05.05.2020

CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ÖZKOÇ: “ANA MUHALEFET PARTİSİNİ NASIL TASFİYE ETMEK İSTEDİĞİNİZİ, MİLLETE AÇIKLAMAK ZORUNDASINIZ”

-“CUMHURİYET HALK PARTİSİNİ NASIL AYIKLAMAK VE TEMİZLEMEK İSTİYORSUNUZ; MİLLETVEKİLLERİNE SALDIRTARAK MI, ONLARA HAKARET ETTİRTEREK Mİ, SUÇ İSNATLARINDA BULUNDARARAK MI, CEZAEVLERİNE ATTIRARAK MI, AYRIŞTIRARAK MI, HEDEF GÖSTEREREK Mİ, DEVLETİN GÜÇLERİNİ KULLANARAK MI? …CUMHURİYET HALK PARTİSİNİ YANİ ANA MUHALEFET PARTİSİNİ İKAZ EDİYORUM SENİ TASFİYE ETMEK GEREKİR SÖZÜNÜ HANGİ KOŞULLARDA, NASIL GERÇEKLEŞTİRECEĞİNİZİ AÇIKLAYIN”
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi’ne atfen “tasfiye edilmelidir” sözüne karşılık, “Ana muhalefet partisini nasıl tasfiye etmek istediğinizi, millete açıklamak zorundasınız. Cumhuriyet Halk Partisini nasıl ayıklamak ve temizlemek istiyorsunuz; milletvekillerine saldırtarak mı, onlara hakaret ettirterek mi, suç isnatlarında bulundurarak mı, cezaevlerine attırarak mı, ayrıştırarak mı, hedef göstererek mi, devletin güçlerini kullanarak mı? …Cumhuriyet Halk Partisini yani ana muhalefet partisini ikaz ediyorum seni tasfiye etmek gerekir sözünü hangi koşullarda, nasıl gerçekleştireceğinizi açıklayın” dedi.
Engin Özkoç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“GECE 3’TE ERDOĞAN’IN YANINDA HANGİ BİLİM İNSANLARI VARDI?”
Özkoç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, yıllardan beri yönetilemediğini belirterek, kurumsal ve ortak aklın hakim kılınamadığını, her alanda olduğu gibi tek bir kişinin direktifiyle hareket edildiğini söyledi.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 20-21 Haziran 2020 tarihinde yapılmasının planlandığını, pandemi sonrasında sınavın 25-26 Temmuz’a alındığını, dün akşam itibariyle de 27-28 Haziran’a çekildiğini aktaran Özkoç, sürecin keyfi ve öngörüden yoksun yürütülmesini eleştirdi.
Özkoç, “AKP Genel Başkanı dün gecenin 3’üde bir twit atıyor; diyor ki biz bu sonuca ortak akıl ve bilimin ışığıyla ulaştık. Gecenin 3’ünde AKP Genel Başkanı’nın yanında kim vardı çok merak ediyoruz; bu ortak aklı kimlerle beraber aldı. Gece saat 3’te yanındaki bilim insanlarının adı nedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nda kimlerle bir araya gelip ortak akılla bu kararları aldığını açıklarsa seviniriz.”
Erdoğan’ın ilk açıklamasından saatler sonra gece yarısı attığı twitle sınav süresinin yarım saat uzatılması, baraj puanının 170’e çekilmesi gibi açıklamalar yaptığına işaret eden Özkoç, “Bu, saat 3’te yanınızda bilim insanları ve bakanlık yetkilileri, ortak akılla alınan bir karar mıydı, gece gördüğünüz bir rüyanın etkisiyle sahura kalkıp birden aldığınız bir karar mıydı, yoksa yaklaşık 2 milyona yakın öğrencinin yetti artık haykırışlarıyla attıkları twitlerden sonra mı aldığınız karardı” dedi.
Özkoç, gençlerin, öğrencilerin kimsenin lütfunu istemediğini, istikrarlı bir Milli Eğitim politikasına ihtiyaç duyduklarını söyledi.
“HER GÜN BAŞKA KARAR; BİR MASKE DAĞITMAYI BECEREMEDİLER”
Engin Özkoç, Türkiye’nin salgının başından bu yana bir maske gündemi yaşadığını belirterek, “Geldiğmiz nokta; maske dağıtmayı beceremeyen bir iktidar” dedi.
Özkoç şunları söyledi:
“3 Nisan’da maske zorunluluğu kararı verildi. 4 Nisan’da Ticaret Bakanı, devlet halkın ulaşabileceği yerlerde maske satacak, dedi. 5 Nisan’da Fahrettin Altun, e-PTT üzerinden devlet dağıtacak dedi. 6 Nisan’da e-PTT sistemi çöktü, e-devlet üzerinden başvuru yapılacak denildi. Sonra; kod gelecek, siz eczanelerden alacaksınız denildi. Sonra kimlik numaraları devreye girdi. Dün akşam, maske satışına tekrar başlanacağı açıklandı.
