07.09.2018
07.09.2018
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SEYİT TORUN’UN BASIN AÇIKLAMASI
(07 EYLÜL 2018)
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı nın gündemine ilişkin yaptığı basın toplantısında şunları söyledi:
Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlar, öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Bildiğiniz gibi bugün MYK yerel seçim gündemiyle toplandı ve MYK’da yerel seçimlerle ilgili strateji belgelerimizi ve bundan sonraki oluşacak yöntemlerle ilgili görüşmeler yapılıyor. Bunu MYK’mıza sunduk. Önümüzdeki günlerde de, Sayın Genel Başkanımızın başkanlığında toplanacak Parti Meclisimizde de değerlendirip kesin biçimini vereceğiz.
YERELDEN BAŞLAYARAK DAHA GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİYİ İNŞA EDECEĞİZ
Değerli arkadaşlar, Türkiye derin bir sorunlar yumağının içerisinde boğuluyor. Görülüyor ki, Adalet ve Kalkınma Partisi artık ekonomik krizi, içinde bulunduğumuz süreci sanki bir Amerika’yla yaşanan bir rakip krizinin üzerine oturtturarak açıklamaya çalışıyor. Halbuki bugün yaşadığımız süreç geçmişte bildiğimiz ve uyardığımız konular. Bugün yaşadığımız süreç maalesef bizim uyarılarımızı dikkate almadan ben bilirim anlayışıyla tek adam yönetiminin dayattığı bir faturadır. Bu faturayı maalesef yoksul vatandaşlarımız, sanayicilerimiz, esnafımız, işçimiz, memurumuz kısacası vatandaşımız ödemekte ve maalesef saraydan alınan kararlar toplumu ağır bir bedelle karşı karşıya bırakmaktadır. Ekonomik krizden çıkış ve refahın artması ancak daha fazla demokrasiyle mümkündür. Biz yerelden başlayarak daha güçlü bir demokrasiyi inşa edeceğiz. Şu an içinde bulunduğumuz süreç, tek adam yönetiminin yarattığı olumsuzluklara dikkat çekmeyi gerektirmektedir. Bugün maalesef tek adam rejiminin ülkede yarattığı kriz bu sürece de, önümüzdeki yerel seçimlere de bir nevi güvenoyu niteliği taşımaktadır. Önümüzdeki Mart ayında yapılacak yerel seçimler tek adam yönetiminin ortaya koyduğu bu olumsuzlukları değerlendireceğimiz ve güvenoyu vereceğimiz bir yapı olacaktır.
İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir gibi birçok belediyede kendi belediye başkanını baskıyla, ağlatarak, tehdit ederek görevden alanların artık seçmenin karşısına, vatandaşın karşısına nasıl çıkacaklarını bilmiyorum. Yani ağlatarak, tehdit ederek görevden aldığınız belediye başkanlarını tekrar seçimde ne diyeceksiniz, nasıl savunacaksınız? Yani bir metal yorgunluğu ifade ederek bunun altından kalkamazsınız. Bunu görevlerini yapamadılar diyerek açıklayamazsınız. Eğer görevlerini yapamadılarsa halktan aldıkları iradeyle yarın onun kararını halk vermeliydi.
BİZ İTTİFAKI HALKLA, MİLLETLE YAPACAĞIZ
Değerli arkadaşlar, yağmacı ve betoncu AKP’nin artık bu anlayışı bitmiştir. Artık büyükşehirlerde de, diğer kentlerde de kimi aday gösterirlerse göstersinler, hangi adayı ifade etmeye çalışırlarsa çalışsınlar bu suçun, bu olayın altından kalkamazlar. Çünkü bu suçu hep birlikte işlediler. Hepsi müteahhitlerle, ihalecilerle belli ilişkiler içerisindeydiler. AKP kurucusu Bülent Arınç bile “memleketi parsel parsel sattınız” diye ifade etmişti. Şimdi içinde bulundukları durumdan kurtulmak ve vatandaşın karşısına farklı bir algıyla çıkabilmek için ittifak görüşmeleri yapıyorlar. Yani siz geçmişte ittifak kurdunuz da şimdi acaba bundan mı vazgeçiyorsunuz? Yoksa geçmişte kurmadığınız ittifaktan dolayı seçimi kazanamayacağınız anlayışıyla bir korku ve panik içinde misiniz? Siz o kentleri geçmişte ittifakla kazanmadınız sadece şimdi kötü bir belediyecilik anlayışı ortaya koydunuz. Ülkeyi maalesef kötü yönettiniz ve bunun korkusuyla hareket ediyorsunuz. Ne yaparsanız yapın belediyecilikte artık sizin haramicilik döneminiz bitmiştir. Biz ittifakı halkla, milletle yapacağız. Biz hangi siyasi partiden olursa olsun, hangi bölgeden olursa olsun, hangi anlayışa sahip olursa olsun tabanda vatandaşla, seçmenle ittifak yapacağız. Geçmişte AKP’ye, MHP’ye oy vermiş, diğer siyasi partilere oy vermiş ama aradığını bulamamış, ötekileştirmiş, kendisine maalesef o belediyenin, yerel yönetiminin sıcak yaklaşımı sergilenmemiş vatandaş, o belediyeciliği bir tarafa atacak ve Cumhuriyet Halk Partisinin derman belediyeciliğini, onu kucaklayan, onu saran ve onun için hizmet üreten sosyal demokrat belediyeciliği iktidara getirecektir.
