01.03.2020

CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ÖZGÜR ÖZEL'İN BASIN TOPLANTISI (29 ŞUBAT 2020)

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İdlib'de ateşkesin sağlanması için gerekli diplomatik adımların bir an önce atılması ve muhataplarla görüşmelerin doğrudan yapılması gerektiğini ifade ederek "Gözlem misyonunun gerekleri dışında Suriye ve Rusya'nın hedef olarak görebileceği, Suriye'de bir savaş yığınağı yapıldığı izlenimi yaratacak olan bir askeri varlığa yer verilmemelidir." dedi.

Özel, kapalı gerçekleştirilen CHP TBMM Grup Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

İdlib'deki şehitler için büyük acı duyduklarını belirten Özel, şehitlerin "son şehitler" olması temennisinde bulundu. Yaralı Mehmetçiklere acil şifa dileklerini ileten Özel, bölgede görev yapan askerlere hitaben "Kendilerini seviyoruz, arkalarındayız. Evlatlarımızın morallerini yüksek tutmalarını, sahipsiz olmadıklarını bilmelerini ve onları tüm milletimiz adına kucakladığımı ifade etmek istiyoruz." dedi.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meclis Başkanı Mustafa Şentop ile görüşmesinde Genel Kurulun olağanüstü toplanmasına yönelik talebini ilettiğini aktaran Özel, CHP'li milletvekillerinin imzasını taşıyan dilekçeyi dün Meclis Başkanlığına sunduklarını söyledi. TBMM Başkanı Şentop'un meselenin ciddiyetine göre takdir yetkisini kullanması gerektiğini dile getiren Özel, 2 Ocak'ta kabul edilen Libya tezkeresi için Genel Kurulun olağanüstü toplandığını anımsattı.

2019 tezkeresi bir savaş tezkeresi değil

Özel, "Deyim yerindeyse Libya'da şehitlerin geleceği bir taahhüdü yerine getirmek için 4 gün bekleyemeyip Meclis'i olağanüstü toplantıya çağıranlar, yüreğimizi yakan, o anda 33 şehit, sayının çok daha yüksek olmasından endişe ediliyor, 'Meclis'i acilen toplayalım.' diyoruz. 'Acele etmeyin, salı günü toplanır.' Bu ayıplı bir yaklaşım." şeklinde konuştu.

Suriye ile görüntüde bir savaş yaşandığını ifade eden Özel, "Ülkeyi yönetenin dilinde bir savaş var. Anayasada kendisine verilen yetkileri aştığı aşikar. Elinde tuttuğu tezkereyi, yetki aşımıyla yorumladığı aşikar. Kendisine verilen 4 Ekim 2019 tezkeresi bir savaş tezkeresi değildir." görüşünü savundu.

CHP'nin Suriye'ye müdahaleyi içeren bir tezkereye 2015 yılında "hayır" oyu kullandığını hatırlatan Özel, CHP'nin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da terörle mücadele için tezkerelere destek verebileceğini, Suriye ile savaş tezkeresini desteklemediğini vurguladı. Özel, "Recep Tayyip Erdoğan'ın elinde bulundurduğu 4 Ekim 2019 tarihli tezkere, şu anda kendisinde var olduğunu iddia ettiği yetkileri kendisine devretmemiştir." dedi.

Dışişleri Bakanı bugün müsait değildir

CHP'li Özel, TBMM'nin başkomutanlık yetkisini uhdesinde bulundurduğunu, Cumhurbaşkanı tarafından bu yetkinin temsil seviyesinde kullanıldığını söyledi. Türkiye'nin bir savaş hali içerisinde göründüğünü savunan Özel, bu durumda yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclisi bilgilendirmesi gerektiğini ileri sürdü. Özel, bakanların programlarına atıfla Meclisin itibarsızlaştırıldığını ileri sürerek bu durumu kınadıklarını dile getirdi. Özgür Özel, şöyle devam etti:

"Rejime kasteden anayasa değişikliğinden sonra bakanların hükümeti temsil etmesi ortadan kaldırılmış, bu ucube ve işler ciddiye bindiğinde elin ayağın birbirine karıştığı sistem ortaya çıkmıştır. Hulusi Akar'ın bilgilendirme yapacağı güne kadar çok meşgul olduğunu söylüyorlar. İşi, Hulusi Akarlık duruma getiren Türk dış politikasıdır. Türk dış politikası konusunda bilgi vermesi gereken Dışişleri Bakanı bugün müsait değildir, zira Katar Emiri'nin karşısındadır. Katar'da imzalanacak bir anlaşma için toplantıya katılmak üzere gitmiştir. Çavuşoğlu veya onu atayan yürütmenin başı, bu toplantıyı Meclisi bilgilendirmekten daha önemli görüyorlarsa söylenecek söz bitmiştir."

36 Mehmetçiğin şehit olmasının olağan bir hadise olmadığının altını çizen Özel, bu nedenle olağanüstü birçok toplantının yapıldığını belirterek "Olağanüstü toplanmasına engel olunan tek yer TBMM'dir. Bu, Meclis'i sıradanlaştırma, işlevsizleştirme gayretlerinin bir sonucu ve devamıdır. Siyasi güç merkezinin, sıklet merkezinin Meclis değil, saray olduğuna yönelik bir vurgudur, saldırıdır. Oysa ki egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, milletten alınmayan hiçbir yetki kullanılamaz." diye konuştu.