“BİZİM MASKELER ABD’YE, ABD’DEN DE YPG’YE GİTTİ”
Dağıtmayı beceremediler, şimdi parasını veren alsın diyorlar. Ancak AKP iktidarı kendi insanına dağıtamadığı maskeyi, dünyaya ulaştırmayı becerdi. ABD’ye 2 parti askeri uçaklarla yardım malzemesi gitti. Peki ABD ile ilgili daha önce yanılmış mıydınız? Yanılmıştınız . Hangi konuda YPG ve PYD konusunda. Peki o maskeler nereye gitti? ABD, PYD ve YPG’ye maskeleri ulaştırdı.
Gerçekten ortak akılla mı, bilimin ışığında mı aldınız bu kararları. Kendi ülkenize dağıtamadığınız maskeleri, ABD’ye gönderip oradan da YPG ve PYD’nin eline geçmesi konusunda size kim akıl verdi açıklarsanız seviniriz.”
DAMAT BÜYÜME, BAŞKANVEKİLİ DARALMA BEKLİYOR
Ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Özkoç, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Türkiye ekonomisinin yüzde 5 büyüyeceğini iddia ettiğini, AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un ise yüzde 4,5 daralma beklediğini belirterek, “Ortak akıl bunun neresinde” dedi.
Özkoç sözlerine şöyle devam etti:
“Başkanvekili ekonomi profesörü Numan Kurtulmuş’un aklına mı, damadın aklına mı bakacağız. Kiminle karar alıyorsunuz Türkiye’yi yönetirken?
CHP’ye fitne, fesat yürütüyorlar diyorsunuz. Ben sizin rakamlarınızla Türkiye ekonomisini son durumunu açıklayayım. Tüketici fiyatlarında enflasyon nisan ayında yüzde 12,66, üretici fiyatları da 10,87 arttı. Gıda ürünleri zam şampiyonu oldu. Büyümenin en önemli göstergelerinden; imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi nisan ayında çakıldı. Endeks, en büyük düşüşüyle 33,47 seviyesine indi. İhracat yüzde 41 düştü. İthalat yüzde 28 azaldı. Tüketim azaldı, banka ve kredi kartı borçları yükseldi. Bunları söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi değil, TÜİK rakamları, resmi rakamlar. Türkiye’nin göstergeleri aşağıya doğru iniyor, siz CHP’yle uğraşıyorsunuz. Bırakın CHP’ye laf söylemeyi ülkemize, insanlarımıza, mağdur yurttaşlarımıza yardım etmeye çalışın, üretime, büyümeye dönük tedbirler almaya uğraşın.
Merkez Bankası rezervleri, yılbaşından bu yana 20 milyar dolar eridi.
Merkez bankasında para yok, siz para basmaya devam ediyorsunuz. Peki bu paraları kime dağıtıyorsunuz. Esnafı, çiftçiyi borçlandırıyorsunuz, üreten insanları borçlandırıyorsunuz. Pandemi için ayırdığınız paranın yüzde 70’ini kredi yoluyla borçlandırmaya ayırıyorsunuz. Peki bu parayı kime dağıtıyorsunuz? Açıklamak zorundasınız.”
İKRAMİYE ALAMAYAN EMEKLİLER İÇİN YASA TEKLİFİ
Engin Özkoç, Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir ayrım yapılmadan tüm emeklilere bayramlarda ikramiye verilmesini gündeme getirdiğini, AKP’nin CHP söylemi üzerinden bunu hayata geçirdiğini, ancak emekliler arasında bir ayrım yarattığını belirterek, “Bankalar, ticaret odaları ve sanayi odalarından emekli binlerce insanımız, bayram ikramiyesi alamıyor. Bu haksızlığın giderilmesi için CHP milletvekilleri Meclis’e kanun teklifleri sundu. Mağduriyet, bir an evvel giderilmeli” dedi.