KENTLERİMİZİ ORTAK TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYLE YÖNETECEĞİZ
Bakın, büyükşehirlerde ve diğer illerde yapılan uygulamalar maalesef hep ayrıştırıcı bir şekilde ortaya koyulmuştur. Benden olanlar, olmayanlar diye vatandaş ayrılmıştır ve bu ötekileştiren yapı, bu ayrıştırıcı dil toplumda da farklı bir yapı ortaya koymuştur. Biz artık kentlerimizi ortak toplumsal sözleşmeyle yöneteceğiz. Biz artık kentlerimizi dini, dili, ırkı ne olursa olsun, yaşam biçimi ne olursa olsun, siyasi partisi ne olursa olsun ortak akıl ve ortak anlayışla yöneteceğiz. Birbirimizi kucaklayacağız ve birlikte olmanın, bir arada yaşamanın mutluluğunu tadacağız. Asla ve asla ayrıştırıcı değil kucaklayıcı olacağız.
Bakın, bugün AKP’li seçmen AKP’li belediyeden dertli. Çünkü 1 lira sosyal yardım aldığında 10 liralık reklam harcamasıyla karşı karşıya kalıyor. Sosyal yardım alan insanlar deşifre ediliyor, oy veren insanlar belediyeden selam bile alamıyor. Milyonlar ejder ve liçi meyveli, zencefilli, somonlu, suşili lale devrini seyrediyor. Bunları kağıttan okudum çünkü telaffuzunda bile zorlanıyorum artık. Şimdi AKP Genel Başkanı gönül belediyeciliğinden söz ediyor. Siz çok gönül kırdınız, kalp kırdınız; Belediye Başkanlarının da kalbini kırdınız, vatandaşın da kalbini kırdınız, şimdi bir gönül belediyeciliğiyle yeni bir anlayışla vatandaşı kandırmaya çalışacaksınız. Bu da mümkün olmayacak.
AMACIMIZ BİR TABAN İTTİFAKIYLA BİR DERMAN BELEDİYECİLİĞİNİ ORTAYA KOYMAK
Evet, biz ifade ettiğim gibi yol, köprü veya su hizmetleri verirsiniz ama insanların gönlünü yapmazsanız, insanların gönüllerine girmezseniz belediyecilik yapamazsınız anlayışındayız. Geçmişte hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun, hangi siyasi anlayışa sahip olursa olsun bizim amacımız bir taban ittifakıyla bir derman belediyeciliğini ortaya koymak, bütün yurttaşlarımızı, eşit görerek hizmetlerinde olmak. AKP ile MHP her ne kadar ittifak kuracaklarını ifade ederlerse etsinler, tavanda ne kadar ittifak kuracaklarını söylerlerse söylesinler inanıyorum ki vatandaşlarımız tabanda kuracağı ittifaklarla kendisini yönetecek, şehirde kendisine hizmet verecek anlayışı göreve getirecektir. İster Trump’la, ister Putin’le ittifak kursunlar artık çözüm onlar için bitmiştir, çözüm Cumhuriyet Halk Partisindedir.
SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYECİLİĞİN SINIRLARINI DAHA DA GENİŞLETECEĞİZ
Bakın, artık kentlerimiz maalesef beton yığınlarının içerisinde altyapı sorunlarıyla boğuşuyor ve belediyelerimiz AKP Genel Başkanının ifade ettiği gibi vatandaşını sahiplenmekten uzaklaşmış, onların gönüllerinden çıkmıştır. Biz artık bunun, bu yönetim biçiminin iktidara gelemeyeceğine eminiz. Bizim ittifakımız çocuğuna kreş isteyen analarla, evladına iyi bir gelecek isteyen babalarla, derdine derman arayan mübarek halkımızla olacaktır. Evimizin huzuru ve bereketi, şehrimizin, ülkemizin bereketi ve huzurudur. Kutuplaşmaya ve korkuya karşı mutlu evlerden ve kardeş kentlerden oluşan üreten bir ülkeye olan umudumuzu asla kesmedik. Evimiz, sokağımız, mahallemiz, kentimiz ve ülkemiz bir bütündür ve burada özgür yurttaşlar olarak barış içinde hep birlikte yaşayacağız. Mevcut belediyelerimiz halkın derdini dinleyerek bu dertlere her alanda derman olma yarışındalar. Bu seçim geçmişte başka partilere oy vermiş bölgelerimizdeki vatandaşlarımızın da dertlerine derman olacak, sosyal demokrat belediyeciliğin sınırlarını daha da genişleteceğiz.
Hepinize çok teşekkür ediyorum, soruları olanlar varsa soruları alabiliriz.
Soru- Efendim yerel yönetimlerde CHP’nin stratejisine ilişkin birkaç sorum olacak. Öncelikle nasıl davranacaksınız? Var olan belediye başkanlarıyla devam edeceğinizi mi açıklayacaksınız, yeni adayları mı açıklayacaksınız? Sonrasında örneğin AKP İstanbul’dan tanınmış bir işkadınını göstereceği söyleniyor. Diğer bir sorum efendim Sayın Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanlığı sistemini sorgularız eğer üç şehri kazanamazsak İstanbul, Ankara, İzmir’i…” Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayın Erdoğan’a bir mesaj mı veriyor, ya da sizi “şer ittifakı” olarak değerlendirmesini nasıl değerlendiriyoruz?
Seyit TORUN- Tabi şimdi sondan başlarsak Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklaması kendisini elbette ki bu ittifakta ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkarmaya çalışıyor. Geçmişte kurduğu ittifakın elde ettiği avantajları devam ettirme çabası içinde olabilir. Tabi her zaman söylediğimiz gibi tavanda kurulan ittifak değil, tabanda kurulan ittifaktır. Eğer bugün yaşadığımız sorunlar gerçekten tek adam yönetiminin Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yarattığı sorunlarsa, bunu da yerel seçimler öncesi iyi irdelemek lazım. Herhalde korkusu ve endişesi bundan kaynaklanmaktadır.
Diğer sorunuz, tabi biz görevde olduğumuz belediyeleri elbette ki 230 belediyemizi ayrıca değerlendireceğiz, onların zaten bugüne kadar ortaya koyduğu performansları, kendi seçim bölgelerindeki durumları belli. Mutlaka devam edecek olan arkadaşlarımızla devam edeceğimizi açıklayacağız, etmeyeceklerimizi de açıklayacağız bir şekilde. Ama biz bütün belediyeleri, 1398 belediyeyi şöyle sıraladık. Oy oranımızı; yüksek oy oranıyla kazandığımız ve kaybettiğimiz yerler, az oy oranıyla kazandığımız ve kaybettiğimiz yerler olarak da ayırdık. Bunları da belli değerlendirmelere tabi tutarak önümüzdeki süreçte peyderpey açıklayacağız. Ama hani hepsini bir takvim içerisinde değil, süreci içerisinde açıklayacağız.
Soru- Merkel’in Türk yapısına yönelik “Türkiye’yle yapılan ısrarlı konuşmalar bazı Alman vatandaşların serbest kalmasını sağladı” sözleri var. Bu sözleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seyit TORUN- Bunu geçmişte yaşadık. Yani 100’ün üzerinde kişi belli bir şekilde serbest bırakıldı. Türkiye’de yargının da geldiği durum ortada. Birileri her ne kadar Türkiye’de hukuk vardır diye ifade etse de hukukun varlığı hepimizce malum. Yani karar vermede bazen etkili olunabiliyor. Bu ilk defa yaşanmıyor, geçmişte de yaşandı bu.
