı çağdaş dünyanın ulaştığı düzeye ve onu aşmak için bir hedefe koymak zorundayız. O hedefi gerçekleştirdiğimiz zaman bölgemize de barış ve huzur gelecektir.

Efendim bu cennet vatanın sınırları kanla yazıldı diye yanlış hatırlamıyorsam Mansur Başkan söyledi. Fethi Başkan siz söylemişsiniz evet. Bu cennet vatanın sınırları kanla yazılmadı. Bu cennet vatanın sınırları kanla yazılmadı ama bu cennet vatanın sınırları aynı zamanda büyük bir mücadele ile yedi düvelin önünde ve onların da imzalarıyla gerçekleşmiş oldu. Savaş için verdiğimiz mücadeleyi barış için de verdik. Ve barış için verdiğimiz mücadeleyle bütün dünyanın, artık bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tanımasını da sağladık. Bu da bizim hem savaşta hem barışta başarılı bir ülke olduğumuzu gösterir.

100 yıl… Önümüzdeki 100 yıllar daha olacak. 100 yılı tamamlıyoruz, yarın. Ama bir şey daha var, ikinci yüzyıla adım atacağız. Yani sizler, yani bizlerin tamamı artık Cumhuriyetin ikinci yüzyılına başlamış bulunuyoruz. Yani ikinci yüzyılın arifesindeyiz. Geçmişi unutmayacağız. Ama güçlü bir gelecek inşa etmek için yola çıktığımızı hepimiz bilmek zorundayız.

Cumhuriyetin bir özelliği daha var. Cumhuriyet aynı zamanda demokrasi demektir. Pek çok ülkede Cumhuriyet var, ama demokrasi olmadığı için insan hakları yok, düşünce özgürlüğü yok, medya özgürlüğü yok, yargı bağımsızlığı yok. Dolayısıyla Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak hepimizin ortak görevi. Şimdi hedefimiz güzel Cumhuriyetimizi, 100 yıllık Cumhuriyetimizi; çağdaş demokrasiyle taçlandırmak.

Bu parklarda gezerek belki bu tartışmaları yapacağız. Ağacın gölgesinde oturarak, sohbet ederek bu tartışmaları yapacağız. Düşünün, Yüce Yaradan’ın bize verdiği en değerli şey akıldır. Ve dolayısıyla aklımızı kullanarak, yeri geldiğinde dünyaya meydan okuyan, teknolojiyle, bilimle, kültürle meydan okuyan bir Türkiye’yi inşa etmek için yola çıkacağız. Bunun için en temel yol demokrasi. Cumhuriyete geçişin büyük bir önemi var, mücadeleyle geçildi. Ama Cumhuriyetin kalıcılığı demokrasiyle mümkündür. Çünkü demokrasiyi inşa etmek için en önemli ve en değerli adım artık Cumhuriyettir. Dolayısıyla Cumhuriyeti beraber kutluyoruz 100 yaşında. Umarım gelişmiş, kalkınmış, huzurlu yaşayabileceğimiz bir demokrasiyi de hep birlikte inşa edeceğiz. Çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk, demokrasinin Cumhuriyetin temeli olduğunu da yine 1930’larda yaptığı açıklamayla ifade etmiştir.

Ben tekrar belediye başkanlarımızı hepinizin huzurunda yürekten kutluyorum. Unutmayın, önümüzde yerel seçimler var. Mansur Başkan’ın başkanlığında yine yolumuza devam edeceğiz. Yeni belediye başkanlarını kazanmak üzere.

Hepinize en içten sevgiler, saygılar sunuyorum.