22.09.2021

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, GAZİLERLE BULUŞTU

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziler Haftası kapsamında düzenlenen Gaziler Buluşması’nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
https://youtu.be/NmnjqBuhPX4


Efendim hepinize afiyet olsun. Güzel bir sabahta birlikteyiz. Aslında söylenecek çok fazla söz var. Başkan konuşunca neyin ne olduğunu biraz daha net anlayabiliyoruz. Yeri geliyor şehitlerimizi, gazilerimizi yere göğe sığdıramıyoruz. Ama uygulamaya gelince tam tersi bir tabloyla karşılaşıyoruz. Aklımın almadığı böyle bir siyaset anlayışı. Gazi olmak sıradan bir olay değildir. Şehit olmak sıradan bir olay değildir. İnsanlar bir bedel ödüyorlar. Ödedikleri bedel vatanları için, bayrakları için bir bedel ödüyorlar. Ve onlar bedel öderken bizler evimizde rahat uyuyabiliyoruz, sokaklarda gezebiliyoruz, caddelerde gezebiliyoruz. 
Dolayısıyla gazilerimiz ve yakınlarımız için siyaset kurumu üstüne düşen görevi yapmamıştır önce bu gerçeğin altını bir çizmemiz lazım. Eğer bir kaplama diş için iki sene sonra geleceksin biz kaplama dişini yaptıracağız diye bir anlayış egemense o zaman biz gazilerimize saygı duymuyoruz demektir. 
Değerli dostlarım, çok sık örnek veririm. İngiltere’de bir gazi mağazaya gittiğinde anons edilir falan gazi mağazamızı onurlandırmıştır diye. Onlar böyle yaparken, gazilerine bu kadar değer verirken biz ne yapıyoruz? Sağ olsun Mansur Başkanımızda bir uygulama başlattı kartı okutan gazimiz açısından da ‘Bu vatan size minnettardır’ sözleri çıkıyor. Bu uygulamayı yaygınlaştırmamız lazım, her yerde olması lazım. Evet minnet duyuyoruz, evet şükran duyuyoruz ama bunun seslendirilmesi ve gereğinin yapılması lazım. Gereği yapılmadığı takdirde söylenen sözlerin tamamı havada kalıyor. 
Gaziler diyoruz, Allah aşkına kaç tür gazimiz var? Kore gazimiz var, Kıbrıs gazimiz var, malul sayılmayan gazilerimiz var, terör gazimiz var, 15 Temmuz gazimiz var. Her birisi ayrı statüye tabi. Niçin her birisi ayrı statüye tabi gazi gazidir, şehitte şehittir. Aralarındaki farkların nedeni ne? Hepinizin huzurunda önce TBMM Başkanı Sayın Şentop’a açık çağrıda bulunuyorum, sonra da bütün siyasi parti Genel Başkanlarına açık çağrıda bulunuyorum. Şehit yakınları ve gaziler arasında var olan farklılıkların tümünü giderme konusunda gelin ortak bir çalışma yapalım. Siz kanun teklifi verin biz destekleyelim. Biz 126 milletvekili arkadaş Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir kanun teklifi hazırladık, parlamentoya sunduk ama görüşülmedi. Efendim bunu muhalefet verdiği için biz görüşmüyoruz diyebilirler ben bunu da anlayışla karşılarım bugünkü kısır yapı içinde. Ama siz verin biz destekleyelim. Önemli olan sorunu büyütmek değil, sorunu çözmektir. Bu çerçevede davranalım. 
Kaldı ki değerli kardeşlerim, olay sadece bir söylemin ötesinde söylediğim şeylerin yapılması için anayasal temelde var. Anayasanın 10. maddesi “Harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz”. Gayet açık. Yani şehitler için, gaziler için bir ayrıcalık yaparsan bu eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz diyor. Çünkü bunların korunması lazım diyor. Kim? Anayasa söylüyor. Kaçıncı madde? 10.madde söylüyor. Yine alıyorum anayasanın 61. maddesi “Devlet harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle malul ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar”. Bir korur diyor. Koruyabilir değil korur emredici hüküm. Koruyacaksın diyor. Şehit yakınları, gazileri koruyacaksın diyor. Ayrıca korumanın dışında onların hayat seviyelerine uygun bir yaşam tarzını sağlayacaksın diyor. Bu sağlanmıyor. O zaman anayasanın emredici hükmü havada kalmış oluyor. 
