15.04.2020

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÇEVİKÖZ’ÜN COVİD-19 KONUSUNDAKİ ULUSLARARASI GELİŞMELERE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

Bütün ülkelerin, toplumların ve uluslararası örgütlerin başlıca gündem maddesi haline gelen yeni Koronavirüs (COVID-19) salgını, hayatın her alanında dönüştürücü etkiler yapmaya devam etmektedir. Dünyamız, bir tarafta küresel dayanışma gereğini öne çıkaran anlayışı savunan, diğer tarafta ise içe kapanan otoriter rejimlerin bulunduğu bir yol ayrımındadır. CHP olarak, küresel ölçekte dayanışmacı bir anlayışa sahip çıkılmasının, hem pandemi sürecinin en az hasarla atlatılmasına yardımcı olacağını düşünüyor, hem dönüşmeye başlayan yeni küresel sistemin temelini oluşturacağına inanıyoruz.
Bu anlayışla, BM ve Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) hitaben bir mektup kaleme alan Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, “Ülkeler arasındaki eşitsizliklerin ve gelir dağılımı adaletsizliğinin en aza indiği yeni bir gelecek inşa etmeliyiz. Bu yeni geleceği, sadece insanlığı değil, diğer tüm canlıları da düşünerek planlamalıyız.” diyerek, DSÖ’nün COVID-19'u pandemi ilan ettiği 11 Mart tarihinin Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Pandemiye Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kabul edilmesini teklif etmiştir. Uluslararası dayanışmayı güçlendirmek için bu çağrımızın hayata geçirilmesini temenni etmekteyiz. Mektubun ve teklifimizin daha şimdiden belli çevrelerde desteklenmeye başladığını da memnuniyetle gözlemliyoruz.
COVID-19 salgınıyla mücadele kapsamında BM Genel Sekreteri'nin yapmış olduğu küresel barış ve ateşkes çağrısı da, dünya üzerinde sorunların barışçıl yaklaşımlarla ve diplomasi yöntemleriyle çözümünü savunagelen bir siyasi parti olan CHP tarafından kuvvetle desteklenmektedir. BM’nin ateşkes çağrısı, özellikle sağlık sistemlerinin pandemi mücadelesinde oldukça yetersiz olduğu Suriye ve Libya gibi ülkeler için kritik önem taşımaktadır. Dolayısıyla, ülkemizin sınırları dışındaki TSK varlığının durumunun, askerlerimizin sağlıklarını koruyacak şekilde yeniden gözden geçirilmesine de acil ihtiyaç vardır. Milli Savunma Bakanlığı tarafından İdlib’de ateşkese uymayan grupların sayısının azaldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, bölgeye yapılan sevkiyatlardaki artış kuşku uyandırıcıdır. İçinde bulunduğumuz ortamda barış ve ateşkesi daha çok tehdit edebilecek davranışların ne pandemi ile mücadeye ne İdlib’de ciddi bedeller ödenerek sağlanan mutabakatların ve ateşkesin korunmasına yardımcı olmayacağı açıktır.
Bu zorlu süreçte, küresel dayanışma ağını örgütleyen aktörlerin başında gelen BM Genel Sekreteri Guterres'in COVID-19'a karşı birlik ve mücadele çağrısı yaparken dikkat çektiği “Kamu kurumlarına güvenin aşınması, ekonomik krizin getireceği istikrarsızlık, seçimlerin ertelenmesi riski, siyasi gerginlikler ve meşruiyet sorunu, şiddet ve çatışmaların körüklenmesi, terör tehdidi, biyolojik terör saldırıları ile insan hakları ihlalleri” gibi risk ve tehditlere karşı toplumumuz teyakkuzda olmalıdır. Ükemizde bu tür risk ve tehditlerin artırılmasına çalışılmamalı, Covid-19 salgınının istismar edilmesine hiç bir şekilde fırsat verilmemelidir.
Salgınla mücadele ancak uluslararası dayanışmayı önceleyen, komşularıyla yardımlaşan, insan odaklı ve şeffaf bir yönetimle mümkündür. Türkiye'de de bu ilkelerin gözetilmesi, özellikle şeffaflık büyük önem taşımaktadır. Vatandaşlarımızın sağlığı her türlü çıkar mücadelesinden önde gelmektedir. Bugün ihtiyacımız olan sorumlu, hesap verebilen bir yönetimdir. CHP olarak bu anlayışı hakim kılma ve yaygınlaştırma mücadelemizi sadakatle sürdüreceğimizden kimse kuşku duymamalıdır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Dünya Sağlık Örgütü, Sosyalist Enternasyonel, Progressive Alliance, Sosyal Demokrat Partiler ve PES’e gönderilen mektup ektedir...