19.11.2025
19.11.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, şehir hastanelerindeki kamu zararına ilişkin dönemin Sağlık Bakanları, Bakan Yardımcıları ve ilgili bürokratları hakkında "görevi kötüye kullanma", "ihmal", "kamu zararına sebebiyet verme" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Şahbaz, “Şehir hastaneleri, artık bir sağlık yatırımı değil; halkın parasının uluslararası sermayeye taşınmasının yolu olmuştur. Bu dev yapıların arkasında Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluğu gizlidir” dedi.
Şahbaz, 2021–2024 Sayıştay raporlarında şehir hastaneleriyle ilgili ortaya konan usulsüzlükler ve kamu zararına ilişkin AK Parti iktidarlarının Sağlık Bakanları, Bakan Yardımcıları ve ilgili bürokratları hakkında "görevi kötüye kullanma, ihmal, kamu zararına sebebiyet verme" suçlamalarıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından Ankara Adliyesi önünde açıklama yapan Şahbaz, şunları söyledi:
“Şehir hastaneleri, halkın cebinden sermayeye aktarılan büyük bir yağma düzenidir. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle işletilen şehir hastaneleri, artık bir sağlık yatırımı değil; halkın parasının uluslararası sermayeye taşınmasının yolu olmuştur. Bu dev yapıların arkasında Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluğu gizlidir.
"2017’DEN BU YANA DEVLETİN KASASINDAN ÇIKAN EN AZ 15 MİLYAR 357 MİLYON DOLAR ÇIKMIŞTIR".
2025 yılının yalnızca ilk 10 ayında, 18 şehir hastanesine ödenen para 101 milyar 828 milyon liradır. 2017’den bu yana devletin kasasından çıkan 9 milyar 601 milyon dolar kira, 5 milyar 755 milyon dolar hizmet bedeli olmak üzere toplamda en az 15 milyar 357 milyon Amerikan dolarına ulaşmıştır. 2026 yılı bütçesinden de şehir hastanelerine 136 milyar 148 milyon TL yani 3 milyar 230 milyon dolar ödenek ayrılmıştır. Peki bu hastanelerin yapım maliyeti nedir? Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verisine göre bu maliyet 13 milyar 802 milyon dolar. Bu bedel halkın kasasından fazlasıyla ödenmiş durumdadır. Bundan sonrası? Toplamda yatırıma başlanmasından itibaren sözleşmelere göre 25 yıl, eski Bakan Fahrettin Koca’ya göre ise en az 18 yıl toplamda bu paralar ödenmeye devam edecek.
Sayıştay yaptığı yıllık denetimlerde, şehir hastanelerine yapılan ödemelerde 2021’den 2024’e kadar her yıl tekrarlanan ve düzeltilmesini istediği birtakım hususlar var. Fakat bunların dikkate alınmadığı ve Bakanlığın bu ödemeleri fazlasıyla yaptığı görülüyor. Bu tablo artık bir hata değil; görevi kötüye kullanma, ihmal ve kamu zararına yol açma suçlarının bütün unsurlarını taşıyan bir düzen haline geldi.
"DEVLET REVİZYONLAR YAPMADAN SANKİ BÖYLE BİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ FAZLADAN ÖDEME YAPMAYA DEVAM EDİYOR"
Birincisi yapılmayan, yaptırılmayan bölümler, eksik cihazlar, hizmetler de yok. Şehir hastanelerinde bazı bölümler sözleşmede yazdığı halde hiç yapılmamış. Bölümler eksik, cihazlar eksik, hizmet eksik. Buna rağmen devlet, sanki her şey eksiksiz yapılmış ve hizmet veriyormuş gibi şirketlere ödeme yapmaya devam ediyor. İkinci olarak erken başlatılan inşaatlar var. İnşaatlar erken başlamasına rağmen bu süre kiradan düşülmüyor. Devlet revizyonlar yapmadan sanki böyle bir şey yokmuş gibi fazladan ödeme yapmaya devam ediyor.
Bunun dışında üçüncü husus da KDV muafiyetleri fakat bunun karşılığının ödenmemesi. Sağlık Bakanlığı yatırım döneminde şirketlere büyük bir ayrıcalık tanımış, KDV’den muaf tutmuş. 3065 sayılı Yasa'nın geçici 29. maddesi ile getirilen KDV istisnası belirtilen şartlar yerine getirilmeden uygulanmıştır. Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce yüklenilen KDV’nin istisna edilebilmesi için şirketlerin kira süresinin bir kısmından vazgeçmesi veya kira bedelinden düşülmesi gerekmektedir. Fakat Sayıştay’ın bulgusu şu: Bu indirim yapılmamış. Yani devlet vergi alacağından vazgeçmiş, ama şirketlerin taahhüt ettiği indirim ortada yok. Bu da devletin ciddi bir gelir kaybı demek.
"BU HASTANELERDE ISITMA–SOĞUTMA GİDERLERİ BİLE TAHSİL EDİLMİYOR"
Bunun yanı sıra bu hastanelerde ısıtma–soğutma giderleri bile tahsil edilmiyor. Sözleşmeye göre bu hastanelerin kullandığı çamaşırhane, laboratuvar gibi hizmet alanlarının, ısıtma ve soğutma bedellerinin Bakanlığa ödenmesi gerekiyor. Fakat bunun yapılmadığı, bu bedellerin tahsis edilmediği görülüyor.
Peki bu denli büyük yağmanın, bu hortumun bedelini kim ödüyor? Emeklilerimiz, emekçilerimiz düşen gelirleri ile ödüyor. Bu yağma bebeklerin içemediği sür, okulda bir öğün fazla görülen yemek, beslenemediği için bodur kalan çocuklarımız, bir babanın çocuğuna alamadığı ayakkabı, doğal gazını açamadığı için soğukta oturan milyonlarca insanımız demek. Milyonlarca insanımız içinde açlık ve yoksulluk demek.
"BU DÜZEN DEĞİŞMEDEN TÜRKİYE SAĞLIKLI KALAMAZ"
Bugün AKP döneminin bakanları, bakan yardımcıları ve ilgili bürokratları hakkında görevi kötüye kullanma, ihmal, kamu zararına sebebiyet verme ve diğer ilgili suçlardan dolayı suç duyurusunda bulunduk. Bu ülkenin parasını yağmalayanlardan şikâyetçiyiz. Bu hortuma göz yumanlardan şikâyetçiyiz. Bu düzeni kurup sürdürenlerden şikâyetçiyiz. Son söz olarak; bu düzen değişmeden Türkiye sağlıklı kalamaz, adalet olmaz. Bu sözleşmeler yeniden masaya yatırılmadan kamu yararı korunamaz. Bu hortum kesilmeden milyonlarca insanımızın üzerindeki yükü hafiflemez, yoksulluk ve açlık son bulmaz. Bugün burada sadece bir açıklama yapmıyoruz; halkımızın hakkı için mücadeleyi büyüttüğümüzü ilan ediyoruz. Bugün burada bu gidişata, bu soygun düzenine son vereceğimizi ilan ediyoruz.”
19.11.2025
19.11.2025
19.11.2025
19.11.2025