11.03.2019
11.03.2019
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SEYİT TORUN: "AKP KAYBETTİKÇE ÇAMURU ARTIRIYOR"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, yaptığı yazılı açıklamada AKP Genel Başkanı, AKP medyası ve bazı AKP'li siyasetçilerin CHP'li adaylara ve CHP'li politikacılara karşı genel bir karalama kampanyası başlattığını söyledi. "Yerel seçimler yaklaştıkça AKP sözcüleri kaybetme korkularını yalanlarla, provokatif açıklamalarla dışa vuruyor" diyen Torun "Mansur Yavaş'a yönelik son çamur atma girişimi de bu kampanyanın bir parçasıdır" dedi.
Seyit Torun "AKP kaybettikçe panik halde CHP'ye saldırmaktadır. Ancak halkımız yalana dolana değil çözüme destek verecektir" diye konuştu.
Mansur Yavaş hakkında soruşturma başlatılmasıyla ilgili bir açıklama yayınlayan Seyit Torun şunları söyledi:
"Milletvekillerimiz, adaylarımız, yöneticilerimiz yaptıkları siyasetle, hayatları ile örnek şahsiyetlerdir. Kirli söylemleriniz, siyasi mühendislik ürünü suçlamalarınız, üstünden çamur akan medyanızla bunu değiştiremezsiniz.
Seçmenler yerel seçimde şehirleri ve belediyeleri konuşmak istiyor. Pahalılıktan ve beton ormanlarından yaşanmaz hale getirdiğiniz şehirlerin yeniden nasıl yaşanılır hale getirileceğini duymak istiyor. Biz bu gerçekleri gösterdikçe ve seçmenlere bunun yollarını anlattıkça paniğe kapılıp saldırganlaşıyorsunuz.
Bu toplum sizin yalanlarınıza değil bizim çözümlerimize kulak verecektir."
Yalanlar üzerine bir kampanya yürütmenin amacının, sebep oldukları ekonomik krizi, şehirleri beton ormanlarına dönüştürmelerini, şehirlerde kadınların, gençlerin hayatlarını yaşanmaz hale getirdiklerini görünmezleştirmek olduğunu söyleyen Torun, "Bizler seçmenlere gerçekleri gösterdikçe yaşadıkları oy kaybını görüyorlar, telaşa kapılıyorlar. Kurdukları ittifaklar seçmenlerin ilgisini çekmeyince paniğe kapılıyorlar" dedi.
Torun sözlerine söyle devam etti:
"Siyasi mühendislik yaparak seçmenleri hakları olan yurttaşlar olmaktan çıkarıp suçlu birer terörist olarak yaftalıyorlar. Seçmenleri kimliklerine, kültürlerine göre ayrıştırıp vatansever seçmen-hain seçmen kutuplaşmalarına başvuruyorlar. Devletin bütün olanaklarını arkalarına alarak şehirlerin meydanlarını, direklerini, duvarlarını kendilerinden olmayanlara kapatıyorlar. Televizyonları, gazeteleri parayla, korkuyla kendi propagandalarını yapmaya zorluyorlar.
Milletvekillerimizi ifade etmedikleri, kastetmedikleri görüşlerle suçluyor, medyalarından ahlaksız yalanlarla kampanya yürütüyorlar. Adaylarımızın geçmişlerini, kimliklerini yalan haberlerle servis edip, onları kirletmeye çalışıyorlar. Kadınlar gününü barış içinde kutlamaya çalışanları polis baskısıyla eziyorlar. Polisler ezan okunurken kadınlara küfürlerle, gazla saldırırken kadınların gösterdiği tepkiyi ezana protesto yalanına çeviriyorlar. Gezi olaylarını bahane ederek sivil topluma korku salıyor, çevrecileri, engellileri, çocuk hakları, kadın hakları, şehir hakları savunucularını susturmaya, yurttaşları sivil toplumdan uzaklaştırmaya çalışıyorlar.
Bugün ülkemiz gençlerinin üçte biri başka bir ülke vatandaşı olmak istediğini söylüyor. Milyonlarca kadın şehirlerin sokaklarını güvenli bulmadıkları için, hükümet ve iktidar belediyeleri onlara çocuklarını bırakacak güvenli kreş hizmeti sunmadığı için iş arayamadıklarını, çalışamadıklarını dile getiriyor. AKP'ye oy vermiş seçmenlerin bile yarısının ekonomik kriz kaygısı içinde olduğunu biliyoruz. Yurttaşlar işlerini kaybetmekten, çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamamaktan, maaşlarını yol parası ve kiraya yetiştirememekten şikayet ediyorlar.
Tüm bu gerçekleri seçmenlerin gözlerinden, kulaklarından uzak tutabilmek için toplum mühendisliğine, siyasi dizayna başvuruyorlar. Yalan haberler, karalamalar, tehditler, medyayı, polisi, hukuku siyasi mühendislik enstürmanlarına çevirme çabaları devletin bekası için değil. Kendi iktidarlarının bekası için. Belediyeleri kaybettiklerini gördükçe korkuları artıyor ve saldırganlaşıyorlar. Bu telaş, panik ve saldırganlık devletin bekası için asıl tehlikeli olan. Devletin bekası toplumsal barıştan geçer. Yurttaşları yalanlarla itham ederek, haksız suçlamalara maruz bırakarak, masumları adaletsiz bir hukuk düzeni ile yargılayarak beka sağlanamaz." dedi.
21.12.2024
21.12.2024
20.12.2024
20.12.2024