23.06.2025

Suat Özçağdaş: "Bütün Kavgamız Laik, Bilimsel, Nitelikli, Kamusal, Parasız, Eşit Bir Eğitim Sistemi İçindir"

Köy Enstitüleri’nin kurucularından İsmail Hakkı Tonguç, 65'inci ölüm yıl dönümünde mezarı başında anıldı. Törene katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, “Çok kısa zamanda tekrar İsmail Hakkı Tonguç ve onun gibi düşünenler, yoksul çocuklar için yeni bir eğitim sistemini inşa ediyor olacaklar” dedi.

Köy Enstitüleri’nin kurucularından İsmail Hakkı Tonguç'un 65'inci ölüm yıl dönümü dolayısıyla Cebeci Asri Mezarlığı'nda anma töreni düzenlendi.

Törende konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Özçağdaş, büyük bir eğitimcinin huzurunda olduklarını belirterek, Tonguç’u ölümünün 65’inci yılında saygıyla, şükranla andıklarını söyledi.

Bir tarafta aklı, bilimi, felsefeyi, sanatı, toplum için çalışmayı önceleyenlerin, diğer tarafta ise bunun tam tersi için çalışanların bulunduğunu belirten Özçağdaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk çeyrek yüzyılında devrimin ülkenin dört bir yanına yayıldığını, büyük bir sıçrama yapıldığını ifade etti.

Sonra da iki çeyrek yüzyıl kadar sürekli taviz verilen ve bu devrimlerden adım adım geri gelinen bir dönem geçirildiğini anlatan Özçağdaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"4’üncü çeyrek yüzyıl, Adalet ve Kalkınma Partisi faciasının ülkeyi yönettiği çeyrek yüzyıldır. Bugün, onun en karanlık dönemlerinden bir tanesiyiz. Fakat cumhuriyetçiler, 19 Mayıs 1919 Gazi Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a çıktığında bundan daha iyi koşullarda bir ülke bulmamışlardı. Yedi düvelin topraklarına saldırdığı, işgal ettiği, on binlerce köyün okulu olmayan bir ülke. Yol, iz yok; akılla, bilimle, felsefeyle, sanatla yendiler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve silah arkadaşlarının bize verdiği bir rehberimiz var. Tonguç, 'Eski okulla yeni okul arasındaki kavgadır' der. Eski okul, yararı bir yana, zararı çokça olan bir okul türüydü. 100 yıl önce bugün, Türkiye kabaca üçe bölünmüş öğretim sistemine sahipti. Medreseler, misyoner okulları ve Batı taklitçiliğinden herhangi düzgün eğitim verilemeyen kurumlar. Bugün de benzer noktadayız. Özel okullar, imam hatip okulları, devlet okulları var. Geriye doğru gelmiş olduğumuz bir sistem var.

"HER OKULUN KAPISINDA BİR GÜVENLİK GÖREVLİSİ OLMAMASI AKIL ALACAK GİBİ DEĞİL"

Hükümet diyor ki, ‘Ben bu ülkenin kamu kaynaklarını, korktuğum bir kişiden korumak için bir gecede 55 milyar dolar harcarım. Ben, kendi yandaşlarımı beslemek için 701 milyar lira vergiden vazgeçerim. Bundan dolayı bu ülkenin yoksul çocukları bir öğün yemek yesinler, bir bardak su içsinler diye para vermem’ diyor. Geçen hafta bir okulda bir öğretmen öldürüldü. Her okulun kapısında bir güvenlik görevlisi olmaması akıl alacak gibi değildir, toplam bedeli 32 milyardır. Kaynaklar bu kadar kötü kullanılınca halkın buna itiraz etmemesi gerekir, onun cevabını da Recep Tayyip Erdoğan verir: ‘Bana dindar, kindar, itaatkâr, kanaatkâr nesiller lazım’. Çünkü güçlü yurttaşlık nosyonunu olduğu hiçbir ülkede bunu halkınıza kabul ettiremezsiniz. Onun karşısındaki tez, bizim ışığımızdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki, ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller isterim’. Biri siyahsa öbürü beyaz. Kavga budur, yüzyıl önce de kavga buydu, bu kavga devam etmektedir. Buradan saray iktidarına sesleniyorum: Bu kavga değil 23 yıl, 323 yıl da iktidar olsanız devam edecek. Ama kötü haberi söyleyeyim çok kısa zamanda tekrar İsmail Hakkı Tonguç ve onun gibi düşünenler, yoksul çocuklar için yeni bir eğitim sistemini inşa ediyor olacaklar. Eğer bu ülke kendi evlatlarına sahip çıkıyor olsaydı, bu ülkenin üniversitelerinde İsmail Hakkı Tonguç, Hasan Ali Yücel, Vasıf Çınar diye bir üniversite olurdu. Bu üniversiteler yok ama olacak. Bu yüzden onları anmaya, bu ülkenin geleceğine yaptıkları katkıları hatırlamaya, hatırlatmaya; öğrenmeye, öğretmeye çalışıyoruz.

"BU YOKSUL HALKIN KAYNAKLARI, HALK İÇİN KULLANILACAK"

Yolumuz uzun olabilir ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarından daha zor koşullarda değiliz. Tonguç, bütün bu işlerin arkasında olan sorunlardan birinin yarı aydın, yarı münevverler olduğunu söylerdi. Buna benzer bir görüş, İsmet Paşa’da da var. İsmet Paşa’nın da bir üniversite açılışında, ‘İki yarım halim bir tam halim etmez ama bir yarım halimin verdiği zarar, binlerce cahilin vereceği zarardan daha fazladır’ diyor. Bu ülkeye kıyafet dikmeye çalışan yarım alimlere sesleniyorum: Cumhuriyet aynen kurgulandığı gibi bu yoksul halkın kaynaklarının bu yoksul halk için kullanılacağı, eğitim sisteminin de bunun için tasarlanacağı; laik, bilimsel, nitelikli, kamusal, parasız, eşit bir eğitim sistemi olacaktır. Bütün kavgamız bunun içindir. Hazırlamakta olduğumuz eğitim programı bunun içindir. Çok yakın bir zamanda bunu da paylaşacağız. Onların yaptıklarının yanında bizim yaptığımız da bir iştir. Ruhları şad olsun, iyi ki varlardı, iyi ki bu ülkeye hizmet ettiler.”