19.02.2020

CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ENGİN ALTAY: “ERDOĞAN FETÖ’YÜ GÖRDÜ AMA HEP UZLAŞMAYI SEÇTİ”

-“OSMAN KAVALA’NIN GÖZALTI KARARI ERDOĞAN’IN TALİMATIYLA SARAY YARGISI TARAFINDAN ALINMIŞTIR”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın 2004’ten başlayarak bir çok kez FETÖ’nün gerçek yüzünü gördüğünü ancak gerekli mücadeleyi yapmadığını vurgulayarak, "Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminden önce FETÖ'nün bütün girişimlerine rağmen arayı iyi tutmak için elinden gelen her şeyi yaptı. FETÖ’yü gördü ama hep aracılar göndererek uzlaşmayı seçti” dedi.
CHP’li Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın FETÖ eleştirilerine yanıt verdi, Osman Kavala kararını değerlendirdi. FETÖ’nün siyasi ayağı konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 7 soruyu gündeme getirdiğini ancak bu sorulara yanıt verilmediğini vurgulayan Altay, "FETÖ'nün siyasi ayağı ile ilgili kendisine sorduğumuz 7 soruyu cevapladığı anda bizim için FETÖ’nün siyasi ayağı tartışması bitecektir. Ama Erdoğan, bunun yerine ‘bu tartışmayı ısrarla sürdürenler’ diyerek CHP’yi suçluyor. Bu tartışmayı ısrarla sürdüren bir parti de MHP’dir. Sayın Bahçeli, Aralık 2018’de ‘8 ayaktan 7’si çıktı, siyasi ayak ortada yok’ diye feryat etmiş. Kasım 2019’da yine siyasi ayak konusunu gündeme getirmiş. Yetmemiş Ocak 2020’de yine siyasi ayakla mücadeleyi sormuş. Bu yanlış bir şey değil. Bütün milletimiz bunun ortaya çıkmasını istiyor” dedi.

ERDOĞAN FETÖ İLE UZLAŞTI
Erdoğan'ın "FETÖ ile 2010'dan beri mücadele ettiği” açıklamalarına tepki gösteren Altay, "Erdoğan bugün miladı 2010’a çekti ama 2010 referandumunda adeta kol kola çalıştılar. Milat MİT kumpası diyor. Soruyorum MİT Müsteşarına operasyon yapılmak istendikten sonra Mayıs 2013'te Pensilvanya'ya hangi çok önemli devlet adamını ve hangi çok önemli siyasetçiyi gönderdi ve niye gönderdin? Erdoğan'ın bir bakanının 'Daha 4,5 yıl birlikte yol yürümemiz lazım' ifadesi orta yerdeyken, bu bakanla ilgili ne yaptın? 17-25 Aralık'tan sonra FETÖ'nün gerçek yüzünü gördüğünü varsayarsak, geçtik diğerlerini, sayın Fehmi Koru'yu apar topar hemen Pensilvanya'ya göndermekten muradın neydi? Erdoğan'ın FETÖ ile kesin ayrışması 15 Temmuz saat 18.00'dir. Erdoğan 2004’te FETÖ’yü gördü, kendi söylemine göre 2010’da gördü, 2012’de gördü, 2013’te gördü ama mücadele etmek yerine uzlaşmayı seçti. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminden önce FETÖ'nün bütün girişimlerine rağmen arayı iyi tutmak için elinden gelen her şeyi yapmıştır" diye konuştu. Altay, şunları söyledi:
FETÖ’yü 2010’da gördüysen, 81 il emniyet müdürünün FETÖ’cü olan 74’ünü niye atadın? TSK’nın kurmay kadrosunun üçte birini neden FETÖ’ye teslim ettin. Geçtim 2010’u, 17-25’ten sonra 2014 yılında FETÖ okullarına 214 milyon TL teşviği nasıl verdin? Yüksek yargıya kitlesel atamalarla FETÖ’cüleri nasıl yerleştirdin. FETÖ ile böyle mi mücadele ettin. Bakın 15 Temmuz’dan sonra 15 tane üniversite kapatıldı. Bu kapanan 15 üniversiteden 7’sinin kuruluş tarihi 2010’dan sonra. Hani 2010’dan itibaren FETÖ ile mücadele ediyordun. Bu nasıl görmek? Seni bu kadar FETÖ’ye teslim eden ne? Şimdi kalkmış Genel Başkanımızı suçluyor. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na FETÖ’cü çamuru bulaşmaz. Ama sen sucunu ikrar etmiş birisin. Bu nedenle milletten af demiş birisin. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü FETÖ ile mücadelede samimiyet çağrısı yapıyor. Biz samimiyiz. Gelin Meclis’te 10 partiden 7’si bu konuda destek veriyor. Gelin siz de destek verin bunu araştıralım.”

