13.06.2019
13.06.2019
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VELİ AĞBABA: "CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ İŞÇİYE ÖLÜM, SÖMÜRÜ VE YOKSULLUK GETİRDİ"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Genel Koordinatörü Veli Ağbaba Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin 1. yılında emek ve çalışma yaşamında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi…
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işçiye iyi gelmedi’’
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde emekçilerin hakları yağma Hasan’ın böreğine dönüştü, emekçilere ölüm ve sömürü dayatıldı”
Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın tespit ve değerlendirmeleri şöyle:
GİRİŞ
24 Haziran Seçimlerinden bugüne kadın çocuk erkek emekli göçmen olmak üzere en az 1930 işçi iş yerlerinde ölüme gönderildi.
24 Haziran seçimlerinden bugüne asgari ücretle çalışanların alım gücü yarı yarıya düştü, Türkiye AB genelinde Asgari ücret uygulamasında en kötü 4. Ülke oldu.
Türkiye’de bir yıl işsiz sayısı Kayseri ilinin Nüfusu kadar arttı. İşsiz sayısı 1 yıl içerisinde 1 milyon 376 bin kişi artarak 4 milyon 730 bin kişi oldu.
Türkiye OECD ülkelerine göre işsizliğin en yüksek olduğu 2. Ülke konumuna yükseldi. Türkiye işsizlik oranlarında Mısır ve Lübnan gibi ülkelerin gerisinde kaldı.
Yeni rejim ülkeyi adeta işsizler Cumhuriyetine dönüştürdü.
Çalışma Bakanlığı kaldırıldı. Yeni Bakanlığın hedefleri birer birer çürüdü. Türkiye toplu iş sözleşmesi bakımından OECD’nin en kötü ülkesi oldu.
Hak arayan binlerce işçi işten atıldı, işçiler ve sendikacılar tutuklandı.
Yeni Ekonomik Program ile özelleştirmelerin önü açıldı, Kıdem tazminatının fona devredilmesi gündeme geldi, sosyal güvenlik alanından kısıtlamalar gündeme geldi. İşsizlik sigorta fonu yağmalandı.
Grev yasaklamalarına hız kesmeden devam edildi. Bu süreçte İZBAN grevi hukuksuz bir şekilde yasaklandı.
İş kanununda kapsamlı değişiklikler gündeme alınarak güvencesiz ve esnek çalışma koşullarının oluşturulması için çalışmalar başlatıldı.
Kadro isteyen işçiler Cumhurbaşkanı ve iktidar yetkilileri tarafından azarlandı.,
EYT’liler ve 3600 Ek gösterge bekleyenler yine unutuldu.
Türkiye işçi hakları ihlalleri noktasında Dünya’nın en kötü 10 ülkesinden biri konumuna geldi.
Yeni sistem işçilere ölüm saçmaya devam etti
24 Haziran seçimlerinden bugüne ortalama her ay 160 işçi hayatını kaybederken günde ortalama 5 işçi yaşamını yitirdi.
24 Haziran seçimlerinden bugüne 1850 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi,80 çalışan kriz koşulları ve iş yerlerinde ki mobing uygulamalarından kaynaklı olarak yaşamına son verdi. 24 Haziran’dan bugüne en az 1930 işçi yaşamını yitirdi.
24 Haziran seçimlerinden bugüne yani ‘’tek adam rejiminin’’ kurumsal olarak yasallaştığı süreçten bugüne kadın erkek yaşlı çocuk ve göçmen en az 1850 işçi iş yerinde yaşamını yitirdi.
24 Haziran seçimlerinden bugüne geçim sıkıntısı ve iş yerinde ki baskılar neticesinde en az 80 işçi ve çalışan intihar ederek yaşamına son verdi.
Yeni rejim ile işçilerin kaderi Erdoğan’ın iki dudağının arasına bırakıldı
Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ülkemizin yönetim şekli baştan aşağı değiştirilirken ülkenin kaderi ne yazık ki tek bir kişinin insafına terk edildi. Ülkemiz nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan emekçilerin kaderi de bundan sonra ne yazık ki tek bir kişinin iki dudağından çıkacak kararlara bağlandı. Örgütlü emeğin sesinin kısılması için yasal girişimler hız kazandı.
Cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk kararnameleri ile
Ekonomik ve Sosyal Konsey yapılanmasının içeriği değiştirilerek Cumhurbaşkanlığına bağlandı
1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Asgari Ücret Tespit Komisyonu Cumhurbaşkanlığına bağlı kurullara bağlandı
Devlet Denetleme Kurulu yeni rejimde Cumhurbaşkanlığına bağlı hale getirilirken Sendikaların denetimi de Devlet Denetleme Kurulu’na bağlandı. Yeni rejim ile sendikaların üzerinde ki siyasi baskılar arttırıldı.
Yeni Ekonomik program ile çalışanların hakları hedef tahtasına kondu
Artan ekonomik kriz koşullarının bedeli bir ülkenin çalışanlarına ve emeklilerine ödetilmesi süreci ‘’Yeni Ekonomik Program’’ ile hayata geçirildi.
Yeni Ekonomi Programı'na göre 2019'daki 60 milyar TL'lik kemer sıkma kalemlerinin 10,1 milyar TL'si sosyal güvenlik alanında yapılması ön görüldü.
Zorunlu BES sistemi yeniden şekillendirildi ve çalışanların sistemden çıkışı zorlaştırıldı.
Yeni Ekonomik Program ile Kıdem tazminatının BES ile entegrasyonu sağlanarak fona devredilmesi süreci açığa çıktı. İşçilerin 83 kazanımı yeni rejimin ilk yılında yok edilmesi planlandı.
Genel Sağlık Sigortasına ek olarak vatandaşın cebinden tamamlayıcı ve destekleyici sağlık sigortası için ek prim talep edilmesi ve Sağlık sisteminde katılım payı ve ilave ücretlerin artırılması gündeme getirildi.
Yeni Ekonomik Program ile Kamu kurumlarının esnek çalışma ile iş tatmini ve verimi yüksek işgücüne sahip olmaları amacıyla kamu da çalışan memurların iş güvencesi elinden alınması ve kamu emekçilerinin çalışma sistemi baştan aşağı değiştirilerek esnek ve kuralsız bir hale getirilmesi amaçlandı.
Çalışanlara ek vergiler getirildi emekçilere zorunlu kemer sıkma politikaları dayatıldı.
Çalışanların hakları Yağma Hasan’ın böreğine dönüştü
2017’den beri patronlara peşkeş çekilen İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki yağma doruk noktasına çıktı. İşsizlik sigorta fonu kamu bankaları ve yandaş işverenlere adeta can simidi oldu. Nisan’da gelir düşerken gider arttı, fakat istihdamda herhangi bir düzelme söz konusu olmadı.
Ekonomik krizin gün yüzüne çıktığı 2018 yılında işverenler işsizlik sigorta fonunda ödediği payın 2 katını kullandı.
Ekonomik krizden kurtulma yolları arayan ve sıcak para bulmakta zorlanan hükumet bu sefer de emeklilik yatırım fonlarına göz dikti. SPK, fon portföyünün asgari yüzde 25’inin devlet iç borçlanma senetlerinde yatırıma yönlendirilmesi kararı aldı.
İşçilerin son güvencesi olan Kıdem tazminatının fona devredilmesi gündeme alındı. İktidar bu yolla işçilerin elinde kalan son hak olan Kıdem tazminatının fona devredilmesi ile biriken tutarların yağmalanmasının önü açıldı.
BES’te biriken miktarın yüzde 10’unun Borsa İstanbul’da değerlendirilmesinin önü açıldı.
Yeni sistem ile Çalışma Bakanlığı kaldırıldı; Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın hedefleri laftan ibaret kaldı
Yeni ismi ile Aile Çalışma ve Sosyal hizmetler Bakanlığının geçtiğimiz yaz aylarında açıkladığı 100 günlük eylem programı laftan ibaret kaldı.
Bakanın eylem programında ki Sendikalaşma oranlarının yüzde 15’ler seviyesine yükseltilmesi kağıt üzerinde kaldı, Türkiye sendikalaşma oranı yüzde 11’lerde kaldı. Türkiye bu dönem de toplu iş sözleşmesi ve sendika hakkı bakımından OECD ülkeleri arasında en kötü sırada yer aldı.