Bu konuda da yine bütün siyasi partilere, onların Sayın Genel Başkanlarına sesleniyorum. Yıllardır bir acı olarak bu tablo önümüzde duruyor. Bunu giderelim. Ya ortak yapalım, ya siz yapın iktidar partisi kendisi yapsın, cumhur ittifakı olarak yapsınlar. Yapmıyorlarsa biz bunu beceremiyoruz diyorlarsa biz yapalım siz destek verin ve biz bu işi çözelim. Yazıktır günahtır bu kadar haksızlık olmaz.
Değerli arkadaşlarım, gaziler günü konusunda arkadaşlarım söylediler Gazi Mustafa Kemal’e gazilik unvanı verildiği tarih gaziler günü olarak, o haftada gaziler haftası olarak kutlanıyor. Dolayısıyla bizler her yıl bunları kutluyoruz ama iş sadece sözde kalıyor. İşin özünü hayata geçiremiyoruz burada temel bir sorunumuz var. 
Şimdi neler yapılması lazım? Önünüzde broşür var. O broşürden bağımsız olarak öncelikle ele alınıp yapılması gereken 8 tane madde sayacağım bunu lütfen hafızalarınızda tutun. Birincisi şu; şimdi arkadaşlarım diyorlar ki, gaziyiz veya şehit yakınıyız. Milli Savunma Bakanlığına gidiyoruz, emniyete gidiyoruz, Sağlık Bakanlığına gidiyoruz, Maliye Bakanlığına gidiyoruz nereye başvuracağımızı bilmiyoruz. Yapılması gereken ilk iş şehit yakınları ve gazileri yüksek kurulu oluşturmak. Böyle bir yüksek kurul olması lazım. Yani şehit yakınları ve gaziler bürokraside bir makama başvursunlar sorunlar orada çözülsün. Gazileri veya şehit yakınlarını bakanlık bakanlık, genel müdürlük genel müdürlük dolaştırmanın bir mantığı yok. 
İkincisi; farklılıklar var az önce saydım Kore, Kıbrıs, 15 Temmuz bir sürü her bir olaydan sonra bir gazilik unvanı alınmış ve o gazilik unvanı alanlar arasında büyük farklılıklar var. Bu farklılıkların kesinlikle giderilmesi lazım. Bununla ilgili bir yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor. 
Üçüncüsü; şehitlerimizin eşleri, yoksa anne ve babalarına aylık bağlanıyor. Çok düşük rakamlar arkadaşlar. Bu rakamların yani bu aylıkların en az en düşük net memur maaşının altına düşmemesi lazım. Düştüğü takdirde o zaman biz görevimizi yapmıyoruz yani. Bütçeden onların hak ettiği minimum kaynağı dahi sağlayamıyoruz. Bunun çözülmesi lazım. Şehitlerimizin yakınları 18 yaşını aştığı zaman eğer öğrenimde görmüyorsa sınırlı sayıda iki çocuğunu alıyoruz kamuda göreve başlıyor. Niye iki çocuk? Üç çocuğu varsa üçünü alalım, beş çocuğu varsa beşini alalım niye iki çocuk, hangi gerekçeyle iki çocuk? Kişi hayatını vermiş bu ülkenin bayrağı için, bu ülkenin bütünlüğü için hayatını vermiş. Dolayısıyla siz hayatınızı vermişseniz, mücadele etmişseniz o zaman yani bu koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti şehitlerimizin çocuklarına sahip çıkamıyor mu, onlara bir görev veremiyor mu? Burada da yaş sınırının 18 yaşını aştığı zaman kaç çocuğu varsa kamuda işe başlamalı. Eğer çocuğu okuyorsa ona burs imkanı sağlanmalı. Kaç çocuğu varsa burs imkanı sağlanmalı. Mezun olduğu zamanda işi hazır olmalı. Bu devlet olarak bizim görevimiz olmalı biz bunu yapmalıyız. 