Soru- Şimdi öncelikli olarak merak ettiğim bir konu var. CHP’de adaylar nasıl belirlenecek? Önseçim uygulaması devreye girecek mi? Bu konuda bir karar alındı mı ya da Parti Meclisinde mi son karar alınacak? Bir de tabi iç siyasete yönelik bir sorum olacak. Şimdi AK Partide bir içtüzük hazırlığı var. Şimdi 1 Ekim’de de TBMM açılacak ve bu içtüzük konusu en önemli gündem maddesi olacak gibi gözüküyor. Bir hazırlık var bir taslak hazırlandı. O taslakta da milletvekillerinin vereceği kanun tekliflerinin meclise verilirken Cumhurbaşkanlığına da gönderilmesi gibi bir düzenleme var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seyit TORUN- Önseçim tabi ki yapılacak. Aday tespitinde tek bir yöntem uygulanmayacak. Önseçim olacak, eğilim yoklaması olacak, merkez yoklaması olacak. Tabi bunlar anketlerle beslenecek. Mutlaka her seçim bölgesinde belli yerlerde anketler yapılacak. Yani illa tamamında önseçim yapılacak, tamamında merkez yoklaması olacak, eğilim yoklaması olacak diye bir kaide yok. Aday tespitleri o bölgenin özelliğine göre, o bölgedeki sürece göre, aday sayısına göre bir şekilde değişecek. Ama ağırlıklı olarak da tabi ki önseçim kullanacağımız metotlar arasında aday tespitinde.
Meclis açıldıktan sonra tabi ki içtüzük görüşmeleri yapılacak ama bugün meclisin ne kadar artık görev ve yetkilerinin azaltıldığı gündemdeyken, meclis belki şu anda tatilde ama tatilde olmasa bile ne kadar etkisizleştirildiği meclis açıldıktan sonra herkes tarafından bilinmesine rağmen meclisin bir yetkisinin tekrar saraya verilmesi doğru değil. Milli irade, milli irade diye ifade edenler, her yerde milli iradeyi savunanlar milletin iradesini meclisten alıp saraya devretmiştir, saraya tahsis etmiştir. Bugün kanun tekliflerinin verilmesi gereken yer TBMM Başkanlığıdır. Saraya meclis gönderir, göndermez bilemem ama tekrar aynı kanun teklifinin saraya gönderilmesi ve 15 gün içerisinde görüş sunulması, milli iradeye saray tarafından vurulan yeni bir darbedir ve artık milli iradenin ne kadar meclisten alındığının ve meclisin artık itibarsızlaştırıldığının ve yetkisizleştirildiğinin de bir işaretidir. Umarım içtüzük görüşmeleri ortak akılla yapılır, ortak akılla değerlendirilir. Siyasi partilerin de iradelerinin içinde olacağı şekilde oluşur ve o zaman gerçekten mecliste demokratik bir ortam olur.
Soru- E fendim şimdi kulislerde AK Parti’nin mesela İstanbul’da tanınmış bir işkadınını aday göstereceği konuşuluyor. Ankara için Süleyman Soylu’nun ismi geçtiği söyleniyor. AK Partinin belediye başkan adaylarını erken açıklayıp toplum tarafından iyice tanınması yönünde bir strateji. Siz ne zaman açıklayacaksınız? Yani hani süreç nasıl işleyecek biraz daha açıklayabilir misiniz bu konuyu?
Seyit TORUN- Tabi biz bütün değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Onlar işte seçimi kazanabilmek için, bir şekilde Adalet ve Kalkınma Partisinin içerisinde olduğu bu sorunlu durumdan kurtulmak için elbette ki belli adaylara sığınmak durumunda, belli isimleri öne çıkarmak durumunda. Biz kentimizi yönetecek, sorunları çözecek ve o kentte yaşayan insanların mutlu olmasını sağlayacak birini mutlaka aday yapacağız. Yani elbette ki seçim alacak, elbette ki seçimi kazanacak bir aday ama biz adayımız seçimi kazansın da ondan sonrası mesele değil, önemli değil anlayışında değiliz. Biz evet seçimi kazanacak aday da olacak ama seçimi kazandıktan sonrada kentin sorunlarını çözecek, o kentte yaşayan yurttaşlarımızın sorunlarını giderecek ve o bilgi, beceri ve kabiliyette de olması gerekir. Bu tür adayları değerlendireceğiz. Şu anda takvim işliyor. Yani öne çıkan isimleri değerlendiriyoruz. Aday olmak isteyip talep edenleri değerlendiriyoruz. Biz de bu anlamda araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki günlerde de bunları paylaşacağız.
Soru- CHP dışından da isimler olacak mı efendim?
Seyit TORUN- Yani şu anda hani CHP dışından bir isimle ilgili bir görüşmemiz yok. Ama olmayacak diye de bir kaide yok. Ama şu anda öyle bir düşüncemiz, öyle bir görüşümüz yok. Ama yarın çıkar değerlendirilir.
Tekrar hepinize çok teşekkür ederim.
29.11.2024
29.11.2024
29.11.2024
29.11.2024