24.10.2019

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK'IN BASIN TOPLANTISI (24 EKİM 2019)

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK'IN BASIN TOPLANTISI
(24 EKİM 2019)
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları ifade etti:


Genel Başkanımız iktidara Trump’ın yazdığı kağıt parçasıyla ilgili 7 soru sormuştu.
Bu soruları bir kez daha tekrarlıyorum:
-Hiçbir şekilde diplomatik teamüllere uymayan ve hareket dolu ifadeler içeren bu mektubu “bu üslup kabul edilemez” diyerek neden iade etmediniz?
-Okuduğunuzda bu ifadeleri nasıl hazmettiniz, neden ve hangi korku, endişe ve ruh haliyle bu mektubu kabul ettiniz?
-Hakaretler içeren mektubu anında iade etmediğiniz gibi kamuoyundan da gizlediniz. Neden?
-Bu mektubu Amerikalılar kamuoyuna duyurmasaydı üstünü örtecek, sessiz mi kalacaktınız?
-Hakaretler içeren mektubun üstünü artık örtemeyeceğinize göre milletin onurunu nasıl kurtaracak ve bu yakışıksız üsluba Türkiye ve ABD arşivlerine girecek şekilde nasıl cevap vereceksiniz?
-Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarının anayasal görevidir. 82 milyonun huzurunda ettiğiniz yemini hatırlıyor musunuz?
-Ettiğiniz yeminde bahsi geçen namus ve şeref kavramları sizin için neyi ifade etmektedir?
CEVAP VERECEĞİNE ZIRVALADI
Biz iki gün önce Genel Başkanımızın grup konuşmasında sorduğu bu sorulara cevap beklerken bugün AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik çıkmış Genel Başkanımıza hakaretler etmeyi ve zırvalamayı tercih etmiştir. Anlaşılan bu sorular saray iktidarını son derece rahatsız etmiştir.
AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÖNCE ÖĞRENSİN, SONRA KÜRSÜYE ÇIKSIN
AK Parti Genel Başkanı ABD Başkanı Trump’ın yazdığı ve Türk milletinin haysiyet ve şerefini yaralayan sözlerine halen hak ettiği yanıtı vermemiştir. Ömer Çelik Parti Sözcüsü olarak “bize tebliğ edilen mektubu tebellüğ etmedik” demiştir bugün. Ama daha dün kendi Genel Başkanı zamanı geldiğinde bu mektuba cevap vereceklerini söylemiştir. Demek ki, Ömer Çelik’in haberi yoktur ama Genel Başkanları bu mektubu tebellüğ etmiştir. Tabi bu paçavraya YPG’nin başı Mazlum’un yazdığı kağıt parçasının ekli olduğunu da unutmayalım. AK Parti Sözcüsüne tavsiyem Genel Başkanı neyi tebellüğ edip neyi etmediğini öğrenip kürsüye öyle çıkmasıdır.
YOK DEYİNCE YOK OLMUYOR
AK Parti yetkilileri bu müsveddeye yok deyince yok olmuyor. Bu kağıt parçası yok olmak için iktidarın ABD arşivlerine girecek hak ettiği yanıtı vermesini bekliyor. O kağıt parçası hâlâ AK Parti Genel Başkanının cebinde cevaplandırılmayı bekliyor.
İLK TEPKİYİ CHP VERDİ
Türkiye Cumhuriyetinin şanı, şerefi, Türk milletinin haysiyet ve onuru 96 yıllık cumhuriyet tarihimizde hiç bu kadar kırılmamış, yaralanmamıştı. Maalesef iktidar Trump’ın tehdit ve aşağılamalarına sessiz kalmış, bu konuda ilk tepkiyi gösteren köklerini Kuvayı Milliye’den alan Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak daha ilk günden itibaren Türkiye Cumhuriyeti devletinin şan ve şerefinin ve onu korumak için atılacak her adımın yanında olduğumuzu açıklamıştık.
BU SINIRLAR EMPERYALİSTLERİN CETVELLERİYLE DEĞİL, ŞEHİTLERİN KANLARIYLA ÇİZİLDİ
Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan Erdoğan Trump’a duyduğu sevgi ve saygının bu sözleri gündemde tutmasına müsaade etmediğini söyledi. İktidarın bu kağıt müsveddesiyle ilgili açıklamaları milletimizi daha da yaralamıştır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları emperyalistlerin kurduğu masalarda cetvelle değil, her bir santimetresi şehit kanlarıyla sulanarak çizilmiştir. Bu kağıt parçasına gerekli yanıtın verilmemesi sadece milletin vicdanını yaralamamakla kalmamıştır aziz şehitlerimizin kemiklerini de sızlatmıştır.
SABOTE EDEN KENDİLERİ