Efendim bir başkası; sağlık güvencesi. Protezden bahsetti başkan, dişten bahsetti. 5 yıl süreyle bir arabayı alıyor 5 yıl süreyle onu yenileyemiyorsunuz kaza yaptınız veya şöyle böyle bir sıkıntı çıktı. Bunun giderilmesi lazım değerli arkadaşlarım. Bunun ölçüsü ne olmalı? Milletvekilleri sağlık sisteminden hangi şartlarda yararlanıyorlarsa gaziler ve maluller ve şehit yakınları da aynı şartlarda sağlık hizmetinden yararlanmalılar bu kadar basit. Bu milletvekilleri içinde bir onur vesilesi olur. Bakın altını çiziyorum bu milletvekilleri içinde bir onur vesilesi olur. Benim yararlandığım sağlık imkanlarından bu ülkenin şehitleri, şehit yakınları, gazileri ve onların yakınları da yararlanıyor algısı çıkar ve dolayısıyla parlamentoda görev yapan milletvekiliyle veya milletvekilliği yapmış şimdi görevini yapmayan eski milletvekilleriyle şehit yakınları ve gaziler eşitlenmiş olur. Bunun yapılması lazım. Bu lütfen biz dillendiriyoruz, söylüyoruz, baskı kuruyoruz ama sizlerin de dillendirmesi lazım. 
Terörle mücadelede yaralanan tüm güvenlik görevlilerine gazilik statüsü verilmesi lazım. Efendim birisi tırnağında bir şey olursa gazi vereceğiz, öbürü vücudunda mermi var ona bir şey vermeyeceğiz. Olmaz. Ayrıcalığa izin vermememiz lazım. Beşiktaş’taki terör saldırısında 39’u polis 47 vatandaşımız şehit oldu. 15 Temmuz darbe girişiminde de şehitlerimiz ve gazilerimiz var. Bunlar için toplanan paralar duruyor. Bunların kesinlikle derhal hak sahiplerine iade edilmesi lazım, verilmesi lazım. Milletin parasını kimse tutamaz. Millet ödedi gazilerimize, şehitlerimize, şehit yakınlarına ödenmesi için bu parayı bankada tutamazsınız. Parayı ödemek zorundasınız, bunu yapmak zorundasınız. 
Efendim bir başka önemli konu bu benim içimde bir yaradır. Vatan ve bayrak sevgisini benim gazilerimize, şehit yakınlarımıza anlatmama gerek yok. Siz bunu yaşadınız zaten. Bunu yaşarken de bir bedel ödediniz. İçimdeki derin yara şudur, bir vatan toprağını, bayrağımızın dalgalandığı bir vatan toprağını yani Süleyman Şah Türbesini yani kendi topraklarımızdan bayrağımızı indirip Süleyman Şah Türbesini kaçırmaktır. Bu benim içimde derin bir yaradır. Hiç yaşanmadı böyle bir tablo. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir olay yaşanmadı. İnsanlar bedel ödedi, şehit oldu insanlar, gazi oldu insanlar ve siz tek mermi dahi atmadan bayrağınızı indiriyorsunuz Süleyman Şah Türbesini kaçırıyorsunuz kendi topraklarınızı terk ediyorsunuz. Bu kabul edilecek bir olay değildir. İnşallah göreceksiniz devir değişecek biz bayrağımızı yine oraya götüreceğiz kendi topraklarımıza, Süleyman Şah Türbesini yine oraya götüreceğiz, göndere bayrağımızı çekeceğiz ve askerimiz orada yine nöbetini tutacak. Biz bunu yapacağız. Ha bunun bedeli ne olur? Bedeli ne olursa olsun bunu yapmak zorundayız. Bu iş lafla olmaz. Bunu yaptığınız zaman kimse sizin vatanseverliğinizi asla sorgulayamaz. Ama bayrağı indirip vatan toprağını terk ederseniz tek kurşun bile atmadan kimse kusura bakmasın biz onların vatanseverliğini sorgularız. Biz bu kadar açık, bu kadar net konuşuyoruz. Sizin sorunlarınızı biliyoruz bu sorunlar çözülecek hiç endişe etmeyin. Söylediğim tarzda çözülecek. 
