23.04.2025
23.04.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, "Bugün egemenlik milletin değildir. Egemenlik saraydadır. Ama biz bunu kabul etmiyoruz. Biz bu düzene boyun eğmiyoruz. Çocukların gülüşü büyüsün diye, susmayacağız. Egemenlik milletin olsun diye, vazgeçmeyeceğiz" dedi. Nazlıaka ayrıca saat 17.00’de Birinci Meclis’in önünden Anıtkabir'e düzenlenecek olan yürüyüşe tüm Ankaralıları çağırdı.
Nazlıaka, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Sözlerine 23 Nisan’ın 105’inci yıl dönümünü kutlayarak başlayan Nazlıaka, şöyle konuştu:
"Bugün 23 Nisan ama neşe dolmuyor insan. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete verildiği bu önemli günde, halkın iradesiyle seçilmiş olan belediye başkanlarımız tutuklu. Cumhurbaşkanı adayımız, yüreği ülkesine hizmet etmek için atan Ekrem İmamoğlu tutuklu. Belediye bürokratlarımız mesnetsiz iddialarla tutuklu. Bugün saray rejimi, halkın iradesini yok saymakta, seçilmişleri cezalandırmakta, eleştiren herkesi susturmaya çalışmaktadır. Milletin egemenliğini değil, sarayın tahakkümünü yaşamaktayız. Oysaki 23 Nisan yalnızca bir tarih değil, halkın iradesiyle şekillenen bir geleceğin, çocukların umutlarıyla yoğrulan bir yarının adıdır. Bu özel günü dünyadaki tüm çocuklara armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.
"Her 4 çocuktan 1’i yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor"
23 Nisan, yalnızca tarihsel değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluktur. Çünkü bir ülkenin çocuklarına bayram hediye etmesi, geleceğine sahip çıkma kararlılığıdır. Ne var ki bugün, Atatürk’ün çocuklara emanet ettiği bu ülke, çocuklarına hak ettikleri yaşamı sunamıyor. Bu bir kader değil, kötü yönetimin, liyakatsiz kadroların, adaletsiz politikaların ve yıllardır sürdürülen yanlış tercihler zincirinin sonucudur. Gerçekler acıdır ama konuşulmalıdır. Çünkü çocuk susar, devlet duymalıdır. Her 4 çocuktan 1’i yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor. Yaklaşık 1,5 milyon çocuk eğitime erişemiyor. 33 binden fazla çocuk işçi, hayatı oyunla değil, ağır iş yüküyle tanıyor. Erken yaşta ve zorla evliliklerle çocukların hayatı karartılıyor.
TÜİK verilerine göre sadece 2024 yılında 11 binin üzerinde çocuk, anne oldu. Dünyaya gelen bu çocuklar, henüz kendisi çocukken, bir başka çocuğa ‘anne’ demek zorunda kaldı. Çocuk istismarı vakaları son 20 yılda 4,5 kat arttı. Bu rakamlar kuru istatistikler değildir. Bu, oyun oynaması gerekirken evlilik cüzdanı verilen çocukların dramıdır. Bu, 'bebek' kelimesini oyuncak bebeklerine değil, kucağındaki gerçek bir bebeğe söyleyen küçücük kız çocuklarının sessiz çığlığıdır.
Ben bir kadın siyasetçi, bir anne, bir insan hakları savunucusu olarak söylüyorum, bu ülkenin çocukları ihmale değil, ilgiye; şiddete değil, şefkate; eşitsizliğe değil, fırsata ihtiyaç duyuyor. Ancak ne yazık ki bugün Türkiye’de milyonlarca çocuk, hala en temel haklarına ulaşamıyor. Son olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı olan Niğde Engelsiz Bakım Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi davasının sonucu da gösterdi ki engelli çocuklarımıza devlet kurumunda işkence yapılıyor. Duruşma esnasında duyduğumuz bazı cümlelere inanamadık. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının çocuklara bir mama sandalyesi bile temin etmediğini, personeline eğitim vermediğini, gerekli denetimleri yapmadığını, devlet güvencesine teslim edilen çocukların yaşamının pamuk ipliğine bağlı olduğunu gördük."
"Bilimin ve aklın yolundan ilerleyen yurtsever nesiller yetiştireceğiz"
Nazlıaka, iktidara geldiklerinde yol haritalarının hazır olduğunu, kız çocuklarının okullaşma oranlarını artıracak ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacaklarını belirterek, eğitim hizmetlerini cinsiyet, etnik köken, din, yerleşim yeri, sağlık durumu, sosyoekonomik düzey ayırt etmeden kapsayıcı bir anlayışla yeniden düzenleyeceklerini söyledi.
Tüm çocukların ilkokuldan üniversiteye kadar eşit, parasız, çağdaş, bilimsel ve nitelikli eğitim almasını sağlayacaklarını ifade eden Nazlıaka, "Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştireceğiz. Liselerine ve öğretmenlerine sahip çıkan gençleri baskı altına almayacağız. Devlet okullarındaki öğrencilere ücretsiz süt, su ve öğle yemeği vereceğiz. Çocukların sağlıklı ve çeşitli gıdaya erişmesini sağlayacağız. Çocuklarımızın kültür ve sanat etkinlikleriyle ruhunu besleyebildiği, spor yaparak bedensel ve ruhsal gelişiminin sağlıklı olduğu bir düzen kuracağız. Bilimin ve aklın yolundan ilerleyen yurtsever nesiller yetiştireceğiz." diye konuştu.