Özel, grup toplantısında Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz'ün sunum yaptığını, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin bölgedeki durumun askeri yönlerine ilişkin bilgilendirme yaptığını, 25 milletvekilinin de söz alarak görüşlerini bildirdiğini söyledi.

Özel, Suriye'deki durum ve İdlib'de yaşananların Türkiye'yi tarihi bir dönemece getirdiğini, "İdlib'in Türkiye için bir güvenlik meselesi haline gelmesinin, AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendi çıkarları doğrultusunda inşa edilen yanlış politikaların sonucu olduğunu" iddia etti.

Soçi Mutabakatı imzalandığında Türkiye'nin üstlendiği görevler için "imkansız görevler" tanımını yaptıklarını belirten Özel, "Şubat 2020'ye gelindiğinde, ne İdlib'de tampon bir bölge oluşturulabildi ne cihatçıların silahları toplandı ne de M4 ve M5 karayolları açılabildi." şeklinde konuştu.

Özel, CHP'nin İdlib'de ilk şehit verilmeden önce hükümeti uyardığını ifade ederek, "İktidar hem olası tehlikeleri dikkate almamış hem de Rusya ile konjonktürel ilişkileri çerçevesinde altına girdiği yükümlülükleri tamamlamamış, yani İdlib darboğazından çıkmamayı ve gerilimi tırmandırmayı tercih etmiştir. Tüm bu gelişmeler, iki gün önce yaşadıklarımızı, hazin kelimelere sığmayacak, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı saldırısı olma boyutuna taşımıştır." sözlerini sarf etti.

CHP, taziyesini doğru makama ivedilikle iletmiştir

Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bugün yaptığı toplantıda, "Mehmetçiğin İdlib'de ne işi var?" sorusuna gerekçe üretmeye çalıştığını; ancak bu gerekçelerinin "halkın vicdanında ve milletin aklında doğru bir yere oturmadığını" savundu.

Dün 4 siyasi partinin İdlib saldırısını kınayan açıklama yaptığını anımsatan Özel, bildiride yer alan "siyasi çözüm" vurgusunun, parti yönetimleri ve ülkeyi yönetenler tarafından da sahiplenilmesi gerektiğini söyledi.

Çatışmaların ve kanın durması, mülteci akınının engellenmesi için "aktif bir diplomasi atağı" önerdiklerini ifade eden Özel, "Savaş karşıtlığı ekseninde kamuoyunda oluşan duyarlılığa dikkat çekiyoruz; bu konuya yürütme de kulak vermelidir." dedi.

Özel, "Ateşkesin sağlanması için gerekli diplomatik adımlar bir an önce atılmalı, muhataplarla görüşmeler doğrudan yapılmalıdır. Yeni bir ateşkes hattının yeniden belirlenmesi ve ordumuzun bu çerçevede yeniden konumlandırılması gerekir. Gözlem misyonunun gerekleri dışında, Suriye ve Rusya'nın hedef olarak görebileceği, Suriye'de bir savaş yığınağı yapıldığı izlenimi yaratacak olan bir askeri varlığa yer verilmemelidir. Güvenli bölge Rusya ile görüşülerek kurulmalı, bölgeden gelen göç akınının önüne mutlaka geçilmelidir." önerilerini sıraladı.

AB ve ABD'nin bölgede yaşanan drama, mülteci akınına duyarsız kalmasının affedilebilir olmadığını söyleyen Özel, CHP'nin mültecilere, göçmenlere karşı olumsuz bir tutum içinde olmadığını kaydetti. Göç ve göçmen yaratan politikaların karşısında olduklarını belirten Özel, göçmenlerin, uluslararası hukuktan doğan tüm haklarına saygılı olduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "kendisini aramadığını" söylediğini hatırlatan Özel, "Ordunun sahibi millet, milletin temsilcileri Meclistir; taziye makamı bir siyasi partinin genel başkanı değil millet meclisinin tarafsız niteliğini taşıyan başkanıdır. CHP, taziye dileğini doğru makama ivedilikle iletmiştir." dedi.

CHP Genel Başkanının, yürütmenin başı tarafından bilgilendirilmemiş olmasını da kamu yönetimi açısından eksiklik olarak gördüklerini dile getiren Özel, İdlib'deki saldırının olduğu akşam yetkililer tarafından gerekli bilgilendirme yapılmadığını; "güvenlik toplantısından dışarıya önce video servis etmenin ayıplı bir durum olduğunu" öne sürdü.

Özel, bir soru üzerine, Kemal Kılıçdaroğlu'nun İdlib'de saldırının olduğu akşam Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ı aradığını ancak şu ana kadar geri dönüş olmadığını söyledi. Özel, "Geri dönmemesi o kişinin kararı, haddi değil kendisini atayan kişinin, kendisini bu görüşmeden men etmesinin sonucudur. Bu devlet geleneğiyle bağdaşmaz." diye konuştu.