16.04.2019
16.04.2019
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI
(16 NİSAN 2019)
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
Bugün 31 Mart’taki seçimlerin tamamlanmasının üzerinden tam 16 gün geçti. Hala İstanbul seçimlerini tartışıyoruz. İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na milletin vermiş olduğu yetkiyi teslim etmemek amacıyla iktidar elinden geleni ardına koymuyor. Milletimiz 31 Mart gecesinden beri yapılmak istenenin farkındadır. Vicdanlarda artık bununla ilgili bir kanaat oluşmuştur. Önce Anadolu Ajansının eliyle seçimleri çalmak istediler, daha sonra seçimleri kaybedince de şimdi masa başında bu seçimleri nasıl çalarız onun girişimi içindeler.
YİNE ALGI OPERASYONUNA BAŞLADILAR
Milletin seçilmiş Belediye Başkanının elinden İstanbulluların verdiği yetkiyi acaba kapıp da kaçabilir miyiz diyorlar. Bu amaçla da bugün akşam saatlerinde yeni bir girişimde daha bulundular. Bununla ilgili detaylı açıklamayı yarın yapacaklarını söylediler. Ama Sayın Yavuz orada öyle şeyler söyledi ki, yine ciddi bir algı operasyonunun başladığı ortaya çıktı.
ORTAYA KARIŞIK İTİRAZ DİLEKÇESİ
Öyle gözüküyor ki, bu da tıpkı geçersiz oyların sayımında olduğu gibi kanunun tanıdığı bir hakkın suiistimali mahiyetinde bir itirazdır. Neden bunu diyorum? Bir kere Sayın Yavuz’un itiraz dilekçesini verdikten sonra yaptığı açıklama var. “Ortaya karışık” bir itiraz dilekçesi hazırlanmış. Bir sürü gerekçe var, biri olmazsa diğeri, o olmazsa başka biri. Acaba bu işi bir yerinden tutturup da iptal ettirebilir miyiz diye ciddi bir çaba içine girmişler. Bu amaçla da Yüksek Seçim Kurulu’nun vaktini alacaklar öyle anlaşılıyor.
SONUCA ETKİ ETMEZ
Kendi anlatımıyla itiraz gerekçelerinden bir tanesi sayım döküm çizelgelerinde usulsüzlük var diyor. Nasıl bir usulsüzlük var? Mühürsüz ve imzasız sayım döküm çizelgeleri var diyor. Sayım döküm çizelgelerinin altında zaten ıslak imzalı tutanaklar var. Bu sayım döküm çizelgeleri doldurulurken orada bulunan kendi üyeleri itiraz etmeliydi, itiraz da etmemiş. Ama bunları düzelttiğiniz zaman sonuç değişiyor mu? Kaydırmalar dışında öyle anlaşılıyor ki çok farklı değil. Islak imzalı tutanakları bir araya getirdiğiniz zaman ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bunların sonuca müessir olabilecek nitelikte usulsüzlükler olmadığı izlenimi var.
ELLERİNDE BİZDEN FARKLI ISLAK İMZALI TUTANAKLAR MI VAR?
Yine AK Parti temsilcisi oyların tamamı yeniden sayılsaydı bizim rakamlarımız gerçek olacaktı, seçim bizim lehimize olacak gibi bir takım ifadelerde bulunuyor. Bu nedir bu? Bir sistemden bahsediyor. Tam sayılsaydı bizim dediğimiz çıkacaktı diyor. Nasıl bir sistem bu? Yani soyadına göre kime oy vereceklerini tahmin ettikleri sistemin tüm İstanbul’a uygulanmış hali midir? Böyle şüphelerle, öyle olacaktı, böyle olacaktı diyerek, delillendirilmemiş bir takım gerekçelerle seçimlerin iptalinin istenmesinin mümkün olmadığını artık biliyoruz. Sonra ıslak imzalı tutanaklar var. O zaman Adalet ve Kalkınma Partisi’nin elinde bizdeki ıslak imzalı tutanaklardan farklı tutanaklar mı var? Bu olabilecek bir şey değil. Bizim elimizdeki ıslak imzalı tutanaklarla onların elindeki ıslak imzalı tutanaklar birbirlerinin aynı.
280 BİN SANDIK GÖREVLERİMİZ VAR DEDİLER, NEREDEYDİLER?
İkinci bir gerekçe, oy kullanamayacak olanlarla ilgili. Kısıtlılar, hükümlüler gibi. Bunlarla ilgili bir takım usulsüzlüklerden bahsediyor. Burada da özellikle 5 bin 287 hükümlünün seçmen kütüklerindeki kaydının yanına şerh düşülmediği söyleniyor. Tabi burada sorulacak soru şu, bu hükümlüler orada oy kullanmış mı? Kullandı mı, kullanmadı mı? Bununla ilgili hiçbir şey söylenmiyor.
Üçüncü gerekçe, kullanılan oyun seçmen sayısının tutmadığını söylüyorlar. Başka yerlerden İstanbul’a görevli gelenler, mesela Kocaeli’nden, başka illerden görevli gelen polisler oy kullanmış olabilir. Bu nedenle bir tutmama durumu olabilir. Ama yukarıda yazılanlardan çok partilerin almış olduğu oylara bakmak lazım. Bunun ilave gelenlerle birlikte toplam seçmen sayısıyla tutup tutmadığına bakmak lazım, bunların incelenmesi lazım. Partilerin oyu tutuyor mu, tutmuyor mu?