SARAY YARGISI TALİMATI ALDI
Gezi Davası’nda beraat eden Osman Kavala’nın yeniden gözaltına alınması kararına tepki gösteren Altaş, “Osman Kavala, haksız, hukuksuz yere 840 özgürlüğünden mahrum kaldı. Beraat ettiği gün 15 Temmuz soruşturması kapsamında yeniden gözaltı kararı verildi. Bu kararın hiçbir hukuki yanı yok. Dün Erdoğan’ın sözcüsü 'Mahkeme kararı' demişti, bugün Erdoğan mahkeme kararına 'Manevra' diyor. Buna 'Manevra' derseniz, 'Ben de ileride bir gün HSYK Başkanvekili olurum' diyen çok sayıda savcı harekete geçer. Bunu talimat gibi algılar. Nitekim öyle olmuştur. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının kararı yargının siyasallaşmasının acı, kötü bir örneğidir. Bundan üzüntü duyuyoruz. Gezi davasının da Ergenekon ve Balyoz davaları gibi mizansen ve kumpas davası olduğu da böylece ortaya çıktı. Erdoğan'ın Kavala ile ilgili belli ki özelde bir husumeti var. Gözaltı kararı, Erdoğan’ın talimatının saray yargısı tarafından yerine getirilmesidir” dedi.

DARBECİLER İŞBANKASI’NA MÜDAHALE EDER
İş Bankasında CHP'nin temsil ettiği hisselerin Hazine'ye devriyle ilgili tartışmalara ilişkin bir soruyu yanıtlayan Altay, "Geçmişte, tek adam yönetimlerinde ve darbe dönemlerinde Atatürk'ün vasiyeti, Anayasa'ya aykırı şekilde çiğnenmiştir. Ama Türkiye normalleştiğinde, hukuk devleti işlemeye başladığında Atatürk'ün vasiyeti gereği yerine getirilmiştir. Orta yerde bu Anayasa varken, bu bundan sonra da böyle olacaktır. Atatürk'ün vasiyetini çiğneyerek bir bankaya çökme operasyonunun en çok Erdoğan'a, AK Parti'ye ve ekonomiye zarar vereceğini Sayın Erdoğan benden iyi biliyordur. Dolayısıyla İş Bankası ile ilgili bir tartışmaya girmeyi lüzumsuz bir iş olarak görüyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin kararı açıktır. Anayasa hükümleri açıktır. Ortada Anayasa varsa böyle bir şey olmaz.  '12 Eylül 1980 darbesinde olduğu gibi bir dönem, Türkiye'de vardır' deniliyorsa, ona bir şey diyemem, demokrasinin gelmesini beklerim” dedi. 

DARBE MAĞDURU YARATILMAK İSTENİYOR
Altay, "darbe söylentileri" ile ilgili bir başka soru üzerine de şunları söyledi:
"Darbe söylentileri, Erdoğan'ın kaybettiği kamuoyu desteğini yeniden toparlamak için, mağrur Erdoğan'ı mağdur gösterme gayreti olabilir. Çünkü bu söylenti en çok Erdoğan'ın işine yarar. Ya da işler çok kötü olduğu için Cumhur İttifakı darbe paranoyasına tutulmuş olabilir. Buna gerek yok. Çünkü Türkiye'de darbeler dönemi kapanmıştır. Kimse darbe yapmayı aklından geçirmesin. Erdoğan, bir darbeyle oradan inmeyecektir, inemez. Böyle bir şeye tevessül edilirse, önce CHP o girişim karşısında görevini yapar, göğsünü siper eder. Elbette Erdoğan oradan inecek. İnşallah en kısa süre içinde yapılmasını beklediğim seçimlerde, sandık marifetiyle Erdoğan oradan inecek. CHP'nin varlığında seçilmiş Cumhurbaşkanını kimse oradan indiremez. Buna gücü yetecek tank, top henüz icat edilmemiştir."