18.09.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI KARACA’DAN ÇOCUKLARA DOĞAYLA UYUMLU MÜFREDAT ÖNERİSİ

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI KARACA’DAN ÇOCUKLARA DOĞAYLA UYUMLU MÜFREDAT ÖNERİSİ
Yeni eğitim-öğretim yılına karma eğitim tartışmasının gölgesinde başlamanın Türkiye’nin utancı olduğunu söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Biçer Karaca, çağın doğa hakları perspektifiyle uyumlu, çevresel sorunlarını asgariye indirmiş, yeşil bir geleceği bugünden inşa etmek için Milli Eğitim Bakanı’nı harekete geçmeye çağırdı.
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Türkiye’nin yeni eğitim-öğretim yılına karma eğitim tartışmasıyla başlanmasını “eğitimde başarımızın dünya sıralamasında neden en sonlara düştüğünün kanıtı, kadını tehlike olarak gören çağ dışı bir zihniyetin ürünü” olarak değerlendirdi. “Çocuklarımıza ve gençlerimize nitelikli, bilimsel ve çağın gereklerine uygun bir eğitim sunamıyorlar ve bu gerçeği karma eğitim tartışmasıyla gizlemeye çalışıyorlar” şeklinde sözlerle iktidarı eleştiren Biçer Karaca, 2018-2019 eğitim-öğretim yılı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada şu noktalara dikkat çekti:
Çocuğun bir birey olduğu ve hakları olduğu gerçekliği, uluslararası sözleşmelerle de garanti altına alınarak, çok uzun süredir kabul görmektedir. Çocuk, birey olarak sahip olduğu haklar yanında sadece çocuk olmasından dolayı da bireysel ve kolektif haklara sahiptir. Çocuğu korumaya yönelik tedbirlerin yanı sıra devletlerin, çocukların içinde bulundukları çevre ve koşulları iyileştirmeye yönelik önlemler alması ve iyileştirmeler yapması gerekliliği bulunmaktadır. Değişen dünya ve gelişen teknoloji; çocukların içinde yaşadıkları doğadan giderek uzaklaşmasını, kopmasını, gerçeklik algılarının aşınmasını, hareket alan ve kabiliyetlerinin kısıtlanmasını, temel yaşam becerilerinin değişimini ve diğer başka yaşamsal zorlukları beraberinde getirmektedir. Doğanın bir parçası oldukları bilinciyle yetiştirilmesi ve doğada geçirdikleri zamanın artması gereken çocuklar, gündelik hayatlarında kapalı mekanlar, bilgisayarlar ve teknolojik ürünlerle uzun süreli ilişkilerinin yarattığı hasarlar ve sağlıklarına olumsuz etkileriyle başbaşadır.
Çalışma hayatının ve yetişkinlerin iş hayatında geçirdikleri zamanın artması ve iş mekanlarının değişimi de çocuklar üzerinde etki yaratmaktadır. Günlerinin büyük bir bölümünü okullarda geçiren çocuklar, doğal ortamlardan uzak kalmakta, sınırlı ve kapalı mekanlara hapsolmaktır. Öğrenme ortamları ve fiziksel koşullarının iyileştirilmesi, eğitim ortamları ve okulların altyapı ve planlamalarının köklü değişikliklerle yenilenmesi gerekmektedir.
Yaşadıkları coğrafya ve içinde bulundukları koşullar konusunda dezavantajlara sahip çocuklar için özel tedbirler gerekmektedir. Dünyanın farklı bölgelerinde çocuklar farklı ortamlar ve kültürel iklimleri içerisinde temel haklardan yoksunluk noktasında farklılıklarla karşılaşmaktadır. Barınma, eğitim, sağlık ve güvenlik gibi temel insan haklarından yoksunluk yaşayan çocukların haklarına erişim engellerinin ortadan kaldırılması ve çocukların sağlıklı bir ortamda yaşama hakkına kavuşması temel prensiptir.
Çocukların eğitim hakkı kapsamında, yaşam becerilerini geliştirecek şekilde donatılmaları için tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler, anayasamıza göre çocuğun korunmasını içeren hükümler, sivil inisiyatif ve uluslararası yardım kuruluşlarının çabaları günümüzde dikkatle izlenmekte, etkin denetim ağı çocuk yararına işletilmeye çalışılmaktadır.
