03.03.2019

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, ELMADAĞ SEÇİM KOORDİNASYON MERKEZİ AÇILIŞINDA KONUŞTU

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, ELMADAĞ SEÇİM KOORDİNASYON MERKEZİ AÇILIŞINDA KONUŞTU
(03 MART 2019)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Siyasete girerken malvarlığını açıklayan ilk kişi benim. Belediye Başkanlarıma da söylüyorum, sizler de mütevazı evlerinizde oturacaksınız, israftan kaçınacaksınız, vatandaşın hizmetine koşacaksınız, varsa bir dert o dertle ilgileneceksiniz" dedi.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Ankara Elmadağ seçim koordinasyon merkezinin açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Efendim hepinize merhabalar, hoş geldiniz, şeref verdiniz. Elmadağ’da olmaktan Elmadağlılarla birlikte olmaktan onur, gurur ve şeref duyuyorum.
Az önce başkanı dinlediniz, artık ben başkan diyorum ona, seçilecek başkan değil seçilmiş başkan olarak görüyorum kendisini. Dinlediniz, hiç kimseye kızdığı falan yok, tek niyeti var Elmadağ’ı nasıl ayağa kaldırırım. Elmadağ’da barışı, huzuru, kardeşliği nasıl inşa ederim. Birisinin işi yoksa ona nasıl iş bulabilirim. Onun derdi o. Yoksa malı götürmek gibi bir derdi yok. O halktan birisi, sizden birisi, Elmadağlı, Elmadağ’ın öz evladı. Dolayısıyla ona sahip çıkmanız kadar doğal bir şey yok. O nedenle bu meydanı görünce dedim ki, artık ona başkan adayımız falan demek ayıp olur, başkan dememiz lazım ve başkanımız o bizim.


Adem Başkanı öyle anlaşılıyor ki fazla seviyorsunuz. Allah’ı var genç deseniz genç, yakışıklı deseniz yakışıklı daha ne olsun. İki, idealist birisi. Üç, Elmadağ’ı seviyor. Köklü bir aileden, güzel bir aileden geliyor. Hiç kimseyi ötekileştirmiyor. Bu bana oy verecek, vermeyecek diye kimseye kızdığı da yok. Oy verenin de, vermeyenin de başkanı olacak zaten. Herkesi kucaklayacak.
Bizim bir özelliğimiz var. Biz bütün insanları seviyoruz, vatandaşımız arasında ayrım yapmak istemiyoruz, vatandaşların siyasi görüşleri farklı olabilir, inançları farklı olabilir, kimlikleri farklı olabilir, memleketleri farklı olabilir ama hepimiz bayrağımızın altında, şu mübarek bayrağımızın altında yaşıyoruz. Bayrak deyince akan sular durur, şehitler deyince akan sular durur. Dolayısıyla vatanı vatan yapan budur zaten, beraber olmaktır, birlikte olmaktır. Aynı bayrağın altında aynı havayı teneffüs etmek demektir. O zaman biz huzurlu oluruz, mutlu oluruz. Siyasette kavganın yerinin olmaması lazım. Siyaset hizmet yarışıdır, hizmet yarışına sonuna kadar evet. Kavga? Kavga doğru değil. İnsanları birbirine düşürmek asla doğru değil.
Buraya gelirken Çankaya Belediye Başkanımla geldim. Elmadağ’ı Ankara’da önemli bir marka yapacaklar. Adem Başkanla Çankaya Belediye Başkanımız beraber önemli bir marka yapacaklar. Sözünü aldım, buraya getirdim, dolayısıyla hepinizin önünde göreceksiniz bunu. Daha güzel bir Elmadağ için hep birlikte çalışmak zorundayız. Ben de çalışacağım, Çankaya Belediye Başkanımız da yardım edecek, ama en büyük çalışmayı Adem Başkanımız yapacak. O da gerekirse günün 24 saati çalışarak burayı ayağa kaldıracak, bunun mücadelesini veriyoruz.
Efendim, memleketin sorunu fazla. İşsizlik bir taraftan, pahalılık bir taraftan, alınan maaşlar yetmiyor. Daha geçen gün Uşak’a gittiğimde yaşlı bir kadıncağız geldi, “senin için yataktan kalktım buraya geldim” dedi. “Hayırdır” dedim, “bir oğlum var, Türkçe öğretmeni olacak, senelerdir atanmıyor, onu nasıl okuttuğumu sen biliyor musun” dedi. Nasıl okuttuğunu ben biliyorum. Ben nasıl okuduğumu, annemin, babamın beni okutmak için nasıl boğazından kestiğini biliyorum. 7 kardeşiz biz, üniversiteye giden sadece benim. Dolayısıyla bir küçük memur maaşıyla 7 çocuğu beslemek, büyütmek, birisini de üniversiteye göndermek kolay değil. Bir anne için daha da zor. Hele çocuk üniversiteyi bitirmiş, iş güç sahibi olacak, annenin beklentisi o. Ama o ihtimal gerçekleşmiyor bir türlü ve anne bana bu derdini anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Emin olun içim cız etti. Sadece bir anne mi böyle? Binlerce anne var böyle. Sadece bir kişi mi işsiz? 7,5 milyon evladımız işsiz. Bütün bunları çözmemiz lazım, bütün bunları aşmamız lazım, asla umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor. Umutsuzluk bizim kitabımızda yoktur. Biz her şartta bütün zorlukları aşmak zorundayız. Bütün zorlukları aşarsak o zaman millet oluruz.


