24.03.2019
24.03.2019
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, İSTANBUL MALTEPE BELEDİYESİ TAPU DAĞITIM TÖRENİNE KATILDI
(24 MART 2019)
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe Belediyesi Tapu Dağıtım Töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Efendim hepinize merhabalar. Emin olun en mutlu günlerimden birisini yaşıyorum. Nedeni ne? Bir insanın yıllardır tapusuz oturduğu yerde tapuya kavuşmuş olmasıdır. Bu bir insanın yaşayabileceği en güzel mutluluklardan birisidir. İnsanlar geldiler, bir yurt edindiler, evler yaptılar, orada düğünler yaptılar, orada çocuklarını askere gönderdiler, orada komşuluk ilişkileri gelişti, orada ayrı bir atmosfer oluştu, bir mahalle havası hep birlikte. Acıları beraber yaşadılar, sevinçleri beraber yaşadılar, cenazeleri oldu taziyelere gittiler, düğünleri oldu karşılıklı, belki yakın arkadaşlar çocukları evlendiler. Dolayısıyla orada ayrı bir atmosfer, ayrı bir güzellik, tasada ve kıvançta beraber olan bir mahalle kültürü oluştu. Kendi muhtarlarını seçtiler, bazen farklı partilere oy verdiler, bazen tartıştılar ama bazen bir araya geldiler. Ama hepsinin ortak bir derdi vardı oturdukları evlerin, yarattıkları atmosferin tapusu yoktu. Bu benim içimde hep ukdeydi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığım sırasında da söz vermiştim bunun giderilmesi lazım, herkesin oturduğu evin tapusuna sahip olması lazım diye. Oranın imarı değişebilir, daha iyi koşullar gelebilir ama bir şekliyle bunun olması lazımdı olmuyordu bir türlü. Kartal bunu becerdi ve yaptı, şimdi Maltepe Belediye Başkanımız da uzun mücadelelerden sonra bunu gerçekleştirdi ve vatandaşlarımız evlerinin tapularına sahip oldular. Vatandaşlarımızın tapu sahibi olması, bu benim açımdan son derece değerliydi, o nedenle diyorum bugün benim hayatımın en güzel günlerinden birisi.
Tapu sahibi olan vatandaşlarım değişik partilere oy verebilirler. A partisine verebilirler, B partisine verebilirler, hiçbir zaman neden o partiye oy verdin diye hiç kimseye özel bir suçlama getirmedim. Herkesin kimliğine, herkesin inancına, herkesin yaşam tarzına, herkesin siyasetine saygı duydum. Böyle olması lazım.
Şimdi bir seçime gidiyoruz, yerel yönetimlerde seçimlere gidiyoruz. Ayın 31’inde oylarımızı kullanacağız. Şöyle bir bakıyorum, Türkiye’yi geziyorum sanki biz bir savaşa gidiyoruz. Neyi seçiyoruz? Mahallenin muhtarını seçeceğiz, sonra belediye meclis üyesi seçeceğiz. Büyükşehir belediyesi değilse il genel meclisi üyesi seçeceğiz, sonra belediye başkanı, sonra büyükşehir belediye başkanı seçeceğiz. Sanki biz bir savaşa gidiyoruz, Türkiye’nin bir beka sorunu var, Türkiye mahvoldu Türkiye’yi kurtarmamız lazım. Muhtar seçiyoruz muhtarın Türkiye’nin bekasıyla ne ilgisi var? Belediye başkanı seçiyoruz ne ilgisi var beka sorunuyla? Türkiye’nin sorunları var mı? Elbette var. Ne zaman tartışacağız? Başka atmosferlerde tartışırız o sorunları. Yeri geldiğinde bütün o sorunları sadece tartışmak değil nasıl çözüleceğini de anlatmamız lazım. Türkiye’nin sorunu var, çözümsüz değil. Çözülmesi lazım. Çözmek için irade lazım, çözmek için kararlılık lazım, çözmek için ülke sevgisi lazım, vatan sevgisi lazım, bayrak sevgisi lazım. Bunun için çözeceksiniz siz.