“CHP’Yİ TASFİYE ETMEK NE DEMEKTİR, MİLLETE AÇIKLAYIN”
Özkoç, bir süredir CHP üzerinden yürütülen tartışmalara işaret ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan AKP Genel Başkanının yaptığı son açıklamadaki ifadesi şöyle; Cumhuriyet Halk Partisi’ni ikaz ediyorum, bu zihniyeti ülkemizden bir an önce tasfiye etmeliyiz. Tasfiye’nin kelime anlamı; ayıklama ve temizlemedir. Siz, demokratik bir ülkede Anamuhalefet Partisini nasıl tasfiye etmeyi düşünüyorsunuz.  Çamur attığınız darbe iftiralarında tam da siz bu darbeyi 20 Temmuz’dan bu yana uyguladığınız için, bu ülke darbe hukukuyla yönetildiği için, tam da 20 Temmuzdan sonra çıkarttığınız yasalarda siz darbe görüşü içinde yasaları çıkartıp 20 Temmuz darbesi kararlarını yürürlüğe koyduğunuz için, Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülkede ana muhalefet partisini darbeci aklınızla nasıl tasfiye etmek istediğinizi millete açıklamak zorundasınız. Siz Türkiye Cumhuriyetinde, Cumhuriyet Halk Partisini nasıl ayıklamak ve temizlemek istiyorsunuz. Milletvekillerine saldırtarak mı, onlara hakaretler ettirterek mi, onlara suç isnatlarında bulundurarak mı, onları cezaevlerine attırarak mı, hürriyetlerini kısıtlayarak mı, ayrıştırarak mı, hedef göstererek mi, devletin güçlerini kullanarak mı,  cumhuriyet halk partisini yani ana muhalefet partisini ikaz ediyorum seni tasfiye etmek gerekir sözünü hangi koşullarda nasıl gerçekleştireceğinizi açıklayın.
Cumhuriyet Halk Partisi bu milletin bağrından kopmuş bir siyasi partidir. Millet onu yüreğinden çıkarıp atmadığı müddetçe siz Cumhuriyet Halk Partisi’ni bu ülkeden söküp atamazsınız. Buna senin ve senin kurduğun darbe anlayışının gücü yetmez.”
Özkoç, Yunan Adalarıyla ilgili son gelişmelere işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Eğer tehdit edebiliyorsan; Yunan Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı, yasalara aykırı bir şekilde asker çıkartılması yasak olan adalara, asker çıkartıp oradan Türkiye’ye dil uzatıyorlar. Bizim bunu eleştiren komutanımızın hakkını ve hukukunu dahi koruma cesaretini gösteremediniz. Suskunluk içine girdiniz. Bu adalar Yunan askerleri tarafından işgal edilmiş adalardır. Bu adalarda Yunanistan Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı, Türkiye’ye eleştirilerde bulunuyorlar, iftiralarda bulunuyorlar. Peki Türkiye Dış İşleri Bakanlığından çıt var mı, senin sesin çıkıyor mu. Hayır. Neden? Siz tank palette ne iseniz, siz Süleyman Şah türbemizi ve bayrağımızı indirerek nasıl kaçırdıysanız, bize aynı hayal kırıklığını yaşatıyorsunuz. Siz millilikten uzak, vatanın birlik ve beraberliğinden uzak, vatanın geleceğini emanet ettiğimiz gençlerimizin geleceğini karartan anlayışınızla bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorsunuz.”
Özkoç, darbe tartışmalarıyla ilgili soru üzerine de Türkiye’nin 20 Temmuz sivil darbe yasalarıyla yönetildiğini söyledi.
Özkoç,  özetle şöyle konuştu:
“Bir darbe var, Genel Başkanımız bunu açıkladı; kendileriyle birlikte yol yürüdükleri Fethullahçı Terör Örgütü’nün 15 temmuz darbe kalkışmasından sonra 20 Temmuz’da yapılan bir sivil darbe. Bu darbe, hala ülkeyi darbe hukukuyla yönetmektedir.
12 Eylül darbesinin çıkarttığı yasalarla ve 20 Temmuz darbesinden sonra o darbenin TBMM’nde kendileriyle birlikte hareket eden siyasi yandaşlarıyla birlikte çıkarttıkları darbe yasalarıyla Türkiye yönetilmektedir.
Bu darbeyi gerçekleştiren kişi, yeni bir açıklamada bulunmuştur. Bu darbenin başında bulunan kişi ben, buradan milletime sesleniyorum CHP tasfiye edilmelidir, milletin içinden temizlenmelidir diyerek Cumhuriyet Halk Partisi’ni tehdit etmiştir, hedef göstermiştir.
Milletimizin tam da birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bir dönemde, ayrışmanın olmaması gereken bir dönemde, birlikte hareket etmemiz gereken bir dönemde, Cumhuriyet Halk Partisinin ve diğer tüm siyasi partilerin ortak akılla, birlikte hareket edelim dediği bir dönemde bir Cumhurbaşkanı’nın gelin birlikte konuşalım, hareket edelim demesi gereken bir günde maalesef tehditle, iftirayla karşı karşıyayız. Bu tehditlere asla ama asla boyun eğmeyeceğiz.”