05.03.2020

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SARIBAL: 2019’DA İTHALAT REKORLARI KIRILDI

CHP Tarım Politikaları ve Tarım Örgütlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, 2019 yılında tarımdaki gelişmeleri aktardı.
Sarıbal, “Ülkemizin 2019 yılına ait tarımsal verileri tamamlandı. Ortaya çıkan tablo ne yazık ki kapkaranlık bir tablo. TÜİK ile Tarım ve Orman Bakanlığı verilerini incelediğimizde ülkemizin tarımsal ürünlerde ithalata bağımlı hale geldiği çok net olarak ortaya çıkıyor. 2019 yılında tarımsal ithalatımız 9,4 milyar dolarla rekor kırdı. Bu dönemde verilen 3,9 milyar dolarlık tarımsal ticaretteki cari açık da Cumhuriyet döneminin en yüksek rakamı oldu” dedi.

Sarıbal’ın, 2019 yılında tarım değerlendirmesi şöyle:
 
“Buğdayda dünya ithalat birincisiyiz
2019 yılında bitkisel ürünlerde ithalat son sürat devam etti. Buğday, mısır, ayçiçeği, patates ve kuru soğanda Cumhuriyetin döneminin ithalat rekorları kırıldı.
Anavatanı ülkemiz olan buğdayda üretimimiz 19 milyon ton iken buna karşın ithalat 9,8 milyon ton oldu. İthal ettiğimiz buğdaya 2,3 milyar dolar ödeme yaptık. Buğday ithalatında dünya birincisiyiz.
2019 yılında mısır rekoltesi 6 milyon ton olurken, 3,6 milyon ton ithalat yaptık. 703 milyon dolar para ödedik.
Ayçiçeği üretimimiz 2,1 milyon ton olurken, yağlık ayçiçeği tohumu ithalatımız ise 1 milyon 49 bin ton oldu. Ayçiçeği ithalatında da dünya rekortmeniyiz. 418 milyon dolar ayçiçeği yağlı tohum ithalatına verdik.
2019 yılının en fazla tartışılan iki ürünü patateste üretimimiz 5 milyon ton olurken, 81 bin ton ithalat yaptık, karşılığında 44 milyon dolar para verdik.
Bugün depolarda 300 bin tonu çürümeye terk edilen soğanda da Cumhuriyet tarihinin ithalat rekorunu kırdık. 2019 yılında 2,2 milyon ton soğan üretilirken, 116 bin ton ithal ettik. İthal ettiğimiz soğana 34 milyon dolar ödedik.
Bitkisel ürünler gibi canlı hayvan ve et ithalatı 2018 yılındaki gibi rekor düzeyde olmasa da 2019 yılında da devam etti.
689 bin büyükbaş ve 5 bin ton et ithalatı gerçekleştirildi. 2019 yılında ilk defa koyun eti ithalatı da yapıldı. Canlı hayvan ve et ithalatına toplam 700 milyon dolar ödendi.
2003-2019 dönemleri arasında 5 milyondan fazla sığır ithalatı yapılmış ve ithalata 6 milyar 764 milyon dolar ödenmiştir.
 
Tarım alanları azalmaya devam etti
İthalata ağırlık veren AKP döneminde tarım alanlarındaki daralma 2019 yılında da devam etti. 2019 yılında 850 bin dekar daha arazi ekilmez oldu.
2002 yılında 41 milyon 196 bin hektar olan tarım arazilerimiz 3.484 bin hektar (35 milyon dönüm) azalarak 2019 yılında 37 milyon 712 bin hektara düştü.
2018 yılında 37 milyon 797 bin hektar olan tarım arazimiz son bir yılda 85 bin hektar (850 bin dönüm) azaldı. Son bir yılda tarla tarımı yapılan alanlar %0,22, nadas alanları %3,59 azalırken, süs bitkileri aynı kalmış ve sebze alanları %0,77, meyve alanları ise %1,97 oranında artmıştır.
Çayır ve mera arazimiz 2001 yılında yapılan sayım değeri kabul edildiğinden, ki o da 14,6 hektardır, bu konu da sağlıklı bir veri bulunmamaktadır.