İnsanca koşullarda çalışmak isteyen ve sendika hakkını kullanan 3. Havalimanı işçileri gece yarısı baskınları ile göz altına alındı ve tutuklandı. Tutuklananlar arasında sendikacılarda yer aldı.
TARİŞ’te işten atılan işçilere destek veren DİSK/GIDA-İŞ yöneticilerine hapis cezası istendi.
Yeni sistemde TOBB emretti Cumhurbaşkanı işçi haklarını teker teker hedef aldı
24 Haziran seçimleri öncesinde iş yeri sağlığı ve güvenliği denetimlerinin ertelenmesini isteyen zorunlu arabuluculuk uygulamasını yasal hale getirilmesini sağlayan TOBB yönetimi 24 Haziran’dan sonra emek karşıtı uygulamaların hayata geçirilmesi için birçok konuda taleplerini gündeme getirmeye devam etti.
TOBB yönetimi son dönemlerde;
İşçi alacaklarında zaman aşımı süresinin 5 yıldan 1 yıla indirilmesini talep etti.
Belirli süreli sözleşmeler esaslı bir neden olmadıkça birden fazla üst üste yapılamaz" kuralı "dörtten fazla üst üste yapılamaz" şeklinde değiştirilmesi
İşçi alacaklarında dava açma süresi 5 yıldan bir yıla indirilmesi
Deneme süresi 2 aydan 6 aya çıkarılması.
Telafisi yapılacak çalışmanın süresi 2 aydan 6 aya çıkarılacak ve işçinin onayı aranmaması gibi önerilerin değerlendirilmesi için iktidar tarafından çalışmalar başlatıldı.
Yeni Rejimde Kriz koşulları derinleşti işçileri hem yoksullaştı hem işsiz kaldı
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte gelişen ekonomik kriz en çok ülkenin çalışanlarını ve dar gelirli yurttaşlarını etkiledi. Geçen yıldan bugüne ücretler artan hayat pahalılığı çalışanların alım gücünü neredeyse yarı yarıya azalttı.
Türkiye yüzde 20’ler ile Dünya genelinde yüksek enflasyonun en yüksek olduğu 8. Ülke konumuna yükseldi. Türkiye’nin rakipleri; Liberya, Angola, Sierra Leone gibi ülkeler oldu.
Son 1 yılda;
Kuru soğan 1 lira 50 kuruştan 6 liraya
Patates 1 lira 65 kuruştan 5 lira 15 kuruşa
Domates 3 lira 20 kuruştan 6 lira 80 kuruşa yükselmiştir.
Yani bir yılda Soğana yüzde 289 zam gelirken, patatese yüzde 212 zam gelirken Domatese yüzde 110 zam gelirken asgari ücrete yüzde 26 zam geldi.
Türkiye asgari ücret sıralamasında AB ülkelerine kıyasla asgari ücretin en düşük olduğu 4. Ülke oldu.
2018 Haziran ayından bugüne mutfak harcamalarında artış 700 TL’yi aştı. Açlık sınırı 2500 TL’yi aştı.
İşsiz sayısı 1 yıl içerisinde 1 milyon 376 bin kişi artarak 4 milyon 730 bin kişi oldu. Türkiye’de neredeyse 1 yıl içerisinde Kayser ilinin nüfusuna denk gelecek şekilde işsiz sayısı artmıştır.
Türkiye’de ki işsizlik nüfusu 97 ülkeden büyüktür.
Türkiye ‘de geniş tanımlı işsiz sayısı ise 8, 4 milyon kişiye yükseldi. Türkiye yüksek işsizlik oranında OECD ülkelerine göre ikinci sırada yer aldı.
Türkiye’de ki işsizlik oranı Lübnan ve Mısır gibi ülkelerden bile daha yüksek seviyeye yükseldi. Mısır’da işsizlik oranı yüzde 8,1 Lübnan da işsizlik oranı yüzde 8’dir.
21.12.2024
21.12.2024
20.12.2024
20.12.2024