"Çocuğa yönelik istismar davalarında 'iyi hal' indirimi uygulamayacak"
Nazlıaka, sınav güvenliğini kamu vicdanında hiçbir tereddüt oluşturmayacak şekilde sağlayacaklarını, üniversiteye girişte yılda bir defa yapılan sınav yerine çoklu sınav imkanı sunacaklarını bildirerek, şöyle konuştu:
"Zorunlu eğitimi 1 yılı okul öncesi eğitim, 5 yılı ilkokul, 4 yılı ortaokul, 3 yılı ise lise olmak üzere 1+5+4+3 şeklinde uygulayacağız. Taşımalı eğitim yerine yerinde eğitim anlayışıyla hareket edeceğiz. Her köyde, mahallede, beldede okul açarak eğitime erişimin önündeki engelleri ortadan kaldıracağız. Çocukların şiddet, cinsel istismar ve sömürüsüne karşı her türlü tedbiri alacağız. Her türlü çocuk istismarı suçunun failleri ve bu suçları gizleyenler hakkında en ağır cezai yaptırımların tavizsiz uygulanmasını sağlayacağız. Çocuğa yönelik istismar davalarında 'iyi hal' indirimi uygulamayacak, çocuğun beyanını esas alacağız."
"Bir daha Narinler, Sılalar, Ahmet Minguzziler hayattan koparılmasın diye..."
Aylin Nazlıaka, "sokakta yaşamak zorunda bırakılan, çalıştırılan ve dilendirilen tüm çocukları koruma altına alacaklarını, çocuklar için acil yardım hattı kuracaklarını" bildirerek, çocukların erken yaşta ve zorla evlendirilmelerinin önüne geçeceklerini söyledi.
Sosyal adaleti sağlayacaklarını, okulda eğitim görmesi, sokakta arkadaşlarıyla oynaması, kendi dünyasında hayal kurması gereken çocukların çalışmak zorunda kalmayacağı bir refah düzeni yaratacaklarını aktaran Nazlıaka, şöyle devam etti:
"Çocuk işçiliğini meşrulaştıran MESEM uygulamasını derhal sonlandıracağız. Sağlık hizmetlerine erişim konusunda, özellikle kırsal ve dezavantajlı bölgelerdeki çocuklar için gerekli altyapıyı oluşturacağız. Çocuk hakları konusunda uluslararası sözleşmelere tam uyum sağlayacak, yerel yasaları güçlendireceğiz. Çocukların güven içinde yaşamasını sağlayacağız. Bir daha Narinler, Sılalar, Ahmet Minguzziler hayattan koparılmasın diye gerekli tüm düzenlemeleri yapacağız. Aladağ’da, Selçuk’ta, Kartalkaya’da olduğu gibi çocuklarımız yanarak yaşamını kaybetmeyecek. Bizler 23 Nisan’ın sadece bir bayram değil, çocuklara verilen bir söz olduğunun bilincindeyiz. Bu söz onları özgür, mutlu, eşit ve güçlü bireyler olarak yetiştirme sözüdür.
"23 Nisan'ı sadece bir bayram olarak değil, bir sözleşme olarak görüyoruz"
AKP iktidarı, Aile Yılı adı altında kadınları yalnızca doğuran birer beden olarak görmeye devam ediyor. Oysa biz biliyoruz ki, mesele yalnızca çocuk doğurmak değil, doğan her çocuğa insanca bir yaşam sunabilmektir. Çocukların açlıktan, yoksulluktan ve ihmaller zincirinden hayatını kaybetmesine izin vermeyeceğiz. Çocuklarımız için adil, eşit, özgür bir ülke kuracağız. Bugün bir kez daha yüksek sesle söylüyoruz; egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Gelecek ise çocukların. Bugün Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya susacak ve bu düzene boyun eğeceğiz ya da Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda, halkın iradesini yeniden iktidar yapacağız. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması, sadece bir şahsa yönelik değil, bir milletin iradesine yapılan saldırıdır. Bugün egemenlik milletin değildir. Egemenlik saraydadır. Ama biz bunu kabul etmiyoruz. Biz bu düzene boyun eğmiyoruz. Çocukların gülüşü büyüsün diye, susmayacağız. Egemenlik milletin olsun diye, vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz biliyoruz, bir çocuğun gülümsemesi, bir halkın uyanışıdır. Bu bilinçle, 23 Nisan'ı sadece bir bayram olarak değil, bir sözleşme olarak görüyoruz.
"23 Nisan yasaklanamaz"
Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu toprakları bize vatan yapan tüm kahramanlarımızı saygıyla anıyoruz. Her çocuğun sevgiyle büyüdüğü, umutla yarına baktığı bir Türkiye için mücadelemize devam ediyoruz. Tüm kalplerin sevgiyle ısındığı bir Türkiye dileğiyle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyoruz. Tüm Ankaralıları saat 17.00’de ellerinde Türk bayraklarıyla Birinci Meclis’in önüne davet ediyoruz. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in ifadesiyle 23 Nisan yasaklanamaz. Egemenlik milletin, gelecek çocuklarındır."
23.04.2025
23.04.2025
23.04.2025
23.04.2025