Öte yandan, sürdürülebilirlik, iklim değişikliğiyle mücadele için uluslararası hareketler, ekolojik yaklaşımlar, ekolojik ekonomi, yeşil proje gibi kavramlar hayatlarımıza girmekte, doğaya hükmetme anlayışının yanlışlığı ortaya konulmaktadır. Çevreyi, insan merkezli bir bakış açısıyla sınırsız bir kaynak olarak tanımlamak ve doğa korumacı yaklaşım eksikliği, eğitim politikalarında güncel sorunları da beraberinde getirmektedir. Doğanın bir parçası olarak insanın doğayla uyumlu yaşama kültürünü sağlayacak ve pekiştirecek eğitim müfredatı; sağlıklı bireyler, sağlıklı toplum ve sürdürülebilir bir yaşam imkanı açısından yeniden ele alınmalı ve geliştirilmelidir.         
Dünyanın refah içinde yaşayan ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülke eğitimin farklı kademelerinde “Ekolojinin Temel İlkeleri” derslerini zorunlu hale getirmiştir. Erken yaşta öğrenmenin öneminden hareketle okul öncesi eğitim dahil Türkiye’de tüm Milli Eğitim ve YÖK müfredatlarına zorunlu ve seçmeli ders içerikleri olarak çevre konusunun disiplinler arası ve bütünlüklü bakış açısıyla, çocukların ve gençlerin topluma katkısını artıracak şekilde yeniden değerlendirmeye alınması gerekliliğini öne sürüyoruz.
ÖNERİLER:

• “Ekolojinin Temel İlkeleri” zorunlu dersler kapsamına alınmalı
• “Ekolojinin Temel İlkeleri” başta olmak üzere ilgili dersler ilköğretim ve ortaöğretim ile yükseköğretimde verilecek dersler arasında yer almalı
• Üniversitelerdeki “Sosyal Sorumluluk Projeleri” dersinde ekoloji ile ilgili proje hazırlanması teşvik edilmeli
• Öğretmenler ve eğitimciler ile yöneticiler için “ekoloji” seminerleri düzenlenmeli
• Okulların ve üniversitelerin fiziksel imkanları, açık alanları artıracak şekilde yeniden düzenlenmeli
• Okul bahçelerinde hobi bahçesi, botanik köşeler oluşturulmalı
• Okul öncesi dönemindeki çocuklar için ekolojik oyuncaklar, eğitim materyallerinde de plastik olmayan ürünler temin edilmesini sağlayacak hizmet alımları önerilmeli
• Geri dönüşüm ve atık ayrıştırma ile ilgili somut uygulamalar okul ve eğitim birimlerinde yer almalı
• Okullarda düzenlenen gezi ve turların milli parklar, botanik bahçeleri, gözlemevleri, hayvanat bahçeleri, yaşam parkları ve yeşil alanlara yönelik olması teşvik edilmeli, periyodik hale getirilmeli
• Öğrenme alanlarına üniversitelerin ve yerel yönetimlerin doğa, çevre, atık-hayvan barınakları ve ilgili birimlerini yerinde ziyaret ve inceleme gezileri periyodik olacak şekilde dahil edilmeli
• Öğrencilerin açık alanda geçirecekleri sürenin artırılması için ders-teneffüs saatlerinde düzenleme yapılmalı, haftalık olarak açık alanda geçirilecek saat-zaman planlaması yapılmalı
• MEB müfredatında okutulacak ders kitapları ve kullanılacak materyaller ekoloji temelli yaklaşım esas alınarak hazırlanmalı
• M.E.B personeli ve öğretmenlere yönelik Ekolojinin Temel İlkeleri konsunda kurum içi eğitimleri verilmeli
• Üniversitelerin Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri ve uygulama alanları ziyaretleri planlanarak öğrencilerin ekoloji farkındalığı artırılması ve sertifikasyon ile teşviği sağlanmalı
• Yeni inşa edilecek okul binalarının özellikle çatı sistemleri ve elektrik tesisatları yenilenebilir enerji kullanımına uygun tasarlanmalı
• Mevcut okul binalarında özellikle güneş enerji sistemlerinden faydalanarak enerji üretecek örnek projeler geliştirilmesi sağlanmalı