Şimdi tapu sorunu çözülmüyor yıllardır. 20 yıldır, 25 yıldır, 30 yıldır, 40 yıldır çözülmüyor. Bakmayın siz Maltepe’de çözüldü, Kartal’da çözüldü. İstanbul’da 1,5 milyon vatandaşın tapu sorunu var. Yani ayrı bir büyükşehir gibi, oturdukları evlerin tapusu olmayan büyük bir metropol düşünün. Böyle bir yapı içinde. 1,5 milyon kişinin tapusu yok. Ama 1,5 milyon kişi yıllardır o evde oturuyor. Çözülmesi lazım. 25 yılda çözülmüyorsa çözmeyenlerde bir sorun var. Çözmeyenlerde bir irade eksikliği var. Maltepe çözüyorsa, Kartal çözüyorsa, 1,5 milyon tapusu olmayan evde yaşayan bir İstanbul’un anakent belediyesi çözmüyorsa sorun çözmeyendedir. O nedenle biz Ekrem İmamoğlu’na güveniyoruz. İmamoğlu’nun ilk söylediği şeylerden birisi de “1,5 milyon hanenin tapu sorununu çözeceğim.” Evet tapu sorununu çözecek. Çözülmeyen sorunları çözeceğiz, kangren olan sorunları çözeceğiz. Çözeceğiz ki vatandaşın da siyaset kurumuna olan güveni artsın. Biz bunu yapmak istiyoruz. Biz söz verdik mi sözümüzün arkasında duruyoruz.
Bugün Türkiye’de binlerce çocuk yatağa aç giriyor. Bu çocuklar bizim çocuklarımız değil mi, bu çocukların akşam karnı doymuş, tok, huzur içinde yatağa girmesi gerekmiyor mu? Annelerinin çocuklarını sevgiyle, hoşgörüyle, karnını doyurarak yatağa yatırmaları gerekmiyor mu? Babaların çocuklarına harçlık vermeleri gerekmiyor mu? Neden Türkiye’nin bu kadar derin, bu kadar köklü sorunları var? Neden Türkiye’de, 21.yüzyılın Türkiye’sinde kadınlar çöpten şöyle veya böyle gıda maddeleri toplarlar? İnsanlar kağıt toplayarak, plastik toplayarak neden geçinirler? Neden 8 milyon kişi Türkiye’de işsiz? Oturup düşünmemiz lazım. Kararlıysanız, ben bu sorunları çözeceğim derseniz, her sorunu çözersiniz. Sorunu çözmenin yolu aklı kullanmaktan geçer, cebi değil. Vatandaşın derdine bakacaksınız. Vatandaş diyor ki oturduğum evin tapusu yok. Kaç yıldır oturuyorsun? Torun sahibi oldum diyor. Niye çözülmüyor? Vatandaşın derdi mi var? Var. Niye çözülmüyor? İktidarların görevi nedir? İktidara geldiği zaman vatandaşın sorununu çözmektir. İktidara geldiğinde vatandaşın sorununu çözmüyor, o sorunu her seferinde bir çıkar için kullanıyorsa o samimi bir politikacı değildir, dürüst bir politikacı değildir, ahlaklı bir politikacı değildir. Biz siyasette ahlakı egemen kılmak istiyoruz, dürüstlüğü egemen kılmak istiyoruz. Kimlik üzerinden ayrışma, inanç üzerinden ayrışma, yaşam tarzı üzerinden ayrışma, bunlar doğru değil. Bunlar hiçbir ülkede o ülke için bir artı getirmemiştir, her ülkede ayrışmaya yol açmıştır. Bizim ayrışmaya değil kaynaşmaya ihtiyacımız var. Bizim bir arada olmaya ihtiyacımız var.
