07.02.2020
07.02.2020
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yaptığı yazılı açıklamada, TÜİK'in 24 Haziran seçimlerinin ardından 15 Temmuz 2018'de Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Berat Albayrak’a bağlandığına işaret ederek "TÜİK’in yayımladığı veriler ciddi şüphe barındırmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle 2018 sonunda yaşanan enflasyon atağının ardından Bakan Albayrak'ın, enflasyon hesabını yapan birimin başına Enerji Bakanlığı döneminde çalışma ekibinde olan Yinal Yağan'ı getirdiğine dikkati çeken Genel Başkan Ağbaba, "Ne hikmetse bu süreçten sonra çarşı pazarda tüm ürünlere zam gelirken enflasyon oranları düşmeye, çalışabilecek nüfus oranı artarken de işsizlik düşmeye başladı. Özellikle TÜİK’in hem enflasyon verileri hem de işsizlik verileri ciddi manada tezatlıklar içermektedir. TÜİK’in bu verileri nasıl hesapladığını kamuoyuna açıklamalıdır. TÜİK gıda enflasyonu artarken kendi sepetinde ki ürünleri düşürmekte, çalışabilen nüfus oranı artarken kimsenin çalışmak istemediğini lanse ettirmektedir. TÜİK’in veriler ile bu şekilde oynaması açıkça suç unsuru teşkil etmektedir ve bu suçu işleyenleri bir an önce hesap vermesi gerekmektedir” ifadesini kullandı.
Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba’nın yazılı açıklaması şöyle:
- “TÜİK’İN EKONOMİK KRİZLE MÜCADELEDE Kİ BAŞARISININ FORMÜLÜ; MANİPÜLASYON İLE GERÇEKLERİ SAKLA, SONRA HALKTAN ZORLA İNANMASINI BEKLE”
TÜİK, 24 Haziran seçimlerinin ardından 15 Temmuz 2018’de Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Berat Albayrak’a bağlandı. Özellikle 2018 sonunda yaşanan enflasyon atağının ardından Damat Bakan, enflasyon hesabını yapan birimin başına Enerji Bakanlığı döneminde çalışma ekibinde olan Yinal Yağan’ı getirdi.
Ve ne hikmetse ki bu süreçten sonra çarşı pazarda tüm ürünlere zam gelirken enflasyon oranları düşmeye, çalışabilecek nüfus oranı artarken de işsizlik düşmeye başladı.
TÜİK uzunca bir süredir krizin etkilerini örtbas etmek için gerçek verileri manipüle ederken, ekonomik krizin olmadığını neredeyse 82 milyona zorla kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca Damat Albayrak, ekonomik kriz ile ilgili olumsuz haber yapanları da terörist olarak nitelendirmekten geri durmadı.
Her şey zamlanırken enflasyon nasıl düşüyor?
24 Haziran 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığı ayda enflasyon oranı yüzde 15.39 iken, çok geçmeden özellikle yaşanan döviz kuru krizine bağlı olarak Türkiye olağanüstü bir kriz dönemine girdi.
Türkiye’de enflasyon oranları birkaç ay içerisinde %21.62’ye yükseldi ve Türkiye o dönem Arjantin ile birlikte dünyada enflasyonun sürekli olarak arttığı ikinci ülke konumuna yükseldi. Türkiye’de enflasyon oranları uzunca bir süre %15-%19 bandında seyrederken, Damat Bakan’ın ekonomide hızla dengeleme sürecine girdik açıklamasının ardından Enflasyon oranı Ekim 2019 bir ay önceki aya göre %6 puanlık bir azalma ile %9.26’ya indi.
Bu süreçten günümüze ülke kamuoyu sürekli olarak yaşanan yüksek zamları ve artan hayat pahalılığını tartıştı. Bu iki yıla yaklaşan süreç içerisinde Gıda harcamaları oranı yüzde 54, Elektriğe yüzde 71 Doğalgaza ise yüzde 58 oranında zamlandı.
Bu süreçte Albayrak ve iktidar yetkilileri çarşı pazardaki fiyatları kontrol etmek için önce bekçileri ve polisleri devreye sokarken, ilave olarak tanzim satış çadırlarını kurdu.
Enflasyon oranlarını bu şekilde düşük gösteremeyeceğini anlayan iktidar, bu sefer de TÜİK verileri üzerinden manipülasyona başvurdu ve TÜİK manipülasyon oyunlarına bir yenisini, son açıklanan enflasyon oranlarında ekledi.
TÜİK, enflasyon oranlarını normalinden daha az olduğunu göstermek için şimdi de enflasyon sepetinde ürünlerin ortalama ağırlıklarının hesaplamasını düşük gösterdi.
