22.03.2020

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI GÖKÇEN: “KİMİN YAŞAYACAĞINA, KİMİN ÖLECEĞİNE KARAR VERİYORUZ, BU AHLAK DIŞI.”

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, videolu bir mesaj yayınlayarak koronavirüsle mücadelede işine gitmek zorunda olanların durumuna ve yaşanan tehlikeye vurgu yaptı.
Gökçen, “Biz evde kal dedikçe, herkes birbirine evde kal dedikçe ve evde ne kadar sıkıldığımızı anlattıkça onlar kendileriyle dalga geçilmiş gibi de hissediyorlar” dedi.
Gökçen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz devlete vergi veriyoruz ve devlete verdiğimiz vergiler, hala temel ihtiyaçlarını rahatça giderebilecek olan kişilere ve büyük şirketlere harcanıyor.
Bize, temel insan haklarını sağlayın, her ailenin temel ihtiyaçlarını sağlayın dediğimizde “bu çok idealizm”, “bu boş hayal satmak” diyenler doğru söylemiyorlar.
Virüs insan ayırt etmiyor. Virüs herkese bulaşabilir. Ama virüs dışarı çıkana, daha fazla temas halinde olana daha fazla bulaşabilir.
Ve bizler bu adaletsizlik karşısında bir şey yapmadıkça, aile sigortasını getirmedikçe, ücretli izin hakkının, iş güvencesinin sağlanmaması halinde aslında kimin hasta olacağına, kimin hasta olmayacağına, belki kimin yaşamını yitireceğine ve kimin yaşamını yitirmeyeceğine karar veriyoruz aslında. Ve bu ahlak dışı.
Bugüne kadar insanlar çalışma koşullarından dolayı hayatlarını kaybettiler, sağlıklarını kaybettiler, vücutlarında uzuvlarını kaybettiler. Ve bunlar hep siyaset meselesiymiş gibi davrandık, basitçe. Ve hayatımıza devam ettik.
Ama şu an görüyoruz ki aslında birimizin hakkının sağlanmaması, birimizin geride kalması hepimizin geride kalması anlamına geliyor.
O yüzden, bir an önce, bir an önce, lüks olmayan bu hakların sağlanması, aile sigortasının getirilmesi, her çocuğun yemek yiyebilmesi, temel ihtiyaçların sağlanması, fatura borçlarından kesinti yapılmaması, herkese iş güvencesi verilmesi, kimsenin işten atılmayacağının garantisinin verilmesi lazım.
Ve bu mümkün. Bu birçok ülkede yapıldı. Birçok ülkede yapıldı. Bir an önce Türkiye’de de bunun yapılması lazım.
Çünkü yoksa her akşam 9’da balkona çıkacağız, alkışlayacağız. Ama kimin hayatını kaybedeceğine, kimin hayatını kaybetmeyeceğine karar vereceğiz.”