Milli Kurtuluş Savaşında dört tarafımız çevrilmişti, düveli muazzama karşı büyük bir mücadele verdik. Nasıl verdik mücadeleyi? Askerimizin ayakkabısı yoktu. Nasıl mücadeleyi verdik? Yiyecek ekmeği bile yoktu, silahı yoktu. Ama bütün bunları aşmasını bildik. O nedenle önümüzdeki süreçte bütün bu zorlukları aşacağımız ilk adımı atacağız Allah’ın izniyle. Atacağız, burada Adem Başkanı, Ankara’da da Mansur Başkanı Büyükşehir Belediye Başkanı yapacağız. Onurla, gururla onların verdikleri hizmetleri her zaman ama her yerde takip de edeceğiz. Bakalım verdikleri sözleri tutuyorlar mı, tutmuyorlar mı? Siz de takip edeceksiniz, ben de takip edeceğim.
Bütün Belediye Başkanı adaylarıma şunu söyledim, “sözünü tutmayacağınız vaatlerde bulunmayın. Vaatte bulunuyorsanız mutlaka yerine getireceksiniz.”
Ayrıca her Belediye Başkanından iki şey bekliyorum. Bir, seçildiğin andan itibaren şu mahalle bana oy verdi, şu mahalle bana oy vermedi, şu vatandaş oy verdi, bu vatandaş oy verdi, bu vatandaş oy vermedi diye ayırmayacaksın. Oy versin, vermesin bütün beldeyi kucaklayacaksın. Birinci şartım o. Çünkü artık sen beldenin belediye başkanısın ve sen hizmet götürmek zorundasın.
İkinci kural, beldenin bütçesi var, para harcıyor. Kimin parası? Milletin parası. O zaman verdiğin hizmet karşılığında yaptığın her harcamanın, her kuruşun hesabını millete vereceksin. O zaman millet diyecek ki helal olsun. Aldığı, yaptığı her hizmetin karşılığında neyi, hangi kuruşu harcadığını ben de biliyorum ve bu belediye saydam, dürüst bir belediye başkanıdır diyeceksiniz. Belediye başkanlarımdan ikinci istediğim bu.
Üçüncü isteğim, bütçe görüşmelerinde söz vermiştim, demiştim ki “asgari ücret net 2 bin 200 lira olsun.” Yapmadılar. Yapmadılar, 2 bin 20 lira yaptılar. Ama bizim belediyelerde asgari ücret net 2 bin 200 lira. Herkes 2 bin 200 lira alıyor. İster Çankaya Belediye Başkanına gidin sorun, ister Yenimahalle’ye sorun, isterseniz Erzurum’un Çat Belediye Başkanına sorun, 2 bin 200 lira bizim işçilerimiz asgari ücret alıyorlar. Adem Başkan seçilecek, o da burada asgari ücretle çalışan işçilerin aylığını net 2 bin 200 lira yapacak. Ama bir sözümüz daha var. 2 bin 200 lira yapacak ama 1 Ocak’tan Nisan’a kadar olan farkı ayrıca zamanı geldiğinde de ödeyecek. Yani nasıl söz verdiysek, nasıl sözümüzün arkasında durduysak, aynı şekilde duracağız hiç kimsenin endişesi olmasın. Seçilecek, makamına oturacak, ben geleceğim kahvesini içeceğim ama kahveyi içmeye gelirken işçilerin o ay ödemelerinin net 2 bin 200 liradan yapıldığının bordrolarını da göreceğim.
Efendim Mansur Yavaş, kendisini Ankara’ya adayan bir cumhuriyet çocuğu Mansur Yavaş. Mansur Yavaş Ankaralılar için çalışıyor, Ankaralılar için mücadele ediyor, bir Ankaralı evladıdır Mansur Yavaş, bir cumhuriyet evladıdır. Devasa bir Ankara, cumhuriyetin başkenti Ankara ithal adaylarla yönetilmez bu Ankaralılara hakarettir. 6 milyonluk Ankara’da bir belediye başkanı bulamadılar Allah aşkına. Nasıl bir anlayıştır bu? 6 milyonluk Ankara’da bir belediye başkanı bulamadılar, gittiler Kayseri’den belediye başkanını getirdiler buraya, sen Ankara’yı yöneteceksin. Niye arkadaş, Ankaralı yönetemiyor mu? Buranın Seymenleri yok mu? Buranın kahramanları yok mu? Buranın evlatları yok mu?


