11.05.2019
11.05.2019
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İLGEZDİ: "HAYAT, ERKEK EGEMEN SİYASETTEN BÜYÜKTÜR!"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Anneler Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, "çalışan annelere ücretsiz kreş hakkı sağlanmalıdır. Yasalar her ne kadar 100-150 arasında kadın çalışanı olan işverene “emzirme odası”, 150’den çok kadın çalışanı olan işyerlerine de “kreş açma zorunluluğu” yüklemişse de bu sorumluluk kağıt üzerinde kalmaktadır" dedi.
TUİK verilerine göre, istihdam edilen kadınların yüzde 39’unun, yani 3 milyon 511 bin kadının bakmakla yükümlü en az bir çocuğu olduğunu ancak bakım hizmetinden yararlanabilen kadın sayısının ise 584 binde kaldığını, buna göre 2 milyon 927 bin çalışan kadının, kaderine terk edildiğini vurgulayan CHP'li İlgezdi, "emziren çalışanlar için emzirme odaları lüks değil haktır. Cinsiyetine bakılmaksızın çalışan sayısı 20’nin üzerinde olan bütün iş yerlerine emzirme odası açılması ve aynı şekilde çalışan sayısı dikkate alınmaksızın 0-6 yaş grubu çocukların kreş bakım hizmetlerinin işveren tarafından karşılanması gerekmektedir" açıklamasını yaptı.
Konuyla ilgili Meclise bir kanun teklifi sunduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı İlgezdi, çocuk bakımının sadece annenin görevi olmadığını, yeni doğan bebeklerin sağlıklı bir ortamda büyüyebilmesi ve gelişimini sürdürebilmesi için ebeveynlerin ortak sorumluluk alması gerektiğini, bu amaçla kadınlar için ücretli analık izninin 52 haftaya, erkekler için 120 güne çıkarılmasını teklif ettiklerini bildirdi.
İlgezdi teklif ile ayrıca iş kanunundaki mevcut cinsiyet ayrımı ve sayı sınırının kaldırıldığını, işverenlere; cinsiyetleri ve medeni halleri ne olursa olsun, çalışanların 0-6 yaşındaki çocuklarının kreş bakımını üstlenme yükümlülüğü getirildiğini kaydetti..
CHP Genel Başkan Yardımcısı İlgezdi'nin açıklaması şöyle:
"HAYAT, ERKEK EGEMEN SİYASETTEN BÜYÜKTÜR!
ANNELER GÜNÜNDE, ÇALIŞAN TÜM ANNELER İÇİN ÜCRETSİZ KREŞ HAKKI İSTİYORUZ!
İstatistikler, her geçen yıl kadınların çalışma yaşamında kalma sürelerinin azaldığını ve çalışma biçimlerinin olumsuz etkilendiğini ortaya koymaktadır.
2018 yılı verilerine göre Türkiye’de toplam işgücü 32 milyon 274 bin olarak kayıtlara geçmiştir. Halihazırda çalışmaya hazır kadın sayısı 10 milyon 473 bindir. Buna göre kadınlar, ülkemizdeki toplam işgücünün yalnızca yüzde 32’sini oluşturmaktadır.
Öte taraftan kadınların toplam istihdam içindeki oranı da yüzde 31 dolayındadır. Çalışma hayatına aktif biçimde katılabilen kadın sayısı 9 milyon 18 bindir. Geçtiğimiz yıl işgücüne dahil olmayan kadın nüfusu 20 milyon 174 bine ulaşmıştır. Başka bir ifadeyle, cinsiyetçi, ayrımcı ve ötekileştirici politikaların neticesinde haftada 387 bin 962, saatte 2 bin 301 ve dakikada 38 kadın istihdamdan dışlanmıştır.
Bununla birlikte çalışma yaşamına katılabilen kadınları bekleyen çok ciddi sorunların başında ise çocuk bakım sorumluluğu gelmektedir.
Günümüzde çocukların bakım sorumluluğu sadece kadınlara yüklenmektedir. Kadını aile içinde “bakıcı” olarak konumlandıran ve sadece “annelik” rolü biçen, erkeğe ise “evin reisi” olarak “yönetim” sorumluluğu yükleyen bu cinsiyetçi politika, kadınları ev işleri üzerinden tanımlamakta, sosyal dokudan dışlayarak, toplumsal yaşam içinde ayrıştırmaktadır.
