25.06.2020
25.06.2020
-“MECLİS HALK İÇİN DEĞİL YÜRÜTMENİN GÜCÜNE GÜÇ KATMAK İÇİN ÇALIŞIYOR”
-“TÜRKİYE’DE BUGÜN DEMOKRASİ YERE DÜŞMÜŞ, HUKUK İĞFAL EDİLMİŞ, DEVLET ÇÜRÜMÜŞ VE MİLLET PERİŞAN HALDEDİR”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AK Parti yöneticilerinin getirdiği teklifte baroların değişik alternatiflerle bölünmesinin yer aldığını ve kabul edilemez nitelikte olduğunu belirterek, “Baro teklifinin müzakere edilecek bir tarafı yok. Türkiye’nin gerçeklerini dillendiren demokrasiye kurulan bariyerleri kabul etmeyen barları parçalamak istiyorlar” dedi. Altay, milletin covid salgını nedeniyle perişan durumda olduğunu belirtirken, “Milletin hali perişan ama TBMM’nin gündeminde millet yok. Meclis halk için değil yürütmenin gücüne güç katmak için çalışıyor” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında TBMM gündemi ile milletin gündeminin örtüşmediğini söyledi. Covid salgını nedeniyle esnafın, çiftçinin, dar gelir vatandaşların büyük sıkıntı içinde olduğunu kaydeden Altay, “15 Temmuz şehit yakınları ve gazileri için toplanan yardımları soruyoruz, yanıt yok. Beşiktaş şehitleri ve gazileri için toplanan paralar neden verilmiyor diye soruyoruz yanıt yok. FETÖ’nün siyasi ayağını ortaya çıkaralım diyoruz yanıt yok. EYT’liler, 3600 bekleyenleri gündeme getiriyoruz, yanıt alamıyoruz. Türk polisi şehit olmaktan değil, emekli olmaktan korkuyor. Özveri ile çalışan öğretmenlerimiz, sağlık çalışanlarımız, din görevlilerimiz ve salgın sürecinde daha çok koşturan polisimizin 3600 hakkı neden verilmiyor? Siyasette söz vermek çok kolay iş. Oyun karşılığı olarak devleti yönetirken verdiğin sözleri yerine getireceksin ki milletin yüzüne bakacak yüzün olacak. 3600 meselesi Türkiye’nin öncelikli meselelerindendir. Bir esnafımız salgın sürecinde Türkiye’nin durumunu çok iyi özetliyor. Diyor ki, ‘Devlete 40 yıl vergi ödedim, devlet bana 40 gün bakamadı’. Covid 19 gerçeği budur. Sağlık çalışanlarına teşekkür ikramiyesi verilirken ayırım olmasın, herkese verilsin dedik dinlenmedi. Sicil affı yapılmadı, kira yardımı verilmedi. Esnafın stopaj yükü kaldırılmadı. Çitçinin devletten alacağı var ödensin dedik, ödenmedi. Bu dönemdeki kredilerin faizini devlet ödesin dedik, yapılmadı. Aile sigortasını devreye sokalım, apartman görevlilerine destek verelim dedik, dinlenmedi. Ne yaptılar, bölmeye, kutuplaştırmaya, kamplaştırmaya devam ettiler. Meclis halkın sorunlarıyla değil sarayın yürütmenin gününe güç katmakla meşgul bunu doğru bulmuyoruz” dedi.
BARO TEKLİFİNİN EVET DENECEK YANI YOK
AK Parti yöneticilerinin baro teklifiyle ilgili ziyaretini değerlendiren Altay, “Bize getirilen teklifin ‘evet’ denecek bir yanı yok. İyi Parti ve HDP’nin de buna olumlu bakacaklarını sanmıyorum. Toplumu bölme hırsı, adliyeyi, baroları bölme noktasına gelmiş. Diyorlar ki, biz barolar, bizi eleştiren baro başkanlarından rahatsızız, baroları ele geçirmek istiyoruz. Bunun için de baroları bölmek istiyoruz’. Değişik alternatifleri var ama hepsinde de baroların bölünmesi, barocuklar oluşturulması öngörülüyor. İki bin avukat bulunan illerde 200 avukatla, beş binin üzerinde avukatın bulunduğu yerlerde ikibin kişi ile baro kurulabilmesi isteniyor. Her baronun Barolar Birliği’ne birer temsilci, olmazsa 3+1 temsilci gibi öneriler var. Bu öneriye göre 50 bine yakın üyesi olan İstanbul’da 25 tane barocuk olacak. Herhalde Ak Baro, Pelikan Barosu, SETA barosu gibi barocuklar kurmak istiyorlar. Türkiye Barolar Birliği’ne hakim olmak istiyorlar, hakim olamadıkları baroları bölerek, adliyeye fitne, ayrışma, nifak, siyaset tohumu ekmek istiyorlar. Kendilerini dinledik. Bu şekliyle gelen teklifin müzakereye açık halinin olmadığını kendilerine bildirdik. Bize yapılan teklifin üzerinde müzakere edilecek bir yanı dahi yoktur. AK Parti’nin yaklaşımı ‘Anayasayı yere atıp üzerinde tepinme anlayışıdır” diye konuştu.