GIDA, KİRA, DOĞALGAZ, ELEKTRİK, SU, AKARYAKIT, KÖPRÜ/OTOYOL GEÇİŞLERİ, GİYİM VE MOBİLYANIN AĞIRLIĞI DÜŞÜRÜLDÜ. TÜİK'İN 2020 TÜFE SEPETİNDE GIDANIN PAYI YÜZDE 22.77 OLDU. 2019 YILINDA GIDANIN PAYI YÜZDE 23.29'DU.
GİYİM AYAKKABININ PAYI YÜZDE 7.24'TEN YÜZDE 6.96'YA İNDİ.
KONUT VE KONUT GİDERLERİNİN PAYI UÜZDE 15.16’DAN YÜZDE 14,34’E İNDİ
EV EŞYASININ PAYI 8,33’DEN YÜZDE 7,77’YE İNDİ
İş gücündeki nüfus artıyor ama kimse çalışmak istemiyor
TÜİK son yayınladığı veriler ile işsizliği 4 milyon 396 bin olarak açıkladı. Lakin açıklanan verilerde bazı göstergeler tartışmaları da beraberinde getirdi. Ayrıca Mayıs ayı işsizlik verilerinde ayrı bir paradoks yaşanmış, İŞKUR’a bağlı işsizlik verileri TÜİK’e bağlı işsizlik verilerini tam 261 bin kişi ile geride bırakmıştı.
TÜİK tarafından açıklanan Mayıs 2019 dar tanımlı mevsim etkisinden arındırılmamış işsiz sayısı 4 milyon 157 bin iken, İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı Haziran 2019’da 4 milyon 418 bin olarak açıklanmıştı.
TÜİK’in son işsizlik verilerine göre son bir yılda;
15 yaş ve üstü çalışabilen nüfus oranında ki artış 915 bin. Son bir yılda ki işgücündeki artış ise sadece 82 bin.
Yine Türkiye İstatistik Kurumu’na göre iş arayan 632 bin kadın son bir yıl içinde ev hanımı oldu. Son bir ayda iş ararken ev kadını olmaya karar verenlerin sayısı 145 bin.
Yani TÜİK’e göre çalışabilen nüfus oranı neredeyse 1 milyona yakın artarken 882 bin kişi hiç iş aramadı, ayrıca bu oran içerisinde son bir yılda 632 bin kadında iş aramaktan vazgeçip ev hanımı oldu.
Bu oranların mantıkla izah edilebilecek hiçbir yanı yoktur. Çünkü ülkede bir hanenin tek bir maaşla geçinebilmesi imkânsızken, açlık ve yoksulluk sınırı her geçen ay artarken insanların geçinebilmesi için iş aramayı bırakmasının mantıkla izah edilecek bir yanı yoktur.
2018’in ekim ayında 32 milyon 658 bin olan işgücü sayısı, 2019 Ekim ayında sadece 82 bin kişi arttı. Üstelik aynı dönemde 15 yaşın üzerinde nüfus 915 bin kişi artmasına rağmen neredeyse kimse iş aramadı.
Bu şekilde TÜİK neredeyse hiç kimsenin iş aramadığını kendince verilendirip, işsizliğin olduğundan daha düşük gösterilmesini sağlayarak açıkça hileye başvuru.
Ayrıca TÜİK istatistiklerine yansımayan diğer verilere göre Türkiye’de geniş tanımlı işsiz sayısı da 8 milyona dayanmış durumdadır.
Yani TÜİK, tıpkı enflasyon oranlarında olduğu gibi; mevsimlik çalışanları, iş arayıp da bulamayanları, iş bulmaktan ümidini kesen vatandaşları işsiz olarak değerlendirmemekte ve istatistiki verilere dâhil etmemekte, ayrıca iş gücü nüfusunun artmasına rağmen kimsenin çalışmak istemediğini göstererek ayrı bir manipüslayona başvurmaktadır.
TÜİK bir suç örgütü gibi yönetiliyor, gerçekler halktan saklanıyor
TÜİK’in yayımladığı veriler ciddi şüphe barındırmaktadır. Özellikle TÜİK’in hem enflasyon verileri hem de işsizlik verileri ciddi manada tezatlıklar içermektedir. TÜİK bu verileri nasıl hesapladığını kamuoyuna açıklamalıdır.
TÜİK, gıda enflasyonu artarken kendi sepetindeki ürünleri düşürmekte, çalışabilen nüfus oranı artarken kimsenin çalışmak istemediğini lanse etmektedir.
TÜİK’in veriler ile bu şekilde oynaması açıkça suç unsuru teşkil etmektedir ve bu suçu işleyenlerin bir an önce hesap vermesi gerekmektedir.
22.12.2024
21.12.2024
21.12.2024
20.12.2024