Çocuk bakım sorumluluğunun sadece biz kadınlara yüklenmesi; kadın emeğinin istismar edilmesi ve istihdamın engellenmesi anlamına gelmektedir. Bu politika, kadınları ötekileştirdiği kadar güvencesiz iş havuzunun da en önemli insan kaynağı haline getirmektedir.
Devlet; temel görevleri arasında yer alan ve anayasa ile güvence altına aldığı “çocuk bakım sorumluluğunu” eşit ve adaletli biçimde yerine getirmekten uzaktır.
TUİK verileri, istihdam edilen kadınların yüzde 39’unun, yani 3 milyon 511 bin kadının bakmakla yükümlü olduğu 15 yaş altı en az bir çocuğu olduğunu göstermektedir. Buna karşın, bakım hizmetinden yararlanabilen kadın sayısının 584 bindir. Başka bir deyişle 2 milyon 927 bin çalışan kadın, kaderine terk edilmiştir.
0-6 yaş grubu çocuğu olan çalışan anneler için tablo daha da karanlıktır.
Yasalar her ne kadar 100-150 arasında kadın çalışanı olan işverene “emzirme odası”, 150’den çok kadın çalışanı olan işyerlerine de “kreş açma zorunluluğu” yüklemişse de bu sorumluluk kağıt üzerinde kalmaktadır.
Zira açıklanan son verilere göre Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99’u 100 kişiden az işçi çalıştırmakta, 150 ve üzerinde kadın istihdam eden işyeri sayısı ise parmakla gösterilmektedir.
Birçok işletmenin kreş ve emzirme odası yükümlülüğünden kaçınmak için, kadın çalışanlarını işten çıkardıkları veya aynı grup bünyesinde faaliyet gösteren farklı şirketlere kaydırdıkları bilinen bir gerçektir.
Bu gerçekten hareketle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını Türkiye’de kreş açma yükümlülüğünden kaçan işletmeleri ve kamu kurumlarını kamuoyuna açıklamaya davet ediyorum.
Biliyoruz ki, haneleri saran yoksulluğu, çocuklar arası eşitsizliği ortadan kaldırmanın yolu öncelikle çocuk bakım ve eğitim hizmetlerine yapılan kamu harcamalarını artırmaktan ve toplumun geneline yaymaktan geçmektedir.
Bu bakımdan Cumhuriyet Halk Partisi olarak, dün olduğu gibi bugün de dil, din, ırk ve mezhep ayrımı yapmaksızın kadın dayanışmasını yükselteceğiz. Taleplerimiz nettir:
1) Erişilebilir ve güvenilir kreş hizmeti her şeyin ötesinde bir ÇOCUK HAKKIDIR.
2) Cinsiyetçi bir anlayışla hazırlanan 4857 sayılı İş Kanunu değiştirilmelidir.
3) “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Yurtlarına Dair Yönetmelik” değiştirilmeli, emzirme odası ve kreş açma zorunluluğu kadınlar üzerinden değil, toplam çalışan sayısı üzerinden hesaplanmalıdır.
4) Kreşler kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve özellikle vardiyalı çalışanların çocukları için 24 saat açık olmalıdır.
5) Yeni doğan çocukların ebeveynlerin bakımı ve kontrolü altında sağlıklı gelişimi için kadınlar için 16 hafta olan ücretli doğum izni, 52 haftaya, babalık izni ise 120 güne çıkarılmalıdır.
6) Kreş yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlere verilecek cezalar tek sefere mahsus bırakılmamalı ve caydırıcı olması için işçi sayısına göre arttırılmalıdır.
Biz kadınlar, her fırsatta hak savunuculuğuna dayanak olarak, “dünya beşten büyüktür” tezini sunan siyasal iktidara hatırlatmak isteriz ki, “dünya nasıl ki beşten büyükse, hayat da erkek egemen siyasetten büyüktür!”
Bu vesileyle sevgi ve barış içerisinde yaşama isteğimizi tekrarlarken, bütün annelerin anneler gününü kutluyorum.
Yaşasın kadınlar! Yaşasın kadınların haklı ve onurlu mücadelesi!"
25.12.2024
25.12.2024
25.12.2024
25.12.2024