ÇAĞLAYAN’DA HUKUK İĞFAL EDİLDİ
Gazetecilerin yargılandığı davada Barış Terkoğlu, Aydın Keser ve Ferhat Çelik’in tahliye edildiğin ancak Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’in tutukluluğunun devamına karar verildiğine dikkat çeken Altay, “Çağlayan Adliyesi’nde üzülerek, utanarak söylüyorum hukuk iğfal edildi. Üç gazeteciye 4 ay sonra pardon denildi, diğer üç gazeteciye ise 9 Eylül’de pardon delinecek. Bu burun sürtme, muhalefeti bastırma, sindirme politikasıdır. Bu ayıptır, günahtır. Yargının, ‘Erdoğan nasıl tepki gösterir’ duygusuyla karar vermesi utanç vericidir. Yargı kararlarının meşruiyeti kamu vicdanındaki karşılığıyla doğru orantılıdır. Bütün hakimlere sesleniyorum. Bütün peygamberler adalet için gelmiştir. Adalet insanlığın ortak paydasıdır aldığınız kararlarla Türkiye’nin ortak paydasını yerle yeksan ediyorsunuz. Türkiye’de bugün demokrasi yere düşmüş, hukuk iğfal edilmiş, devlet çürümüş ve millet perişan haldedir. Beyefendi postunda, damat hazinenin başında keyifleri yerinde, millet umurlarında değil” diye konuştu.
65 YAŞ KARARI ÇELİŞKİLİ
Altay, 65 yaş üstü vatandaşların turizm amaçlı seyahatlerine izin verilmesiyle ilgili kararı eleştirirken, “Bir hükümet 2 karar var. Bu doğru değil. Dün Sağlık Bakanı ‘virüsün yayılma hızında düşüş olmamıştır’ diyor, bugün İçişleri Bakanlığı genelgesinde ‘yeni tip koronavirüsün yayılma ve bulaşma hızının azalması, vaka artış hızının düşüşe geçmesi’ deniyor. Hangisi doğru? 65 yaş üstü vatandaşlarımız bu süreçte büyük özveri gösterdiler. Buna biliyoruz ama alınan kararın bilimsel olması gerekiyor. Benim annem babam Sinop’tan beni görmek için gelirlerse izin yok, ama 5 yıldızlı otelde yer ayırtırlarsa gelebilecekler. Böyle kepazelik olur mu? Salgının sağlık ve ekonomik sürecini birlikte değerlendireceğiz. Belli sektörlerin talepleri değil, bilim ne diyorsa o yapılmalı” dedi.
YARGIYA CUMHUR İTTİFAKI TALİMATI
Altay, bir soru üzerine MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin gündeme getirdiği Mümtazer Türköne’nin dosyasının Yargıtay’da olduğuna dikkat çekti. Altay, “Bu dava Yargıtay’dadır. Ceza kesinleşmemişken, yeniden değerlendirilsin açıklamaları, Cumhur İttifakı ortağı sıfatıyla Yargıtay’a talimat olarak anlamak mümkündür. Bunu doğru bulmayız. 15 Temmuz sürecinde öfkeyle verilen kararlar olduğunu biliyoruz. Ama tek bir dosya üzerinden bir çağrı, olsa olsa erinden bir çağrı, olsa olsa Yargıtay’a aba altından sopa göstermektir” dedi.
24.12.2024
23.12.2024
23.12.2024
23.12.2024