Tapu sahibi oldular son derece mutluyum, onların çocukları, evlatları, torunları onlar da umarım çok mutlular. Ve kentsel dönüşüm yine temel sorunlarımızdan birisidir. Kentsel dönüşümü şöyle yapıyorlar, vatandaşı bulunduğu yerden alıyorlar, sürüyorlar bir başka yere oraya git, ne olacak? Bura daha iyi bir yer, parası olanlar için villalar yapacağız, pahalı daireler yapacağız onlar gelip burada oturacaklar. İyi de burada rantı ben yarattım, burada ev sahibi bendim, burada oturuyordum. Hemen burnunuzun dibinde Fikirtepe var, Fikirtepe’de insanlar başka yerlere sürüldüler, büyük binalar yapıldı. Şimdi ortada ne müteahhit var, ne daire var, ne oturacak yer var. Burada insanlar yaşıyordu ve bu insanların çoğu da AK Partiye oy veriyordu. Yazık günah değil mi bu insanlara? Bu insanların hakkını kim savunuyor? Ben savunuyorum. Kim savunuyor? Kadıköy belediye başkanımız savunuyor. Kim savunuyor? Ekrem İmamoğlu savunuyor. Biz savunuyoruz.
Kentsel dönüşümde şunu yapacağız; eğer orada kentsel dönüşüm olacaksa orada yaratılan rantı hak edenler bu vatandaşlarımız, rant bunlara ait. Kentsel dönüşüm evet olsun, yeşil alan olsun, parklar olsun, okullar olsun, kreşler olsun her şey olsun; ama bu insanları buradan alacağım başka bir yere süreceğim... Niye süreceksin kardeşim? Burası mahallem, benim ömrüm burada geçti diyor vatandaş. Ömrümün geçtiği yerden beni niye başka yerlere sürüyorsun?
Ekrem Bey’in, Ekrem İmamoğlu’nun projelerinden birisi kentsel dönüşümde garantör büyükşehir belediye başkanı olacak. Diyecek ki herkesin evi olacak, garantisi benim. Benzerini İzmir’de yaptık. İzmir Büyükşehir Belediyesi dedi ki, kentsel dönüşüm yapıyorum, tapuların hepsini bana verin. Herkes burada ev sahibi olacak, sonra tapuları tek tek vereceğim. Müteahhide veriyorsun, müteahhit kaçıyor, sonra arıyorsun nerede müteahhit ortada yok. Ev? Ev de ortada yok. Vatandaş? O da ortada yok. Dolayısıyla bir resmi kurumun o işin garantörü olması lazım. Evet ben buraya daireler yapacağım, kuraları çekeceğim, herkese bir daire düşecek, herkes nerede oturduğunu bilecek, herkesin okulu, kreşi, camisi ne gerekiyorsa bütün sosyal donatı alanları olacak vatandaş da kendi mahallesinde eskiden olduğu gibi komşularıyla beraber huzur içinde yaşayacak.
Huzurlu bir Türkiye, güzel bir Türkiye, bereketli bir Türkiye, işsizliğin olmadığı bir Türkiye, her evde mutluluğun, her evde huzurun, her evde bereketin olduğu bir Türkiye, bizim en büyük arzularımızdan birisi budur.
Kavgasız bir Türkiye, siyasette hizmet yarışının olduğu bir Türkiye, iftiranın olmadığı bir Türkiye. Her türlü iftira yapılır bize. Bir vatandaş var, ben olmasam söyleyeceği hiçbir laf yok, sürekli “Bay Kemal.” Bay Kemal olmak güzel, ne var Bay Kemal’de. Ama Bay Kemal olmak için dürüst adam olmak lazım, namuslu adam olmak lazım, hırsız olmamak lazım Bay Kemal olmak için. Bay Kemal olmak için tapusuz vatandaşa tapu vermek lazım. Bay Kemal olmak için hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi savunmak lazım. Öyle kolay mı Bay Kemal olmak? Kolay değil.