Tarımsal destekleme
Üretimin ana unsurlarından bir tanesi de üreticinin desteklenmesidir. Ancak AKP hükümetleri döneminde üreticilere verilen destek miktarı GSYH’nın %0,39 ile %0,63 arasında değişti.
Ancak 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunun 21 maddesine göre 2019 yılında verilmesi gereken destek miktarı 43 milyar olması gerekirken 17 milyar destek verilmiştir. Üreticinin devletten 26 milyar alacağı bulunmaktadır.
Tarım Kanuna göre (2007 yılı dahil) bugüne kadar verilmesi gereken destek miktarı 269 milyar TL iken ödenene miktar 119 milyar TL olmuştur. 2007-2019 dönemlerinde üreticinin devletten alacağı 150 milyar TL alacağı bulunmaktadır. 2020 yılındaki verilmeyen destekleri de eklediğimizde çiftçi 177 milyar TL alacaklı.
2020 yılında çiftçiye verilecek destek miktarı 22 milyar TL olarak öngörülüyor. Oysa çiftçinin 2020 yılında sadece mazota vereceği para, eğer fiyatı sabit kalırsa, 20 milyar TL’nin üzerindedir.
Böyle bir destekleme modeli olamaz.

Elektrik maliyetleri üretimi tehdit ediyor
Çiftçinin sorunlarını dile getirirken, mazot, gübre, tohum, ilaç gibi girdi maliyetlerinin tarımsal üretimin önündeki en büyük engel olduğunu sık sık dile getirdik.
Son zamanlarda tarımsal sulamada kullanılan elektrik maliyetleri diğer girdi maliyetlerini bile gölgede bırakacak seviyeye getirdi. Son bir yılda elektrik fiyatı yüzde 100’ün üzerinde arttı. Bu artış toplumun her kesimini olumsuz etkilerken, çiftçi için yıkıcı bir hal aldı. Özellikle pamuk ve mısır üreticileri elektrik fiyatları nedeniyle çiftçi tarlasındaki suyu çekip sulama yapamaz duruma geliyor. Bu durum önümüzdeki yıllarda pamuk ve mısır üretimini doğrudan olumsuz etkileyecektir.

Mardin örneği
Elektrik fiyatlarının çiftçiyi ne kadar kötü etkilediğini Mardin örneği üzerinden anlatmak isterim.
Bugün Mardin’de onlarca köyün elektriği kesiliyor. Kızıltepe Çiftçiler Derneği’nin ifadesine göre, sadece Kızıltepe’de 45 köyün elektriği kesilmiş. Nedeni ise tarımsal sulamada kullanılan elektrik faturaları. Bölgeden aldığımız bilgilere göre, abonelere 150 bin, 200 bin, 300 bin liralık faturalar gönderilmiş. Böyle bir faturalandırma hiç normal görünmüyor.
Konuştuğumuz bir vatandaş 110 dönümlük arazisinde mısır yetiştirdiğini ve kendisine 140 bin TL’lik elektrik faturası geldiğini söyledi. Yetiştirdiği mısırı ise 80 bin TL’ye satabilmiş. “Ben bu faturayı nasıl öderim” diyerek haklı bir şekilde yakınıyor.
Üstelik elektrik dağıtım şirketi sadece borçlu olan vatandaşların değil, herkesin elektriğini kesmiş. Yani bir köyde faturasını ödeyen vatandaşlar da cezalandırılmış durumda.
Elektrik dağıtım şirketinin basına yansıyan ifadesine göre Mardin’de bin 500 abonenin toplam borcu 1 milyar 300 milyon. Abone başına 867 bin TL ediyor. Böyle bir borç olması nasıl olabilir?
Yetkililerin mutlaka bu konuya çözüm bulması gerekiyor. Borçlu olsun olmasın bütün bir ilin vatandaşları cezalandırılıyor. Bunun hukukla, adaletle, vicdanla açıklanır bir durumu yoktur.”