Eğer engelli arabası kullanan bir kardeşim herhangi bir nedenle arabasını değiştirmek isterse Sayın Başkan, Ankara’daysa Mansur Başkana derhal başvuracak. Biz bir hafta bile bekletmeyeceğiz alacağız arabasını yenileyeceğiz. Türkiye genelindeyse sana başvuracaklar başkan. Biz alacağız engelli arabasını kendisine göndereceğiz. Hiç kimse endişe etmesin. Birlik ve beraberlik bizim için çok önemlidir temel bir konudur. Birliğimizi ve beraberliğimizi korumak zorundayız. Birliğimizi ve beraberliğimizi korurken bunun temel taşını oturtan şehitlerimiz ve gazilerimizdir. Onları saygıyla anmakta hepimizin boynunun borcudur. 
Sevgili dostlarım, bir şeyi daha anlatmak isterim. Bu da içimde bir başka yaradır ama bu yara biraz yeni bir yaradır. Denizli’deydim akşam cep telefonundan bir video gösterdiler iki askerimizin diri diri yakıldığının videosunu. Bu montaj mıdır, şöyle midir, böyle midir diye araştırırken gerçek olduğu çıktı ortaya. Talimatı veren kişi tutuklandı, hapse atıldı. İyi ki bu ülkede dürüst gazeteciler var. Bir gazeteci arkadaşımız bir makale yazdı, bir fıkra yazdı iki askerin yanmasıyla ilgili talimatı veren kişi Gaziantep’te kuşçuluk yapıyor diye, kuşçu dükkanı açmış diye. Önce tutuklanıyor, hapse atılıyor, sonra serbest bırakılıyor ve orada kuşçu dükkanı açıyor. Bir; kim bunu serbest bıraktı, hangi irade serbest bıraktı? Hangi siyasi irade buna müdahale etti ve nasıl oluyor da gazeteci yazdıktan sonra Gaziantep’te yakalanıp yeniden hapse atılıyor? Yeniden hapse atıyorsanız neden serbest bıraktınız? Kim serbest bıraktı, kimler serbest bıraktı? Böyle bir acı tablo gerçekten içimize taş gibi oturuyor. Bunun da sorgulanması lazım. 
Bütün bu anlattıklarımın ötesinde çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Huzur içinde yaşamak isteriz. Elbette ki siyasi partiler olmalı, elbette ki siyasi partiler yarışmalı ama bu yarışma iyilik üzerine olmalı, daha güzelini biz gerçekleştirebiliriz bunun üzerine olmalı bu. Her evde huzur, her evde bereket olmalı. Şehitlerimiz, gazilerimiz el üstünde tutulmalı. Onlara gerekli saygıyı toplumun her kesimi ama her kesimi vermeli. Ve onlarda bu memleket için ödedikleri bedelin ne kadar değerli olduğunun farkına varmalı. Biz bunu yapabiliriz ve bunu yapmak zorundayız ve bunu yapacağız. 
Efendim hepinize afiyet olsun, hepinize saygılarımı sunuyorum. Hepinize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Asla umutsuzluğa kapılmayın bu söylediklerimden çok daha fazlasını inşallah hayata geçireceğiz ve yapacağız. Emin olun, bir yere yazın broşürleri cebinizde taşıyın. O broşürde vaat edilenlerin nasıl teker teker hayata geçtiğini göreceksiniz biz bunu yapacağız. Bu ülkenin güzelliği için, bu ülkenin huzuru için yapacağız. Tekrar hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum.
Tüm Fotoğraflar İçin Tıklayınız...

Gündem'den Öne Çıkan Haberler