12.11.2022

Kamil Okyay Sındır: “Halkın Gözünde Fer Kalmadı, Sayın Bakan!”

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı 2023 Yılı Bütçesi üzerine konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye yüklendi.

Sındır, ekonomiye ilişkin halkın gözlerinde en ufak bir ışıltı olmadığını, halkın TÜİK verilerine güveninin sarsıldığını, 2022'ye devrolan toplam 3 trilyon 21 milyar lira borcun üçte 1'inin sadece 2021 yılında oluştuğunu söyledi, vergilerdeki adaletsizliğe dikkat çekti.

“GÖZLERİNİZE BAKIYORUM!”

Konuşmasına Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin bir TV kanalında yaptığı konuşmayı hatırlatarak başlayan Sındır, “Sayın bakan ‘Ekonomi gözlerdeki ışıltıdır’ dediniz. Şimdi, ben de bakıyorum sizin gözlerinize; gördüğüm ışıltı ve parlaklık göstermeye ve umut vermeye çalıştığınız tozpembe bir ekonomiyi işaret ediyor ama gerçekten aynı ışıltıyı yurttaşlarımızın gözlerinde de görebiliyor muyuz acaba? Sizin gözlerinizde gördüğümüz o ışıltıyı, geçmiş beş yılda 120 milyar lirayı bir kuruş eksik etmeden ödediğiniz ve önümüzdeki üç yılda da yaklaşık 374 milyar lirayı bulacak olan alacaklarını ellerini ovuşturarak bekleyen KÖİ projeleri müellifleri ve müteahhitlerinin gözlerinde görebiliyoruz. İktidarınızda, 9 kez getirdiğiniz varlık barışıyla kaynağı belli olmayan, suç geliri mi, kara para mı, uyuşturucu mu, kaçakçılık geliri mi belli olmayan mevduat hesap sahiplerinde aynı ışıltıyı görebiliyoruz, haklısınız. Kur korumalı mevduat uygulamanızla fakirin, dar gelirlinin, çiftçinin, esnafın borç yükü altında ezilen vatandaşlarımızın, ezcümle hepimizin, hakkı olan bir paranın hazineden aktarılarak mevduatlarını kabarttığınız KKM mevduat sahiplerinde de görüyoruz o ışıltıyı, doğru.” dedi.

“GÖZÜ YAŞLI ANNELER VE BABALAR!”

Oysa, halkın gözünde bir ışıltı göremediğini, göremediklerini ifade ederek sözlerine devam eden Sındır, Sayın Bakan Nebati’nin gözündeki o ışıltıyı ne yazık ki açlık sınırının altında bir ücrete mahkûm olan işçimizde, memurumuzda, çoluğuna çocuğuna, torunlarına bir bayram şekeri bile almaktan imtina eden emeklilerimizde maalesef hiç göremiyoruz. Her pazar alışverişine akşamı bekleyip çıkan ve pazar atıklarıyla evine sebze, meyve götürmeye çalışan sefalete terk ettiğiniz vatandaşlarımızda göremiyoruz, o ışıltıyı. Evladının okul beslenme çantasına yiyebileceği hiçbir şeyi koyamadığı için, evladının üstüne başına bir elbise, ayakkabı dahi alamadığı için, evine ekmek ve peynirden başka bir gıda maddesi götüremeyen gözü yaşlı annelerde ve babalarda göremiyoruz. 1,5 trilyon liraya varan ve bir türlü kapatamadığı kredi, kredi kartı borcu olan vatandaşlarımızda göremiyoruz. Yaklaşık 1 trilyon 800 milyar lirayı bulan borcu olan KOBİ'lerde, esnafımızda ve borcu takibe düşmüş 354 bin esnafımızda bu ışıltıyı göremiyoruz. Sadece kamu ve özal bankalara olan kredi borcu 261 milyar 414 milyon lirayı bulmuş olan ve siz iktidara geldiğiniz 2002'den bu yana borcu 110 kat hatta 130 kata varmış olan çiftçimizin gözlerinde o ışıltıyı hiç ama hiç göremiyoruz. Ekonomiye ilişkin halkın gözünde en ufak bir ışıltı yok. Halkımızın gözünde fer kalmadı, sayın bakan” dedi.