Dördüncü bir gerekçe, sandık kurullarındaki memurlar hakkında bir takım iddialar var diyor. Özellikle her sandıkta iki taneden 62 bin 560 bulunması gereken memurun 19 bini kamu görevlisi değil diyor. Veya bunlar Kanun Hükmünde Kararnamelerle yasaklanmış memurlar diyor. Ben şunu soruyorum, yani bu sandıklarda sizin gözlemcileriniz yok muydu? Bu memurları mülki idare amirleri bildiriyor. Seçim kurulları da bu memurları kurayla yerleştiriyor, hem de iki katı kadar kurayla yerleştiriyor. Eğer bunların içinde bu seçimleri yapamayacak engeli olanlar varsa da bunların yerine diğerlerini yedekleri koyuyor. Şimdi bu sandık kurulları belirlenirken Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adamları neredeymiş, niye itiraz etmemişler? Sonra ben şunu hatırlıyorum, Genel Başkanları şunu diyordu, İstanbul’da 280 binden fazla sandık görevlisi atadık diyordu. Yetmez biz sandık başında hiçbir siyasi partinin muktedir olmadığı, olamayacağı gücümüz var. Bu güç AK Parti’de diyordu. Ne oldu bu güç? Niye sandık başına hakim olamadılar? Her sandık başına 3 gençlik kollarından, 3 kadın kollarından, 3 merkez teşkilatından gözlemci koyduk deniyor. Ne yaptı bunlar?
BALYOZ KUMPASI BİR BAVULDU, İSTANBUL KUMPASINA ÜÇ BAVUL YETMEMİŞ
Şunu görüyoruz ki, çok önemli bir algı operasyonu yürütülmeye çalışılıyor. Bakıyorum Sayın Yavuz’un sözleri arasında kumpas, şaibe, organize işler, şüphe gibi laflar bolca serpiştirilmiş vaziyette. Sonrada 3 tane bavulla Yüksek Seçim Kurulu’ndan içeri giriyorlar. Arkadaşlar, Balyoz’la ilgili kumpas sadece bir bavuldu. Öyle gözüküyor ki, İstanbul’la ilgili kumpasa 3 bavul belge yetmemiş. Baştan beri söylüyorum, FETÖ tipi bir kumpasla karşı karşıyayız.
HAKKI SAHİBİNE TESLİM EDECEK OLAN YSK’DIR
Bu iddialara bakıldığında neticeye müessir olacak olay ve hallerden ziyade zamanında itiraz yapılmamış, Yüksek Seçim Kurulu’nun kesinleştirdiği hususlarla ilgili bir takım itirazların evirilip çevrilip yeniden Yüksek Seçim Kurulu’nun huzuruna getirildiği anlaşılıyor. Tabi yarın basın toplantısı yapacaklar, biz de basın toplantıları yapacağız. Daha fazla detaylarda ortaya çıkacak ama şunu söyleyeyim, bu suiistimale dur diyecek olan milletin verdiği hakkı o hakkın sahibine teslim edecek olan artık Yüksek Seçim Kurulu’dur.
Yüksek Seçim Kurulu bizlerin 2014 yılında Ankara seçimleriyle ilgili sonuçlara yaptığımız itirazları reddetmişti. Bu haliyle baktığımızda bu gelen itirazların bizim getirdiğimiz itirazlardan çok daha hafif olduğunu görüyoruz. O zaman bu ülkede hukuk güvenliği ve öngörülebilirliği halen varsa, Yüksek Seçim Kurulu’nun vereceği karar aslında şimdiden bellidir.
Tekrar ediyorum İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’dur ve bir şeyi daha huzurlarınızda söylemek istiyorum. Hep bunu söyledim bir daha tekrarlıyorum, oy namustur dokundurtmayız, kazandığımız seçimi de kimseye çaldırmayız.
Teşekkür ediyorum değerli basın mensupları.
Soru- Dün Binali Yıldırım bir basın toplantısı düzenledi efendim. Seçime dair murdar olduğunu, murdar etinde kavurması olmaz şeklinde bir tanımlaması oldu. Buna ilişkin bir cevabınız olacak mı?
Faik ÖZTRAK- Dün ben buna cevap verdim, “Kedi ulaşamadığı ciğere murdar dermiş” dedim.
Soru- AK Parti seçimden sonraki itirazlarında seçmen taşıma, seçmen kaydırma iddialarını sürekli gündeme getirmişti ama bugün YSK’ya seçimin yenilenmesi için başvuru yaparken bu iddialar dilekçede gözükmedi daha çok seçmen kütüğünde usulsüzlük gerekçesiyle başvuruda bulundu. Bu ne anlama geliyor bunu açıklayabilir misiniz?
Faik ÖZTRAK- Öyle anlaşılıyor ki Büyükçekmece’de hem devletin polislerine, hem de Büyükçekmece halkına lüzumsuz yere eziyet etmişler. Şimdi baktığımız zaman itiraz ettikleri hususların bir kısmı hala daha bu itiraz dilekçesinin içinde var ama öyle gözüküyor ki onlar tutmayınca şimdi arabayı başka bir vitese takmışlar evet.
Soru- AK Parti itiraz sürecinin (…) başvuruda bulundu. Bu başvuruyu nasıl değerlendirirsiniz?
Faik ÖZTRAK- İstanbul’da birleştirme tutanakları ortaya çıktıktan sonra, Sayın İmamoğlu’na mutlaka mazbatasının verilmesi lazım. Çok az sayıda sandık kalmış Maltepe’de. Bu yeniden sayımdan sonra yarın birleştirme tutanakları ortaya çıkar. Ondan sonra da Ekrem İmamoğlu’na mazbatası hem hukuken, hem de vicdanen verilmelidir.
Teşekkür ediyorum arkadaşlar.
26.12.2024
26.12.2024
25.12.2024
25.12.2024