Cumhuriyet Halk Partisi bu tepkiyi gösterirken, bu tavrı sergilerken Ömer Çelik çıkmış bu kağıt parçasına tepki gösterdiğimiz için Soçi’yi sabote ettiğimizi ileri sürüyor. AK Parti Sözcüsü İmralı’yla götürdükleri açılım sürecini anlaşılan çabuk unutmuştur. Bugün terörist dedikleri YPG’nin, SDG’nin İmralı’da o açılım süreci esnasında devlet görevlilerinin yanı başında kurulduğunu bilmezlikten gelmektedir. PYD’nin başını pek çok kez ülkemizin başkentine getirenin, Ankara’da ağırlayanın kendileri olduğunu ya unutmuştur ya da görmezden gelmeyi tercih etmektedir. Yurtdışındaki tek toprağımız olan Süleyman Şah Türbesinden ecdadımızın naaşını nasıl taşıyıp kaçırdıklarını herhalde hatırlamamaktadır. Yine 2014’te topraklarımızdan geçen Peşmergelere milletin parasıyla lahmacun ısmarlayanlarında kendilerinin olduğunu unutmuşlardır. Trump’ın kağıt parçasına tepki göstermeyerek süreci sabote eden kendileridir.
CAMİ AVLUSUNDA TERÖRİST, MUTABAKAT METNİNDE DEĞİL
Bakınız, Soçi’de Ruslar ne istedilerse kabul ettirmişlerdir. 30 kilometre derinliği 10 kilometreye indirmişlerdir. Yine ABD’yle Sarayda yapılan müzakereler sırasında Amerikalı yetkililerin YPG terör örgütünün yetkilileriyle sürekli temas içinde kalmalarını sağlayabilmek açısından öyle anlaşılıyor ki onlara hem oda tahsis etmişlerdir hem de telefon tahsis etmişlerdir. Bugün YPG’ye cami avlusunda terörist diyenler ABD ve Rusya’yla imzaladıkları mutabakat metinlerinde nedense YPG’ye bir türlü terörist diyememişlerdir. Her iki mutabakat metninde de “YPG unsurları” sözü vardır ama başında “terör örgütü” ibaresi yoktur. İktidarın bu metinlere atmış olduğu imzalar ABD ve Rusya’yla birlikte terör örgütü YPG’ye uluslararası meşruiyet kazandırmaktadır.
KENDİLERİNE “APTAL OLMA” DİYENE “DOSTUM” DEMESİNLER
Diğer taraftan bir başka hazin manzarada şudur, ABD ve Rusya Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile YPG terör örgütünün başı Mazlum’u aynı kefeye koymaktadırlar. Terör örgütü YPG’nin generali ABD Başkanı, hem Rus Savunma Bakanı tarafından muhatap alınıp hüsnükabul görmektedir. İktidardan ise bu tablo karşısında tek bir çıt çıkmamaktadır. Ama 13 Kasım’da kendilerine hakaretler yağdıran Trump’la görüşeceklerini söyleyebilmektedirler. İnşallah orada söze kendilerine “aptal olma” diyen Trump’a “dostum” diyerek başlamazlar. En azından bunu yaparlar.
ALTINDA KALDILAR, SUSTULAR, EZİLDİLER
Aslında Ömer Çelik’in yalanı doğru gibi göstermeye çalışan gerçek ötesi ve saldırgan açıklamalarıyla üzerini örtmeye çalıştığı bunlardır. Trump’ın sömürge valisi üslubunun, Rusların yaklaşımının altında kalmışlardır, susmuşlardır, ezilmişlerdir. Şimdi çıkmış Genel Başkanımıza hakaret ederek çaresizliklerini gizlemeye çalışmaktadırlar. Ondan sonrada kalkıp bize siyasi namusun en temel ilkesi terör örgütlerine karşı olmaktır diye ahkam kesmeye kalkmaktadırlar.
ONLARLA TUTTUĞUNUZ İŞLERİ YAZSAK ANSİKLOPEDİ SAYFALARI YETMEZ
Tekrar söylüyorum, bugün terör örgütü dediklerinizle dün tuttuğunuz işleri bir yazmaya kalksak Britannica’dan daha kalın ansiklopedi olur. Geçmişte ve bugün yaptığınız hataların bedelini şimdi Mehmetçiklerimiz canları pahasına sahada temizlemeye çalışıyorlar. Bir kere daha soruyoruz, Türkiye’nin şerefi, haysiyeti için bu mektubu iade edin dediğimiz zaman Soçi’de eliniz neden zayıfladı? Eğer bu hakarete, bu rezalete hak ettiği cevap verilseydi Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefi korunsaydı biz buradan açıkça ifade ediyoruz Soçi’de çok daha güçlü masaya otururdunuz.
ERKEN ZAFER NARALARI ATMAYIN
Bir kere daha tekrarlıyoruz, terörün cirit attığı Suriye sınırından vatandaşlarımıza yönelen tehdit sona ermeden, Suriyeli sığınmacılar ülkelerine, evlerine dönmeden erken zafer naraları atmayın. Dış politikayı iç politikaya tutsak edip ülkemizin ufkunu daraltmayın. Yalanı gerçek gibi gösteren gerçek ötesi politik söylemlerle milletimizi kandırmaya kalkmayın. Bir defa olsun olgun davranın.
Teşekkür ediyorum.