08.08.2025
08.08.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, turizm verilerinde yabancı gecelemelerin 167,7 milyona düştüğü; gurbetçi gecelemelerinin ise 69 milyona çıktığının görüldüğüne dikkati çekerek “Sayın Bakan, ziyaretçi artışı yalnızca yüzde 1 iken, gelir artışını ‘rekor’ olarak sunmak kamuoyunu yanıltmak değil midir? Turizmdeki bu artış gerçekten yabancı turistten mi kaynaklanıyor, yoksa vatandaşlarımızın yıllık memleket ziyaretleriyle mi makyajlanıyor? Gurbetçi ve transfer yolcu harcamalarını ayrı açıklamayı neden tercih etmiyorsunuz?" diye sordu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, Kültür ve Turizm Bakanı'nın kamuoyuna sunduğu 2025 yılı ilk yarı turizm verilerine ilişkin açıklama yaptı. Atalar, verilerin yüzeyde parlak görünse de altında ciddi kırılganlıklar ve yapısal sorunlar barındırdığını söyleyerek, "Bakanlığın kamuoyuna sunduğu 25,8 milyar dolarlık gelir artışı dikkat çekici gibi görünse de, ulaşabildiğimiz verilere göre aynı dönemde ziyaretçi sayısında yalnızca yüzde 1'lik bir artış yaşanmıştır. Bu, reel bir büyümeden çok; fiyat artışları, kur etkisi ve gurbetçi vatandaşlarımızın memleket ziyaretleriyle ilgili gelişmelere işaret etmektedir. Özellikle geceleme verileri çarpıcıdır: yabancı ziyaretçilerin geceleme süresi yüzde 2,5 oranında düşmüş, buna karşın yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın gecelemeleri yüzde 9,6 oranında artarak açığı telafi etmiştir. Bu tablo, yabancı turistlerin ilgisinin azaldığını, ‘rekor’ denilen artışın vatandaşlarımızın ev ziyaretleriyle maskelendiğini göstermektedir" ifadelerinde bulundu.
"SAYIN BAKAN, ZİYARETÇİ ARTIŞI YALNIZCA YÜZDE 1 İKEN, GELİR ARTIŞINI ‘REKOR’ OLARAK SUNMAK KAMUOYUNU YANILTMAK DEĞİL MİDİR?"
Ulaşılan verilerde, yabancı gecelemelerin 167,7 milyona düştüğü; gurbetçi gecelemelerinin ise 69 milyona çıktığı görüldüğünü söyleyen Atalar, şu soruları kamuoyuna yöneltti:
“Sayın Bakan, ziyaretçi artışı yalnızca yüzde 1 iken, gelir artışını ‘rekor’ olarak sunmak kamuoyunu yanıltmak değil midir? Turizmdeki bu artış gerçekten yabancı turistten mi kaynaklanıyor, yoksa vatandaşlarımızın yıllık memleket ziyaretleriyle mi makyajlanıyor? Gurbetçi ve transfer yolcu harcamalarını ayrı açıklamayı neden tercih etmiyorsunuz?"
"ESNAFIN TURİZM GELİRİNDEN ALDIĞI PAY HER GEÇEN YIL AZALIYOR"
Atalar, turizm gelirinin yapısal dağılımına dair de çarpıcı verilere değinerek “Gelirin üçte biri paket turlardan oluşuyor. Bu, esnafa değil; yabancı operatörlere ve zincir otellere kazanç sağlıyor. Aynı dönemde yerli vatandaşların paket tur harcamaları yüzde 50 azalmışken, yabancılarınki yüzde 14 artmış. Bu tablo, refahın halk tabanında değil, sistemsel aktörler arasında dağıldığını göstermektedir" dedi. Bu modelin esnafı dışladığını söyleyen Atalar, Bakanlığa seslenerek “Esnafın turizm gelirinden aldığı pay her geçen yıl azalıyor. Bakanlık olarak bu dengesizliği gidermek için hangi somut adımları attınız? Yoksa parıltılı tablolarla bu gerçeği örtmeyi mi tercih ediyorsunuz?” diye sordu.
"BAKANLIK, AFETLER VE KÜRESEL KRİZLER SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA YALNIZCA DIŞSAL ETKENLERİ GÜNDEME GETİRİYOR"
Atalar, şunları kaydetti:
“Bakanlık, afetler ve küresel krizler söz konusu olduğunda yalnızca dışsal etkenleri gündeme getiriyor. Oysa iklim krizi artık turizmin çeperinden değil merkezinden konuşulmalıdır. Yaz aylarında yaşanan orman yangınları, kıyı tahribatları, su krizleri ve hava sıcaklıkları, yalnızca destinasyonları değil; tüm ekosistemi tehdit etmektedir. Ancak Bakanlık hâlâ 20 yılı aşkın süredir değişmeyen ‘deniz-kum-güneş’ modeline sıkışmış durumda. Türkiye, gastronomi, doğa, kültür, tarih, sağlık ve spor turizmi gibi birçok alanda dört mevsime yayılan büyük bir potansiyele sahipken, bu vizyonun birkaç sahil kentine indirgenmesi kabul edilemez. İklim dostu turizm yalnızca sürdürülebilirlik raporlarında yer almakla olmaz; doğaya zarar vermeyen altyapılar, düşük karbonlu ulaşım sistemleri, yerel üretimi destekleyen tüketim modelleri ve afet direnci yüksek destinasyonlarla mümkündür. Bu anlayışı benimsemeyen her turizm politikası, gelecek krizlerin mimarıdır. Savaşlar, yangınlar, küresel krizler elbette etkili. Ancak İstanbul ve Antalya gibi dünya markası şehirlerin seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, sadece içeride değil, dışarıda da güven sarsıcıdır. Hukuka olan inanç zedelendiğinde, turistin güveni de zedelenir. Turizmin sürdürülebilirliği için önce içeride hukuku yeniden inşa etmemiz gerekiyor."
"İKLİM DOSTU, HUKUKA DAYALI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM POLİTİKASIYLA HEM EKONOMİMİZİ HEM ÜLKEMİZİN SAYGINLIĞINI GÜÇLENDİRECEĞİZ"
Atalar turizmde başarının yalnızca dövizle değil; içerikle, adaletle ve sürdürülebilirlikle ölçüldüğünü belirterek "Rakamları parlatmak kolaydır. Ancak halkın ve sektörün gerçek sorunlarını çözmeden başarıdan söz edilemez. CHP olarak biz, turizmi yalnızca döviz getiren bir sektör olarak değil; sosyal bir hak, yerel kalkınma aracı ve kültürel bir köprü olarak görüyoruz. İktidarımızda 81 ilde 12 ay boyunca sürecek turizm modellerini hayata geçireceğiz. Paket turlara bağımlılığı azaltacak, esnaf ve üreticinin kazancını artıracağız. Turizm istatistiklerini şeffaflaştıracak; gurbetçi, yabancı ve transit yolcuları ayrı ayrı raporlayacağız. İklim dostu, adil, hukuka dayalı ve sürdürülebilir bir turizm politikasıyla hem ekonomimizi hem ülkemizin saygınlığını güçlendireceğiz" diye konuştu.
08.08.2025
08.08.2025
08.08.2025
07.08.2025