Efendim bizim yönetim anlayışımızda bir şey daha var tasarruf. İsraf haramdır öyle biliriz. İsraf haramdır ve israfa karşıyız. Belediye de yaptığı her harcamayı tasarruf içinde yapacak. En fazla verimi alacak şekilde yapacak. Öyle olduğu zaman göreceksiniz bütçe gerçek anlamda halka hizmet bütçesi olacak ve o çerçevede yolumuza inşallah devam edeceğiz.
Bir de Türkiye’den kısa bir özet vereyim size. Bir iktidar düşünün herhangi bir devlet olsun. İster Japonya düşünün, ister Amerika, ister Güney Kore, isterseniz Papua Yeni Gine olsun, bir ülke düşünün. O ülkede bir iktidar olsun, 17 yıldır o ülkeyi yönetmiş olsun. İstedikleri kanunu çıkarıyorlar, istedikleri kararnameyi çıkarıyorlar, istedikleri valiyi atıyorlar, istedikleri paşayı atıyorlar, istedikleri büyükelçiyi atıyorlar, istedikleri belediye başkanını atıyorlar, istediklerini görevden alıyorlar. 17 yıl yönetiyorlar, 17 yılın sonunda vatandaşı soğan kuyruğuna mecbur ediyorlar. Ne diyeceğiz buna şimdi? Ben bunları söyleyince “Bay Kemal konuşuyor” diyorlar. Evet Bay Kemal konuşuyor, Bay Kemal doğruları söylüyor. Peki Bay Kemal konuşmayıp da ne yapacak, Allah aşkına ne yapacak? Bay Kemal’in özelliği ne? Bir, Bay Kemal haram yemez. İki, Bay Kemal kul hakkı yemez. Üç, Bay Kemal fakirin, fukaranın yanındadır. Dört, Bay Kemal saraylarda oturmaz evinde oturur, mütevazı, çocuklarıyla beraber. Beş, Bay Kemal çocuklarına telefon açıp oğlum paraları sıfırladın mı demez. Bay Kemal ne yapar? Bay Kemal dürüst ve namuslu adamdır hırsızlık yapmaz, devleti soymaz. Beyt-ül mala el uzatmaz Bay Kemal. Bizim özelliğimiz budur. Ne derlerse desinler, kem söz sahibine aittir. Biz bütün siyaset hayatımızı millete adamış vaziyetteyiz.
Siyasete girerken malvarlığını açıklayan ilk kişi benim. Belediye Başkanlarıma da söylüyorum, sizler de mütevazı evlerinizde oturacaksınız, israftan kaçınacaksınız, vatandaşın hizmetine koşacaksınız, varsa bir dert o dertle ilgileneceksiniz. Bütün bunları düzelteceğiz ama nasıl düzelteceğiz? Milletin iradesiyle düzelteceğiz, ayrım yapmayacağız millet arasında, kavga dövüş olmayacak millet arasında, herkesi kucaklayacağız. Yediden yetmişe kadar kucaklayacağız herkesi, hiç kimse endişe etmesin.
Adem Başkan burayı Elmadağ’ı Ankara’nın yüzük taşı yapacak göreceksiniz. İnşallah ben de göreceğim, burada Adem Başkanla beraber milletin kahvesine oturacağız, çayımızı, kahvemizi içeceğiz, ev ziyaretleri yapacağız. Millet, bizim milletimiz. Bu millet kahraman bir millettir, taşına, toprağına sahip çıkan bir millettir. Bayrağına sahip çıkan bir millettir, vatanına sahip çıkan bir millettir. Bize ne derlerse desinler bizim için önemli olan bayrağımız, önemli olan vatanımız, önemli olan milletimiz. Bizim için önemli olan budur.
Ve biz bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Caddede, sokakta, kahvede, lokantada, ev gezmelerinde, fabrikada nerede olursa olsun huzur içinde yaşamak istiyoruz. İnşallah o huzuru Elmadağ’a Adem Başkan getirecek.
Adem Başkanı size, sizi de Allah’a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun diyorum. 


Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından Ankara Elmadağ Yenimahalleliler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneğini ziyaret etti.


Daha sonra Hasanoğlan Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Çevre Koruma Derneğini ziyaret eden Genel Başkan Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada Köy Enstitülerinin önemine işaret etti. Ankara'da ve Elmadağ'da seçimleri aldıklarında eski yapılara önem vereceklerinini belirten Genel Başkan Kılıçdaroğlu, vatandaşların "Hasanoğlan'ın ilçe yapılması" talebinin kendilerinin de arzusu olduğunu belirterek, buraya bir üniversitenin kurulması gerektiğinin altını çizdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu derneğin ziyaret defterine yazdığı yazıda da, "Hasanoğlan'a sahip çıkmak, Türkiye'ye sahip çıkmaktır. Hasanoğlan Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Çevre Koruma Derneği bu ulvi amacı gerçekleştirmek üzere çalışıyor. Yöneticilerine en içten selam ve saygılarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.