“TÜİK VERİLERİNİ NİYE YAYINLAMIYORSUNUZ SAYIN BAKAN”

TÜİK’in rakamlarına halkın güveninin kalmadığını, rakamların doğruyu yansıtmadığına inandığını ifade eden Sındır, “TÜİK, TÜFE enflasyon oranını yüzde 85,5 olarak açıkladı. Oysa ENAG'a göre bu oran yüzde 185. TÜİK’e göre gıda enflasyonunu ise yüzde 99,05. Üretici Fiyatları Endeksi ise yüzde 157,7 oldu. Biz TÜİK'e devletin bir kurumu olarak güvenmek istiyoruz. Ben yıllarca TÜİK verilerini bilimsel çalışmalarımda, araştırma, geliştirme faaliyetlerimde kullandım. Ancak artık verilerine ne yazık ki güvenmiyorum. Bir kere, enflasyon hesaplanmasındaki verileri TÜİK neden paylaşmaz? Enflasyon sepetindeki ürünlerin fiyatlarını neden yayınlamaz? Yayınlasın ki, biz de görelim, bilelim, diyelim ki: hakikaten TÜİK doğru söylüyor, bu enflasyon oranı doğrudur. TÜİK verilerini niye yayınlamıyorsunuz Sayın Bakan. ENAG doğru söylemiyor, söyledikleri yanlıştır, diyebilirsiniz. Fakat bunu bile dememek adına, diyemeyeceğinizi görüyorsunuz ki bu rakamları yayınlamıyorsunuz. Tabii, siz yayınlamadıkça bu milletin TÜİK'e ve devletine olan güveni de sarsılıyor. Gerçek, hissedilen, yaşanan enflasyon ile TÜİK’in verileri arasında dağlar kadar uçurum var. Sonuç? Vatandaşın, ücretlinin yarın maaşlarına yapacağınız zammı buna göre belirleyeceğinizden alın teri emeklerinin karşılıı olan haklarını gasp mı edeceksiniz?” dedi. 

“2022'NİN İLK ON AYINDA 91,102 MİLYAR DOLAR DIŞ TİCARET AÇIĞI VERİLDİ”

TÜİK’in işsizlik verilerini masaya yatırarak sözlerini sonlandıran Sındır, şöyle konuştu: “işsizlik oranları bugün TÜİK tarafından açıklandı; 15 yaş üstü işsiz sayısı bu yıl eylül ayında geçen aya göre 120 bin kişi artmış. İşsiz sayısı 3 milyon 482 bin kişi olmuş. 15-24 yaş arası genç işsizlik 1,2 puan artışla yüzde 19,6'ya çıkmış. Kadınlarda ise yüzde 25,4. Sizin ‘atıl iş gücü oranı’ olarak tanımladığınız işsizlik oranı, ki kanımca bu terim işsizliği hoş göstermeye çalışan bir terim, doğrusu ‘genişletilmiş işsizlik oranı’ yani işsiz, eksik istihdam ve umutsuzları içeren bu oran yüzde 20,3'e ulaşmış. Böylesi bir işsizlik ortamında işsiz olan, iş arayan vatandaşın da gözlerinde o ışıltıyı görmemiz çok zor sayın bakan. 2021 Yılı Bütçe Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nde 2021 yılına devreden borç 1,96 trilyon lira, 2021 yılında ancak 890 milyar 780 milyon lira ödenmiş ve 2022'ye 3 trilyon lira borç devrediliyor. 2022'ye devrolan toplam 3 trilyon 21 milyar lira borcun üçte 1'i sadece 2021 yılında oluşmuş. Bunu nasıl açıklayacaksınız sayın bakan? 2022'nin ilk on ayında 91,1 milyar dolar dış ticaret açığı vermişsiniz. Bu açığı da herhâlde gözlerinize ışıltı verecek bir değer olarak ifade etmek sizin için de biraz zor olsa gerek. Türkiye’de dolaysız vergilerin toplam vergi gelirleri içerisinde yüzde 32,27'lik, dolaylı vergilerin de yüzde 67,73'lük bir paya sahip olduğunu bilmenize, OECD ülkelerinde bunun tersi bir oranda olduğunu da görmenize rağmen; bizlerden, vergilendirmedeki böylesi adaletsizliği de görerek, gözlerimizde gelecek adına, umut adına bir ışıltı olmasını da hiç ama hiç beklemeyin sayın bakan.”