Biz onlar gibi değiliz. Allah da göstermesin onlar gibi asla olamayız. Kul hakkı yemeyiz, kul hakkına saygı gösteririz, her vatandaşın boğazından helal lokma geçsin isteriz bizim en büyük arzumuz odur, biz bunu savunuruz. Biz Beyt-ül male, devletin hazinesine el uzatmayız, vatandaştan toplanan her kuruşun hesabını vatandaşa veririz.
Aile sigortası niye olsun dedim? Hiçbir çocuk Maltepe’de yatağa aç girmesin, bunun için diyoruz. Bu çocuklar bizim evlatlarımız. Bir annenin çocuğunu yatağa aç yatırması ne demektir? Bir annenin çocuğunun karnını doyuramaması ne demektir? Bir babanın çocuğuna okula giderken harçlık vermemesi ne demektir? Yetiştirip, boğazından kesip üniversiteyi bitirdikten sonra kızının veya oğlunun aylardır, yıllardır işsiz olması ne demektir? Bir evde bir işsiz varsa o evde huzur yoktur. Bütün bunları onlar bilirler mi bütün bu dertleri? Saraya kapılanlar bilmezler, onlar halktan kopmuştur, onların ne yaptıkları belli değildir. Yedikleri, içtikleri, gezdikleri halkın tamamen dışındadır. Yoksulluk nedir, fakirlik nedir, işsizlik nedir, işsiz kalan çocuklar nedir, bu çocukların dertleri nedir bunları bilmezler. O nedenle sandığa giderken geçmişte hangi partiye oy vermişse vermiş tamam eyvallah, bu sefer İstanbullulardan görev bekliyorum, gideceksiniz tak Ekrem İmamoğlu’na mührü basacaksınız. Ali Kılıç’a mührü basacaksınız. Göreceksiniz nasıl bir İstanbul, nasıl bereketli bir İstanbul, nasıl güzel bir İstanbul, nasıl yaşanabilir bir İstanbul, nasıl kavgasız bir İstanbul bunu göreceğiz.
25, 30 yıldır yönetiyorlar, İstanbul’un hangi sorununu çözdüler? Hiçbir sorununu çözmediler. Ama cep sorununu çözdüler onu biliyorum. En çok da neye üzülüyorum biliyor musunuz? Üsküdar’da bir yer var, yine gecekondulardan oluşmuş bir yer, vatandaşlar yıllardır gelmiş oturmuşlar, tapu sorunları var onların da, diyorlar ki kentsel dönüşüm yapacağız. Peki bize? Size burada yer yok diyorlar, siz başka yerlere gideceksiniz? Niye? Oturduğunuz yerler boğaz manzaralı, buraya pahalı villalar yapacağız, sizin paranız yok onu almaya. İyi de biz burada yıllardır oturuyoruz, burada çocuklarımız evlendi, camilerini yıktılar gitsinler diye, ibadet etmesinler camilerini yıktılar. Evlerini yıkmaya kalktılar. Onlara biz sahip çıktık. Yine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Kim mağdursa herkese sahip çıkacağız. Biz şunu çok iyi biliyoruz, bizim bir karakterimiz, bir yapımız var, biz Kuvayı Milliyeciyiz, hiçbir zaman zalimin önünde diz çökmedik ve diz çökmeyeceğiz, her zaman mazlumun yanında olacağız, haklının yanında olacağız.
Efendim hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı sunuyorum, sağ olun, var olun diyorum. Tapu sahibi olan değerli kardeşlerime de hayırlı uğurlu olsun diyorum. İnşallah güzel bir kentsel dönüşümle, çok daha güzel mahallelerde hep beraber kardeşçe birlikte yaşayacağız. Sağ olun, var olun.
23.12.2024
23.12.2024
23.12.2024
23.12.2024